düşünme ifadesidir. söylenenler geçici bellekten alınıp memory'ye kaydediliyordur ve bir yandan analiz ediliyordur. bu işlemlerin oluşturduğu geçici bekleme sesidir "hımm" ifadesi.
birtürlü çözüme kavuşamayan sorunsaldır. insanların pek çoğu, aşık olana kadar "mesafeler aşka engeldir." önermesini doğru bulurlar. Fakat gün gelir de uzaktaki birine aşık olduklarında; "mi acaba?" sorusu önermenin doğruluğunda kuşkuya düşürür. Sonrasında "denemeden bilemeyiz" yargısıyla uzaktan ilişki başlar. Her ilişkide yaşanan sorunlar gibi bu ilişkinin de kendine has sıkıntıları başlar. En başında "kıskançlık" dürtüsü rahat bırakmaz uzaktaki sevgiliyi. Güven sorgulanır, yapılanlar incelenir ve hipotezler ortaya atılır sevgili tarafından. Kanıtlanması için deneyler yapmaya başlar sevgili. Bir açık yakaladığı an girilir kuyudan içeri. Elde var hüzün elde var ayrılık..
Demem o ki uzaktan ilişki yürütmek zordur fakat başarılamaz değildir. Bir de şu durum var her ilişkide yaşanan problemler var. Her ilişkinin kendine has sıkıntıları var. Uzaktan ilişkinin de başta güven ve kıskançlık sıkıntıları daha dizginlenmiş olduğunda ve karşılıklı taraflar tutkularına sahip çıktığı sürece çözülemeyecek problem olacağını sanmıyorum.
friedrich nietzsche'nin uzunca zaman peşinden koştuğu, sonra arkadaşıyla ilişki yaşarken nietzsche'nin kara sevdaya karıp ardından kadınlardan nefret etmesini sağlayan kadın. Lou salome..
yoğun kıvamıyla, tarçınıyla kışlarımın vazgeçilmez içeceği. Kimi zaman yazın bile içmek istediğim oluyor. Kışın, camınızın güzel manzaralı bir köşesinde, kar yağarken, siz elinizde kitabınızla sıcacık sahlepinizi yudumluyorsunuz. Ne büyük huzur.
yan odada dizi izleyen ev arkadaşımdan bendenize geliyor. "Bu mesajı 3 kere kopyala. olduğun yerde 1 kere dön, kıçını kaşı. dileklerin kabul olsun. bu mesajı on kişiye de yolla."
mutsuzum. Tonlarca ödev, tonlarca sınavım var. Ev arkadaşlarım keyifle gezerken, dizi film izlerken eğlenirken ben ders çalışmak, ,ödev yapmak zorundayım. Zorundalıklarım iyi sonuçlansa diyorum o da olmuyor. Mutsuzum, fazlaca mutsuzum sözlük.
Tanım: bir kısım dertleri olan, akılları karışık, bulanık olan sözlük yazarlarıdır.
"2. Vizeye daha çok var o zaman hallederiz."
"final daha önemli final, boşver kasmayayım hallederiz."
"olduğu bugüne olmadığı yarına önümüzdeki maçlara bakarız."
"derslerin hepsine girsem cc gelir zaten kasmayayım fazla."
"tam yoğun olduğum haftaya geldi programım çok dolu ders çalışamıyorum."
"moralim bozuk tam da şu sıra vizeye çalışmaya odaklanamıyorum."
zamanında yaptığım harekettir. Ama ünlüden ziyade dizi karakteridir kendisi. Shelcon cooper. Şimdi bakınca çok mantıksız hareketmiş gibi geliyor ama yıllar önce oldukça sevindiğim bir hareketti.
dersi bilinçli olarak iyi anlatmayan, "mühendislik, öğrenmeyi öğrenmektir." felsefesini benimsemiş hocalar yüzünden sık sık karşılaştığım durumdur. Bu ödevler o kadar yoğun oluyor ki konu çalışmaya zaman bulamıyorum. Kendime zaman ayırmayı zaten unuttum.
okulumun diretmesi sebebiyle okul dönemim. bununla da bitmiyor yaz okulu, büt dönemleri de bizzat içerisine giriveriyor. Ders dışı konularda en verimsiz çağımızı yaşatan okuluma bolca teşekkürler.
"I'm singin' in the rain.
Just singin' in the rain
What a glorious feelin'
I'm happy again.."
sözleriyle şarkı çığırılmaya başladığı an filmi daha bir sevdiğim stanley kubrick harikası.. Beethoven manyağı bir çatlağı ve çevreye verdiği zararları, iyileşme sürecini anlatıyor
vakti zamanında bunu söylediğimde, "insanın ruhunun yapmak istediğini yapamadığında vücut içerisinde kafese sıkışmış hissi yaşaması." cevabını almıştım. inanan insanlar için yazıyorum, ruh ibadet etmek istiyormuş bu sebeple nedensiz sıkılma belirtileri ortaya çıkıyormuş.
şimdi boy farkında göre değişen bir durum ama bence omzunu tutmak daha rahat, daha güzel, daha kullanışlı vs her türlü olumlu "daha" zarfını ekleyebilirsiniz.