ümit millilerin 2-0 önde götürdüğü ve çok güzel top oynadığı maçtır. ayrıca alparslan çok şık bir gole imza atmıştır az önce. keşke a milli takım da böyle oynasa.
2012-2013 sezonu şampiyonlar ligi çeyrek finalinin ilk maçı. bir çok otoriteye göre barcelona favori. hatta psg li futbolcuları barcelonadan tırstığı gibi söylentiler mevcut.
fakat psg takım oyuncularının barcelonadan tırsması gibi bir olayın olmayacağı aşikardır. belkide kurada en zor takımı çektikleri için üzülmüş olabilirler. fakat psg kaliteli oyunculara sahip ve barcelona karşısında ciddi anlamda şansı var. aslında ilk başta ibra sız psg bişey yapamaz diye düşünmüştüm ben de. fakat kadroya şöyle bir baktım, adamlar ciddi anlamda iyi vaziyette. hatta adamlar ara transferde lucas moura gibi üstün bir yeteneği kadrosuna katmışlar. ve bu adam en kötü 2 sene içinde dünyanın en iyi futbolcuları arasında gösterilecek yetenekte bir futbolcu.
özetle çekişmeli ve beklenilenin aksine bir sonuçla bitmesi muhtemel bir maçtır.
köftelerin ince ince doğranmış ve hafif kızartılmış patlıcanların arasına sarılmasıyla yapılan ve 20-30 dakka fırınlanan kebap türü. lezzetlidir, doyurmaz üstüne kaşar konulursa yemede yanında yat olur.
popstar yarışmasında yarışan bir abimizdi. sesi güzeldi, benim hatırladığım bu gece son diye bir şarkı söylüyordu. işte o şarkı beni benden alıyordu başka alemlere götürüyordu. ayrıca 97 yılında silahlı saldırıda vefat eden kuzenime çok benzediğinden ötürü ayrı bir sempatim vardı kendisine. neyse bir gün yine popstar yarışmasını izliyorum son 4 kişi kalmış yarışmada. armağan çağlayan filan laf filan konuşuyor her zaman ki gibi, ve eleme başlıyor, sunucu kimdi tam hatırlamıyorum ama ilk bayhanın adı söylendi o yırttı, daha sonra yanlış hatırlamıyorsam abidin açıklandı ve fivdes ve barış son 2 ye kaldı. ulan bir anda şok oldum. nasıl yani barış elenecekmiydi. buraya kadarmıydı. bu akşam son muydu cidden. ulan bildiğin ağlıcaktım. daha sonra kaçınılmaz son geldi ve barış elendi. ve o şarkı "bu gece son son defa onun için söylendi" onun şarkısı ona söyleniyordu. ulan sanki abim elenmiş gibi üzüldüm, tripten tribe girdim, odamda resmen ağladım. hatta kafamı kapıya filan vurmuştum sinirden kaç kere. şimdi bu yaptıklarım aklıma geldi ve ne kadar safmışım diyorum kendi kendime. sonuçta bir yarışma ve yarışan hiç tanımadığım biri. bana neyse artık.
hamburgerleri aşmış olan mükemmel fast food mekanı. hamburgerleri diğerlerinden biraz farklıdır. ekmekleri biraz küçük fakat köfteleri hayvanidir. milkshakeleri ise ayrı bir dünyadır. *
ilkokulda okuduğumuz hikaye kitaplarında çokça geçen, "bak dişimi kırıyorum çırt" diye abuk bir illüzyonun baş karakteri olan güzel kuruyemiş vs vs. kahvesi güzel olur, sobanın üstünde tuzla kavurunca güzel olur, ağaçtan koparıp yiyince güzel olur, birayla süper gider.
bazı insanların, sobalı odanın büyüsünden kaçamayarak, hasbelkader yaptıkları, ve sabahleyin çok pis tepkiler aldığı eylemdir. şöyle ki kişi sobalı odada meyvesini, kuruyemişini, (kestane,badem,fıstık) yemiş çayını içmiş vaziyettedir. kişi yerdeki yumuşak mindere çökmüştür. sobanın üstündeki güğümden o uyku getiren "cısss" sesi gelmektedir. herşey o kadar mükemmel bir biçimde uykuya elverişli bir ortam hazırlamıştır kısaca. fakat o da ne. alttan alttan gelen bir titreme. ve üzerine gelen çiş. fakat ne olursan olsun, o güzelim sıcacık yerden kalkmıyacaktı o kişi, yenik düşmeyecekti soğuğa. ve istediği gibi de oldu, o nada gelen gazla bi anda ne varsa dona koyuverdi ve çok daha tatlı bir sıcaklı vucudunu sardı. fakat sabahleyin, acı bir sıcaklık (tokatın verdiği sıcaklık) ile uyandı ve gerçek dünyaya döndü.
insan oğlunun en kolay, en çok, en bilmeden yaptığı eylemlerin başında gelen eylemdir. insanın anlamasına sebeptir, yaşamasını kolaylaştıran birşeydir. şöyle ki insan öyle bir sınıflandırma iç güdüsü ile yaşar ki, yediği yemeğin , türü, hangi ülke mutfağına ait olduğu, hazırlanış şekli vs vs şeklinde bir çok sınıfı vardır. örneğin karnıyarık, ana yemek olarak geçer, patlıcan yemeği olarak geçer, fırın yemekleri sınıfında geçer, türk yemeği olarak geçer. yani insan sınıflandırmadan yemek bile yiyemez. hal böyle olunca sınıf farklılıkları, ırk farklılıkları ve diğer tüm farklılıklar ortaya çıkar. eğer insanın sınıflandırma merakı olmasa idi, insan daha sade, daha mutlu, ve daha huzurlu yaşayabilirdi.
sineklerin istila ettikleri evin içinde bide utanmadan cart çurt kanatlarını yere sürerek sert çıkartarak kabaca pati çekmek anlamına gelen eylemi gerçekleştirmesidir. fakat pati çekerken ani manevra yapamadıklarından yakalaması çok daha kolay oluyor ve kendi sonlarını hazırlıyorlar.
bu yavşak kedilerin insanlara yaptığı "bir anda çöpten fırlayıp korkutma" zulmune karşı yapılacak bir eylemdir. ibneler herkesi korkutmasını görür o zaman. hatta atlarken "pavk" diyede ses çıkartmak kediyi daha fena sıçırtabilir.
deniz kıyısında yaşayan, denizin verdiği huzurdan dolayı dertleri pek umursamayan kişi söylemi. özellikle kıyı ege, akdeniz ve karadeniz de yaşayan insanların ortak yaşam felsefesini özetler bu cümle. *
patatese benzeyen, büyükçe bir sebze. yemeği çok hoştur. yoğurtla yenebilir. tazesi (küçüğü) haşlanıp pul biber ve tuzla löp löp götürülebilir. ha bide bu sebzenin garip bi özelliği kabuğu ile pişerse kabuğunun çevresinde reçine gibi bişey birikir. onunla oynaması çok zevklidir.
peygamber efendimizin en sevdiği savaşçılarından, sahabelerin en cesurlarından, korkusuz bir savaşçıdır. uhud savaşından sonraki bütün savaşlarda gazada bulundu, ve hemen hepsinde en ön saflarda savaştı. ayrıca eğer doğruysa, kendi kavminde altın yüzük takabilen tek sahabedir. (altın takmak erkeğe haram olarak görülmektedir.) bunun nedeni ise yüzüğü hz. muhammed'in vermiş olmasıdır. o yüzden bu gün bile ismi zenginliği ve cesareti temsil eder.
deyim yerinde ise köle muamelesi görmektir. özellikle iftar saati yaklaştıkça zenci köleler gibi çalışmaktır. yetmeyip iftardan sonra çayı koymak ve tatlı alıp gelmektir. evde oruç tutmayan tek kişi olmak, acıdır, ama bir o kadar da tatlıdır. ( ödüllerde büyük vesselam "çocuk yoruldu bi kahve yapın ayol" vs vs)
-badem bıyık
+(tamam)
-krem rengi kumaş pantalon
+ (tamam)
-kolormatik gözlük
+alayına isyan tamam
-bol gömlek
+o zaten tamam
-bir milyon dolar
+onu şuraya koyun, ha beyin ve akıl,
-olmazmı eheh.
+onlarıda bize teslim ediyorsunuz.
-buyruuun efenim alayı sizin.
+hadi size hayırlı vakitler, ben bi su döküp namaza gideyim. (adam boşaldı cigara içmeye gidiyor)
alkolu fazla kaçırmış dwarf tür. ne yaptığının farkında değildir ve şahin marka arabasının vites topuzunu kapıp elfe girişmiştir. araya girmemek lazım çok pis dövebilir.
ingilizlerin şanssızlığı ile dikkat çeken dönemdir. (1998 yılında günümüze kadarki 15 finali kapsar) bu dönem içinde ingiliz takımları 4 kere final oynayıp sadece 1 kere kupayı alabilmişlerdir.
fakat işin en ilginç yanı ingilizlerin bundan önceki dönem yani çift maçlık dönemlerde final maçlarında hiç kaybetmemiş olması . ayrıca liverpool'dan 1 önce uefa kupasını kazanan ingiliz takımının kupayı 1984 yılında (Tottenham Hotspur tarafından) kazanmış olmasıdır. ingilizler gibi her sene uefa ya en çok takım gönderen bir ülkenin bu istatistiği karşısında çıkarılabilecek sonuç şudur. ingilizler uefa kupasını çok önemsemiyor. bunun son örneğini bu sene manchester united ve manchester city vermiştir. ve bu 2 takımda zaten daha önce uefa kupası almamıştır.
-bu listeden de anlaşılabileceği gibi bu dönemde ispanyol üstünlüğü söz konusudur
-bu dönemde dikkat çeken bir diğer unsur portekiz takımlarının kazandığı 2 uefa kupası bu dönemde kazanılmıştır. (tek bir final çift maçlı final döneminde oynanmış onuda benfica kaybetmiştir.).
-bu dönemde akdeniz ülkeleri uefa kupasında bariz bir üstünlük kurmuştur. *
-ülkemize ilk uefa kupası bu dönemde gelmiştir. (galatasaray tarafından 2000 yılında)
-bir türk futbolcu ilk defa avrupada bir takımda bu dönemde uefa kupası kaldırmıştır. (fatih tekke, zenit)
-ülkemizde ilk defa uefa kupası finali oynanmıştır. (şükrü saraçoğlu stadyumu, 2009 yılı finali) *
özetle ülkemiz için pek hayırlı pek güzel bir dönemdir.
araba yokuşta park halindeyse sıçtığınızın göstergesidir. büyük olasılık vites boştadır ve direkt araba ilerlemeye başlar. büyük olasılık duvara yada başka bir araca vurarak durulabilir. **
küçücük bir şişeye sahip, fakat lezzetli mi lezzetli sos. makarnalarla, köfteyle, ve akla gelebilecek bir sürü yemek çeşidiyle çok iyi gider. hot and sweet.*
2 kişi tarafından kurulmuş klasik gitar çalan bir grup. daha çok klasik müzikleri gitarla yorumlarlar. dinlemesi bazen sıksada güzel şeyler ortaya çıkar.
özellikle yağan dolu fındık kadar diye tabir edilen büyüklükte ise şuur kaybına bile neden olabilecek durum. eğer hala şuur yerinde ise hemen kaçılmalı bir bina altına filan girilmelidir.
düğünde ortada milleti ayağa kaldıran, çalgıcılara yön veren adamın geline sorduğu sorudur. aslında sormak istediği başka bir soruyu dolaylı yoldan sormasıdır. kikirdemelerle karşılanır bu soru. gelin ise kızarır.