ispanya'nın castilla-leon özerk bölgesindedir bu şehir. nüfusu yaklaşık 160 bindir. avrupa'nın en eski 3. üniversitesi olan salamanca üniversitesi burada bulunuyor. -cervantes, üniversitenin ne denli şaşalı bir bilim merkezi olduğunu tüm zamanların en büyük şaheseri don quijote'de okura duyurur. romanda sağduyunun ve bilimin sembolü sanson carrasco'nun ağzından şu sözler dökülür: "ben ne dediğimi biliyorum hanımefendi. haydi gidiniz ve sakın benle tartışmaya kalkmayınız. biliyorsunuz ki ben salamanca'da okudum."- salamanca'daki eski yapılar sarı taşlardan yapılıdır ve derler ki, dünyada göğün salamanca'da göründüğünden daha mavi göründüğü bir yer yoktur.
süresi kişiden kişiye ve aşık olunan insandan insana değişen, o süre için aşık olunan insanın gözde mükemmel olması, uyandığın andan uyuduğun ana kadar yanında olmasa da gözünün önünde olan, kişiden kişiye farklı olmakla birlikte bazı fiziksel değişiklilere de sebep olan -bazılarının yemeden içmeden kesilmesi gibi- ancak bittiğinde tüm bu olağanüstü hislerin de bittiğini farkedip şaşırılan,aşık olduğun zaman bir karar alınacaksa kırk kere düşünülmesi gerektiği anlaşılan -zira gözler sağlıklı göremez- keyifli ve illa ki acılı dönem.
ömer seyfettin hikayeleri gibi minik bünyeyi ağlamaktan helak eden bir kitaptı. ardından küçük golcü ve şeker kız candy'i izlerdik de öyle gelirdik kendimize.
yani terörist illa silah alıp, dağa çıkınca mı terörist oluyor? leyla zana gibiler ne peki? onlar nasıl ellerini kollarını sallayarak dolaşabiliyorlar? söyledikleri "ifade özgürlüğü" kapsamına dahil edilebilir mi?
istiklal caddesi boyunca,birbirinden tamamen farklı müzik yaparak ne kadar zengin bir kültüre sahip olunulduğunu kanıtlayan müzisyenler.ve diğer sokakta müzik yapan insanların tümünün dahil edilebileceği grup.
karaköy otobüs durağında bilet satan,eskiden sakallı olan ve sakallarını kesip takkesini çıkarmasıyla al pacino'ya benzediğini farkettiğim biletçi amca.kendisi ünlü sayılır.
özellikle yaşanacak bir su sıkıntısında,yazın o yapış yapış halinizle duş alamadan yatacağınızı düşünmek,yağmurun yağmasına sevinmeniz için yeterlidir.tuvalet kullanımından sonra sifonu çekememek gibi boktan konulara girmeyelim zaten.
kumsala güneşin batmasına yakın bir saatte gidip,özellikle yalnız kalıp,saatlerce dinlenesi,huzur veren dinlendirici ses.gündüz vakitleriyse insanların seslerindense müzik dinlemek daha makuldur.şarkılarda da kullanılabilir,çok da güzel olur.