gözlerinin sürekli üzerinizde olması, sürekli çevrelerindeki her şeyden haberdar olup milletin ne yaptığına ne dediğine dikkat kesilmeleri ve buna karşılık az konuşmaları.
atatürk'ün islam dininden soğuması hocadan yediği haksız dayakla başlamıştır. (hoş, hangi çocuğu sopayla dövmenin haklı bir yanı vardır?) atatürk ateist miydi deist miydi bilinmez, bunu kendi ağzıyla söylemediği için mevzuyu lastik gibi uzatmanın anlamı yok. lakin "bizim devlet idaresindeki ana programımız, chp programıdır. bunun kapsadığı prensipler, idarede ve siyasette bizi aydınlatıcı ana hatlardır. fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutmamalıdır. biz, ilhamlarımızı gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz." sözü açıkça gösteriyor ki kutsal kitapları hayat kılavuzu olarak görmüyor ve reddediyordu. helal olsun amk o dönemde bunu söyleyebilmek...
çevreye kokularını bırakıp potansiyel yalaka erkeklere "beni seç, beni seç, bak ben onlar gibi değilim ihihihi" diyen vasatlardır. "ıyyy kezoya bak ya uzun boylu erkek istiyor ihihihi" diye diye gezerler etrafta. kendileri cüceyle evlenecektir çünkü.
iyileşmemiş, iyileşememiş yaralarınız olduğunu gösterir. "an"ı kaçırmaktan korkmayın, hiç kimse bu hayatı yaşanması gerektiği şekilde yaşayamaz, bu zaten mümkün değil. hepimiz evrenin yaşı ile orantılı olarak zaten bir "an"da yaşıyoruz. zamanı kaçırma korkusuyla kendinize daha fazla işkence etmeyin. bu size fazladan bir suçluluk duygusu yükleyip kendinizi daha kötü hissetmenize yol açar. oysa sizin takılıp kaldığınız şey geçmiş değil, geçmişte yaşanıp iz bırakmış olaylardır. diş ağrısını ağrı kesici içerek geçirmeyi öğütleyen yalancı carpe diem'cilerden uzak durun. onlar sizi kandırarak uyuşturmak istiyor. sorunlarınızın üzerine gidin, profesyonel yardım alın, ailenizden destek almaya çalışın, alamıyorsanız uzaklaşın. sizi dinlemeyen anlamayan insanlarla aranıza mesafe koyun. çevrenize yeni insanlar alın, kendinizi yeniden inşa etmeye çalışın. daha önce denemediğiniz şeyler deneyin, size tamamen yabancı gelen bir müzik türünde şarkılar dinleyin mesela. hayat o kadar da pahalı olmak zorunda değil.
bunun kezbanlıkla ne alakası olduğunu anlamak çok zor. arada 20 cm fark var alt tarafı, pick me girl olmak da amma ucuzladı. 1.60 kız kısa değil, gayet orta boy (1.60 değilim.)
kişinin cinsel yönelimleri, partnerinde aradığı veya çekici bulduğu özellikler niye birilerinin götünü kaşıyor lan? kimi iri meme ister kimi büyük popo ister kimi sarışın sever kimi uzun boylu... buna da karışacak haddi bulmak asıl kezbanlık ve dahi şakirtliktir.
silah depolarını ele geçirin, erzağınızı tek bir noktada tutmayın, farklı yerlerde zulalarınız olsun. bir süre sonra insanlar insanlıklarını kaybedip sadece hayatta kalmaya yönelecek. zombiler birincil tehlike olmaktan çıkacak, insnalar birbirleriyle savaşacaklar güvenli yer ve erzak için. ilk salgında ne kadar kalabalık olursanız o kadar iyi, topluluğunuzu genişletmeye bakın, ne kadar çok kişi bir arada olursa ölme ihtimaliniz o kadar azalır. ekipte mutlaka bir doktor, bir demirci, bir marangoz ve atış yapmayı bilen 10 kişi olmalı. diğerlerine de hiç değilse yakın dövüş eğitimi verilmeli. kronik hastalığı olanı, sakatlığı olanı falan ortalıkta kimse yokken öldürüverin, sorarlarsa zombiler yedi dersiniz kim bilcek amınakoyim. onlar gruba ayak bağı olup boşa kaynak tüketirler. üstelik dikkat dağıtıcıdırlar. yüksek duvarlı korunaklı bir yer bulun, bulamıyorsanız inşa edin amk her yerde bir inşaat var zaten malzemeyi illa ki bulursunuz. sonunda tüm erzaklar tükenecek, o yüzden bulabildiğiniz kadar tohum ve başka tarım ürünleri elde etmeye bakın. unutmayın, hazıra dağ dayanmaz. şehirde yeterince kalıp topluluğunuzu geliştirdiğinizde karadeniz'e doğru yönelin. su ve gıda sıkıntısı çekmezsiniz, her yer balık kaynıyor zaten aq. hatta mümkünse denizin orta yerine kaçış için bir merkez kurun, sadece sizin gemiyle erişebileceğiniz bir noktada olması şart. bu arada evleri araştırıp av tüfeği, beylik tabancası falan arayın, karadeniz la ora, illa ki vardır. haydin aslanlarım, size güveniyorum.
en büyük yalanlardan biri lisede ortaokulda bize tarih diye okutulan iskan politikasıdır. oraya yerleştirilen türkler esasen vergi toplayamadıkları ve kontrol altına alamadıkları alevi türkmenler ve karaman beyliği'nden kalan köklü ailelerdir. osmanlı'nın merkezi otoritesini tehdit ettikleri için topraklarından koparılıp balkanlara sürülmüşlerdir. şimdiki balkan göçmenleri de "biz osmanlı torunuyuz" diye ağlasınlar, geri zekalılar. biz osmanlı torunu değiliz, osmanlı'nın baskı ve zorbalıkla sindirdiği bir başka topluluğuz sadece. benim dedem karamanlardır.
k*rdünüze de başlayacam halkınıza da be... hepiniz mezopotomya eşşeğisiniz işte ne bağırdınız bu kadar. bıktık lan sizden. şu ülkede inşaatta ucuz işçi olarak çalışmaktan başka ne vasfınız var lan? otellerde çalışmaya turizm bölgesine gelirsiniz karı kız kovalamaktan, ülkece adımızı kötüye çıkarmaktan başka bir halt yapmazsınız. karadenize fındık toplamaya gelirsiniz ya fındığı çalarsınız ya parayı, dayağınızı yiyip eli boş kıçı yaş dönersiniz köyünüze. yeter lan, ezildik edebiyatınız artık fazla oldu. kendinden bilmemne halkı diye bahseden de bir tek sizsiniz, bölücülüğün alasını yapıyorsunuz. bir tane halk vardır, o da türk halkıdır. siz etnik unsursunuz amk anlayın artık şunu. kalın kafanız basmıyor herhalde. kendisinden çerkez halkı, laz halkı, rum halkı, arap halkı diye bahseden başka bir etnik topluluk var mı acaba?
sürekli birbirine laf sokma ya da hesap sorma dinamikleri üzerine kurulmuş zorunlu ilişkiler olduğu içindir. genelde laf sokmayı kadınlar hesap sormayı da erkekler icra ederler. bu saatten sonra sazı soksalar derim ki oh.
erkeklere sövünce kızıyorsunuz, siz evde televizyon izliyormuşsunuz çay içiyormuşsunuz da suçunuz neymiş... "karıya" kadınlar mı gidiyor amınakoyim tabii ki erkeklere söveceğim.
tek bir test sorusu bile çözmeden girdiğim dgs'de sözelde 5 bin küsürüncü oldum. sınav soru formatını sınava girene kadar bilmiyordum, tr-mat olduğunu görünce acayip şaşırmıştım. keşke biraz mat çalışsaymışım da evime daha yakın bi yere yerleşseymişim.