'no country for old men' filmini izlerken kanepede uyuya kalmış,
Sevdiğine hiç çiçek almamış
Yanında biri hapşırırken istemeden çok yaşa demis bir adam.
Yeni bir akvaryum almıştım.
Oldukça büyük bir akvaryumdu.
Büyük derken gerçekten büyük,
Yani, büyükten te büyük..
Mesela bir gölden, hatta bir denizden,
Ve hatta bir okyanustan daha büyük bir akvaryumdu.
Aklınıza getirebileceğiniz her büyük şeyden
Daha büyük bir şey.. bir akvaryum!
Ve içinde yalnızca bir balık vardı.
Küçük bir balık..
Patlak gözleri sevimsiz,
Sıçan grisi renkli, yüzgeçleri çökmüş,
Bir balıktan çok yüzgeçli bir akbabaya benzeyen,
Mutsuz, somurtgan, asık suratlı,
Bir balık.
Ama düşünceleri güzeldi.
Hemde çok..
Yaşanmaz olduğunu hiç düşünmemişti bu akvaryumun..
Yem vermedim ona hiç,
O bundan hiç şikayet etmedi.
Akvaryumun suyunu hemen hemen hiç değiştirmedim.
Suyun berraklığı tamamen kayboldu.
Ama o yaşamaya inat etti..
Ben de onla uğraşmamaya!
Yüzmeyen bir balık gördünüz mü hiç?
Kolips hiç yüzmüyordu.
A şey..Kolips balığın adı.
Bundan ne kadar haberdardır bilemiyorum ama
Hiç bir zaman da umrunda olmadı sanırım bu Kolips’in.
Evet kolips hiç ama hiç yüzmedi.
...
Akvaryumda kendiliğinden oluştu.
Onu ben var etmedim.
Belki su, belki başka bir şey.
Ama akvaryumu aldığım günden beri oradaydı.
Tam ortasında.
Agzından hava kabarcıkları çıkarken izlemek isterdim onu
Ama bu hiç olmadı.
Ve hiç yüzmedi.
Yalnızlığıyla mutluydu Kolips.
Akvaryumun sonsuzluğu için de
O akvaryumda asla kaybolmadı.
Sadece bir kere beni şaşırttı kolips.
..
öldü..