her zaman kendisine yakışanı yapmasıdır. her konuşması; yapıcı olmaktan çok uzakta, tamamen yıkıcı ve şartsız muhalefet zihniyle saldırgan bir tavrın tezahürü olarak göze çarpmaktadır.
statükoyu şu şekilde korumaya çalışır:
- şimdiye kadar yapmadın da şimdi niye yapıyorsunnn ?
- senin bununla alıp veremediğin neee?
- şimdi çıkacak başbakan bunun yanlışlığından dem vuracakkk !
- değerli arkadaşlarım bu anayasaya aykırııı ! *
- bir an önce vazgeççç !
- anayasa mahkemesine götürürüz !
olmadık farazi senaryolar yazarak bu senaryoların yazarlar arasındaki etkileşiminden doğacak olan laf kalabalıklarını kullanıp muhalefet yapmaya çalışan bir garip kemalizm taraftarıdır.
halen kuvayi milliye atlılarının sokaklarda cirit attığını sananlar varmış. *
tuvaletin müştemilatında bulunan lavabo gibi yerlerin ne için ve ne amaçlı olduğunu herkes bilir. el yüz yıkanır, hijyen temizliği yapılır. abdest alan kişi buna ek olarak ayağını yıkar. içinde biraz sorgulamacı bir ruh barındıran mümin bu durumdan aslında memnun değildir; tuvalet gibi pis bir işin görüldüğü mekanda abdest almak ne kadar doğrudur, yüksekteki lavaboya ayağını koymak için akrobatik hareketler yapmak ne kadar rahatsız edicidir, değil mi ?
okul tuvaletinde abdest aldığı bir arkadaşı yüzünden üstü başı su damlacıklarına bulanan, elini yıkamak için lavabodaki kişinin uzun süren abdest işinin bitmesini bekleyen kişi de burada mağdur olur, değil mi ?
kimsenin de bayıla bayıla okul tuvaletinde abdest almaya gönlü olduğunu sanmıyorum, şahsen benim de okul tuvaletinde abdest aldığım zamanlar oldu ama mekanlar ve bürokrasiler bizi sıkıştırıyor ise benim olduğum gibi birileri daha mağdur olmaya devam edecek.
bu bkz. lar olmadı şimdi birisi daha rahatsız olur. okulun cami-mescit olmadığından dem vuracaklardır ki zaten kimse okulun yani bir eğitim yuvasının ibadethane statüsüne sokulmasını talep etmiyor. asıl sorun haklı taleplerin kötü ve amacından farklı gösterilerek zulme meşruiyet kazandırılmasıdır. ama siyaset hep aynı yolda yürümez.