ali'yi harbi anlamda yenebilen tek boksördür. tabii sonrasında iki kez üst üste yenilsede kazandığı maç onun günümüzdede tanınmasına yetmiştir zaten fakat benim en çok dikkatimi çeken maçı george foreman ile yaptığı karşılaşmadır öyle bir pas pas olmuştur ki...
zamanında mustafa denizli'nin kullanmış olduğu "içimizdeki irlandalılar" sözünü belirtmek lazım. yani bu söz öyle kalıplaşmıştır ki şu günlerde siyasiler bile mustafa denizli'nin bu sözünü adeta bir deyim gibi kullanmaya başlamışlardır.
twitter'dan izlenimlerime göre sıkı bir taner tolga tarlacı hayranıdır. elenmesinden sonra "survivor artık bitmiştir" gibisinden bi tweet bile girmiştir.
zamanında ahmet çakar'ın sunduğu şansa bak adlı yarışma programda buna örnek verebileceğimiz bi diyalog yaşanmıştı. yarışmacının söylediği bir sözden sonra ahmet çakar'dan çık dışarı şeklinde tepki alarak programdan atılmıştı.
"the whitest boy alive - fireworks" bu parçayı ilk dinlemiştim, beğenmiştim evet ve ilk dinleyişimin canlı performansları olmasıda ayrı güzel bi olaydı.
kişisel olarak ercik kral ile yaptığı videolar sonrasında tanımaya başladım. aslında çok değişik bir tarzı vardır. hani ince mesajlar verilir ya bazı şeylerde, bu arkadaşımızın skeçlerinde bu olay inceninde incesidir. bittiğinde "bu muydu lan" diyip kapatıp gidebilirsiniz. yani bu açıdanda zor ama asil bir tarzının olduğunu söyleyebilirim.
ncaa smaç şampiyonasında adeta rakipleriyle taşşak geçerek şampiyonluğu kazanan başarılı bir basketbolcudur. vince carter'dan sonra gördüğüm en iyi basıcı diyebilirim bu adamı için, umarım nba'de izleme şansımızda olur. bunu hakettiğini düşünüyorum.
1996 dmc finallerinde performansını sergilerken artık öyle bi boyuta geçmiştir ki fiziksel olarak inanılmaz hareketler sergileyerek turntable üzerinde adeta dans etmiştir. kısacası çok yetenekli bir turntable ustasıydı. ne yazık ki 19 ekim 2009 tarihinde hayatını kaybetmiştir.
küçükken az dinlemezdim bu adamı, her ne kadar şuanda büyük bi tarz değişikliğine gitsemde geçmişimi değiştiremem. lil wayne, flo rida, t-pain gibi rapçi yığınlarınıda gördükten sonra bu adamın değerini biraz daha anladım diyebilirim. onun dışında düşüşte olduğunu söylemek yanlış olur. son zamanlarda kendisini daha çok tv programlarına ve sinema sektörüne verdiğini söyleyebiliriz.
cornetto reklamlarındada duyduğumuz only man adlı parçayla dikkatleri üzerlerine çekselerde gimme that punk adlı parçaları benim için bir adım daha önde olacak olan gruptur.
aslında siyasi tartışmalarında bundan farkı yok sanırsam, sonuç olarak kişi doğduğunda sol görüşlü bi aile içinde bu yaşam şekliyle yetişmişse doğal olarak bu görüşü desteklemeye devam edecektir. onun dışında daha muhafazakar yada daha milliyetçi bi ailede dünyaya gelmiş olan kişi ise yine bu bağlamda görüşlerini sergileyecektir. yani ben bu açıdan futboldaki rekabetten bi farkının olduğunu sanmıyorum ikiside gereksiz, ikisinide lüzümsuz tartışmalar olarak görüyorum. yani sonu olmayan ve herhangi sonuca varılamayacak tartışmalardır.
2011 grammy ödüllerinde en iyi sanatçı ödülünü almıştır. karşısına rakip olarak koydukları justin bieber'in ödülü alacağını zannederek garip garip hareketler yaptıktan sonra ödülü alamadığını duyduktan sonraki yamulmasını görmek paha biçilemezdi.
uganda film sektörü açısından büyük önem taşıyan bir filmdir. http://www.youtube.com/watch?v=vjB_JDRE_NQ adresinden filmin 1 saat 38 dakikalık full versiyonunu izleyebilirsiniz.
kurtlar vadisi pusu'da uzun bir aradan sonra bu söz hatırlatılmışıtr. ersoy ulubey'in adamları polat alemdar'ı yakaladıktan sonra bu sözü hatırlatıp dalga geçmişlerdir.
adına beatbox içerikli güzel parçalar yapılmıştır. will smith'inde içinde bulunduğu parçayı buradan, diğer bir başka parçayı ise buradan dinleyebilirsiniz.