tiksinilesi sevgili modelidir. zaten karşısınızda en saf haliyle oturmuş, tüm kusur keşfinizi tamamladıktan sonra ayna karşısında rimel sürerken ağzını açan, şaşı olan yüz yetmiyormuşcasına jest ve mimiklerden de tiksindiren sevgilidir.
herkesin sabah 6da tv'de gazete okuyanlari,9da kendini kaybederek studyoda oynayan sisman kadinlari,1de evlenme programlarini,aksam 6da haberleri,8bucukta dizi ozetlerini,9da dizilerin yeni bolumlerini ille de izlemek zorunda birakilmasidir. zaten kanalin degistirilme amacinin farkli birsey gormek amaciyla degistirildigini unutan cok sevgili televizyon yapimcilarinin isidir. sunu da tenzig etmek isterim ki,fox tv'nin haber saati farkli. tum kanallarin haberleri yayinladigi vakitte biz fox'ta artik ogretmen kemal mi dersin, deniz yildizi mi dersin; bu tarz muhtesem yapimlardan mahrum kalmiyoruz. oley!
kesinlikle her onume gelen yasi geckin insana sordugum sorudur bu; turban nedir diye... rica ediyorum sevgili yazarlar; etrafinizda olan yaslilara sorun bunu. zamaninda cember; yazma gibi tabir edilen basortuleri varmis evet; insanlar sacim basim dagilmasin; yemegin icine dusmesin; terletmesin diye sacini basini kapatirlarmis. hatta bir kose yazisinda okudugum uzere diyebilirim ki; 1960larda sophia loren'in araba kullanirken sacim dagilmasin diye bayanlar saclarini o sekilde ortmeye baslamis. kuran-i kerim'den kesinlikle bahsetmiyorum. ama turban diye bir kavram yoktur sayin uuserlar.
shrek 2'nin soundtrack ine sahip gruptur. sarkilari inanilmaz eglek ve coskundur. soundtrack ismi i'm a believer. iki diger favoriler ise then the morning comes ve walking on the sun. kesinlikle gunu aydinlatan sarkilar vardir ya: iste bunlar onlardan. siddetle tavsiye ederim.
iki sevgilinin arasına mesafeler girmesi ve ilişkiyi bu mesafeden yürütmeye çabalamasıdır. çok seviliyorsa ızdıraptır. her an akıl kalmasıdır, ruhun bölünmesidir. araya tartışma girdiyse çözememektir, kıskanılacak bir durum varsa çileden çıkmaktır.
günümüzün görmezden gelinen en büyük problemidir. aslında hangi sorunumuz yumurta kapıya dayanmadan görülür hale geliyor ki diye sorulur bunun üzerine ama nedendir bilmem, hergün etrafımdaki insanlara baktığımda yavaş yavaş dibe vuruşumuzu görüyorum ben. yurtdışına çıkmak türkiye cumhuriyeti varolduğundan beri bir gösteriş imgesiydi. mesela işte bu halıyı kaynım ingiltere'den getirdi. tamam belki şimdilerde yurtdışına çıkmak bir öğrenci için çok kolay olabilir eğer parası varsa. ama bu özentilik nedir sorusu geliyor akıllara. işte değerlerimizin yokoluşuyla ilgili söylemek istediğimde bu. orda faydası olan herşey hariç taşınıyor ülkemize. madem yurtdışına gidiyorsunuz, ne aldığınız varsa bırakın orda kalsın. öğrenin, gelişin, geliştirin, taşıyın; bunlara kimsenin birşey dediği yok zaten. ama nedir bu her gece parti yapalım, kusana kadar içelim merakı. iki insanın oturup muhabbet etmesi alkol almadan olmuyor mu? orda kızlar acayip rahat, burda türk kızları yobaz ne demektir mesela? yarın öbür gün evlenmek istediğinizde o rahatına özendiklerinizden kadın olur mu adama? insan ne zaman mesela üstüne giydikleriyle adam olmaya başladı? ne zaman bindiği arabanın markasıyla ölçülmeye başladı adamlığı? işte bu noktada insan özeniyor eskilere. belki yamalı yeleklerle çıkıyorlarmış dışarı ama önce insanlarmış, önce değer verirlermiş ailelerine, komşularına, dostlarına. iki çift lafı; işim var ben kaçıyorum kankalara değişmezlermiş. bir gruba dahil olabilmek için değiştirmezlermiş insanlar kıyafetlerini, karakterlerini. miş'te miş işte.
yaprak dökümü gibi bir çok dizide öne çıkan durumdur. nitekim leyla'nın necla tarafından kocasının alıkonmasını reşat nuri'ce bir paragrafla ifade edilişini dizide izlememiz aylarımızı almıştır.
henüz bir ütopyadır. nitekim kadın ırkı varoldukça da hep öyle kalmaya devam edecektir.
k: doğalgaz faturasını neden yatırmadın şevket?
e: ya işte para denkleşmedi.
k: bıdıbıdıbıdı.
e: ama hayatım kira, çocukların harçlığı...
k: bıdıbıdıbıdı.
şuan çıldırmama sebep olan coşturan, ayaklandıran, heyecandan çişimin gelmesine sebep olan hadisedir. an itibariyle tarihi zaferimizi sırbistanı yenmekle kazanmış bulunmaktayız. sevinçten ağlıyoruz, camları açtık mahallecek bağırıyoruz!
çok sevgili akp'nin fakir ve zavallı türk ulusunun üzerinde izlediği politikadır. halk birinci adımda işsizlikle yüzleştirilir. bu adımın içeriği önce devlet mallarının yabancılara satılması, halk arasında özelleştirme diyorlar, satılınca o yabancı yeni patronların tüm kadroyu işten çıkarıp yerine yepyeni hemşerilerini alması ve türk halkının eline sıkıştırılan üç kuruşluk tazminatıyla kalakalmasıyla başlar. daha sonrasında iyice açlık sınırına düşürülen vatandaş, seçim zamanlarının yaklaşmasıyla gururlu türk vatandaşlarına zavallı muamelesi yapan bakliyat kamyonlarının yaklaşmasıyla deyim yerindeyse yeniden zenginleştirilir.
bu yil turkiye'de duzenlenecek olan illerimiz icin en gozde basketbol oyunculariyla 5 farkli reklamin cekildigi ve forumlarda goruldugu kadariyla yana yakila reklam muziginin tum dunyaca arandigi muziktir. jump, fly, rock diye gonulleri fetheden ancak halen anonim olan sarkidir.
an itibariyle kocaeli universitesi web sitesinde yayinlanmistir. yeni ogrencilerimize gecmis olsundur. biz eskilere ise, buyuk ihtimalle biz etkilenmiyoruz demek istiyorum.
kanit ise, iste burada;
az önce atv haber bülteninde günün başlıkları adı altında anons edilmiştir. hayvanseverleri ayağa kaldıracak, hatta vicdanı olanı ayağa kaldıracak eylemdir kararın meclise taşınması.
her ana kucagindan cikip gelmis zavalli ogrencinin; hayallerini susleyen evi gerceklestirme halidir. ogrenci insan; dinledigi muzikten, hobilerine, tarzindan, en sevidigi ickiye kadar kendine dair hersey duvarlarindan aksin ister. o bombos gordugu evi kisitli parasiyla kral dairesine donusturmek ister. ogrenci evi restorasyonu; bu hayal evi fikrinden yola cikilip, faturalarima yetisse; yoksa kiraya mi dedigi parayla ev uzerinde yapilan calismalardir.
boynuzun kime takildigi belirsiz, kim kime dum duma bir kanal d dizisidir. erkeklerin beren saat, kadinlarin ise hayatlarinda bulamadigi atraksiyonu buldugu yayindir.
ritme ve senlige kendini kaptirip soyleneni duymamak, dugunun ilerleyen vakitlerinde giderek duyma yetisini kaybetmektir. sagirlasmaktir. toplumsallasmaktir. kalabaliga uyum saglamak icin yapilan holiganvari gosterilerdir.
sozler garipsenmez:
-hamam bocegi gibi dusup yuvarlaniysun.
-arabada bes evde onbes.
-daracik daracik sokaklar kizlar misket yuvarlar.