kız başıma da yapıp daha hiç sorun yaşamadığım ulaşım yoludur. her kültüre alıştırır, kendinizi tıra binince "aabi ayakkabıları çıkaralım mı?" derken bulursunuz. bilen bilir o tırların arkasındaki yatakta yatma rahatlığı efsanedir. *
çok fazla homofobik insanın yaşadığı bu ülkede olmasına rağmen fan sayısının çok olduğu biridir. bu düşüncemi dayandıracak somut bi şeyim yok ama bence bu insanların kerimcanı takip etmesinin sebebi onu kendilerinden düşük görüp onu izleyerek içten içe kendilerini tatmin etmeleridir. Ben kendisini takip de etmem pek bilmiyorum açıkçası (ama sanatçı olmadığına eminim) fakat bu içgüdüyü çeşitli şeylerde görebiliriz. mesela yüksek not alınması zor bir dersten yüksek not alıp kimseye söylemesek de düşük not alanların bizi ufacık da olsa mutlu etmesi gibi.
kimi şarkıları senfonik metale yakın olan ama genelde hard rock yapan gruptur. ergenliğimin baş tacı idi. en sevdiğim şarkısı going under ama my immortal da çok dokunur. ayrıca seether'la söylediği broken da çok iyidir.
tabii bence grubun çok iyi oluşunda en büyük pay amy lee'nin efsane sesi.
duygulandıran başlık. halen aynı takımla bağları daha da güçlendirerek devam etmekteyim.
akla bir anıyı getirmiştir. tabii üniversite dolayısıyla hepimiz ayrı şehirlere dağıldık. ulan kimse mi aynı şehre düşmez. neyse yine bir gün birimizi ziyaret için 3 kişi otostop çektik. arabadaki çift ne güzel lise arkadaşlığı bağları koparmamışsınız diye muhabbete girince bir arkadaş şöyle dedi " valla bize iki aya iletişiminiz kopar dediler bekliyoruz hala öyle bi şey olmadı kısmetse bir dahaki aya ehehehe"
yalnız yine de üniversitede böylesine güzel bir ortam bulamamak ve hatta aksine mal mal insanlarla tanışmak üzmüştür.
birkaç gün yapmama rağmen beni hayattan bezdirmiştir. o günlerden sonra ne zaman bir çağrı merkeziyle iletişime geçsem ılımlı olmaya gayret gösteririm. size de öneririm.
müthiş bir müzik kulağı olduğuna gönülden inandığım, şahane coverları olan amca. akustiğin tüm sınırlarını zorlayıp gecenin bu güzel saatinde kulaklarıma şenlik olmuştur.
en beğendiklerimden biri olarak, fear of the dark.
şimdilerde dinleyince insanın yüzünde hüzünle karışık tatlı bir gülümseme oluşturan dünya tatlısı bir adamdır. 'hatıralar' şarkısın yeri de bir başkadır.
bir kişinin iki dilde birden kendini ifade edebilmesidir. çoğu insan şu an bilingual olduğunun farkında değildir. ayrıca bilinenin aksine bilingual olmak için iki dilde de ana dil seviyesinde olmak gerekmez. öyle bir şey ne görülmüş, ne de duyulmuştur zaten. beyinde diller arasında bir set yoktur, haliyle diller iç içe geçebilir. zaten telaffuz hataları (ki hata demek bile yanlış) bu yüzden oluşur. iki dil konuşulan bir ortamda doğan çocuklar bile bir dilde baskın gelirler ve her ikisinde ana dil seviyesinde olamazlar.
adını görünce iç çektiğim adam. içten sarılışını, gülüşünü ve o gece mutluluktan uyuyamayışımı unutmayacağım. sıcacık, baba kokan sesin en azından hep bir kulaklık ötemizde olsun.
her türlü soruya cevap verebilecek, derinlemesine incelenmiş, tartışılmış, üzerine milyonlarca belgesel, kitap yayınlanmış, öğrendiğinizde 'gerçekten de öyle be' diyebileceğiniz şeyler barındıran bir teoriyi ( bana göre bir gerçeği) reddedip, büyük ihtimalle hiç araştırmayıp, atasının topraktan çıktığına inanan insandır. evrimin maymundan gelmek olduğunu zannetmesi de muhtemeldir. kör kütük inanıyordur o. dokunmayın uyusun.
ilk dersinde bütün sınıfa 'laiklik nedir?' sorusunu soracak ve koro halinde cevap verilmesini isteyecek hocadır. gülenleri fişleyecektir. oyuna gelmeyin.
genelde yoklama almaz. ama sizi derslerde az gördüyse bi anda kendinizi devamsızlıktan kalmış bulabilirsiniz.
bunların haricinde adeta doğuştan tarihçidir. çok kültürlü ve donanımlıdır.
kendine bağlayıp terk edince dımdızlak ortada bırakan seneler önce bitirdiğim dizidir. her türlü moral bozukluğuna iyi gelir. yıllar sonra bile rastgele bir bölüm açarsanız kendini izletir.
dün bir arkadaşıma dinlettiğim ve artık dinlerken nasıl kendimden geçmişsem "dön bi aynaya bak allah aşkına ne hale geldin" diye de tepki aldığım şarkıdır.
daha az önce aradığım nedenlerdir. nasıl bir tesadüf olduysa anlamadım. birkaç saattir müthiş bir çaresizlik içindeydim. sonra vakit geçsin, kafam dağılsın diye çok az girdiğim sözlüğe bir bakayım dedim. ay evren bana yazıyooaaa resmööeeen.