Bakire kimdir arkadaşlar? bir sorunsal atayım ortaya.
Eline erkek eli değmemiş, iki çift laf etmesini bilmeyen, yanınızda odun gibi duran sıfır kilometre birimisimidir. yada şeftalisini elletmemiş, ağzında, kıçında binlerce erkeğin çocuğunu taşıyan kadınmıdır. Yada yaşadıklarını sizinle paylaşıp, geçmişte yaptıklarının bir hata olduğunu söyleyen ve onu olduğu gibi kabul etmenizi isteyenmidir bakire. yahut herbirboku yiyip altına yatmadığı erkek kalmayan ve kızlık zarını diktirip sizi kazıklıyanmıdır bakire. acaba yabancı gelinmidir asıl bakire olan? ülkesinde bekaretin önemi olmayan, buyüzdende bunun sorun olduğunu dahi bilmeyen, ama aradığı mutluluğu türk erkeğinde bulup, ilelebet sana sadık kalacak kadınmıdır bakire. soruyorum kimdir bakire ?
Ortam piçidir efendim. sevgilisi yoktur. sevgilisi olsa o numaraları birer birer sokar biryerlerine.(bkz: http://www.swfcabin.com/swf-files/1285818129.swf) arayış içindedir, oltasını salıp beklemektedir. daldan dala atlayıp en sonunda bir yerde durabileceğine inanan erkektir. Sosyal insandır.
Neden yaptığımı sorguladığım davranıştır. git ders çalış yada ne bileyim uyu. bok mu var sözlükte dedirten davranışların başında gelir. muhtemelen sabahlayan öğrencinin sınavdan kalmasıyla sonuçlanacaktır. bari hayırlara vesile olmasını dilediğim gecedir.
Şu anda içmiş olduğum koladır kendileri. dün 2 lt lik satın aldığım, yarısını dün tükettiğim koladır. şu anda asiti kaçmıştır, tadı bozulmuştur, amma ve lakin dolapta başka içecek kalmadığı için serinleme ihtiyacı bu asitsiz kolayla giderilmeye çalışılmaktadır.
kendimi bilinçsiz tükeci olmakla suçladığım dakikalardır şu an. fazla alalım ekonomi yapalım terken, bu tatsız kolayı içmek zorunda kalmışızdır. (bkz: kaş yaparken göz çıkarmak).
bir daha almıycam lan. al 2 tane 1 lt'lik yada 50 ml'lik kola neyine yetmiyor açgözlü.
(bkz: marquis de sade)üstadın en sevdiğim sözlerinden biridir. nefret ediyorum dişilerin hepsinden nedenmi ;
2011'e nasıl girdiğimi anlatayım size sözlük sakinleri...
2010'başından beri yazıştığım ancak aralık ayında bana 2 yıllık ilişkisini bitirdiğini söyleyen bir kızla son 1 aydır sıkı sıkı yazışmaya başladık, aralık ayı içerisinde 4-5 kez görüştük, kızdı hoş bir bulgaristan türkü bir kızdı, hoşlanmıştım. Gel zaman git zaman burada noel tatili olmuştu. (bkz: varna)kızın samimi olduğu okul arkadaşları memleketlerine toplanmış,kızda ailesiyle yılbaşını geçirmek istemiyordu. bana yılbaşını geçirmek için zarf atıyordu, bende yılbaşını 2-3 erkek arkadaşla geçirmektense bir kızla geçirmeyi tercihe etmeye yakındım. (bkz: am var dediler gittik)
Kızın bu eski sevgilisi ise kızı tamamen umursamayan bir tip. kız onun peşinden falan koşmuş, kız en sonun o acı gerçeği falan kabullenip artık onunla birlikte olamayacağınu anlamış. bu jeton düştükten sonra zaten bana yazmaya başlıyor. daha sonra kızın yeni yılı birlikte geçirme fikrini kabul ediyorum. o evli ablasının +30 yaş ortamında demlenecekti, bende benim arkaşlarla demlenip kızla buluşacaktım. ve yılbaşı gecesi gelir. saat 23.00 da buluşulur...
kız gecenin bir yarısı ablasından ben dışarı çılıyom diye izin almış çıktı. şaşırmayın burası (bkz: bulgaristan).herşey mübah burada. kız zil zurna sarhoş hadi merkeze gidelim gidelim diyor. bende çevirdim bir taksi merkeze.kız ise içindekileri bana dökmeye başlamıştı bile, kız benle buluşmadan yarım saat önce eski sevgilisini arıyor beraber geçirelim yılbaşını diye, elemanda bunu arkadaşlarımla geçirecem diye reddediyor, kızda bana o psikolojiyle ağlaya ağlaya bana anlatıyor. ben ise şok olmuş bir şekilde buz kesiyorum. taksim meydanı gibi biryer düşünün heryer insan dolu. kıza beni ikinci plana attığı için , eğer eski sevgilisi kabul etse onla gidip beni göt gibi bırakacağını söylüyorum, kız o çocugun artık onun için bittiğimni bana anlatırlen, bende içimden a.q ne zaman bitecek daha triplerine giderken hatun beni öpmeye başlar...
havai fişekler patlar sevişilerek yeni yıla girilir, arkamızdaki 70 yaşlarındaki 2 yaşlı çift şampanya ikram ederek , mutluluğumuzun ömür boyu sürmesini falan dilerler.yılbaşına gireli bir saat olmuşturki hatun hadi sizin eve gidelim der.ben oha artık demekle beraber. geçen buluşmada bir buse dahi kondıramadığım kıza eve falan götürmeler noluyor lan ? ne oldu bitti ? dememe kalmadan, düşünemeden bile bir baktımki taksideyiz eve doğru gidiyoruz...
eve gidilir hatunla saatlerce sevişilir,yiyişilir,çakışılır.sonra sabah 4-5 mi ne olmuştur.kızın telefonu çalar tamda iş üstündeyken,kız istifini bozmayıp telefonla konuşur, bende istifimi bozmadan işime devam ederim. arayanı bana çok yakın bir arkaşım falan, nerde olduğumu soruyor falan dedi. ben birde tualete gittim geldim, hatun üstünü falan giymeye başladı.kız ablamın yanına gitmem lazım moduna girdi.sonrada ahmet diye bir arkaşım var, çocukluktan beri arkadaşım o beni alacak dedi.içime sinmedi ama,peki dedim ne diyim.
kız üstünü falan hazırlanıp çıkmaya hazırlanırken senin gelmene gerek yok ben inerim. bende inat edip kızla birlikte indim aşağıya, kız çık yukarı şimdi gelip alır sen zahmet etme moduna girdi. ben dahada tribe girip inadına kızla samimi bir şekilde durdum.araba geldi. elemanın kızın arkadaşı olduğunu düşünüp arkamı dönmüştüm ki arabadan kimsin sen lan diyen 1.65 boylarinda bir genç çıktı.boyu boynuma falan gelen bu çocuk kızın eski sevgilisiydi...
eleman zil zurna sarhoş bir şekilde sekiz çize cize geldi. çok sinirlenmiştim, çocuğun elinde dibinde çok az kalmış olan jeam beam vardı. elaman bana onla vurmaya çalışırken o şişeyi alıp kafasında kırdım. kız ağlamaya başladı, taksici elemanın arkadaşıymış. taksici 2 tane yumruk attı banada o sırada bende yere yığıldım. taksici panik yaptı arabaya doğru koştu, kızda ağlaya ağlaya taksiye koştu ve taksiciyle kız gitti...
yerde kafasi kanayan elemanla ben başbaşa kalmıştım. 5 dk benim burda ne işim var diye düşündükten sonra taksi cevirip elamanı alıp hastaneye gittim bana pansuman yaptılar çıktım. elamanında sağlık durumununda iyi olduğunu öğrendikten sonra evime geldim.
kızı facebook'umdan skype'ımdan msn'imden telefonumdan sildim. bu çocukta ve kızda benle aynı okulda. bu hafta ikisiylede 2-3 kere karşılaştım. anlamsız göz göze bakışmalar, kafa çevirmeler, herkes birşeyler demek istiyor ama sadece gözler tripler konuşuyor..
peki sorarım size daha ne istediğini, ne aradığını bilmeyen, iki insanın ölümüne bile sebep verebilecek, yalanlarla dolu bu kız milleti erdemsiz değildirde nedir ?
Kış günleri bazen yaparız bu anlamsız fiili. ya eldiveni önce giymişizdir, çıkarmak istemeyiz yada ben eldivenlede ayakkabımı botumu bağlarımın artistliğini kanıtlamak isteriz kendi kendimze.ama benim yapamadığım bir harekettir.ve denemesinden bile nefret edenlerdenim
Öncelikle ayakkabı bağların kontrol edilemeze, ardından yünlü eldivenleriniz altından bağcıkları kavrayamadığınızı hissedersiniz , buna sinirlendiğiniz dadikada ise artık zaten sinirleriniz tepenizdedir.
Bağlayabiliyorsanız saygım var, ama benim gibi bağlayamıyorsanız denemeyin derim.
not:bu sabah eldivenlerimle ayakkabı bağlamayı denedim ve yine başaramadım. hep hüsran hep hüsran
- O zamana kadar var olduğu özelliğinden nefret eden insanoğlu
- Hergeçen gün kendisinin yeni bir tarafını tanıyan insan oğlunun bu keşfettiklerine, farkına vardıklarına katlanamaması şeklindedir.
Hepimizin kendimizde eksik gördüğümüz yada olmasını istemediğimiz şeyler olabilir. Bazen kendimizi kabul edemeyebilir; bu neden böyle, off bunu niye böyle yaptım diye kendimizi sorgulayabiliriz. bence olay eksilerimizi yenmek için elimizden gelenin yapmamızdır. mücadelemizi edip negatif yönlerimizi geliştirmmeye çalışmalıyız. olmuyorsada 'ben böyleyim' diyip, kendimizi sorgulamayı kesip, önümüze bakmayalıyız
Bazen bazı şeylerin otruması zaman gerekebiliyor gerçekten. hatta hayır sandıklarımız şer, şer sandıklarımızda hayır olabiliyor.o yüzden en güzeli kendimizi üzmeyelim,kendimizle barışık olalım.
Platonik aşkını ruyasında görüp, sabah onu elde etmiş, ona sahip olmuş edasıyla kalkan kişidir. o müthiş rüyanın etkisini bütün gün insanlara pozitif enerji yayarak devam ettirir. günün ilerleyen saatlerinde ise 'acaba onlar olur mu' yada 'off oda benden hoşlanıyor mu? ' gibi soruları kendine sorabilen, aşk sarhoşu şahsiyettir.
O kadar peşinden koştunuz, sevmediğiniz filmleri seyredip, onla aynı zamanı geçirebilmek için belkide saatlerce beklediniz, ama yetmedi onla iletişim halindeyken kafanızda oluşan erkek yada kadın imajına göre sizde kendinizi o yönde saç renginizi, şeklinizi yada giyim stilinizi değiştirdiniz.
Yapabileceğiniz bütün fedakarlıkları yaptınız.Sabredebileceğiiz kadar sabrettiniz. Oynayabileğiniz bütün kozları oynadız yine olmadı, yine olmadı.
Bu noktadan sonra belki tutarsa diye yapabileceğiniz şey kendinizi biraz geri çekip, bunun karşı tarafa ters etki etmesini beklemektir. karşı taraf hatalarını eksileri düşünüp, olayları şöyle bir akıl kevgirinden geçirir.
(bkz: bir ihtimal daha var)
yada karşı cinse ondan hoşlandığınızı söylediniz. zaten bunun söyleyecek yüreğe sahip olan kişi kendini geri meri çekip böyle triplere girmez. ancak reddedilmenin dayanılmaz haffliğini anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalır.
Hoşlanılan kişiye cool takılmak; son koz olan 'karşı tarafa açılmak'tan önceki son kozdur. tutmama ihtimali tutma oranından fazladır. bence biraz daha garantiye alıyım olayı, kamikazemi yapmadan önce bir nabız yoklayom diyorsanız denemenizi şiddetle öneririm. untumayınki ibre sizede dönebilir.
Yolun ortasında elinde pazar arabasıyla öylece durup, etraftaki insanların geçişini zorlayan, insanların sinir katsayısını arttıran, kendilerini topluma ''ton-ton teyze'' diye lanse etmiş, sabahları seda sayan ve öğleden sonra izdivaç programlarının müdavini, pek haz etmediğim hanımlardır.