mekanda check inn yapıp kızlara Arda Turan misali yürüyen bir arkadaş vardı. Meğer kızın erkek arkadaşı varmış ve tuvalete gitmiş. Dönünce check in out okey yaptı bizim elemana. Tehlikeli program vesselam.
Ankara'da yaşayanların sadece %10'u Ankara'lı olduğu içindir. Zira kalan %90'lık nüfus tamamen göçtür. Kırşehir, Çankırı, Çorum, Kayseri, Yozgat.. gibi gibi. ama sonuçta bize her yer Angara.
dün geceki bölümde, mert'in polis kimliği ve tabancasına el konuluyor ama emniyetin altına çektiği araba hala mertte kalıyordu. yapacağınız diziyi sizin.
"hayatın kuralı bu yeğen,
ne kadar uzağa gidersen git, başladığın yere dönersin sonunda..
ne kadar değişirsen değiş, nerede mutlu olduysan hep oraya çevirirsin kafanı..
ne kadar terbiye etsen de, susturamazsın içindeki canavarı..
nereye gidersen git yeğen, şunu unutma..
herkes gün olur evine geri döner.."
ifade alma ve olayları çözme konusunda bizim polislerin eline veren muhteşem teşkilattır. Şöyke ki;
sene 2003. okula yeni gelmişiz hazırlık öğrencisiyiz. kısmet olursa hukuk fakültesine adım atacağız buradan. Bir gün yurtta otururken, memleketten Kıbrıs'a araba getiren Aksaray'lı bir arkadaşım aradı.
-Kardeş acil polis karakoluna gel,
-Neden geleyim ,
-Sen hukuk okuyorsun kafan basar, bana yardım et,
-oğlum ben daha hazırlıktayım,
-olsun sen gel.
Arkadaşı kıramadık ve karakola gittik. Yaşanılan olay ise, bu arkadaşı kktc vatandaşı bir arkadaş aracıyla geçiyor ve tamponunun tozunu alıyor. Bu camdan çıkıp ''yuh be birader'' diyor, diğer eleman ''noldu be ya^^ak'' diyor ve karakolluk oluyorlar. Karakola vardığımda komiser her ikisini de karşısına alıp konuşmaya başlıyor.
Komiser: Baylar anlatın bana noldu?
Aksaraylı: Komserim bu arkadaş bana ya^^ak dedi.
Komser: E be ya^^ak bunun için geldiniz buraya? Ya^^ak bizde sevgi sözcüğüdür. Canım gibi. Bilmen sen bunun anlamını?
komiserin bu sözüyle herkesi bir gülme tutar ve bizimkiyle kıbrıslı arkadaş öpüşüp barışırlar. bu kadar güzel sulhe teşvik olur mu arkadaş dedirtmiştir. işte kktc polisi böyledir sözlük.
mesleki yeterlilik olarak son yılların en kötü zamanlarını geçiren arkadaşlardır. evet aldıkları maaş ve yıpranmaları hiç kimsenin umrunda değildir. ancak, hükümetin yandaş politikası sayesinde o kadar boş beleş ve hatta zır cahil insanları katip yaptılar ki kafayı yememek elde değil. çalışan, aldığı maaşın hakkını sonuna kadar veren ve fazlasını bile hak eden yok değil mi? elbette var ama azınlıkta.
futbol bahisleri mükemmel. gerek oranlar, gerek ise seçenekler bakımından. ancak gel gör ki basketbol bahislerindeki bahis seçenekleri o kadar kısıtlı ki. buraya el attıkları an piyasadaki en iyisi olurlar. şu an için Türkiye pazarında en iyisi tempo. para çekerken sorun yok. ilk aşama güvenlik testi. bu testi geçersen sorunsuzca para çekersin. sorusu olan varsa mesaj kutumu yeşillendirsin.
15 aralık 2015'te aldığım araç. merak eden varsa toplanın hele. bir kere arabanın çizgileri ve kadranlarına tav oldum onu belirteyim. beni benden aldı. arabayı almamın tek nedeni buydu desem yalan olmaz. ancak gel gör ki, yol tutuşu harika diyebilirim. yoldan çıkarmak için çölde bedevi şansı olmalı. öyle bir motor sesi var ki, kaşı beni melahat diyor alet. bastıkca daha da homurdanıyor ve sende daha da basıyorsun. çift yönlü dijital klima var. kaldı ki şu an bile bir çok sıfır araçta yok. 4 disk fren ve ABS aracı durdurmak için yeterli. parçası pahalı bunun diyen tırriklere sözüm şu ön amortisör değişti orjinal 175 TL. çifti 350 TL. opel 270 wolksvagen 410 TL diyor tek amortisöre. bilmem anlatabildim mi. bagajı küçük. çük kadar. çük dediysem zenci çükü değil asyalı. araba çok yakıyor mu derseniz evet. çünkü motorun homurtusuna kapıldın mı veriyosun coşkuyu. efendi gibi binersen 6.5 lt ye düşüyor 100 km'de. ha bende prinss marka lpg var dert etmiyorum o ayrı. aracın beni çıldırtan tek olayı çok narin bir alt takım var. öyle tangır tungur kullanmaya gelmiyo. kendi götünü beton çeker diye nasıl esirgiyorsan bunu da öyle esirgeyeceksin. araçta hız sabitleyici var. ki bu bile hala bir çok arabada standart değil. açıyorsun bu mereti 110'a sabitleyip nescafeni yudumlarken sigarandan bir nefes alıyorsun. velhasıl 25.000 TL - 30.000 TL aralığında araba arıyorsan, gösterişli olsun, donanımlı olsun, iyi yol tutsun, şekli şemali olsun diyosan hiç düşünme. alfa zor satılır, parçası pahalıdır diyenlerin ağzına ıslak odunla vur. sorusu olan varsa yeşillendiririm.
kız milletinin asla anlam verilemeyen ama erkekleri canından bezdiren tripleridir.
- anladım sen sarışınlardan hoşlanıyorsun
- az önce arayan kimdi ?
- o kız kimdi ? kimdi o kız ?
- neden orada elimi tutmadın ?
- bu saate kadar neden aramadın ?
- neden beni ailenle tanıştırmıyorsun ?
- aldığım kazağı neden giymiyorsun ?
- önceleri böyle yapmazdın
- galiba beni eskisi kadar sevmiyorsun ?
sene 2003. üniversite hazırlıktayım. kıbrıs'tan ankara'ya kaçak geldim evdekilere haber vermeden ve arkadaşımda kalıyorum. gelirken kıbrıslı yeni tanıştığım bir çocuk benden kameralı nokia telefon istiyor. o zamanlar kameralı telefonlar çok yeni. çocuğa tamam gardaş olur yatır benim hesaba 550 milyon ben sana alırım diyorum ama içimden de o kadar da salak değildir herhalde yatırmaz diyorum. Ankara'dayken bir telefon hop para hesabında diyor. ben 3 günlük tatilimi bir haftaya çıkarıyorum ve tabi elemanın parasının bir kısmını yiyoruz. derken elimizde kalan para tam tamına 120 milyon lira. ama çok fena gurur yaptım bu çocuğa telefon almadan gitmeyeceğim. tarih tam olarak 07.12.2003. hiç unutmuyorum öyle bir gavur ayazı var ki Ankara'da anlatamam. Yaşayan bilir tabir-i caizlik bir durum yok sümüğün donuyor. arkadaşla emek 4. caddede bir kahveye kapanıp 4 saat bahis çalışıyoruz. o zamanlar öyle iddaa vs. yok. kıbrıs'ta Türkbet diye bir firma var. atm'den havaleyle parayı yatırıp hesaba işletiyoruz. maçlarımız ise inter-Perugia , Schalke-Mönchengladbach, Sampdoria-Siena ve son maç gece maçı Valencia-Atletic Bilbao. Son maça kadar tüm maçlar ev sahiplerinin 2-1 galibiyeti ile bitiyor ve Valencia maçını beklemeye koyuluyoruz. Ama içimden de çekirge 3 kere zıpladı patlamayız inşallah diyorum. Valencia'nın efsane kadrosu var o zamanlar. Kalede Canizares, defansta ayala-marchena-carboni, orta sahada albelda-baraja-jorge lopez, forvette mista ve juan pablo aimar. tabi Atletic Bilbao'da boş takım değil. Aranzubia, del horno, prieto, ezquerro, etxeberria gibi sağlam topçular var. ilk yarı 1-0 Valencia üstünlüğüyle bitiyor. bizim keyifler yerinde tabi. ancak ikinci yarı başlıyor ve 52'de durum 1-1'e geliyor. hay anasını falan derken 65'te Valencia maçı 2-1'e getiriyor. kaldı sayılı dakikalar gelsin paralar diyoruz. 86. dakikada Valencia penaltı kazanıyor ve olay bitti diyoruz biz. evde bir bayram havası. ama gel gör ki Baraja kaldırıp kalecinin üstüne çalıyor topu. vay babanın amk senin diyoruz ama nafile. sancılı son dakikalar başlıyor bizim için. bir ara arkadaşın annesi odaya girip ne oluyor oğlum dediğinde, çık anne çık ben öss'de böyle heyecanlanmadım dediğini hatırlıyorum arkadaşımın. uzatma dakikalarında saçma sapan bir pozisyonda Atletic Bilbao lehine çalan penaltı düdüğüyle dünyalar başımıza yıkılıyor. keşke ölsek diyoruz. ama o an bir mucize oluyor ve efsane kaptan Canizares direğin dibinden çıkarıyor penaltıyı. resmen evi yıkıyoruz öyle bir sevinç var. az önce sövdüğümüz orta hakem korneri kullandırmadan maçı bitiriyor. 570 lira cukka yapıyoruz. kıbrıslı gardaşcığıma bir telefon alıyorum hatta kalan parayla bir de efsane telefon 8210'dan alıyorum kendime. aradan 11 yıl geçti neredeyse ama bu anımı ölene kadar unutmayacağım sanırım. işte öyle bir şey sözlük.
bedelli askerlik için, biz kimsesizlerin kimi olmaya geldik. parası olan var olmayan var demiştir. bir müddet sonra bedelli askerlik konusunda sona yaklaştık. biliyorum heyecanlısınız diyebilmiştir.