orjinali hoşdur güzeldir. https://galeri.uludagsozluk.com/r/843582/+
burlarda ego tatmin etmelerine sebep olur. kendilerini belli etmeye çalışırlar. yok ben sarışınım yok kızılım yok kumralım. herkes beni sevmek istiyor.
eskilerde zirve yapılırdı. gençler oturur sohbet eder kaynaşırdı. sanırım şimdileri böyle atraksiyonlar yok. sol frame uçmuş gitmiş. seks misiniz olm siz. velhasıl yıllar sonra döndüğüm sözlükte arayüzü kurcalamama rağmen zirveleri içeren bir buton göremedim efendim. ksk falan vardı otuz yaşında yetkili bi abi vardı yok mu onlar
--spoiler--
Herkesin bildiği bir gerçek var: Çalışkanlık erdemli olmanın değişmez ölçülerinden biridir. Bu anlamda Yedigey Jangeldin - onu tanıyanların taktıkları adla Boranlı Yedigey - gerçekten çalışkan; hamarat bir adamdır. Boranlı Yedigey, hani nasıl derler, dünyamıın yükünü omuzlarında taşıyan kişilerden biridir. Üstelik yaşadığı çağa, tasavvur edilebileceğinden daha fazla bağlıdır. işte bu yüzden onun başlıca özelliği çağının, kendi döneminin adamı olmasıdır.
Romanda dokunduğum sorunlara yaklaşırken, Boranlı Yedigey'in bu özelliği dolayısıyla dünyayı onun yaşantısı, eski bir savaşçı ve demiryolu işçisinin yaşantısı açısından görmek benim için önemliydi. Gücümün elverdiği ölçüde ben de bunu yapmaya çalıştım. Boranlı Yedigey örneği, benim, başlıca inceleme konusu emekçi insan olan toplumsal gerçekçiliğin temel ilkeleri karşısındaki tavrımı, bakış açımı vurgular.
Gene de 'emekçi insan' kavramını soyutluk derecesine vardırma; yalnızca 'doğanın yalın varlığı'dır, hamaratça tarlasını sürer ya da hayvanını otlatır, diye 'emekçi insan'ı yüceltme çabası içinde değilim. Ardı arası kesilmeyen yaşam kavgası içinde emekçi insan ancak bir kişilik (şahsiyet) olduğu, içsel bir değer taşıdığı, akıp giden zamanı, kendi zamanını bilincinde yoğunlaştırdığı oranda benim için önem kazanır, bana ilginç gelir. Boranlı Yedigey'i çağının dünya düzeninin ortasına, beni heyecanlandıran sorunların merkezine bu yüzden yerleştirmeye çalıştım.
Boranlı Yedigey yalnızca yaratılışı gereği ve uğraşının türü dolayısıyla çalışkan bir insan değildir. Onun bedeni işlerken kafası da boş durmaz, bir şeyler yapmaya çalışır. Böyle kişiler durmadan kendilerine sorular sorarlar. Boranlı Yedigey'e ters yapıdaki insanların, böyle sorulara hazır yanıtları vardır; bu yüzden bir iş yaparlarken - bunu iyi yapsalar bile - tembel tembel yaparlar, yaşarlarken hep tüketirler, bir şeyler harcarlar. (...)
--spoiler--
çok düşünmek olmalı sanırım zira bizler başkalarıyla beraber iken düşünmekte zorlanıyoruz. gürültülü ve kalabalık mekanlarda arkadaşlarımızla beraber zaman öldürürken ne kadar da boş konuştuğumuzu, yapılan geyiklerin de artık sıkıcı geldiğini hissetmemizle başlar asosyalliğimiz. gündüz düşünemediklerinin akşam yatağa uzandığında aklını kurcalayan onlarca soru halini alması ne kadar acı.
güzel kurgulayan yeni bir yazar hoş gelmiştir. entarilerinin bir çoğu geçen gün yine sevişiyorum havasında olmakla beraber insana kurgudan öte reelmiş hissi veriyor.
kolumda sürekli bir ağılık yaptığı, gereksiz bir yük taşıyormuş gibi hissettiğim için, yıllardır aralarında olduğum grup. tabii babamdan şöyle güzel bir saat hediyesi almamamın da etkisi olabilir bunda.
aceleci sevişme tarzıdır. bunda türk kadınının etkisi büyüktür. adam çalışmış didinmiş, nazlar niyazlar içerisinde türk kadınını avucuna almıştır. yatağa girdiklerinde, kız kaçıp gidecek, vazgeçecek diye korkar türk erkeği. ön sevişme bu yüzden hızla geçer gider, hemen içeri girmek ister, girdiğinde kadının kaçışı olmayacaktır çünkü. hızla sevişir, çünkü zorla, emek harcayarak elde etmiştir sonunda bu bedeni.o ilk seferde 6-7 atar zaten! sonra rutin sex hayatına dönünce bu ilişki, adam sıkılır, zira o ilk elde etme hedefinde olduğu gibi, kadının dırdırlarını çekmek için gerekli motivasyon araçları yoktur adamın.
tabi bu bir senaryo. diğer senaryoda ise, sosyal yaşantısı aktif, kendine nispeten dikkat eden, biraz parası olup, dilini kullanabilen bir erkek, avrupa'lı rakipleriyle boy ölçüşebilecek performansta da sevişebilir.
türk insanının çogudur zira biz mimiklerle değil daha çok el ve kol hareketleriyle iletişim kurarız. oysa hollywood yapımı filmlerimizdeki tüm abilerimizin bacılarımızın o kaşlarını oynatması, o burun kıvırmalara bayılıyorum. ayrıca hey yo! yo! yo! der iken kullandıkları vücut dili de bir o kadar beni benden alıyor.