evet öncelikle orta sınıf için olduğu yazıyor ama üst sınıflara hitap ediyor. yalancıyı sikmiyorlar zati bu ülkede. haberin detaylarına bakın yormayın beni sizde küçük ipneler.
insanların amele gibi kart sokup çıkarttığı bir ortamda 10 saniye içinde qr kod ile paranızı çekmenizle birlikte yaşanılan durum. bazen sizden sonraki yardımsever birisinin "kartınızı unuttunuz galiba" dediği an hazzın pik yaptığı andır. şimdi bu yaşlı amcaya qr teknolojisini falan anlatmaya kalksanız laflarınız boşa gideceğinden "unutmadım merak etmeyin" deyip gizemli bir kişilik olarak ortamı terk edersiniz.
Felsefi video kompozisyonlar hazırlayan bir YouTube kanalı.
Sosyolojik, düşsel ama her zaman bilimsel bir fikir ile destekleyerek her yaşa hitap edebilecek bir anlatım sunuyor. Ben mizahi yaklaşımını çok beğeniyorum. 2019’dan beri aktif olan kanalın bir çok içeriğini tekrar tekrar izledim. fikir edinilmesi açısından En sevdiğim 2 tanesini bırakıyorum.
ileri seviye mizah grubu kalt’ın, gerçek bir karakter olan 55 yaşında ki emekli Salih öğretmenin whatsaap ses kayıtlarını kullanarak ortaya muhteşem bir kompozisyon çıkardığı ‘irtibat’ adlı bir YouTube videosudur. Şahsen ben bu kadar geç keşfettiğime üzüldüm. Çok izlenen de bir video değil ama kesinlikle 10/10 olmuş. Video 3 bölümden oluşuyor her biri 4-5 dk’lık. Bundan sonrası spoiler içerir.
Genel olarak konu ‘’uluslararası uzay istasyonunun’’ uzay konukları programı kapsamında Türkiye davet edilip, uzaya gönderilecek çok acil 3 kişi belirlenmesi isteniyor ve verilen süre çok kısıtlı. Bu 3 kişilik ekipten birincisi astrofizikçi, ikincisi mikrobiyolog, üçüncüsü ise uzay benim adlı şiiriyle şiir yarışmasında birinci olan Salih bilir hoca oluyor. . Bu üçlü ekibin birinci ve ikinci videolarında uzayda girdikleri aylarca süreden sonra psikolojik ve fiziksel yan etkiler hissedilmeye başlarken sonuncu bölümde Salih öğretmenin bir sabah uzay istasyonunda kahvaltı hazırladıktan sonra uzaya hava almaya çıkması anlatılıyor.
Keşke devam etseymiş ama maalesef bölümler arası bile 1 yıl koymuş adamlar. Linkleri bırakıyorum.
Benim ev arkadaşım var küçük bir kolaj hazırlamış benim hoşuma gitti baya. Bazen oldukça sıradan olan şeyleri bir ekrana yansıtıp ordan baktığında gerçekliği farklı bir algıdan seyrediyorsunuz sanırım. Anı olarak bırakıyorum buraya.
ahahahh. gerçekten ben de çok şaşkınım ilk defa böyle bir şey oldu.
üzüldüm üzüldüm bir anda telefonun notlarını açtım ve arka arkaya döküldü kelimeler. sonra durdum bir ne oluyor falan dedim bu iş böyle mi oluyordu? Biraz üzüntüm dindi benden ayrılmış notlarıma geçmiş gibi. Belki bir gün onu şarkı olarak söyler kaydederim.
arkadaşlar benim bi derdim var sormayın gitsin. Biliyorsunuz ben kedi annesiyim hatta anneannesi. Benim kız bir triplerde bir triplerde. bayramda yalnızda kaldık baktım anlaşamıyoruz yavrularla beraber benim odaya yerleştirdim. Şimdide beni kendi odama almıyor. Ben salonda yatıyorum 10 gündür. Odanın da içine etti affedersiniz. Çok zor durumdayım ben de kızmaya başladım artık konuşmuyoruz şimdi. Özür dilese iki yalansa şey edicem de aksine dövüyor bi de beni. Ne yapayım e dostlar var mı yol bileniniz?
arkadaşlar çok iyi bir ürün ama fiyatı aşırı yüksek. bakın danaya girelim deseniz girmem allah affetsin ama bundanım olsun çok istiyorum dolayısıyla almayı isteyen ankara çevresi arkadaşlar bi oturalım konuşalım derim.
ABD yapımı olup başrollerde Japon ve tanınmamış yüzlerin oynadığı fantastik, bilimkurgu, komedi, dram 2022 yapılı film.
Geçen hafta izledim baştan söyleyeyim yüzde yüz tavsiye ediyorum filme puanım on üzerinden dokuzdur. aklımı başımdan aldı, uzun olmasına rağmen tadı damağımda elimde hatta popomda kaldı diyebilirim izleyenler sebebini anlayacaklardır. Filmde tüm dizi ve yapımlarda yakışıklı jön manken gibi kız seçmedikleri üzerine oldukça sıradan tiplerin karakterlere hayat vermesi beni ektra mutlu etti söylemeden geçmeyeyim.
Filmin ilk bölümü oldukça komik, şaşırtıcı ve kafa yakan görsel şölenlerin aktığı sahnelerle dolu çok zekice ve yaratıcı olurken ikinci bölümde kah aydınlanma kah göz yaşı seli sekanslarıyla hayretlere düşürmüştür.
evrenler arası geçiş de sıçrama olayı söz konusudur. Karakter mesela bir tehtidle karşı karşıyaysa başka bir evrende dövüşçü haline sıçrayıp o özellikteki halinin yüklemelerini kendine yapabiliyor. ama sıçramayı yapabilmek için olabildiğince saçma bir hareket yapmak zorunda bu bazen masa altına yapıştırılmış sakızı yemek, bazen altına işemek bazen burundan bir sinek çekmek, bazen de g' bi cisim sokmak olabiliyor. sjsjjs hareket ne kadar saçma olursa sıçrama hızı o kadar hızlı oluyor ve bu kodlamayı en başta evelyn'nın zeki ve kendi evrenlerinde çok önemli biri oldu yerde bilim kuantum kareketi olarak kendisi geliştiriyor. baya yaratıcı ve mizahi geldi bana oyun sahneleri gibiydi böyle bir oyun çıksa alırım oynarım.
çekirdek aile olan jopon bir aile de anne evelyn (anne), joy (ergen kız) ve silik karakter waymond'un oldukça yoksul aile hayatını göstermekle başlamakta. Bu aile vergi ödeyemeyecek duruma gelip işlerini kapatma tehdidi ile karşı karşıya kalıyorlar. Ama evelyn burada sonsuz evrenin paralelliğinde sadece en mutsuz olduğu evelyn'dir. ek olarak evelyn Joe'nun tüm hayatlarında yıkıcı bir rol oynamaktadır. Joe, evrenlerde gezinerek her şeyi deneyimlemiş yarı tanrı bir kız olarak evelyn'nin tüm karakterlerine ulaşmaya çalışmaktadır. Filmin başında asıl amacı tahribat gibi görünse de evelyn'ı onu gördüklerini göstermek ver şeyin toplamanın aslında bir hiççilik (nihilizm) ve anlamsız olduğunu ( burada bi albert camus tınısı da hissetmedim değil) göstermek istemektedir. Bu arada tüm evrende dolaşırken deneyimlediği, gördüğü her şeyi bir disk ya da alman pastası şeklinde bir oluşumun ( kara delik de denebilir) içinde toplamaktadır. Burada da baya gülmüştüm. Joe tüm evrenlerin tüm gerçekliğini görüyor ama bununla başa çıkamıyor kendisine fazla geldiği içinde intiharı seçiyor giderken de yanında annesini götürmeye oldukça kararlı. Velhasıl Oraya atmadığı tek şey ana karakterlerdir. Burada ona tüm evrenleri gezmiş olan joe en fakir, en mutsuz haliyle yaşayan evelyn'e ulaşma yolculuğunda çok büyük maceralar ve uçuk kaçık görseller sizi bekliyor. Tabi şu soruyu sorarak '' her şeyin anlamsız olduğu bu dünya da bunu içselleştirip hiççilikte boğulmalı mıyız, yoksa anlamsız olduğu için rahatlayıp pozitif mi olmalıyız?''
film her şeyin sarpa sandığı bir anda hayatı boyunca hiç bir işe yaramamış, üstüne yardım etmeye çalışırken de her şeyi eline yüzüne bulaştıran çok naif ama iyi yürekli ve karısını da çok güzel seven babaya odaklanıyor. Orada yaşanan tüm o kaostan tüm o süper-güçler kuantumlu kavgalardan sonra, hiçbir özelliği olmayan bu zayıf karakterin aslında nasıl en güçlü, kuratrıcı ve değerli olabileceğini film çok iyi yansıtmış. o odaklanmadan sonra evelyn'n anlına üçüncü göz yapıştırıyor. bu da aydınlanmaya paralel farkındalık ibaresine bir gönderme yapıyor. 3. gözü yapıştırdıktan sonra evelyn hali hazırda savaşmaya devam ediyor ama bunu bir şekilde şiddetsiz ve zararsız aşk meleği eros gibi yapıyor kadınlı erkekli iki kişiyi birbirine sallıyor ve bir evrende evli olduklarını gören çift ellerinde ki makası kesici aletleri atıp bir anda öpüşmeye başlıyorlar gibi vs. son olarak en beğendiğim sahneyi aklımda kaldığınca aktarmaya çalışıp bitiriyorum. En sevdiğim sahne diyebilirim.
Burada iki kocaman kayalar ve dünya daha oluşmamış bir uçurumun kenarında öylece duruyorlar hafif bir rüzgar sesi ve bulutu var sadece. konuşamıyorlar sadece ekranda diyolog şeklinde belirirken yaklaşık 3 dk. lık bir sessizlik sarıyor tüm sinama salonunu.
joe: hassikktir!!
evelyn: şşşt!
Joe: sen ciddi misin? (burda hiçlik iiçinde iki kayayız aqq mabında)
evelyn: şaka yaptım..
joe: ahahahahah.
evelyn: ahahhaha.
jor burada kendini kendini sürükleyerek uçurumdan atıyor evelyn hiçbir şey yapamadığı için kendisini de onun arkasından atıyor. onu kurtaramadığı tek evren burası oluyor.
sevgiler arkadaşlar, izleyin izlettirin anlatmadığım daha çok şey var. kafa iznine ayrılmama rağmen yazmak istedim unutmamak için sanırım ikinciye gideceğim ben de.
Arkadaşlar öncelikle günaydın. Bir süredir düşündüğüm bir şeydi ama uygun koşulları yakalayamıyordum. Kendi kendine kampa girme olayını önce bi özetleyim size. bir düşünce yolculuğu gibi bişi denebilir. bu kampta odaklanacağınız, merkeze koyacağınız bir hareket, aktivite gibi bir şey seçmeniz gerekiyor Ve bunu ne kadar süreye yayacağınızı kestirebilmeniz sizin açınızdan iyi olur. örneğin ben kendim için 3 ay belirledim.(bunun neden bu kadar uzun olduğunu açıklayacağım) kampım için seçtiğim şey kendime ait okumayı bekleyen tüm kitapları artı sağımda solumda bulunan okumalık her şeyi okuyup bitirmek. Bunu yaparken seni meşgul edebilecek her şeyden de uzak durman uygun ortamı da kendin için sürekli hazır tutman gerekiyor. Mesela telefon seni kontrol edebilen bir materyalse ciddi anlamda kendinden uzak tutman ya da sosyal medyalarını falan silmen gerekiyor. Kendime gelince ben zaten sosyal medyayı kullanmayı bir süre önce bırakmıştım şimdi akıllı telefonumu tamamen hayatımdan çıkartıyorum. tuşlu telefon kullanmak için onlarca sebep bulabilirim ama çevrem tarafından da tepki gördüğüm bir gerçek. insanlar bunun bir tercih olabileceğini anlamıyor onun yerine benim alenen depresyona girdiğimi falan düşünüyorlar. içsel bazı noksanlarım olabilir tabi bu da mental olarak beni kusurlu yapıyor ama bunun bende herkesten fazla olduğunu düşünmüyorum aksine herkes kadar aynı yorgunluğa sahibim belki. burada önemli olan iyileşmek için neye ihtiyacın olduğun. Bu arada beni iyileştirecek olan kitaplar değil tabi sadece bazı şeyleri ne kadar düşünürsen o kadar çok cevaplara ulaşamıyorsun gittikçe flu olamaya başlıyor her şey ve çok düşünmek insanı içten içe hasta eden şeylerden biri. Burada ki asıl misyon Biraz odağını dağıtıp düşünce normlarını daha ölçülü ve doğru şekilde yönlendirmek. bilen bilir oldukça yalnız bir insanım bir yerden sonra kendi tercihim oldu sanırım. 2021 şubatta Ankara'ya iş için geldim tam fiil direk çalışmaya başladım önce bedenimde sonra hayatımda bişiler değişecek artık dedim ve daha mutlu huzurlu bir insan olacağıma inandım. bedenimde derken üzerimde fazladan bir uzuv gibi hissettiğim bir ateş var hiç gitmedi içimden bir gün kendini unutturmadı ben de etkisi de son derece hissedilir oldu hep kendimce. ya hep fazla öfkeli oldum ya da fazla merhametli. neyse bunu biraz anlatması zor. kampa döneyim en iyisi. 3 ay seçmemin sebebi okumak için fazla kitap biriktirmem aralarında üniden kalma diplomasi kitaplarım bile var. eski ben olsam Ankara'dan alır başımı giderdim de büyüdük ye işte artık fevri olmayayım diye bir yıl kadar şans vermek istiyorum kendime de ankaraya'da hala olmaz ise beni bir karavanda ilkel, izbe bir hayat yaşadığımı yazarsam şaşırmayın. bu kadar mı aitsiz hisseder insan bir yere kendini.. Ankara'yı ayrı yazayım ben en iyisi valla o kadar çok düşüncem var ki ifade etmekte güçlük çekiyorum kendimi basit şeyleri yaparken bile zorlanır oldum sanırım bu kamp beni biraz sakinleştirir de..
umarım kampı anlatabilmişimdir bunu aslında kendinizi ödüllendirmek için bile yapabilirsiniz kendinize özel 2 hafta ayırmak için gerçek anlamda kendinizi dinlediğiniz bir hobinize yoğunlaştığınız biraz da asimile toplumdan uzaklaşmanız adına.
kıssadan hisse kafa iznine çıkıyorum dostlar umarım bir gün; sürekli kendi kendini yanıltan bir insandan içinde ki potansiyeli bilen, tam anlamıyla bunu ortaya çıkarabilen bir insan olurum sonunda.
Öncelikle filmin 3 saat sürdüğü dolayısıyla ara ara sizi sinemadan kopardığı gerçeğini atlayamayacağım. Ama yine de durağan ve özel detayları çok fazla olan bir filmdi. tiyatro ve sanat filmlerini sevenlere hitap eden, görüntü yönetiminin filme hakim olan dinginlik- tranquilityhissine ayrı bir güzellik kattığı japon yapımı. sonra ki kısımda spoiler verip içerde sevdiğim repliklerden birini ekleyip bırakıcam.
haruki murakami'nin kadınsız erkekler isimli öykü kitabında geçen bir öykü ve aynı ismi taşıyan bir film. film ile ilgili küçük bir ipucu daha vermek isterim. yönetmen sadece drive my car adlı öyküden yararlanmamış, aynı zamanda şehrazad adlı öyküye de filminde yer vermiştir. şehrazad öyküsünde kadın önceki hayatında bofa balığı olduğunu ve ağzıyla kayaya yapışık bir biçimde salındığını anlatıyor. kadın, gençken de aşık olduğu çocuğun evine girip çocuğun fark edemeyeceği eşyalar çalıp (kurşun kalem, rozet, daha sonrasında fark edilebilecek bir şey olarak tişört)- kendisinden eşyalar bırakmaktadır (kullanılmamış tampon). öykünün bu kısmı filmde de geçmektedir. kadın sevişirken bu öyküleri kocasına anlatmaktadır. öykü de de kadın geçmişindeki bu anıları seviştikten sonra anlatmaktadır.
arkadaşlar diyorum ki küçük, yeşil avmlerin DOLAYISIYLA ÖZENTi iNSANların olmadığı bir yere yerleşeyim. Birde bi karavan alırım işe gider gelirim öyle. Ne dediniz..
Uludağ sözlük yazarlarıdır. Bu zor zamanlarda fiyat performans hakkını en iyi veren troları boş geçmez böyle zamanlarda bir hal hatır sorar ve emojili gül gönderirler.
özel edüt: aşkolar ben de yengeden biliyorum. zall yapıyormuş ona da.
2019 da eğitim öğretime başlamış ama benim yeni öğrendiğim hade. T.C. Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü (MTEGM) ile ASELSAN arasında imzalanan Protokol kapsamında yeni bir teknik lisedir. Amacı yüksek nitelikli ara elamanlar yetiştirmekmiş. Umarım ASELSAN, MEB' den daha fazla söz sahibi olur eğitim konusunda.
başarı sıralaması olarak yüzde 3'lük kısımdan alıyormuş bu arada ne kadar doğru bilemem.