sözleri fena değil bu şarkının.
--spoiler--
biri vardı çoktan izi kaldı kalpte
camımın damlasında
duruyormuş orada sanki bir düşmancasına
sevemez misin? aşkı bağlayamaz mı?
gönlümün bahçesine
kanadım kırıldı bak, yağmurum ol yağ yüzüme
tükendim çok yaraları açan
dağılmıyor içimdeki duman
sen istersen yanalım o zaman
gel artık yok yüreğe dokunan
tükendim çok yaraları açan
dağılmıyor içimdeki duman
sen istersen yanalım o zaman
gel artık yok yüreğe dokunan
biri vardı çoktan izi kaldı kalpte
camımın damlasında
duruyormuş orada sanki bir düşmancasına
sevemez misin? aşkı bağlayamaz mı?
gönlümün bahçesine
kanadım kırıldı bak, yağmurum ol yağ yüzüme
tükendim çok yaraları açan
dağılmıyor içimdeki duman
sen istersen yanalım o zaman
gel artık yok yüreğe dokunan
tükendim çok yaraları açan
dağılmıyor içimdeki duman
sen istersen yanalım o zaman
gel artık yok yüreğe dokunan
--spoiler--
yeşilçam filmi tadında bir orhan kemal romanı.
avukat nafiz bey, karısı, dede, babaanne , nafiz bey'in gözünden sakındığı kızı nilüfer...
nafiz bey kızıyla ilgili parlak hayaller kuran biraz da vesveseli bir babadır. çok insan içine karışmaz. dışarının kötülüklerle dolu olduğunu düşünür. bir gün ölürse dışarının pisliğinden ailesine bulaşması en büyük korkusudur. nilüfer narin, ilerde hayli güzel olacağı şimdiden belli bir küçük kız çocuğudur. vaktini dedesiyle bahçede oynayarak geçirir. babasının dış dünyayla ilgili kuruntuları yüzünden pek arkadaşı yoktur. bir gün civar köşkteki doktorun kızıyla arkadaşlık kurar. artık ergenliğe girmiş oldukça güzelleşmiştir. civarda laf atan sürüyle genç vardır bunlardan birisi de serseri milyoner lakaplı dayısı fabrikatör olan ahmet'tir. nilüfer bu adamdan nefret etmektedir. o sıralarda arkadaşlık ettiği doktorun yakışıklı yeğeni suat memleketinden liseyi okumaya gelir nilüfer'le suat birbirlerine aşık olurlar. durum ortaya çıkınca suat'la nilüfer ayrılmak zorunda kalır. nilüfer'in ailesi bu olaydan sonra biraz da nafiz bey'in serseri milyoner'in dayısının avukatı olmasından dolayı onların köşküne taşınır nilüfer suat'ı unutamaz...
sade bir aşk hikayesi gibi görürsünüz ama kitap bir dönemin ahlaki kurallarını, sonradan görme zenginlerin görgüsüzlüğünü açık bir dille anlatır.
orhan kemal'in dilinin yalınlığı, duyguları ifade edişindeki ustalığı ve insanı olayın içinde yaşatan betimlemelerini görmeniz açısından ideal bir kitaptır. sıkmaz , yormaz.
primleriyle parasal tatmin sağlayan sigorta satıcısının afilli adı.
kredi kartı satıcısıyla birlikte finans sektörü amelesidir.
alırsın çantayı doktor, mühendis, avukat demeden insanlara bireysel emeklilik sistemini anlatıp, sigorta satarsın.
bes lisans sınavı vardır. sınavı geçersen poliçelerde imza yetkin olur. çünkü lisanslısındır. sınavı devlet yapar.
şanslıysan şirket arabasıyla, yok değilsen belediye otobüsleriyle gidersin müşteriye. *
sabırlı, güleryüzlü, azimli, yüzsüz, strese dayanıklı, ağzı laf yapan biri olman gerek.
çünkü satış kotası vardır bu işin.
tutturamadın mı kotayı; 'elveda tatlım, bastım tekmeyi' der özel sektör.
yabancı şirkettir diyip çok büyük umutlar beslemeyin. 'bize gelen yabancı şirketler de türkleşiyor mu ne' diyorsunuz zaten.
uzun vadede yapılabilir bir iş değildir.
ama bir süre para kazanmak için, çevre edinmek için olabilir derim.
wikileaks'in kurucusu Julian Assange'ın ingiliz polisi tarafından yakalanmasıdır. tecavüz iddialarının buna sebep olduğu söyleniyor. o kadar belge açıkla. dünyayı salla. tutuklanma sebebine bak. http://www.hurriyet.com.t...unya/16469688.asp?gid=373
Ağustos başında yayımlanan bir rapor, küresel çapta 81 milyon genç işsizin bulunduğunun altını çizerken, kafalardaki asıl soruyu ise hükümetlerin desteklediği şirketlerin bu soruna çözüm bulup bulamayacağı oluşturuyor.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), bu ayın başında yayımladığı bir raporda dünyanın yeni bir ;kayıp nesil ortaya çıkarma riskiyle karşı karşıya olduğunun altını çizdi ve yaşları 25'in altında olan gençler arasındaki işsizliğin küresel çapta 81 milyona yükseldiğini belirtti.
http://www.hurriyet.com.t...onet/15679879.asp?gid=303
yakın zamanda sosyal patlamaların, yoksulluğun daha da ağırlaşacağının göstergesidir. yoksa kriz sırf bize mi teğet geçmişti? ılo'ya göre tam kalbinden vurup geçmiş dünyanın. küresel şirketler kurtarılırken, altta kalanın canı mı çıkacak yine?
yeni bir fazıl say beyanatıdır.
'Sezen Hanım ile Metin Altıok'u anma gecesinde, Onno Tunç bestesi "Kavaklar" şarkısını çaldık.Kaydı sonradan dinlediğimde biraz şaşırdım. Piyano, Do minör'den başlıyor, Sezen, Do diyez minör'den girip, Si minör'de arıyor parçayı. Son derece kirli. On notanın yedisi kirli. Detone ve kirli olunca da beni bu müziğin, "Duygulu" olduğuna inandıramazsınız. Duygu dediğimiz şey tüm duyuların birleşimidir. Kulak da en önemli duyudur. Müzik yapıyoruz. Patlıcan yemeği değil...'
bu haliyle tepkileri üstüne çekmeye devam ediyor. yıllarca kulağımız kirlenmiş de haberimiz yokmuş. sezen aksu'yu toplumsal duyarlılıkları olan kadın diyerek överken müziğinin detone ve kirli olmasıyla yermiştir. yıllarca türk pop müziğine katkıda bulunan bir kişi hakkında bu şekilde konuşmasıyla ona biraz haksızlık etmiş. kendisi gibi bir piyaniste bu tarz açıklamalar yakışmamıştır. kendisinin biraz kabaca hareket ettiğini düşünüyorum. ki icra ettiği müzikle ters düşen bir davranış biçimidir.
tüik'in açıkladığı rakamlara göre geçen sene mayıs ayında yüzde 13.6 olan işsizlik oranı bu senenin aynı ayında yüzde 11'e geriledi. sendikalar bu durumun türkiye'deki istihdam sorununu kalıcı olarak çözmediğini söylerken, bazı uzmanlar da bu durumu krizin etkilerinin yavaş yavaş geçmesine bağlıyor. işin içine mevsimsel etkilerin girmesi işsizliği biraz düşürse de, hala işsizlik ülkemizin en büyük sorunu olmaya devam ediyor. http://www.hurriyet.com.t...nomi/15563320.asp?gid=254
doğru kullanıldığı halde adayın görüşmeden olumlu sonuç almasını sağlayacak olan haraketlere verilen addır.
güleryüz: ilk izlenim 7 saniyede oluşur. odaya girdiğiniz anda hafifçe tebessüm etmeniz sizin pozitif bir insan olduğunuz hakkında fikir verir. diyaloğun rahat bir ortamda başlamasına zemin hazırlar.
tokalaşma: tokalaşma ne çok gevşek ne de karşıdakinin elini kıracak şekilde sert yapılmamalıdır. Aşırı hafifi tarz güvensizliğinizi, aşırı sert tarz kompleksinizi ortaya koyar.
göz teması: sizin kendinize olan güveninizi gösterir. göz teması görüşmeciyi rahatsız etmeyecek şekilde kurulmalıdır.
eller ve kollar: eller kendimizi etkin ifade etmemizi sağlar. aşırı yapılan el kol hareketleri ifade yeteneğimizin eksikliğini gösterir. görüşme sırasında kollarımız ne aşırı açık ne de kapalı olmalıdır. unutmayın kolları kapatmak iletişime kapalı olduğumuz anlamına gelir.
oturma şekli: görüşmeciye dönük dik, rahat oturmak önemlidir. oturma şeklimiz ne aşırı rahat ne de sıkılgan olmalıdır. Konuşmanın gidişine göre bazen eğilerek talepkar, bazen doğrularak güveninizi gösterin. Görüşeceğiniz kurumun kimliği, görüşeceğiniz kişinin pozisyonu sizin bacak bacak üstüne atıp atmamanızda önemli rol oynar. En uygunu bacak bacak üstüne atmadan ama rahat edeceğimiz bir oturuş pozisyonu almaktır. sırtınızın kapıya gelmemesine dikkat edin çünkü her kapı açılışında dikkatiniz dağılabilir dönüp arkanıza bakabilirsiniz.
mesafe: görüşmeci ile aranızdaki mesafeyi çoğunlukla görüşmeci belirler. ama görüşmeciye çok uzak olunması çok yüksek sesle konuşmanıza ve silik biri gibi algılanmanıza sebep olurken, çok yakın olunması da görüşmecinin alanına müdahale olarak algılanır.
bunların dışında görüşme sırasında görüşmeci dikkatle izlenilmeli, ilgi başka noktalara verilmemelidir. dinlenilmediğini anlayan kişi, sizin bu işi yeterince önemsemediğinizi düşünecektir. aşırı lakayt tavırlar sergilemekten kaçınılmalı, beden hareketleri ile üslubun uyumlu olmasına dikkat edilmelidir.
sonuna kadar desteklediğim kampanyadır. nedenleri ise;
- birbirinin türevi pek çok başlığın açılması.
- fikir, düşünce belirtileceğine, üretileceğine bkz'larla yanıt verilmesi.
- anketlerin coşması.
- kaliteli başlık bulmanın zorluğu. **önerilerim ise:
-moderatör sayısının arttırılması.
- veya moderatörden daha az yetkili gammazlardan daha yetkili bir kademenin daha oluşturulması. böylece sözlük daha hızlı temizlenir.
- verilen cezaların daha caydırıcı olması.
-ve bazı yazarların evlilik programlarına ya da stadyuma * postalanması.
yardım ve destek beklenen kişiler ise sözlüğün abileri/ablaları olan eski nesillerle, bu değişimi isteyen yeni nesil yazarlar ve moderatörlerdir.*
bir ülke için;
üretip, satabiliyor olmak demektir.
dış borcu çok olmamak demektir.
bunların sonucunda dünyada borunu öttürebiliyor olman demektir.
atatürk'e göre ise:
Tam bağımsızlık ancak ekonomik bağımsızlık ile mümkündür.