sözlük yazarlarının en unutamadığı sevgilisidir. öncelikle herkesin en unutamadığı bir tane sevgilisi mutlaka vardır. şu ana kadar 3 tane sevgilim oldu.
ilk sevgilim; üniversiteye hazırlanırken tanıştığım bir kızdı, birazcık unutulmazdı çünkü ilk kez böyle bir şey yaşıyordum, saçları kıvırcıktı, hazırlık döneminde çok yakındık sevgili gibiydik ama bir süre sonra uzaklaştık, birkaç yıl sonra tekrar konuşmaya başladık ve kısa süre sevgili olduk, her şey çok güzeldi, birlikte filmler izliyor, oyun oynuyor, müzik dinliyorduk, sabaha kadar sohbet ediyorduk, uzakta olsak bile online olarak müzeler geziyorduk, birlikte resim çiziyorduk, ama aramızda mesafe vardı, aynı şehirde değildik artık, sonra bir şekilde ayrıldık. birkaç yıl sonra tekrar buluştuğumuzda ise çok beklemediğim, hoş olmayan anılar yaşadım ama hala konuşuruz.
ikinci sevgilim; en uzun süren ilişkim buydu ve en unutulmaz olanıydı, çünkü ilk defa gerçekten birinin ellerini tutmuştum, sarhoş olup öpüşmüştüm filan, ondan çok şey öğrendim, birçok konuda bilgisi vardı, neyse yine uzak şehirlerdeydik ama ben yanına gelip gidiyorum, ilişki arasında bir kez ayrılmıştık sonra tekrar barıştık, üzerinden uzun zaman geçse de her şey bu kızı hatırlamıyor bana, örneğin geçen başka bir ortamda yanımda şu an hoşlandığım kız varken bir şarkı çaldı ve hatırası olan bir şarkıydı, tüm enerjimi götürdü. her hafta bir şekilde rüyama da giren kız bu, sanırım en sevdiğim ve unutamadığım kız da bu.
üçüncü sevgilim; ikinci sevgilimden aylar sonra onu unuttuğuma emin olduğumda tam anlamıyla sevgili olduğum bu kız benimle en uyumlu kızdı, benzer bir mizah anlayışımız vardı ve sürekli gülüyorduk, ama bir sorun vardı, birlikteyken her şey güzeldi fakat yine farklı şehirlerdeydik ama uzaktayken sanırım onu yeterince sevmiyordum, sohbetimiz çok verimli değil gibiydi, ondan yeni şeyler öğrenemiyordum, birlikte farklı şeyler yapamıyorduk, belki de yanlış bir zamanda karşılaştık, birazcık da ayran gönüllü müyüm neyim, sevgilim varken girdiğim bazı ortamlarda başka kızlardan hoşlanıyor gibi hissediyordum ilk defa, sonra da bunun benden veya önce yaşadıklarımdan kaynaklı bir sorun olduğunu ve etik olmadığını bildiğim için ilişkimize son verdim.
aramızın en kötü olduğu, ikinci sevgilim benim en unutamadığım sevgilimdir, bir kez görsem karşımda her şeyi unuturum ve sonsuza kadar sarılırım muhtemelen, öyle çok güzel bir kız da değil ama beni severken cıvıl cıvıldı, ayrılırken onu yine bekleyeceğimi söylemiştim, belki aylar sonra yine gelir...
bir hafta sonra gelen edit: aylar sonra tekrar birlikteyiz. muhteşem bir duygu, gerçekten çok özlemişim.
ilginç bir mardin seyahat firması, kesinlikle tavsiye etmem.
Hikayeme bir gerizekalı olduğumu söylemekle başlayacağım. Bir etkinlik nedeniyle akşam istanbul'dan Ankara'ya geçmem gerekiyordu. Beşiktaş tarafındayım, telefondan bakıyorum nasıl gitsem Ankara'ya diye araştırıyorum ihtimalleri. BlablaCar'dan araç kovaladım birkaç tane buldum ama geri dönüş alamadım ya da olumsuz yanıt aldım. Otobüs bakayım dedim ismini hiç duymadığım bir firmanın otonüsünü buldum 1 saat sonra filan kalkacaktı, ulan dedim imamoğlu Eseneler Otogarını yenilemişti gideyim de bir bakayım hem de otobüse yetişir binerim oradan. Neyse gerizekalı ben hesap edemedim tabi ters tarafta olduğunu Esenlerin, 1 saat yol gittim vardım otogara, telefondan bulduğum firmanın yazıhanesini arıyorum.
Dilini anlamadığım adamın biri yolumu kesti, kürtçe konuşuyordu heralde, ilk baş anlamadım sonra dil değiştirdi şerefsiz nereye gidiyorsun dedi Ankara dedim, gel benim otobüş var birazdan kalkacak dedi, diğer firmalar pahalıdır dedi, emribaki mi emrivaki mi nasıl yazıldığını bilmiyorum her ne sikimse ondan oldu. Adama nerenin firması dedim Ankara dedi, ulan dedim Ankaraysa sorun yok ismi de Seymenler zaten ankara gibi, neyse binelim dedim zorla 10 lira indirim yaptırıp 60 liraya aldım bileti bu şerefsizlerden zaten asıl alacapım firma 60'tan veriyordu obilet'te bileti.
Neyse arkaya geçtim arabaya biniyorum bir girdim araca kimse türkçe konuşmuyor amk. Dedim herkesin sakın binmeyin dediği doğu otobüsü bu olmalı araba mardin arabası çıktı, ve ben oradaydım artık araca binmiştim. Her neyse dedim ne güzel deneyim olur, bunu da yaşamadım demem. Muavin benimle yaşıt belki birkaç yaş küçük bi herif, elemana soruyorum Anakra'ya ne zaman varır araç diye 3 saat diyor, emin misin diyorum evet abi diyor taşşak geçiyorum valla 3 saate varırsa bu araba helal olsun filan diyorum. Neyse çıktık esenlerden istanbuldan çıkmamız en az 1.5-2 saat sürdü amk. Tabi ben de ters yönde gelerek aslında x2 den en az 3 saat filan kaybettim ama olsun deneyimdi. Her neyse gidiyoruz az kaldı yolumuz gece 1-2 bir yerde mola verdik, sonra mola bitti araba bozuldu çalışmadı, mal gibi kaldık, yanımızdan o benim ilk başta binmeye heveslendiğim firmanın otobüsü geçti gitti, sövdüm içimden baya ama neyse deneyim dedik, çok taşşaklı bir deneyim oluyordu benim için. Şerefsiz yazıhaneciler, en koyusundan cahil muavinler, bozulan otobüsler... Muazzamdı.
Cebimdeki ve çantamdaki tüm bozuklukları toplayıp param ona yettiği için ucuzundan bir sigara aldım mola yerinde, tüm param sıfırlanmıştı, sigara içerek bekledik bizi başka bir otobüse aktarmalarını, daha sonra diğer otobüs geldi ama 2 saate yakın rahat bekledik orada. Sabaha doğru Aşti'de idim.
hah işte tam bu yüzden dinler insanı aslında biraz biraz şizofren ve paranoyak yapar, bir kere olmayan varlıklara inanıyorsun cinlere örneğin.
bende küçük bir çocukken beynim din ile yıkanıyorken, hz yusuf çizgi filmi izlemiştim.
artık tertemiz beynim nasıl etkilendiyse rüyamda güneş ve yıldızların bana secde ettiklerini görmüştüm, birkaç hafta ulan acaba peygamber miyim diye dolaşmıştım.
neyse ki son 3-4 yılda yaptığım sorgulama ve araştırmanın ardından dinlerden kurtuldum. tavsiye ederim.
akıl ve rasyonel düşünce ile kalın.
edit: başlık başa kalmış, heralde başlığı açan gerçekten isa olduğunu fark etti,ne işim var lan sözlükte dedi vklfke.
sen tanrısının evrenselsin, ne o öyle strateji oyunu oynar gibi bana inanmayanlarla inanana kadar savaşın filan diyeceksin, bir de üzerine oyun oynadığı iddiaya girdiği şey insan hayatı yani. komik durum.
akıl ile çok basitçe düşünüp tüm dinleri yanlışladığımıza göre tebrikler artık deistsiniz.
bir de insanların çoğunun kendi coğrafyasında yaygın olan dini benimseyip, diğer tüm dinlere inananların cezalandırılacığına inanması gerçeği var ki ona hiç deyinmeyeceğim ohldnfjrm.
yıllardır içinde bulunduğum durumdur, erkeklik akıyor her yanımdan ama kokusunu duyup yahut hissedip gelen bir dişi bile yok, s*keyim böyle sözlüğü be...
şöyle ki madem hastaları belirlemek için test kitlerine ihtiyacımız var o zaman bundan sonra kimseye test yapmazsak artış da olmayacaktır, hasta sayısı sabit kalacak ve düşecektir böylece, teşekkürler, naçizane....
türkçe kuran okurken dikkat ettiğimdir, sürekli inanmayanları yakmakla tehdit etmesiyle birlikte büyük bir çelişki yaratıyor bende, mutlak tanrı egoist ve tehditkar olamaz, olmamalı, eğer kendisine inandırmak istiyorsa bunu korku ile değil sevgi ile yapar diye düşünüyorum ve cehennemden vip biletimi ayırttırıyorum.
edit: arkadaşlar konu bu değil, sorun şu sürekli kendini öven ve bana inanmayan ölsün mantığıyla egoistçe tavırlar takınan bir tanrıya, bu tanrı şu an kendini gösterse dahi ben ibadet etmem yahut inanmam, çünkü bu inanılan tanrı pek de saygıdeğer birisi değil, insanlar sadece güçlü olduğu için ona tapıyor, bu bana amerikan liselerindeki zorbaları anımsatıyor. tabii inananlara da saygısızlık etmem istediğinize inanın benim fikrim bu sadece.
gereksiz şekilde peygamberine amca kızları hala kızları ve dayı kızları gibi akrabalarını helal kılan ve akraba evliliği sonucu oluşma ihtimali çok çok artan olası hastalıkları görmezden gelen tanrının aşk duygusunu atlaması olayıdır.
bence çok büyük bir falsodur, sizlerin de görüşlerini merak etmekteyim...