hani monopoly oynayan birinin oyunu çok kötüdür, oyun sonunda elinde avucunda ne varsa satmıştır, o saatten sonra her bastığı bölgeden götüne bir araba borç yiyodur ve tek gelir kaynağı her turda aldığı paradır. işte o Türkiye'nin insan formu tam olarak o adam...
kişiden kişiye değişiklik gösterir, kimisi için fazlasıyla kolaydır, kimisi için de ölesiye zordur. işin trick'i kendin hakkında merak uyandırmaktır, karşındaki kişinin seni tanıması için ona bir sebep vermen, senle tanışma isteği uyandırmak. illa çok yakışıklı yada çok güzel olman gerekmiyor. sempatik, güleryüzlü, eğlenceli, zeki, ne çok cıvık ne çok ciddi bir havası olan, bakımlı biri gibi bir imaj yaratman karizmanı arttıracağı gibi insanların sana ilgi duymasını sağlar.
aynanın karşısına geçiyosun hocam, dışardan kendine bakıyosun. "ben kendimi biliyorum, ben bu karşımda gördüğüm kişi ile tanışmak ve arkadaşlık kurmak ister miyim?" diye soruyosun. cevap hayırsa "neden?" sorusunu soruyosun. cevapta bulunan eksiklerini kapatıyorsun ve mesele çözülüyor. bu kadar basit aslında...
şundan sonra gel de eşinin kıyafetine falan karışma ya. ulan bu piçin harika göt dediği buysa, yolda zombi görse yanlama potansiyeli var, içim bunun gibiler yüzünden rahat değil içim benim. ulan bir standart, bir çıta olur be arkadaş, kaya deliği görse kerkinir bu...
yahu facebook, instagram falan feşmekan anlarım, orda bile yeterince saçma. ama steam hesabına vesikalık koymak nedir bilader, mal mısın ne boksun be amk evladı ya...
amerika'nın wisconsin eyaletinde polis tarafından vurularak ortalığı karıştıran zenci.
sabıka kayıtlarında bir sürü şiddet ve cinsel saldırı suçundan sabıkası var. bariz olarak görüntülerde elinde silah olduğu görülüyor ve çevredeki insanların hayatını tehlikeye atıyor. polisin defalarca kez tekrar ettiği dur emrine karşılık vermeyince de vurularak hastaneye kaldırılıyor. ama zenci ya kendisi, ortalık yine karıştı, yok efendim ırkçılık, yok efendim black lives matter, yok efendim i can't breathe....
george floyd görüntülerini de bütün çıplaklığı ile incelediğimizde, jacob blake olayını da incelediğimizde ortada varolan sıkıntı "police brutality" denen polis şiddeti. ne olursa olsun, karşıdaki insan ne yaparsa yapsın 7 kurşunla adam vurulmamalı yada boğaza dizle basılmamalı, kesinlikle polis hatalıdır, tekrar ediyorum polis kesinlikle hatalıdır. fakat yapılan eylemler polis şiddeti üzerine değil de "ırkçılık" üzerine olursa orda sıkıntı var hemşerim. polisin eylemleri her ne kadar korkunç derecede ekstrem olsa da karşısındaki kişinin kendilerine direnmeleri üzerine yapılmış olan şeylerdir. yani aynı suçu beyaz bir vatandaş yapsa bile polisin aksiyonu aynı olacaktı. bu 2 görüntüde de polis şiddeti asıl tepki gösterilmesi gereken şey, ırkçılık değil zira ırkçılık yok burda.
Böylesi ilerlemiş salgında karantina süresini bu kadar kısa tutarsan, zamanında bu gibi karanlık zamanları düşünmeden elinde kalan tüm parayı har vurup harman savurduktan sonra "sikerim insan sağlığını, ekonomi çöküyor" diyip halktan yüzsüz yüzsüz IBAN isteme noktasına kadar gelirsen, halk olarak "amaaaan ne coronaymış ya, kusucam artık" kafasında laylaylom gezersen, maskesiz dolaşmaya devam edersen şu an Türk halkının 80%i gibi.....
Zor biter üstadım. Gerizekalıların ağırlıkta olmadığı bir toplum içinde yaşasak biter de, Türkiye'de zor o iş...
iyice götleri kalktı bu ara. Baydım amk sürekli her boktan duyarlılık beklemenizden de farkındalık yaratmaya çalışmanızdan da. Cidden bıktım. Desteklerim hala ırkçılığa karşı eylemleri, her zaman karşısındayım ama artık instagramımda bunları görmek istemiyorum ya. Yoruldum, cidden yoruldum. Kendi götleriyle bu derece kavgalı bir ırkın, dünya gündemini böylesine işgal etmesi artık cidden sinirlendirmeye başladı beni. Tüm ırkçıların amk, cidden amk ama ben ve benim gibi insanlar tamamen suçsuz günahsızken lüzumsuz kız tribi yiyen gariban erkek modunda yaşamak durumunda kalıyoruz, bize yazık değil mi lan...
Bu kendilerinden almış olduğum 5. uçak bileti ve 5.rötar. Ulan 1.5 saat rötar nedir, yanımda hamile eşim var ya,covid dönemindeyiz bir de üstüne. Belirttikleri saatte boardinge başlayıp kalabilmeyi becerebildikleri an iyi bir havayolu şirketi olacaklar.
iyi bir oyun kesinlikle değildir, aksine oldukça kötü bir oyundur. lakin çok ama çok iyi bir interaktif görsel hikayedir. çok etkileyici ve çok duygusal bir yapım olmuş. red dead redemption 2 sonrası sonunda ağladığım bu 2. oyun oldu son zamanlarda. gerçi hala oyun olarak değil, interaktif görsel hikaye savımın arkasındayım. aslında interaktif de değil, ama çok kaliteli iş. yapanların emeğine sağlık....
o değilde baş karakterler de benim kafadan, onlar da "moonseeker"....
dün akşamdır. hem hüngür hüngür ağladığım, hem de kahkahalarla güldüğüm, hem şaşkınlıktan kalakaldığım, hem de çılgınlar gibi yerimde duramadığım...
1 gündür yazmamaya çok direndim ama artık dayanamayacağım ya, sokağa çıkıp bütün gördüğüm insanlara şu virüslü günde dahi sarılıp anlatasım var, kıpır kıpırım sözlük. birisi çıksaydı da deseydi 2 paralel çizgiyi yanyana görmek seni çok mutlu edecek... tarifini etmeyi çok isteyip, bütün çabalarımın boş olacak olması... biliyorum saçmalıyorum ama hayatımın hiçbir evresinde bu derece saçmalamak da istemedim. neyse, neden bilmiyorum, hiçbirinizi tanımıyorum ama hepinizi çok seviyorum, diyesim geldi, kendime engel olamıyorum. neyse daha fazla uzatmadan
chicago bulls'un 6. ve son şampiyonluğunu kazandığı 97-98 sezonuna verilen isim. netflix'e bugün eklenen belgesel serisi gerçekten inanılmaz bir çalışma olmuş. hele announcer'ın "from north carolina at guard 6'6'', Michael Jordan" diye introda oyuncu tanıttığı yer o kadar güzel editlenmiş ki tüylerim diken diken oldu, aşırı etkilendim. bakmanızı tavsiye ederim, yüzyılın en büyük oyuncusuna tanıklık etmiş olursunuz....
marka bazında mantıklıdır, itirazım olmaz. fakat konsept bazında sansüre ben de şiddetle karşıyım.
halkın ahlakı bozulmasın, kötü örnek olmayalım diyosun da sana ne kardeşim. sigara içene sansür sebebi kötü örnek, içki içene sansür sebebi kötü örnek, cinsel içerikli sitelere erişim sansür sebebi kötü örnek, dizilerde falan üstü çıplak adamdır, mini etekli kadındır, sırf kötü örnekten bunlar da yok artık. survivor'ların geldiği hale bakarmısınız örnek olarak, o kızlar, o adamlar falan o dominiğin sıcağında tshirtlerini çıkaramıyor lan. bunların insan ahlakını bozacağına yönelik bir düşünceleri var, kişi kendinden bilirmiş işi derler ya, o hesap...
sanki sokakta sigara içen bir insan bile görmüyoruz, sanki içki içen insan görmüyoruz, yetişkinliğe kadar sanki hiçbirimiz bir seks sahnesi izlemedik. yazlık beldelerde hiç karşımıza çıkmadı mini etekli, dekolteli kadınlar, denize girerken sanki hiç üstü çıplak bir erkeğe rastlamadık.... öncelikle ne yapın biliyor musunuz, kimleri yerin biliyor musunuz, bu üstte saydıklarımı tamamen kötülerken aynı zamanda erkek çocuklara kuran kurslarında tecavüz edenleri yerin iyi halden hapisten salacağınıza, insanlara vaaz verirken 10 yaşında kız çocuğuna tecavüz edip bu yaptığını evlilik ile meşrulaştırdığına ve suçsuz olduğuna inananları yerin, 5 vakit namazlıyım diyip doğmamış yetimin hakkını çatır çutur yiyeni, ayakkabı kutularına depolayanı, man adasındaki offshore banka hesabına gönderenleri yerin. asıl ahlaksız onlar çünkü...
2 saat önceden açıklananı makbuldür. "2 saat önceden açıklayak da birbirini ezsin amk fakirleri" niyeti yoktur tabi ki ama olay da oraya çıkıyor be birader, yapılacak iş midir allasen....
olayı aslında çift taraftan bakarak irdelenmesi gereken kişi...
insanlar o kaos ortamında erzak alışverişindeyken sen gidip son derece asgari bir lüks alışverişi (kek kola) falan yapamazsın yani, yapılacak iş değil. ama diğer taraftan da bakacak olursan taaa şubattan bu yana evine birşeyler depolamayan ve markette birbirlerinin üzerine çıkan insanlara ne demeli? sanki zombi kıyameti açıkladılar haberlerde, altı üstü 2 günlük sokağa çıkma yasağı. 2 gün dışarı çıkmasan dahi evinde birşeyler bulunur, 2 gün evine market alışverişi yapmazsan ölmezsin, yani bu kadar paniğin, izdihamın, fırın önünde ağız burun birbirinize girmenizin bir anlamı yok.
ayrıca trajikomedinin en üst mertebelerinden bir durum var, south park bölümü gibi bir durum...
+ birader sen bu market alışverişini bu panikle neden yapıyorsun?
- dışarı olabildiğince az çıkmamız gereken dönemlerde, sosyal temastan azami bir şekilde kaçınacak bir şekilde gerekli erzağı evimde tutmalıyım ki hastalığı kapma riskim daha az olsun.
+ e sen o marketin içerisinde 25-30 adamla boğuştuğun an bulaşma riski yok muydu?
- ......
gerçekten fıkra gibi yani, inanılmaz bir durum. o luppo alan dayı da moron, bu görüntüyü kameraya alan adam da dahil olmak üzere birbirini ezen insanlar da moron. konu kilit.
istanbul'da oturuyorum. caddemin önünden vızır vızır araba da geçiyor, yürüyenler de var. işin tuhaf yanı otobüsler çalışıyor lan, nasıl bir sokağa çıkma yasağı bu? kelime oyunu falan mı yapıldı, "caddeye çıkma yasağı demedik, sadece sokağa çıkmak yasak" falan gibi bir saçmalama mı yaptı iktidar?
internet alemindeki yeni meme, son zamanlarda gördüğüm hatta en başarılısı diyebilirim. o dans, arkadaki müzik, ölüm gerçekleşmeyince zencilerin hayalkırıklığı içerisindeki bakışları falan.... uzun zamandır sesli güldüğümü hatırlamıyorum bir meme'e.
liseden bu yana görüştüğüm, yediğimin içtiğimin ayrı gitmediği 5 can dostumun mezun olduğu güzide bölümdür. eski konuşma arşivlerini karıştırırken hakkında yapılmış bir caps'e denk geldim ve yarıldım, paylaşayım istedim.
ya o değilde, tokyo'nun o saç stiline uyuz oldum amk ya. yahu 1. ve 2. sezonda çok iyiydi ve çok yakışıyodu o saçlar. zaten güzel de kadınsın da niye zorla kendini çirkinleştirmek ister bir insan? o saçların acilen uzaması lazım.
2.si ise şu palermo mudur ne anasının amıdır ölmesi lazım. "kardeş şimdi biz berlin gibi efsane bir karakter yaratıp daha 2. sezondan öldürdük, boşluğunu doldurmaz ama bari yamayalım orayı" mantığıyla koydunuz ama arkadaş olmadı ya, aşırı defolu oldu ve kimse ısınamadı o kadar adama. siktir edin şu piçi de daha eli yüzü düzgün, daha karizmatik, daha alfa ve daha kaliteli bir aktör koyun adını da milan mı koyarsınız, roma mı koyarsınız size kalmış. ama palermo'yu net iptal etmek lazım.
ülkenin kesinlikle ama kesinlikle en büyük sorunu :
ağzı olan her insanın her konu hakkında konuşabilecek yetkinliği kendinde bulması.
en ayar olduğum insan tipidir böyle bir konu hakkında hiçbir yetkinliği ve bilgisi olmadığı halde fikri olan insan ve türkiye kaynıyor bu tiplerle lan. allah aşkına bilginiz olmayan konularda fikir ortaya atmayın ya. misal şu coronavirüs mevzusu, bak jurgen klopp'a sordular, "ben teknik direktörüm, bilgisi olan adama sorsanaza bana niye soruyosunuz" dedi, arkadaş şunu yapmak bu kadar mı zor amk ülkesinde. oytun erbaş çıkar "türk geni dolayısıyla corona geçirmeziz" der, canan karatay "sabah akşam kelle paça için, corona falan kalmaz" der.... şu amk çenenizi kapatın lan bilmediğiniz konular hakkında. bir de bazı gerizekalılar çıkıyor "cem yılmaz neden susuyor" diyor, amk cem yılmaz konuşsa ne diyecek, ne bilgisi var konu hakkında. kulaktan bişiler doldurup doldurup bilgisi varmış gibi ortamlarda satmaya çalışmaktır bizim en büyük sıkıntımız....
gerçekten bazı dangalakların saçma sapan yorumlarını görünce çıldırıyorum, gene sinir sardı ya.
porno izlemeyi iğrençlik olarak görmek nasıl bir zihniyettir, nasıl bir bağnaz kafadır amk ya, hangi örümcek ağlarla ördü o kafanın içini, böyle bir saçmalık olabilir mi? izlemeyen kim var aramızda, gerçekten açık olsun herkes, kim porno izlemez lan? insanın cinsel ihtiyacı da vardır, insan da en sonunda bir hayvandır, bu ihtiyacı giderme olarak veya cinsel hayatı renklendirmek için son derece kullanışlı bir araçtır porno filmler. ama nedense ülkemizde izlemeyi geçtim, sözünü etmek dahi bir tabu haline getirilmiş vaziyette, anlamsız bir ayıplama var ama herhangi bir komedi skecinde de en çok cinsel içerikli şakalara gülerler, ironiyi kes. öyle bir seviyede ki devlet gençlere iş bulamıyor, fakirine fukarasına hizmet götüremiyor, halk fakirlikten kırılıyor ama alınan en sert aksiyon pornografik sitelere erişim yasağı. bir gerçek var ki ahlak polisliğinin en çok yapıldığı yer, ahlaksızlığın en fazla olduğu yerdir, türkiye de işte bu yerlerden üzücü bir örnek ne yazık ki....
eşimle de oturur izleriz arada, zarar verdiğini de düşünmüyorum ilişkimize, neymiş de ilişkide yetersiz olduğunu göstermeye çalışıyomuş... hastalıklı ve gerizekalı düşüncelerinizi lütfen kendinize saklayın ya, iqsunu düşürüyosunuz ortamın.
koronavirüse yakalanarak hiç iddiası olmayan Utah Jazz ve oyuncularını karantinaya alan, bu sayede de NBA maçlarını süresiz iptal eden katıksız bir orospu çocuğudur. Bir NBA zevkimiz vardı lan, ona da tüy diktin ya, geber amk evladı seni...
Dün eşimle gittiğim bir baba hamlet oyununda, Danimarka kralının balkon konuşması yaptığı sahnede yaptığı Rte taklidiyle gülmekten kasıklarıma ağrılar sokan oyuncu. Mutlaka gidip görün gençler, yok böyle bişi...
ya birader, bakın. 31 mart'a da hadi eyvallahım da, oyun fiyatı 150 tl. Tamam bir oyun için son derece uygun bir fiyat, kabul ediyorum ama bu oyun early access çıkıyor lan. 9 yıl geçmiş, daha oyun tamamlanmış değil, tamamlanmamış birşey için 150 tl türkiye marketinden, 50$ yurtdışından fiyat istiyorsunuz, ciddi misiniz amkk siz?
mart 2020 dediler release date olarak. bugün kesinleşti, diyorlar ki 31 mart.... ulan 9 yıl geçti, 9 yıl, uslanın artık amk ya, hala ay sonuna erteleme peşindeler. 9 yıldır sabırla bekledim oyununuzu, sırf warband'e olan saygımdan ve sevgimden o da, ama 31 marttan sonra olur da gene delay yerse şahsım adına söylüyorum beni tamamen kaybederler, gerçekten boku çıktı yani....
ünlüler gönüllüler konsepti biraz tuhaf geldi bana. ünlülerde bildiğim 2 adam var. birisi ersin korkut çok güzel hareketler bunlar ekibinden, diğeri de "adam pisliğin teki çıktı rıza baba" diyen uzun saçlı, sürmeli arka sokaklar komiseri. diğerlerinin nesi ünlü lan? hele bir tane çin malı jason momoa var ki, ahhahah....
hele bir kız var melis diye, amk kızın yürüyecek hali yok. yürümesi bir yana bir atış yaptı, yıkması gereken yapıya atışı çarptı, geri sekti lan, şöyle bir yetersizi ne diye alırsınız yarışmaya, olacak iş değil gerçekten.
karşıdaki kıbrıslı yasin denen elemanı hiç sevemedim, en efendi eleman emrah'ın çocuk "acıların torunu". acıların torunu, polis eleman ve çek kız nisa dışında alayı itici gönüllülerin. o yüzden ünlüleri destekliyorum. nedense gönlüm o sürmeli arka sokaklar komiserinden yana, ulan bütün istanbul'u içeri tıktın peşlerinden yardır yardır koşarak, bu yarışmayı da kazanıverirsin artık....