Ümit Özdağ'ın deyimiyle mhp doğuya gider ancak iktidar partisi başbakanı bile 4000 polis eşliğinde bölgeye gidiyor. mhp doğuda provokasyona yol açmak istemiyor, örgütün emellerine alet olmak istemiyor, o yüzden doğuda herhangi bir açık hava toplantısı, konferans, miting düzenlemiyor. isterse düzenleyebileceğini diyarbakır ve tunceli mitingleri ile gördük. buna rağmen doğudaki temsilcileri hala o bölgelerde iyi işler yapmaktadır ki elazığ, erzurum, kars, ığdır, bingöl birer örnek.
Bugün ülkü ocaklarında verdiğim eğitim seminerinin konusu olan mücahid. iman, inanç, mücadele, sabır kelimelerinin karşılığıdır rahmetli. her aklıma geldiğinde bir değişik olurum.
tarihle kafayı bozmuş bir kürt sever türk düşmanı yazarın açtığı başlıktır. son 10 senede kürt vatandaşlara karşı pozitif ayrımcılık uygulanmış olmasına rağmen devlet ve türk düşmanlığıyla sürekli sürekli sürekli kürtlerin 1990'lı yıllarda ötekileştirildiğini söylerek iyi niyeti olmadığını belli eder. kürtler kimden intikam alacak kardeş? devletten mi?
Rahmetli silah arkadaşı, yoldaşı ibrahim küçük'ün cenazesi için istanbul'da bulunan, yakın zamanda yine Suriye'ye cihad için dönecek olan hemşehrim mücahid. Burada kaçtı diye ahkam kesenler önce ilk cümleyi okusunlar, silah arkadaşının cenazesi tamlamasını anlamaya çalışsınlar. Burada adice yazanlara bir çok lafım var ama klavye başında erkek olana değmez bile o sözler. Alparslan reis kral adamdır.
kronik solculuk artık devlet düşmanlığıyla eş değerdir. hükümete muhalifliğinden dolayı bu arkadaşlar, rusya, iran, suriye hatta ve hatta ermenistan'a bile destek verebilirler. mide bulandırıcı bir güruhtur.
doğuda yaşıyorum, türk milliyetçisiyim, kimseden kaçtığımız da yok hümanist şey. doğuda kürt kızlarını kaçırıp dağda ırzına geçen ve utancından dağdan da inemeyen kızların öcünü almak boynumuzun borcudur. barış temizdir, ahlaklıdır. bu şerefsizlerle barış yapılmaz, son pkk'lı ölene kadar savaşılır.
Bugün itibariyle Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcılığı görevine getirilmiş değerli ağabeyimiz. inşallah yakın gelecekte genel başkan olarak görürüz.
Kendisine mesajdan sağlam küfürler ettiğim için çaylaklığa düşmeme sebep olan yazar. pişman değilim, o küfürleri sonuna kadar hak eden pkk yanlısı insan bozması.
Ülkücü Hareket içerisinden on iki aydın ile yapılan söyleşilerden oluşan ve Ülkücüleri farklı yönleriyle ele alarak, hareketin sorunlarını eleştirel bir yaklaşımla açıklamaya çalışan kitap. Önemli bir öz eleştiri metni olan bu kitabın editörlüğünü ise ikbal Vurucu ve Fırat Kargıoğlu üstlendi.
Bir teröristin dediklerini çok da kaale almamalı. Yazık ki bu adam hala bu ülkede parti genel başkanı olarak konuşabiliyor. Yıllardır dökülen kanın vebal ortaklarından bu şerefsizin arkasından gidene de yazıklar olsun.
hdp bir terör örgütünün siyasi uzantısıdır. anlayın artık bu adamlar terörist, bu adamlar olduğu sürece bu topraklarda kan dökülecek. dün patlamada orada olmayan hdp üst yönetimi bugün o meydandalar. katil mutlaka olay mahaline geri dönermiş. meclisimizde 80 terörist barındırmaya devam ettikçe bu kan durmayacaktır, olan masum insanlara, askerlere ve polislere olacaktır.
Milliyetçi Hareket Partisi'nin 21 Mart 2015 kurultayında MYK üyeliğine seçilerek partisine geri dönmüş değerli Türk aydını, akademisyendir. Gaziantep adaylığı kesin değildir, kendisi istanbul 1. Bölge milletvekilliği adaylığı için de başvuru yapmıştır.
Erciyes Üniversitesi'ne bağlı bir klinik araştırmalar merkezinin kısaltılmış adıdır. Bu klinikte alenen insanlar para karşılığında kobay olarak kullanılıp ilaçlar verilmektedir. ilaçların insan vücudundaki reaksiyonları incelenir.
Galip Erdem'e ait ve bugünleri anlatan bir makaledir. Özellikle milliyetçi ve ülkücü olduğunu iddia edip oyunu bile vermeyen, sürekli eleştirenler için ibretliktir.
SAMiMiYETiNiZDEN asla şüphe etmiyorum. «Domuzdan yana» değilsiniz, biliyorum! Doğruluğuna inandığınız fikirlerin ezilmek istenmesine üzülüyorsunuz. Fazilet temeli üstüne kurulacak mesut ve müreffeh bir Türkiye'yi şiddetli özlüyorsunuz. Dâvanızın başarıya ulaşması için sık sık dua ettiğinize, hattâ, zafer rüyaları gördüğünüze bile eminim. Ama ne yazık ki, bundan başka hiçbir şey yapamıyorsunuz. Mücadele ile yegâne ilginiz «Allah vere de bizimkiler kazansa» diyerek, tehlikeli kulakların duyamayacağı bir sesle dua ederek seyirci kalmaktan ileri gidemiyor.
Tanınmağa cesaret edemiyorsunuz. Saflarınızı kuvvetlendirmek üzere aralarına katılmaktan korkuyorsunuz. Böylece bir çetin dâvanın bütün yükü bir avuç adamın omuzlarına yükleniyor. O bir avuç adam mücadeleyi kazanırsa ne âlâ, avuçlarınız patlayıncaya kadar alkışlayacaksınız. Onları olduklarından daha büyük gösterecek, olağanüstü vasıflar tanıyacak, şımartacaksınız. Ama yenildikleri vakit, ama her yönden saldıran çeşitli düşmanların üstün kuvvetine dayanamayıp ezildikleri vakit hiçbiriniz ortalıkta görünmeyecek, âdeta hep birden «toz» olacaksınız. Artık o yenilmişlerle karşılaşmamak için sokakta yolunuzu değiştirecek, selâm vermekten çekineceksiniz. Yalnızlığın çilesini dolduran, ihanetin ıstırabı ile kahrolan o bir avuç insan yine size darılmayacak, umudunu kesmeyecek. Mücadelesini devam ettirecek.
Rahatınızın kaçmaması, düzeninizin bozulmaması uğruna her şeye katlanacaksınız. Yanlış anlamayın: O bir avuç adam elbette ki, sizin hesabınıza değil, gönül verdikleri bir ülkünün hizmetinde çalışıyorlar. Hak yolunun yolcuları, siz olsanız da olmasanız da, yollarından dönmeyeceklerdir. Yalnız, bir noktayı unutmayınız: Bu oyun daima böyle oynanmaz. imkânla iman birleşmediği müddetçe dâva kazanılamaz. Kazanılsa bile, zaferde sizin en ufak bir payınız olmaz. Hiç değilse olduğunuz gibi görününüz, bedava ülkücülükten vazgeçiniz. Bu kadarı bile, kazanmasını istediğiniz taraf için bir hizmettir. Sizi hesaba katmamış, yardımınıza bel bağlamamış olurlar. Hep seyirci kalacağınızı, hiçbir zaman sahaya çıkmayacağınızı bilirlerse, ona göre hazırlanırlar.
Sizi haksız bulmuyorum. insanoğlu'nun önce nefsinin hizmetçisi olduğunu unutmuyorum. Sadece, sırf nefslerine hizmet etmek isteyen bir insanın bile, zaman zaman nefsinden fedakârlık yapmak zorunda kalacağını hatırlatmak istiyorum. Tarih, hiçbir şey kaybetmeyeyim derken her şeyi kaybedenleri çok görmüştür.
Biri de çıkıp demiyor ki Fırat'ın da, Cengiz Akyıldız'ın da, Ali ismail Korkmaz'ın da, Berkin Elvan'ın da, Muhsin Yazıcıoğlu'nun da katili akp'dir. Daha listeye kimi eklemek isterseniz ekleyin. mhp ve devlet bahçeli'ye laf söylemek size daha kolay geliyor, çünkü cesaretiniz bu kadar. çünkü devlet bahçeli'ye laf söyleyince kimse seni eleştirmeyecek, yadırgamayacak, yargılamayacak. Hatta destek çıkacaklar sana. haklısın bahçeli şöyle kötü böyle kötü diyecekler. yıllardır türkiye'nin 4 farklı ülkü ocaklarında bulunmuş, bunların 3ünde görev almış biri olarak diyorum ki, fırat'ın katili sizsiniz. Galip Erdem bu makalesinde o yıllardan sizleri görüp de anlatmış. http://kulbilge9.blogcu.c...-bedava-ulkuculuk/6232157
Bir kaç saat önce pkk'lı kardeşleriyle beraber ülkü ocaklarının ege üniversitesi okul başkanı fırat çakıroğlu'nu şehit etmiş özgürlükçü grup. çok özgürlükçüdürler, pkk en hassas konularıdır bu arkadaşların. sözde kürdistan bayraklarıyla yürüyüş yapar, apo denilen bebek katilini barış elçisi ilan ederler, türk bayrağı açan sözde faşist gruba saldırırlar. bu kadar da özgürlükçü olmayın be kardeşler.
polis bu olayı kabul ederken, gazete çalışanları ateş açıldığını kabul ederken sözde olaya şahitlik edenlerin kabul etmediği sinir bozucu durum. ülkücüler frenlenmese silahsız da o gazetenin bütün illerdeki temsilciliklerini çok rahat basabilir. bu arada milliyetçi camianın yobazlarla mücadelesi de takdire şayan.