ebru gerçek ve muharrem karaer adlı ikiliden oluşan londra merkezli müzik grubu. kendi besteledikleri parçaları olduğu gibi yöresel olarak dillerde yer edinmiş bir çok türküyü de kendilerine özgü sentezlerini de katarak bambaşka bir eser ortaya çıkartıyorlar. ebrulimuharrem makamından ezgiler için facebook sayfasını takip edebilirsiniz: http://www.facebook.com/p...brulimuharrem/39839121450
çok çok faydalı bir site... zira diğer mp3 siteleri gibi reklamla ekranın ebesinide ağlatmıyorlar. sade ve hoş. paylaşımı yapan editörler ve yazarların belirli formatta paylaşma zorunluluğu ise bu işte ne kadar ciddi olduklarını gösteriyor. çok tertipli...
ölüm bir vazifedir. kimine zor gelir, kimine kolay, kimine apansız, kimine adım adım. ama gelir. kaçamazsın ondan. abartmanında bir faydası yok. yaşadığın senin için yaşayabildiğinin en fazlasıdır. gerisi yoktur. zamansızdır.
mutlu olmalıdır. şanslı bir elamanmış. en azından ne zaman ve ne şekilde öleceğini biliyor . bankadan yüklü miktarda kredi çekip kendisiyle dalga geçen hayatla dalga geçmelidir.
"yakışıklı şartı aranıyor olsaydı evlilik, arkadaşlık sitelerinde fink atardık. (bkz: fink atmak) burada işimiz neydi abiicim? e sözlükteki bayanlarda o tür sitelerde değilde buralarda aranıyorlarsa, biz çirkin erkeklerde gözleri var gibi geliyor bana."
geçenleyin bir sözlük yazarı aynen böyle diyordu.
nutellayı aldığı ilk akşam ekmeksiz yemeyi bilirken, ertesi akşam ekmeği yavan yiyen öğrencilerdir. nutella lan o, hemen yinirmi o? gıdım gıdım yiyecen. ekmek katığı yapacan gerekirse.
***
geçen bir diyalogla belgeliyorum aç olma sebeini.
<kalmadi> daha buzdolabini kurcalamadim
<mervee> *
<kalmadi> birazdan orayi da halleder zibaririm
<mervee> ben az once cok yedim, midem fena oldu
<Kabraxis> lan ben de aciktim
<mervee> soda icerdim aslinda
<kalmadi> nutellayi hala ekmeksiz yiyorum ;p
<mervee> ama bugun bir haber okudum, midem bulanir sisesini gorunce : )
<mervee> parmakla mi kasikla mi
<kalmadi> kasikla tabii ki
<kalmadi> :P
<mervee> ben parmakla yiyorum :p
<mervee> yalayarak*
<Kabraxis> ekmegi nutellasiz yiyorum ulan, susun
<mervee> ahaha
<kalmadi> sen neden ekmegi nutellasiz yiyorsun, zorun ne kuzum?
<kalmadi> calsana bol bol.
<Kabraxis> ogrenciyim.
<Kabraxis> ,_,
<Kabraxis> acliktan bayilacagim zaten, ne gerek var uyumaya
<Kabraxis> iyice acindirayim, az sonra hesap numarami vericem.
<Kabraxis> LAN neyse. saat 04:15! yarin i$ var! iyi geceler!
<Kabraxis> gecen ay yakacak bulamayip kiralik evin kapilarini yaktik.
kıskandığım, gıpta ile baktığım yazardır. bana bir pm atar, adresimi alırsa sevineceğimdir. benim burda 1 dalcık sigaram kalmış ve ben onu ne zaman içsem, yarım yarım mı yoksa tamamını mı içsem diye düşünürken böyle şeyler yapmayın, çileden çıkartmayın adamı.
ama en çok aşk.. başlangıcı harikadır.. önemli olan ilk günki heyecanı yitirmemek. yitirdiğin anda bir ilişki olabilir belki; lakin aşk olamaz... bittiğinde ise sizi en çok üzen ayrılmış olmanız değil; onu ilk gördüğünüzdeki heyecanın yeniden nüksetmesiyle doğan pişmanlıktır.. iş işten geçmiştir. o artık sizin değildir. o açıdan diyeceğim şudur ki; sevdiklerinizin değerini en iyi onlarla beraberken bilin... sizden koptuklarında sizin için ne kadar değerli olabileceğini düşünün.
işyerinde cep telefonuyla kız arkadaşımla konuşurken şirket hattının telefonu çalar. "sevgilim bir dakika bekle" diyerek telefonumu açık bırakırım, şirket telefonunu açtığımda arayan satış müdürüdür, ama aklım hala kız arkadaşımda kalmıştır.
müdür : oğlum bana, bu ayki ciromuzu, satış noktalarımızı ve gelecek ayın hedef rakamlarını ver.
mors : tamam canım. sdjkahjfhsadb.
Bavulları hep toplu durmalı insanın...
Bir gün telefonların hiç çalmayabileceği hesaplanmalı...
Tül perde arkasından misafir yolu gözlemekten vazgeçmeli... ihanetlere, terkedilmelere, bir başına bırakılmalara hazırlıklı olmalı...
Yalnızlığa alışmalı...
Çünkü "omuz omuza" günlerin vakti geçti. Dayanışma, günümüz borsasının değer kaybeden hisse senetlerinden biri artık...
Bireyin keşif çağı, geride kırık dökük yalnızlıklar bıraktı.
Terörün bile bireyselleştiği çağdayız. Zaman, birlikten kuvvet doğurma zamanı değil; zaman, tek başına dimdik ayakta kalabilmeyi becerme zamanıdır.
işte o yüzden alışmalı yalnızlığa...
Sokaklar dolusu ıssızlıkla başbaşa yaşamayı göze almalı insan... Güvendiği dağlardaki karlara bakıp ders çıkarmalı... Hüzünlü bir şarkıyla paylaşılan gecelerde başım dayayacak bir omuz arama huylarından vazgeçmeli... Sofrada tek tabağa, tabakta az yemeğe alışmalı...
Romanlardan yalnızlığı yücelten paragraflar asmalı evin en görünür duvarlarına...
askerde gece şartlarında arazide bulunanlar ya da pusu atmaya gidenlerin istisnasız başlarına gelebilecek en ürkütücü ve tuhaf halüsinasyon, ağaçları terörist sanmak olsa gerek.. bir an ağaçların hareket halinde olduklarını bile sanabiliyorsunuz. namluyu ağaçlara doğrultabiliyorsunuz... her türlü halüsinasyon görün ama bunu görmeyin, önermem. halüsinasyon gerçeğe dönüşebilir.
sigara içmek için yapılan delilikler arasındadır. soğuktan donsanızda sigaranızı son fırtına kadar içersiniz. o dondurucu soğukta bi gıdım olsun ısınmak istiyorsanız en iyi ve doğal yol gaz çıkartmaktır.
eğer bir dağ evinde olduğunuz sırada elektrikler kesilmişse ve yanınızda sevgiliniz varsa; tavan arasında gezen farelerin tıkırtısı, dışardan gelen çekirge sesleri eşliğinde ona sarılarak korkutucu ve sıradışı hikayeler anlatabilirsiniz.
ttnet'in yeni yarışma şeysi. facebook üzerinden yarışabiliyormuşsunuz. hediye olarak mini cooper, laptop, ipod, lcd televizyon felam veriyor. bir de üye olabilsem.. mail adresime 5 tane aktivasyon maili geldi, etkinleştirildi diyor. giriyorum; üyeliğinizi onaylamanız gerekli diyor. bir işi de doğru düzgün yap, eline gözüne bulaştırma be ttnet? gözünü seveyim.