karda yürürken izini belli etmeyen bir yazardır kendisi. dediğim gibi izini kati surette belli etmez..
Bir de beni çok iyi tanır. hakkımda ne derse doğrudur yani.. sakın uçmuş bu adam falan diye düşünmeyin. diyorsa öyledir, vardır bir bildiği. bakalım daha neler diyecek. ben de merakla bekliyorum...
hayatın durduğunu sananlara zaman zaman hatırlatılması gerekendir.
vicdan zihni tetikler & akabinde kelimeler dudaklardan öylece dökülüverir:
*heeey, sıkma güzel canını dostum.hayat devam ediyor...
-yemişim hayatını be!!!
tepki her zaman beklendiği gibi olmaz tabii.
gündemdeki başlıkların nerdeyse 3te1'inin sütyen üzerine açılmış olduğunu gören yazarların, içlerindeki isyanı kısmen de olsa özetleyen isyan cümlesidir.bunun da bahsi her daim geçen sütyen üzerine açılmış bir başlık olduğu düşünülecek olursa da, abazan sözlük üyelerinin aklını başından alması içten bile değildir.
sütyen fetişistidirler & sözlüğün yaklaşık %82'lik kısmını oluştururlar.sözlüklerin olmazsa olmazıdırlar & her dakika biraz daha çoğalırlar.hatta yapılan istatistiklere göre ben bu entryi girerken sözlüğe 2 abazan yazarın daha kayıt olmuş olması gerek.bu durumda söylenebilecek tek şey:herkes kıçını kollasın..
splinter usta: içteki karmaşanın yolu dost bir kulaktan geçer...
(splinter usta'mız bu repliği shredder'ın yardakçıları tarafından zincire bağlanmış halde acı içinde kıvranırken, kişisel bunalımları yüzünden orda bulunan bir velede söylemektedir. bizleri de, ''bu splinter usta hiç mi kendini düşünmez yahu?'' şeklinde düşündürmektedir.* ayrıca replikten de anlaşıldığı üzre, gelmiş geçmiş en bilge, en felsefik sıçandır kendileri.*)
bazı durumlarda, muhatabını nasıl olduğu konusunda şüpheye düşürebilen soru.
soran adam: iyi misin?
muhatabı: iyiyim.neden sordun ki?kötü mü görünüyorum?
soran adam: yok yahu, öylesine sordum.
muhatabı: bak bir şey var da söylemiyorsan, inan konuşmam.
soran adam: ya canım, valla öylesine sordum ben.
muhatabı: biri bir şey mi dedi?nerden çıktı ki şimdi durup dururken, böyle iyi misin, falan?
soran adam: haydaaa...ne ilgisi var yahu?sadece hatrını sormak babında söylemiştim ben onu.
muhatabı: yok yok var bir şey de, söylemiyorsun nedense.
soran adam: seni bilmem de ben kötü olmaya başladım galiba.*
kişinin söylediği sözün doğruluğuna olan inancını belirtmek için kalıbını kullandığı ön sözdür.bu sözü sarfedebilmek için önce bir kalıp sahibi olmak gerekmektedir tabii. ama gelin görün ki bir kalıbı olmayan insanlar bile bu lafı rahatlıkla sarfedebilmektedirler.*
mor rengi tutkuyla seven kişi.a, bir de yeni bir yazar sanırım. bugün mü yazar olmuş ne? pek yeniymiş buralarda yani.henüz tanıma & benimseme aşamasındaymış.gözünü korkutup, racon falan kesebilirsiniz. ensesine vurup ekmegini de alabilirsiniz. eğlenmenize bakın.*
ne zaman online olacağı belli olmayan msn sözlüğü.genelde ''en'' ihtiyaç duyulan zamanlarda offline olmasıyla ünlüdür.1aydır ortalıkta görünmeyen sevgili ensözlük, bugün yine ''en'' beklenmedik zamanda ortaya çıkarak beni şaşırtmayı başarmıştır.ilk eklediğim gün kendime sorduğum ''neden en sözlük acaba?'' sorusunu başarıyla cevaplamıştır.
sayılı birkaç ülke dışında her yere vizesiz giriş yapmanızı sağlayacak olan bir ayrıcalıktır yeşil pasaport.kız çocukları bu ayrıcalıktan daha çok sebeplenir. sadece bunun için bazı kurallara uymaları gerekir.
hususi damgalı pasaportlarında öğrenim vizesi dışında çocuk bakıcılığı ve buna benzer çalışma vizesi bulunanların, yanında yaşama ve iş sahibi olmama ilkesini ihlal etmiş olmaları sebebiyle kanun hükmünde belirlenen kriterlere aykırı olarak pasaport almış veya kullanmış olacaklarından, bu durumdaki kız çocuklarının ellerinden yeşil pasaportları alınır. bunun dışında evlenene, ya da sigortalı bir işte çalışmaya başlayana kadar kız çocukları tarafından rahatça kullanılabilir. fakat erkek çocukları için durum daha farklıdır. onlar reşit olduktan, yani 18 yaşına bastıktan sonra yeşil pasaportun nimetlerinden bir daha faydalanamazlar.
kağıt üzerinde düşünürken, ya da bitmek bilmeyen derslerde sıkılırken çokça yapılan eylemdir. 3-5 tane çevirme yöntemi olmakla beraber, benim favori çevirme hareketim kalemi elimin içine paralel gelecek şekilde 3 parmağımın ***arasına yerleştirdikten sonra, baş parmağımın da yardımıyla bu 3 parmağın arasında çevirmektir. oldukça rahatlatan & gevşeten bir kalem çevirme yöntemidir bu.
sekreter: selam
ufuk: selam
sekreter: faks çalışıyor mu?
ufuk: çalışıyor: 0900 900 333.
sekreter: aa o ne? 900lü telefon mu aldınız?
ufuk: evet şantiyeye değişik bi hava katsın dedik.
sekreter: cidden bu mu numara?
ufuk: sence?
sekreter: ya ufuk çok kötüsün!göndermiştim, du iptal ediim.
ufuk: ?!?!? (ufuk bu son cümleyle beraber kendinden geçer)*
istiklal'deki vazgal cafeden iki sokak aşağıda kalan, belirli bir grup insanın perşembeleri sıcak şarap eşliğinde şiir dinletisi yaptığı gidilesi bir mekan.
insanı ayağa kalktığına, kalkacağına pişman eden cümlenin giriş kısmıdır. devamı ise şu şekillerde olabilir:
*...bir bardak da su getirsene.
*...çay suyunu da koyuversene.
*...yemeğe de bakıversene.
*...şu çöpü de bir atıversene.
*...kombiyi de açıversene.
*...bla bla bla... bu şekilde daha birçok örnek verilebilir.
bu durumda yapılması gereken & şiddetle tavsiye edilen; kişinin pusuya yatıp, kendinden önce hazır kalkmışken bütün bunları yapabilecek birinin çıkmasını sabırla beklemesidir. mümkünse kişi, o zamana kadar oturduğu yerde otursundur, istifini hiç bozmasındır.*