biletler dünden beri satışta. an itibariyle beş kategorinin iki tanesinde bilet bitmiş.
3. kupa yolunda takımıyla birlikte yürümek isteyen beşiktaş taraftarı elini çabuk tutsun.
şike davasıyla futbola kaybolan ilgi, iptal edilen dekoderler ve cebe girmeyen milyon dolarlar sebebiyle sezonun başından beri oynayan tiyatro.
demirören operasyonu, derbi sayısını 2 katına çıkaran playoff rezaleti, etik kurulu raporuna rağmen uygulanmayan ve değiştirilmeye çalışılan kurallar..
ve son olarak, son maçta çözülecek düğüm ve şampiyonu belli edecek ultra mega über büyük final.
kuralar çekilmeden önce son maçın fb-gs arasında olacağı ve ligin ne olursa olsun son maça kalacağını bas bas bağırdık, şimdi görüyoruz ki senaryosu belli oyun oynanıyor. fb bugün beşiktaş'a puan kaybetse, galatasaray da tökezleyecekti, hiç boşuna heyecanlanmayın.
bunun adı lig tv tiyatrosu.
siz sahadaki terle kazanılan galibiyetlere inanıyor musunuz hala?
kendisini mehmet okur'un türkiye'deki doktorudur. voleybol ve basketbol camiasında da sporcuların ameliyatları için tercih edilen önde gelen doktorlardandır. uzmanlık alanı diz cerrahisidir.
aynı zamanda ön çapraz bağ ameliyatımı gerçekleştiren profesör doktor kendisi. acıbadem hastanesinde gerçekleştiriyor ameliyatları. konuyla ilgili doktor tavsiyesi arayanlara şiddetle tavsiye edilir.
ataşehir palladium'da yer alan, iç mimarisi ve atmosferi çok başarılı restoran. öyle ki, özelliksiz bir hafta içi çarşamba akşamı bile teras bölümünde rezervasyonsuz yer bulmanız mümkün değil.
ayrıca muadilleri kitchenette, the house cafe veya midpoint gibi mekanlarla karşılaştırıldığında yemekleri de, servisi de bir gömlek daha iyi. özellikle steak tavsiye ederim.
kötüsünü en sona sakladım, adı çok falso. polonez ne arkadaş?
beşiktaş için bir stadyum projesi. mete füsunoğlu projesiymiş. ütopik mi gerçekçi mi bilmem, girin bakın siz karar verin. isteyen siteden destek verebiliyor, 3400 kişi olmuş bile.
21:45'te başlayacak ve tv8 tarafında naklen yayınlanacak serie a karşılaşması. evde geçecek bir cuma günü için güzel hediye.
Julio Cesar
Cristian Chivu
Walter Samuel
Maicon
McDonald Mariga
Philippe Coutinho
Alessandro Mancini
Joel Obi
David Suazo
Diego Milito
Samuel Eto`o
yok bu inter'in ilk 11'i değil, oynayamayacak sakat ve cezalı futbolcular listesi. eto'o hariç hepsi sakat, eto'o cezalı. muhtemel inter kadrosu ise şöyle;
Luca Castellazzi
Ivan Cordoba
Javier Zanetti
Lucio
Marco Materazzi
Dejan Stankovic
Esteban Cambiasso
Thiago Motta
Wesley Sneijder
Goran Pandev
Jonathan Biabiany
ey in haldun we trust mottolu gazla çalışan galatasaray taraftarları, sözüm size. aklı başında galatasaraylılar alınmasın...
noldu hacı şimdi? gel bi oturup konuşalım karşılıklı. noldu psikolojik rahatsızlıklarından dolayı hiçbir kulüpte tutunamayan jo'ya? biz hayalimizde göremiyorduk bu adamı, noldu şimdi? noldu son 4 yılın en hızlı çakılan, ama hala geleceğin en büyük yıldızı olduğuna inandığınız dos santos'a? noldu avrupa'an buraya kronik sakatlık problemleri ve iyileşmesini engelleyen karaciğer hastalığı sebebiyle gelen kewell'a? sahi lincoln nerede top oynuyor şu anda? bonservis alır mısınız ondan, ne dersin?
sahi, hani olm uefa'nın en büyük adayıydınız bu sene? fotomaç'a mi inandınız?
biz size gaza gelmeyin derken (bkz: kariyeri düşüşe geçen futbolcu transfer etmek), siz sol frame'i haldun üstünel(129) şeklinde parselliyordunuz değil mi. şimdi o dünya yıldızlarını yuhalayın. seneye gelenleri alkışlarsınız.
annie hall filminin açılışında woody allen'ın kendisini ifade etmek için kullandığı (asıl sahibi ise groucho marx'tır) söz. kendisini bile kabul edecek seviyede bir kulübe üye olmayı reddetmektedir. kendi kişisel niteliklerini reddetme, küçük görme durumu söz konusu sanırım.
karakter sınırına takılmamış hali: "benim gibi birini üye olarak kabul edecek bir kulübe üye olmak istemem".
ve aslı: "i'd never join a club that would allow a person like me to become a member."
insanın evde durup dururken asabının bozulmasını sağlayabilecek iki şey varsa, biri corabin islanmasi, diğeri de bu lastiği gevşemiş yavşak eşofman altıdır.
şimdi hacım, benim zaten rotasyonda toplam üç eşofman altım var. bu ibnetorlardan da iki tanesi şu başlıkta okuduğun cinsten. "mühendis adamım, buna çözüm bulurum ben" diyeceğine gidip paşa paşa alsana bir tane yandan beyaz cizgili yesil adidas esofman altı. olmaz, prensiplerime aykırı. hayatımda kendime çorap ve eşofman altı almışlığım yoktur. annem bakar bizde o işlere. hem zaten hangi insanın aklına dışardayken eşofman altı almak gelir ki? ancak bir tchibo mağazasının sikimsonik bir rafında isviçre çakısı ile deniz gözlüğü arasında eşofman altı göze çarpacak ki, alasın.
neyse ben çözüm bulacağım ya, bu iki ibnetorun lastik yerlerine ip geçirdim. çok iyi oldu çok güzel iyi oldu taammı. şimdi bunu çok sıksan kurşun asker gibi geziyorum evin içinde. e az sıksan, oda-salon arasını çıkartamıyorum, mutfak kapısının orada benim çatal endam etmeye başlıyor.
ama daha pes etmedim genco. dizlerindeki açı 90 dereceyi görmeden atmayacağım seni çöpe.
galatasaray'ın son 3 senedir transfer stratejisidir. doğruluğu, yanlışlığı tartışılır. zira bu isimleri (dos santos hariç) düşüşe geçmeden almak kolay değil.
örneklendirelim;
abdul kader keita: lille'den lyon'a 17 milyon euro'ya transfer olduktan sonra lyon'da fena sıçtı. özellikle ikinci sezonda oynadığı yirmi küsur maçta sıfır gol sıfır asist yaptı ve sonrasında apar topar galatasaray'a gönderildi.
harry kewell: liverpool'a transferinden sonra sakatlıklardan başını kurtaramadı kewell. öyle ki, galatasaray'a gelmeden önce liverpool'da son iki sezon toplam 650 dakika futbol oynadı. (galatasaray'da da bu sezonu neredeyse kapadı)
joao alves de assis silva: cska'dan city'ye geldiğinde 24 milyon euro bonservis ödemişti ingilizler. ancak beklenen verim sağlanamadı jo'dan. ne city'de, ne de everton'da tutunabildi. bu sezonun ilk yarısında everton'da forma şansı bulamamasının yanında, takımda sorun çıkartması sebebiyle devre arasında everton'dan kovularak city'ye geri gönderildi.
giovani dos santos: barcelona'nın bojan ile birlikte altın çocuk adaylarından biri. kariyerinde sahip olduğu en üst düzey sıfat budur dos santos'un. çıkışı da düşüşü de çok genç yaşta yaşadı. katalunya'da üzerine ne kadar titrendiyse de bir bok olmayacağı anlaşıldıktan sonra önce tottenham'a transfer oldu. orada da tutunamayınca ikinci lig ekibi ipswich town'a kiralandı. bu sezonun ilk yarısında toplam 13 dakika futbol oynadı.
milan baros: liverpool'a transfer olarak kariyerinin zirvesine çıktıktan sonra yine iyi bir transfer ile aston villa'ya transfer oldu. fakat sonrasında önce lyon'a gitti, oradan da portsmouth'a kiralandı, bu takımların hiçbirinde de tutunamadı. villa, lyon ve portsmouth arasında savrulduğu son 2 sezonda takımları ile çıktığı 62 maçta sadece 9 gol atabildi.
en son schalke'den kovularak gelen lincoln'ü de eklersek, savımızı destekleyecek yeterli sayıda örneğe ulaşmış oluruz sanırım.
real madrid'in 19 senedir deplasmanda yenemediği deportivo karşsına, artık şanssızlığı kırma ve 20 senelik rezilliği temizleme amacıyla çıktığı karşılaşmadır. lakin ronaldo ve higuain yok, uzun zamandır takımdana ayrı olan raul ve guti sahada. ilk 11'de görmeye alışık olmadığımız granero da fırsattan istifade kapmış formayı.
aslında deportivo'nun laneti falan yalan. real madrid bu maçı kazanamazsa bu sene şampiyonluk zor hacı, barça farkı açıyor.
iddaa'nın ortaya çıkması (çıkmaz olaydı) ile kanunen yabancı bahis sitelerinde bahis oynamanın yasaklanması ve bu sitelere erişimin engellenmesi ile vuku bulmuştur. düpedüz ikiyüzlülüktür.
sebebi olarak öne sürülen mantığa ben inanmak istemiyorum. iddaa'nın tek maç bahis oynatmaması, minimum 3 veya 4 maça bahis oynamaya zorlaması sebebiyle kumar değil şans oyunu sayılıyor olması. bu mantığa "sekter lan" diyerek geçiyorum sadece. o zaman rulette kırmızıya oynamak kumar ama 14 numaraya oynamak kumar değil. hangi orandan fazlası kumar oluyor söylesinler, biz daha yüksek orandan oynayalım, kumar oynamamış olalım. hay ak ya.
gerçek sebebi ise, devletin kanunları da refere ederek tekel yaratması ve "para gelsin biz ona kılıf buluruz, şans oyunu diye ittiririz" mantığını ortaya koymasıdır.
oylarını yaklaşık yüzde 10 azaltan, 10 ilde (kesin olmayan sonuçlara göre) belediye başkanlığını kaybeden, istanbul'u kaybetmesi muhtemel olan akp'ye halkın kontra tokatıdır.
bütün dünyaya ağzının payını veren, sonrasında tüm dünya liderleri bir araya gelerek çiçek ve çikolata ile özür diledikten sonra hepsini affeden başbakan recep tayyip erdoğan'ın doğa üstü güçleri olduğu gerçeğidir.
akepeli milyonlar; sizler için de harika bir slogan. bak tezahürat olarak da güzel oluyor; "süüper kahraaman, reecep tayyip erdooğan".
recep tayyip erdoğan'ın baş rolünü oynadığı, akp stratejistleri tarafından yazılmış olan iki perdelik oyun.
yerel seçimler öncesinde durumların kötü gittiğini gören akp'nin son kozudur. önceden planlanmış bir çıkıştır. bunun kanıtı da anında metro saatlerinin gece yarılarına kadar uzatılması ve ücretsiz olmasıdır. tek amaç şov yapmaktır. bir yandan da yalan haber yazmaya hazır biat medyası aracılığıyla perez özür diledi yalanı ortalara salınır.
cahil cühela da gaza gelir. "başbakana bak, postayı koydu. koskoca perez bir de özür diledi".
bu arada adamlar haklı. ne yapacaklar; ellerinde tabana din sömürüsü yapacak taze bir konu yok ki. türban, imam hatip gibi konuların modası geçti biliyorsunuz. elde kaldı bir tek müslüman kardeşlerimiz ölüyor muhabbeti.
- first ladyler toplanır, emine erdoğan konuşma yapar, şiir okur ve ağlar.
- gazze'ye destek toplantısı yapılır, emine erdoğan ağlar.
- rte davos'u terkeder, etrafindaki gazeteci ordusunun arasında bi bakarsın, emine erdoğan ağlıyordur.
emine erdoğan'ın bu duygusal yanını yeni keşfettik. durmadan ağlıyor.
tanım: başbakanın eşinin tribünlere yönelik hareketleri.
varlığı tüm sözlüklerde olduğu gibi uludağ sözlükte boku çıkmış yazarlardır. bot diye nitelendirilmelerinin sebebi, de_dust'ta bombayı yerleştirmek için programlanmış yapay zekaya sahip bir bot gibi davranmalarıdır.
ne yazarlar, nasıl yazarlar, şu anda mevzu orası değil. sol framede kankalardan birinin nickini gördükleri an şu andaki konumuz. çok acil entry girmek zorundadır! ve çok gereksiz, tek cümlelik, içi boş, tamamiyle subjektif bir entry olmalıdır. yapay zekaları bu şekilde programlanmıştır. o nicki gördüğü andan itibaren artık facebook'tadır o yazar ve bir anda kendisini arkadaşının duvarına yazıyor zanneder. sözlüğe hiçbir şey katmayan, moderasyonun tolere ettiği nick altı rezilliğine sığınarak, yanyana geldiklerinde okuyan kimse için hiçbir şey ifade etmeyen kalimeleri yazar ve görevini tamamlamıştır. artık görev, nick altına yazılan kankadadır. o da bu iyiliğin altında kalmamalı, iade-i nick altı yapmalıdır.
akp'nin hiçbir ortadoğu politikası olmadığı gibi, filistin politikası da yoktur. tek politika, yurt içindeki dindar/dinci halka, "müslüman kardeşlerimiz ölüyor, sessiz kalamayız" şovunu yapmaktır.
akp hükümeti tarafından müslüman halkı yatıştırmak ve ağızlarına emzik vermek için ürettiği, terör örgütü hamas'a(demokratik seçimle gelmiş de bik bik bik... islam devleti kurmak isteyen terör bağlantılı bir oluşumun demokrasisinden bahsetmeyin bana, taşak geçerim) destek vermek, israil'e en yumuşağından posta koymak, kimse tarafından sallanmayan ateşkes çağrılarında bulunmaktan ibaret olan politikadır.
milli menfaatlerini herşeyin önün koyan (en doğrusu) tüm ülkeler aşırı tepkilerden kaçınarak politik davranmaya çalışmış, rte'nin aslan parçası gibi ortalarda gezip havaya sıktığı laflar türkiye'nin şu anda hiçbir barış görüşmesinde yer almamasına sebep olmuştur.
zaten yıllardır bu böyledir. hangi müslüman ülkesinde rüzgar esse, türkiye'de fırtına çıkar müslüman kardeşlerimiz ölüyor diye. ama türkiye'de fırtına çıktığı zaman bile, müslüman ülkelerin tavrı her zaman "ooh iyi oldu taşaklarımız serinledi" tavrı olmuştur.
rte güdümü ile öğrendikleri "kişiler laik olamaz, laik olan türkiye cumhuriyetidir" zırvasına eyvallah diyelim iki dakikalığına. bu bahane ile laik değilim de dediniz, laik misin sorularından da yırttınız.
peki soruyu sizin istediğiniz gibi soralım ki kaçacak yer kalmasın; "sen türkiye cumhuriyetinin laik olmasını destekliyor musun?", "atatürk'ün temellerini attığı laik düzenin sonuna kadar savunucusu musun?" sorularına kim ne cevap veriyor o merak konusu.
otomotiv ve savunma sektörüne tasarım ve mühendislik hizmeti veren tasarım ofisi. kısa vadede türkiye'de alanında (markadan bağımsız ar-ge ve tasarım) bulunan büyük boşluğu doldurmayı ve uzun vadede ise avrupa'nın sayılı tasarım ofislerinden biri haline gelmeyi amaçlamaktadır. hedeflerinin bu denli büyük olması, arkasında otomotiv sektörünün duayeni jan nahum gibi bir insan ve kıraca holding gibi bir güç olmasındandır.
çok yaygın ve çok yanlış önerme. yabancı sermaye, dış mihraklar, fethullah gulen, turk halkının dini sömürüye açık olması, türk halkının eğitim seviyesi, büyük ortadoğu projesi vs.. gibi sayılabilecek onlarca etkenden sonra gelir chp ve deniz baykal'ın basiretsizliği.
radikal tespit yapacağım derken saçmalamanın alemi yok.
