mouse sol elde
-39 (Kojiro Hyuga)
dokuzuncu nesil yazar 2 takipçi 17.34 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    30 mart 2014 twitter e erişimin engellenmesi

    1.
  1. sanki biri egleniyor.bir dnsyi kapatiyor.bekliyor sonra.karsisindaki adamin cirpina cirpina yeni bir dns bulup tekrar girmesini izliyor.sonra onu da kapatiyor.guluyor.
    istese turkiyenin cikisindaki router'a bir engelleyici koyar sik gibi kalirsiniz vpn zenmate falan sokmez.

    anlamadigim bu elemanlar bundan zevk mi aliyor.
    -heh hahaaha bak bak yarra bak yine dns degistirdi..
    gibisinden muhabbetler donuyor herhal...
    0 ...
  2. gezicilerin yetersiz mısır ve rojava tepkisi

    1.
  3. musluman,kürt ve bir gezi eylemcisi destekcisi olarak beni bir hayli uzmustur.

    muhafazakarlardan oldum olasi hazzetmem.bundan 30 yil once simdi muteahhit o zamanlar mucahid olan bir muslumana sorsaniz niye iktidara gelmek istiyorsunuz diye.size hemen derdi ki:'zulmu bitirmek icin elbette'
    peki zulum bitti mi bu ulkede?muhafazakarlar her ne kadar oyle gostermeye calisiyorsa da hayir!mustazaf der sirf zulum bitmedi dedigi icin kapaniyorsa,gullu cevik vakasi oluyorsa,bir eylemde def caldigi icin tutuklanip yargilaniyorsa bir insan,on binlerce kürt genci hapishanelerdeyse hala,gezi eyleminden sonra 80 gazeteci isinden olduysa,ali ismail,ethem ve roboski yasaydiysak biz bu ulkede zulum bitmemistir!.

    kutuplastirmanin,otekilestirmenin olmadigi bir turkiye istemisimdir hep.ateistin,kemalistin,muslumanin beraber yasayabilecegi.muhafazakarlar bana bunu vermedi.dediler ki:"hep onlar bize zulmetti.simdi sira bizde."ilk cumlesi dogruydu belki.senelerce ne zulumlere ugradigini bu insanlarin burda anlatmak istemem.ama ikinci cumlesi bir muslumana yakismazdi.cunku sen uzerine iskembe doken halkini öldurmeyip affeden bir peygamberin ummetisin.ama yokta yok.hep bir kin hep bir nefret muhafazakarlarda.

    bana hayalimi veren gezi oldu.geziyi kafamda ikiye ayirdim.bir gezi parki.bir de digerleri.gezi parki onemliydi benim icin.asil ruh ordaydi.beraber yasama kulturu ordaydi.kim yaparsa yapsin zalime zalim ve kim zulme ugrarsa ugrasin mazluma mazlum diyen insanlar ordaydi.
    lice vahseti gerceklesti.gezi eylemcileri sokaga cikti.ahh ne mutlu!muhafazakarlar(bir takim muslumanlar) olaya uyusturucu yavv derken birileri istanbulun kalbinden lice ye,diyarbakira,roboskiye sesleniyordu.ne mutlu!
    gozune gozune soktum cevremdeki gezi karsitlarinin.gezi bir saman alevi degil dedim.halklar artik daha kardes,daha dost dedim.
    sonra rojava katliami oldu.ben bekledim.bir kaz tivit bir kac eksi yorumu..
    sonra misir katliami oldu ben eridim.bir kac redhack,sadik battal tiviti,bir kac eksi yorumu.
    adeviye-gezi benzerliginin farkinda mi degildi acaba eylemciler?hem şu siz bizi desteklemediniz bizde sizi muhabbeti.afedersiniz de siz biz?siz dedigin muhafazakarlarsa misirdakiler musluman muhafazakar degil.yok muslumanlarsa onlarca gezi eylemcisi musluman var.hadi onu gectim.hani bir oluyorduk?sivas katliamina bir olmaya geldik slogani atan anti kapitalist muslumanlara edilen tesekkur bu mu?gezi eylemcileri taksim yuruyusune bir olmaya geldik sloganlari atarak girse kac kisinin kalbi fethedilir,kac kisi susturulurdu biliyor musunuz?simdi her yerde 'bak adamlarin niyeti belli.3 5 agaca savas cikarttilar.insan oluyor ortaliklarda yoklar' diyen insanlar cirit atiyor.ben ciliz tepkilerden baska bir sey diyemiyorum.hayir,gidenler var a e ı i...

    sabir,umit ve hayal kirikligina ugramama dualariyla gezicilerin misir ve rojava katliamina tepki koymalarini bekliyorum.

    yasasin halklarin kardesligi!
    yasasin halklarin esitligi!
    kölelere ozgurluk(kuran-beled suresi)
    0 ...
  4. emenike nin boku vs drogba

    1.
  5. baya cekismeli versus.bok burun ucuyla kazanir derim.
    2 ...
  6. zaman gazetesi nin coca cola reklamı alması

    1.
  7. hemde tam sayfa.
    hayir abi tamam insanlar ölsün,muslumanlar kan aglasin umrunda degil de 'hic mi durusun yok be' dedirtmistir.elime gecirdikce okurdum ne kadar sevmesem de.daha da dokunmam.
    1 ...
  8. salih emre meireles vs snejder melo selçuk

    1.
  9. emre gibi hem teknik hem defansif hem ofansif; salih gibi pas yapip top kesen bir fellaini; meireles gibi yumuşak ayakli defansif ve ofansif bir orta sahanin kazanacagi vs' dir.
    0 ...
  10. didier drogba ya sorulacak tek soru

    ?.
  11. merak edilendir.
    'atatürk' ü gördün mü?'
    1 ...
  12. snejder ve patriotlar

    ?.
  13. insanın bağlantı kuramadan edemediği iki varlık. acaba patriotlar snejder'in kontrolün de mi olacak?
    0 ...
  14. salih uçan vs marouane fellaini

    1.
  15. birbirine hem fizik hem de oyun yonunden benzeyen iki kisinin karsilastirilmasidir. fellaini salih'in 5-6 yil sonraki hali denilebilir.
    0 ...
  16. abd askerleri incirlik te cami bastı mı

    ?.
  17. bir iki gündür haber sitelerine bomba gibi düşen olay.bende adana'da yaşayan biri olarak anadolu gençlik derneği'nin bana attığı mesajla öğrendim. yarın yürüyüş yapacaklarmış. olayları örtbas etmek için yoğun bir çaba gösteriyor tsk. camii kapatılmış.aldığım duyumlara göre ise gizli tutulması isteniyormuş. yok öyle yağma diyip habere dokunmadan sözlük ahalisine duyuruyoruz efendim.
    http://www.radikal.com.tr...1116104&CategoryID=77
    --spoiler--
    Adana’daki incirlik Üssü’nde yılbaşı gecesi ABD ’li askerlerin 10’uncu Tanker Üs Komutanlığı’ndaki camiye girip, ahşap minberi parçaladıkları, camları kırdıkları ve Kuran’ı Kerim’leri parçaladıkları iddiaları üzerine, Anadolu Aslanları işadamları Derneği (ASKON) Adana Şube Başkanı Recep Çalışkan tepki gösterdi. 10 sivil toplum örgütü adına ortak yazılı açıklama yapan Recep Çalışkan olayı kınayıp, "Hiç kimse ibadethanelerimize saldıramaz, kutsal kitabımıza saygısızlık yapamaz" dedi.
    Adana’da günlük yayın yapan yerel Çukurova Merhaba Gazetesi’nde bugün yer alan haberde incirlik Üssü’nde 10’uncu Tanker Üs Komutanlığı’nda görevli askerlerin ibadet ettiği camiye, geçen yılbaşı gecesi alkol alan 39’uncu Wing Komutanlığı’nda görevli ABD’li askerlerin girdiği, burada ahşap minberi yıkıp, camları kırdıkları, Kuran’ı Kerim’leri yırtıp, parçaladıkları öne sürüldü. Haberde olayla ilgili iki Türk subayın inceleme yaptığı ancak konunun örtbas edilmeye çalışıldığı, caminin de tadilat yapıldığı gerekçesiyle kapatıldığı öne sürüldü.

    STK’LARDAN KINAMA

    iddialarla ilgili Anadolu Aslanları işadamları Derneği (ASKON) Adana Şube Başkanı Recep Çalışkan, 10 sivil toplum örgütü adına yazılı açıklama yaparak tepki gösterdi.
    Konuyla ilgili Türk ve ABD’li yetkililerin kamuoyunu aydınlatacak açıklama beklediklerini dile getiren Recep Çalışkan, şöyle dedi:
    "Haddini bilmez Amerikalı askerleri bu çirkin saldırıları dolayısıyla şiddetle kınıyoruz. Bu saldırının islami değerlerimize yönelik olduğu açıktır. Kutsal kitabımız Kuran’ı Kerim, camilerimizin minberleri, camı, çerçevesi birer bütündür. Hiç kimse ibadethanelerimize saldıramaz, kutsal kitabımıza saygısızlık yapamaz.
    Değerlerimize saldıran ABD askerler cezalandırılmalı, deşifre edilmeli ve yapılan bu büyük yanlışlık derhal düzeltilmelidir. Tepkimize kayıtsız kalındığı ve gereken yapılmadığı takdirde sorumluluğun sadece olaya karışan ABD askerleri ile sınırlı kalmayacağını, ABD Başkanı dahil tüm yetkilileri bağlayacağını bildiririz. Son olarak Türk ve ABD yetkililerin konuyu aydınlatmalarını, bu çirkin iddialarla ilgili derhal bir açıklama yapılmasını talep ediyoruz."

    MÜTFÜLÜK: OLAYI BASINDAN ÖĞRENDiK

    Adana il Müftüsü Arif Gökçe ise söz konusu iddialarla ilgili kendilerine herhangi bir bilgi yansımadığını, iddiaları gazete haberiyle öğrendiklerini söyledi.
    incirlik Üssü’nde müftülüğe bağlı bir cami olmadığını aktaran Müftü Arif Gökçe, "Herhalde incirlik Üssü’nde çalışan kardeşlerimiz, en azından namazlarını kılabilecekleri bir yer yapılmış ve orada ibadetlerini yapıyorlar. iddia edildiği gibi böyle bir şey varsa, biz bunu etik açıdan kınayabiliriz. Üsse girmek mümkün değil. Bizim sorumluluğumuzda olan bir yer olmadığı için soruşturma açmak gibi bir yetkimiz yok. ibadethanelere böyle bir saldırı varsa şayet, bunu kınıyoruz. ilgili kaymakama bu durumun araştırılması ve bize bilgi verilmesi yönünde bir yazı yazdım" diye konuştu. (DHA)
    --spoiler--
    2 ...
  18. roboski nin birinci yılında

    1.
  19. radikal iki 'de yazisi cikan narian ant'in ' roboski' nin birinci yili' baslikli kose yazisinda olen adem ant' in ablasinin soylediklerine yer veriyor. okuyalim. bir de halktan dinleyelim neymis ne degilmis..

    alinti
    R oboski katliamı, yaklaşık bir yıl önce, çoğu çocuk 34 canın savaş uçaklarınca paramparça edilmesiyle gerçekleşti. Çocuklarımızı, kardeşlerimizi sırtımızda, katırlara, traktör römorklarına üst üste yığarak taşıdık. Hiçbir yardım gelmedi. Ambulansların geçişlerine izin verilmedi. Ölen 34 kişiden 13'ü kan kaybından ya da donarak öldü. Yavrularımızın uzuvları birbirine karıştı, ancak otopsi sonucunda ayırt edilebildi. Katliamdan günler sonra aileler, olay yerinde eller, kollar, parmaklar bulmaya devam ettiler. Devlet ise, "kaçakçılık hafif bir suç değildir" söyleminin arkasına saklandı. Evet, kaçakçılık bir suçtur ama hiçbir zaman cezası yargısız infaz olmamıştır! En büyük kaçakçılık yolu olan istanbul Boğazı'nda böyle bir şey oldu mu?
    Herkes biliyordu
    Yaklaşık yüz yıldır yaptığımız bu sınır ticaretinde, resmi olmasa da, askerlerle yapılan bir anlaşma söz konusuydu. Getirilen mallardan (sigara gibi) askerler de yararlanırdı. Sınır ticareti yapılan güzergâh karakola yakın bir mesafede olduğu için askerler gidiş geliş saatlerimize kadar biliyorlardı.
    Her gece yaklaşık 200 kişi sınırı geçerdi. O gece ise, pek çok grup kaçağa çıkmadı. Giden iki grup söz konusuydu ve ikinci gruptan da pek çok kimse, yolun yarısında geri döndü. Dolayısıyla bu planlı katliamdan köylülerin bir kısmının da haberi vardı. O gece geri dönen grup "Heronları gördüğümüz için geri döndük" gibi cevaplar verdiler. Burada ilginç olan şey şu: Heronlar her zaman köyün üstünde olurlardı zaten. Olay gecesinde askerler köylülerin önünü kestiler. Nitekim katliam gecesi birinci grupta olan kardeşim Adem Ant, halamı arayıp "Askerler yolumuzu tutmuş, ne yapalım şimdi?" derken bombalama başlıyor.
    28 Aralık 2011'in saat 21.45'inde başlayan ilk bombardımanda oğlunu kaybedenlerden biri olan Ubeyt Encü, köyün tepesindeki karakolun komutanını arayarak "Bombalamayın, bizim çocuklarımız orda" deyince, komutandan aldığı cevap şu oldu: "Biliyoruz, haberimiz var, biz korkutmak amaçlı yapıyoruz!" Başka köylüler de karakolu arayıp oradakilerin köylü olduklarını bildirdikleri halde aradan 45 dakika geçtikten sonra bu kez ikinci grup bombalandı.
    Katliamdan yaklaşık iki ay önce köylülere ateş edilmişti. Hatta o gece kardeşim de yaralanmıştı. Ona "Sakın bir daha gitme" demiştim, o da "Bir şey olmaz, korkutmak amaçlı yapıyorlar" cevabını vermişti. Bu açık katliam inkâr edilerek "hata" sözcüğünün arkasına saklandılar. O gece sınırdakilerin köylü oldukları komutanlarca bilindiği halde yetkililer "Aradakileri Ahmet mi Mehmet mi olduğunu bilemeyiz" gibi cevaplar vererek olayın üstünü örtmeye çalıştılar.
    Hata ve teşekkür
    Olay 12 saat boyunca Türk medyası tarafından saklandı. Kardeşlerimiz can çekişirken televizyonlarda gördüğümüz şey efendilerin yılbaşı hazırlıklarıydı. Olayı yurt dışındaki kanallardan öğreniyorduk. Hiçbir yetkili olaya ilişkin en ufak bir açıklama yapmadı. Katliamdan sonra yetkililerin yaptığı ilk açıklama olayın bir hata olduğuydu. Hüseyin Çelik olayın bir operasyon kazasından ibaret olduğuna dikkatleri çekerken, Başbakan yapılan operasyondan dolayı Genelkurmay'a teşekkür edip hemen akabinde yavrularımıza fiyat biçti: "Hataysa hata, tazminatsa tazminat!" idris Naim Şahin ise, "Özür dilenecek bir durum yok, O çocukların orda ne işi vardı? Ölmeselerdi yargılanacaklardı'' diyerek dehşet tablosunu tamamladı. Bu nasıl bir hata? Madem hataydı, bu teşekkür nereden çıktı?
    Katliam sonrası yetkililerce yapılan açıklamada "MiT Müsteşarlığından gelen yanlış istihbaratla operasyonun gerçekleştirildiği" bilgisi verildi. Ancak MiT Müsteşarlığı Basın ve Halkla ilişkiler tarafından medyaya yapılan açıklamada şu sözler sarfedildi: "Öncelikle şu gerçeği bir kez daha ifade etmek isteriz ki; 28 Aralık 2011 tarihinde hayatını kaybeden 35 vatandaşımız ile ilgili olabilecek grup, yer, tarih, sayı ve geçiş güzergâhlarına ilişkin Teşkilatımızca herhangi bir istihbarat paylaşımı gerçekleştirilmemiştir." Bu çelişkili açıklamalar, katliamın planlı yapıldığının bariz kanıtlarından başka bir tanesidir.
    Katliamın gerçekleştiği günden bu yana Roboski'ye yönelik suçlamaların ardı arkası kesilmedi. Terör örgütü figüranı, dolap beygiri gibi yakıştırmaların yanı sıra oradakilerin insan olduğu unutuldu, insanlık unutuldu. Yetkililer her fırsatta katliamda hayatını kaybedenleri "şeytanlaştırarak" katliamı meşrulaştırdılar.
    Bir yıl oldu ama...
    Katliam birinci yılını doldurmasına rağmen, hâlâ tek bir kişinin bile ifadesi alınmadı. Olaydan bu yana sadece bir komutanın görev yeri değiştirildi. Gerekenleri yapıyoruz diyerek bizi oyalamaya çalıştılar. Katliamı gündeme getirenlere karşı bir cephe oluşturuldu, "çok konuşuyorsunuz, paranızı verdik daha ne istiyorsunuz" gibi söylemlerde bulanarak çocuklarımıza fiyat biçtiler ve bizi susturmaya çalıştılar. Yetkililer olayla ilgili konuşmuyor, yöneltilen sorulara cevap vermiyorlar. Nitekim kısa süre önce Başbakan, TÜSiAD Başkanı Ümit Boyner'in "Uludere'ye ne oldu?" sorusuna şu cevabı verdi: "Sen işine bak!" Olay sıradanlaştırıldı. Faillerin sorgulanması gerekirken katliamda yakınlarını kaybedenlere yönelik suçlamalar ise sürüyor. Katliamla ilgili tek kelime söyleyen kişiler bile susturulurken biz hâlâ aradan geçen bu sürede rağmen adalet talebiyle "Roboski" demeye devam ediyoruz.
    * Katliamda ölen 18 yaşındaki Adem Ant'ın ablası

    alinti
    2 ...
  20. beynin ağlarken daha verimli çalışması

    ?.
  21. aglarken ulastigim tespit. tespit de denemez aslinda. sacma sapan bir teori olma olasiligi yuksektir efendim.

    iste cok nadir aglayan ben aglarken beynime hucum etmis dusuncelerle de savasiyordum. yani o kadar hizli ve o kadar cok sayida fikir geliyordu ki aklima bir an durup ' noluyor la' dedim. ve evet bu sonuca ulastim. belki baska insanlarda da oluyordur diyerekten de sozluge yazdim. bir deneyin isterseniz.
    1 ...
  22. üçgen peynir pide çay

    ?.
  23. ürkütücu soguklarda insani yalniz birakmayan 3 sey. pide sicak olacak tabi firindan yeni cikmis ceketinin altina unu yapisacak...
    0 ...
  24. aykut kocamanin elinde bomba patlamasi

    ?.
  25. tahmin edildigi gibi ölmemesiyle sonuclanacak olay. saglik kosullarini gosterip istifa etse yonetim kurulu onaylamaz. ertesi gun gelir takimini calistirmaya. o dere baglidir takimina.
    1 ...
  26. halısaha da fermuarlı cebe sahip insan

    1.
  27. guzel insandir. anahtar, cuzdan, telefon gibi esyalari koyacak yer ararken o billur sesiyle ' bana ver bana cebim fermuarli' der.verirsiniz esyalari. rahatlarsiniz.
    5 ...
  28. whatsappdan bile toplu mesaj atabilen şahıs

    ?.
  29. mesajin altina birde ' mesaj topludur' yazarsa insani iyice deli eder bu kişilik.
    1 ...
  30. yazıyı ilk bulan insan sözlük yazarı olsa

    ?.
  31. ortalıkta nasıl dolaşırdı acaba diye merak ediyor insan. girdiği entry silinse "hoo siz benim sayemde yazıyorsunuz şöyle böyle.." diye bağırır çağırır mıydı acaba?
    3 ...
  32. nasrettin hocanın eşşeği vs noel babanın geyiği

    ?.
  33. eski çağlardan günümüze kadar gelen noel baba nsarettin hoca savaşlarının son versiyonudur. savaş hayvanlar alemine de sıçramıştır. sonucu merakla bekliyoruz
    0 ...
  34. ergenliğini kargo şarkılarıyla atlatmış nesil

    ?.
  35. kargo gurubunun insanın başını döndüren şarkılarıyla beslenen " efsanevi" sayılabilecek nesilir. grubun dağılmasından on yıl sonra bu parçalarla karşılaşıp " lan bunları nasıl dinlerdim ya" diye küçük kardeşine göz kırpan nesildir de
    0 ...
  36. ilk buluşmada kızı ailesiyle tanıştıran erkek

    ?.
  37. aceleci erkektir.oldu bittiye getirmeye çalışır olayı
    0 ...
  38. ted kolejinden başörtüsü düşmanlığı

    1.
  39. insana " hala böyle olaylar oluyor mu bu ülkede arkadaş" sorusunu akla getiren olay.

    --spoiler--
    Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ)'nün öğrenciler arasındaki farkındalığı artırmak için düzenlediği üniversiteler arası münazara yarışmasında başörtüsü düşmanlığı sergilendi.

    Münazaranın yapılacağı Ankara TED Koleji Salonu'na gelen Fatih Üniversitesi Öğrencileri başörtüsü yasağı ile karşılaştılar. TED Koleji yönetimi, Fatih Üniversitesi ile yarışmaya diğer üniversitelerden katılan başörtülü öğrencileri salona almadı. Gerekçe olarak kız öğrencilerin başörtülerini gösteren Kolej yönetimi, kızların başlarını açmaları halinde sorunun ortadan kalkacağını söyledi.

    Yeni Şafak gazetesinden Aydın Ünal'ın haberine göre, yaşanan kriz sonrası bir kararlılık örneği sergileyen ODTÜ yönetimi, TED Kolejini çirkin tavrından dolayı kınayarak münazara yarışmalarının kendi salonunda yapılması kararını aldı.

    Fatih Üniversitesi Öğrenci Konseyi Başkanı Mehmet Emre Polat, insanların yaşam tarzlarına müdahaleyi bir marifet sayarak başörtülü öğrencilere kısıtlama getiren TED Koleji'ni çirkin tavrından dolayı kınadı. Üniversite gençliği olarak insan hakları ve hukuk çerçevesinde öğrencilerin görüşlerine önem verilmesini önemsediklerini belirten Emre Polat,'Hiç kimsenin kılık kıyafeti nedeni ile düşüncelerini ifade etme özgürlüğünden mahrum bırakılmasını istemiyoruz. ' dedi.

    Polat, TED Koleji yönetimini çağdışı uygulamaya maruz kalan öğrencilerden özür dilemeye davet etti

    Münazara Konseyi Başkanı Kadir Serdar Zengin, başörtülü öğrencilerin salona alınması durumunda hiç bir sıkıntı yaşanmayacağını izah etmelerine rağmen TED Koleji'ne bunu kabul ettiremediklerini söyledi.

    Öte yandan başörtülü öğrencilerin okullarında spor salonuna girmesine müsaade etmeyen TED Koleji Müdürü Aydın Ünal, Yeni Şafak’ın telefonlarına cevap vermekten kaçındı.

    --spoiler--
    1 ...
  40. türk medyası her halükarda kürt karşıtıdır

    1.
  41. ali akel söylemi. konuşmasının devamını mehmet sait çakar yazı haline getirmiş
    --spoiler--
    25 Mayıs 2012 günü Yeni Şafak'taki köşesinde yayımladığı "Özür açıklanmaz, özür dilenir" başlıklı yazısından sonra ilgili gazeteden uzaklaştırılan Ali Akel, Fatih'te bulunan Azadi inisiyatifi'ne yakın Komel-Kurd derneğinde bugün (02 Aralık 2012) bir konuşma yaptı. Konuşmasında ağırlıklı olarak Türk medyasının Kürtlere karşı devletten yana tutumunu eleştiren Akel, islami STK'larda Türkler ve Kürtler arasında köklü ayrışmaların yaşanmakta olduğuna dikkat çekti.

    Kürtler hızlı bir şekilde örgütleniyor

    Konuşmanın moderatörü olan Azadi inisiyatifi Başkanı Av. Mahmut Koyuncu'nun Kürtçe yaptığı açılış konuşmasından sonra Ali Akel de Kürtçe olarak "Dilim yetersiz olmasaydı ben de bu konuşmayı tıpkı Mahmut kardeşim gibi Kürtçe yapmak isterdim" dedi. Ali Akel, Yeni Şafak'ta 16 yıl çalışmış tecrübeli bir gazeteci. Son beş yıl gazetenin Washington temsilciliğini yapmış. Geçtiğimiz ay on günlük bir geziyle Türkiye Kürdistanı kentlerini dolaşmış; Diyarbekir, Van, Şırnak ve Hakkari gibi kentlerde hemen her kesimden STK temsilcileriyle, dernek üyeleriyle yüz yüze görüşmüş. "Kürt tarafı okuyor, çalışmalar yapıyor, dergiler çıkarıyor, dernekler kurup hızla örgütleniyor ama Türk devlet aklı Ankara'ya kapanmış bir vaziyette" diyerek birçok gözlemini bizlerle paylaştı konuşmasında. Roboskî'ye gitmiş ve çok etkilenmiş. Ruşen Çakır'ın kendisiyle yaptığı mülakatta büyük bir risk alarak "Roboskî, Kürtlerin Kudüs'ü oldu" diyor Akel. Mazlumder'in yirmi yıl aradan sonra ikinci kez düzenlediği "Kürt sorunu forumu"na katılmış, orada Kürt islamcıların söyledikleriyle Türk islamcıların söyledikleri arasındaki çelişkilerin gelecekte yaşanacak büyük bir ayrışmanın habercisi olduğu kanaatine ulaşmış. Kürt islamcıların pozisyon belirlemeye başladıklarını ve kendilerini sahiplenme duygusu içinde haklı bir tepkiyle Türk islamcı aklından bağımsız hareket etmeye başladıklarını söyledi Ali Akel: "Eskiden biz Kürtlerin kafasında 'Türk abilerimiz önde olsun' yaklaşımı vardı ama bugün yok. Bir zamanlar biz Kürtler için bile 'Kürdistan' kelimesi 'şeytanlaşmak' anlamına geliyordu maalesef."

    Türk medyasının Kürtlere yaklaşımı devlet ile paraleldir

    Konuşmasının devamında "Türk medyasını şekillendiren asıl güç, cumhuriyeti kurup sistematize eden iradedir." diyen Akel, bu iradenin tıpkı diğer tüm kurum ve kuruluşları milli ideolojiyi koruyup yaşatmak üzerine kurduğu gibi, dördüncü kuvvet denen medyanın da aynı irade tarafından şekillendirildiğini, dolayısıyla sivil değil devletçi, dürüst değil, yalancı olduğunu söyledi. Özal'dan sonra ana akım Türk medyasında çoğalma olsa da çeşitlilik olamadığını, 90'ların ortalarında Yeni Yüzyıl gibi bazı gazetelerin biraz farklı bir kulvarda ortaya çıksalar da hayatiyetlerini sürdüremediklerini söyledi. "Türk medyasının devlet karşısındaki konumları aşağı yukarı devlet ideolojisiyle paralel seyrediyor, hele söz konusu Kürtler olunca haber dili tamamen devletçi bir renge bürünüyor, resmi öğretinin tanımlamaları üzerinden haber yapılıyor" dedi. Avrupa'da KNK organizatörlüğünde yapılan Kürtlerarası bir toplantıda Türk gazetecilerinden birinin haberini gören Akel, ana akım medyaya mensup o gazetecinin toplantının içeriğine dair hiçbir haber vermediğini, "Bütün bölücüler toplandılar" gibi toplantının amacıyla tamamen alakasız bir haber yapıldığını söyledi.

    Türk gazetecileri eşsiz bir yalancılıkla Barzani'nin ve Talabani'nin beyanatlarının tam tersini yazıyorlardı

    90'ların ortalarından bu yana birçok kez Irak Kürdistanı'na gidip geldiğini söyleyen Ali Akel, Türk gazetecilerin eşsiz bir yalancılıkla Barzani'nin ve Talabani'nin beyanatlarının tam tersini yazdıklarından dolayı bir keresinde peşmerge güçlerinin tüm Türk gazetecilerinin pasaportlarını topladıklarını, haber metinlerinde gerçekleri olduğu gibi yansıtmaya çalıştığı için sadece kendisine izin verdiklerini aktardı. Yeni Şafak'tan Yeni Akit'e; Hürriyet'ten Cumhuriyet'e bütün Türk gazetelerinin Kürtler karşısındaki tutumlarının benzer özellikler gösterdiğini, söz gelimi hepsinin haber dilinde "terörist başı", "bebek katili", "inlerinde gebertildiler" gibi nefret yüklü ifadeler bulunduğunu örnekledi.

    Kürtler artık hızlı bir şekilde kendi kurumlarını oluşturmalıdır

    Bir dinleyicinin sorusu üzerine Ali Akel, vesayet rejiminin devamının sağlanması için tam bir toplum mühendisliği yapıldığını belirterek, "bir zamanlar Alevilerin elinden bırakın yemeği, Allah'ın suyunu bile içmeyen bir zihniyet bugün kendi gasp edilen haklarını talep eden Kürtleri 'ırkçı' olmakla suçluyorsa buna karşı çıkmak gerekir" dedi. Kürtlerin kendi kurumlarını oluşturmaları gerektiğini, zaten hızla oluşturduklarını, islami duyarlıklı özgürlükçü Kürtlerin örgütlenme ve tabana yayılma konusunda son birkaç yılda büyük mesafeler katettiklerini ve diğerlerine göre daha başarılı olduklarını belirtti.

    Zaman kimin haklı çıkacağını gösterecektir

    Bir dinleyici, sadece yer darlığı nedeniyle bir yazısı yayımlanmadığı için Taraf'tan ayrılan Orhan Miroğlu'nun ortalığı birbirine kattığını, oysa Yeni Şafak'tan haksız yere kovulan Ali Akel'in iki hafta boyunca birçok TV kanalından ve birçok gazeteden konuşma teklifi aldığı halde neden ısrarla sustuğunu merak ettiğini söyledi: "Acaba AKP'ye kıyamadınız mı?" Salondaki gülüşmeler arasında Ali Akel şu samimi cevabı verdi: "Ben islami camia bundan zarar görmesin diye sustum. Ve bence bu tutumum kötü bir şey değildi çünkü ben hayra yönelik bir tutum sergilemeye çabaladım ama olmadı. Zaman kimin haklı çıkacağını gösterecektir."

    Yordam Dergisi/Mehmet Sait Çakar

    --spoiler--
    0 ...
  42. kazim karabekir vs atatürk vs hüseyin avni ulaş

    ?.
  43. kazim karabekir: dogu cephesinde canla basla savamistir ermeniler ve ruslara karsi. savaştan sonra aktif bir sekilde siyasette rol slmistir. terakkiperver firkasina katilip muhaliflige basladigi icin ataturk tarafindan hapse attirilir diger muhaliflerin hapse attirildigi gibi.
    ataturk:butun halk gibi o da savasa destek vermistir. kurtulus savasini baslatmadan once halki yanina cekmek icin hilafeti oven sozleri vardir. imamlarla cekilen fotograflari da bulunur. devleti kurduktan sonr asil goruslerini dile getirmistir. ayni zamandadevletin kontrolunu eline gecirdiginde muhalif bir ses istememektedir
    huseyin avni ulas: daha ataturk hilafeti overken cuma hutbelerinde konusurken 1. meclisdeki konusmalarinda saltanatin kaldirilmasi gerektigini, laikligi ulkenin muhalife ihtiyaci oldugunu batiyi dogru bir sekilde orrnek alinmasi gerektigini daha bir cok seyi bangir bangir bagirarak soylemistir. sonuc mu hapse atildi milletvekilligi dusuruldu. klasik bir sonuc.
    0 ...
  44. middle earth denilen şeyi ekvator sanan ergen

    ?.
  45. asli' middle earth denilen seyi ekvator ve cevresi sanan ergen' olacakti ama malumunuz karakter siniri var.
    kültursuz ergendir. hem kültursuz hem ergen.
    0 ...
  46. tuba kaplan

    1.
  47. dergah dergisi' nde ve itibar dergisi' nde bu ay siiri cikmis insan. siyasi yaziyor. hos yaziyor. yakinda kitabi gelir.
    0 ...
  48. alacakaranlikta rol alan ülkücü

    ?.
  49. edward ve 7 ceddine savas acmis ülkücüdür.
    1 ...
  50. cumhuriyetin tarihi

    ?.
  51. t. c tarihinin bastan yazildigi kitaptir. ahmet cemil ertunç kaleme almistir. kitabi okuyanlarin aslinda ataturk hakkinda hic bir sey bilmedigi bir kez daha gun yuzune cikacaktir.
    1 ...
  52. almanlarin adolf hitlere ataalman adini vermesi

    1.
  53. turklerle uzaktan yakindan alakasi olmayan henuz gerceklestirilmemis eylem.
    1 ...
  54. yazarların okuduğu gazete ve dergiler

    1.
  55. sozluk yazarlarinin okumak istedigi, okumak icin can attigi, eline alinca her sayfasini karis karis okudugu gazete ve dergilerin isimlerinin merak edilmesinden dolayi acilmis basliktir. misal ben gazete olarak radikal' i tercih ederim.
    edebi dergi olarak dergah' i, siyasi dergi olarak haksöz' u okurum
    2 ...
  56. toplanma yeri olarak vestel bayiini seçen ülkücü

    1.
  57. ocak başinda muhabbet yapmayi pek bir seven ulkucudur.
    0 ...
  58. © 2025 uludağ sözlük