eurovision 2009'da Litvanya'yı başarıyla temsil etmiş olmasına rağmen gereken oyu alamayıp sonuncu olmuş şarkıdır. sesde detone yok, şarkıda duygu ve anlam armonisi çok..
ama sonuç kocaman bir sıfır. çok yazık oldu diyebileceğimiz şarkılardan bir tanesidir. hatta ve hatta şarkıların yarıştırılması çok mantıksızdır çıkarımını yapabileceğimiz bir sanat eseridir. Çünkü her biri kendi dalında ayrı bir güzelliktir.
avrupanın en önemli müzik kuruluşlarından biri olan TMF tarafından best urban act. ödülünü almaya layık görülen hadisenin, hayranlarını önce "promosyon turu yapıyorum aranızda olamayacağım" diyerek kandırıp, ardından "fast life" eşliğinde harika görsel bir show sunduğu ödül töreninde aldığı ödülün ismidir.
Avrupa yakası adlı dizide dilber karakterinin: " çok mu et yiyursun uğlum.. utanma uğlum utanılacak bişşey yuk.. mayasıl çok et yiyende olur, zenginde olur. Çok et yiyuruk ondan oluyurh. bakh hele.. şş .. sabahleyin bi guru gaysıyı ılık zuynan içiyursun alttan açıyurh... tuvaletteykene eğilmiş otururkene gulacıklarımı çııııın çıııın çınladursun.. dilber halam dediydi dersin." şeklinde volkana dem vurması ve volkanın kahvaltı masasından yediği salamları bırakıp kaçmasına sebep olan, utanç veren ve çoğu kez alay konusu edilen hastalıktır.
Turist Ömer filmlerinde Horoz Nurinin vazgeçemediği, dünya güzeli muamelesi gören, aslında sen kimsin denildiğinde "narkotikten muşamba kamil" cevabı vermesi gereken ileri yaşlı karakterin adıdır.Mualla Sürer'in canlandırdığı rolün adıdır. Evlenmeyi beklerken horoz nuriyi bulan ve yüzüne bakılarak göbeğinde rakı içilmesi muhtemel şahıstır.
TiPE bak çay demle denilebilecek cinsten bir güzeldir.
Mine Soysal'a ait ince fakat pahalı kitaptır. içerik olarak yazarın kendisi sadece derlemekle uğraşmış, asıl yazarlığı küçük çocuklar yapmışlardır. 2009 iSTANBUL KiTAP FUARINDA imza kuyruğu hiç oluşmadığı gibi, imzalatmak için kitap getiren bir hayran da bulamayan Mine Soysal'ın bu kitabı Ondokuz Mayıs Üniversitesinde zorla okutulmaktadır. Tek yaptığı kitabın neden sevilmediğini anlatırken kitap sevmeyenin "hakkı var" demesi akabinde de kitaptan daha çok nefret etmesini sağlamaktır.
Bernardin De Saint-Pierre e ait anlatımı zayıf duygusu güçlü uzun hikaye şeklindeki romandır. Okurken sıkılmanız muhtemeldir. yüzyirmi sayfa okuyup yüz otuza geçemeden elinizden bıraksanız da günün birinde bitirmeye yeltendiğiniz kitaptır. kaderleri birbirinin aynı olan iki yetim çocuğun kardeş gibi büyüyüp zamanla birbirine aşık olması sonunda da hazin ölümleri anlatılır.
kelime hazinesi anlamına gelen genellikle yeni nesil romanlarda aranan ama bulunamayan kavram... Dil bilim yaklaşımıyla vokal yani ses kelimesinden türemiştir.
milletimizin devamlı yaptığı şeydir. dünyada bizim kadar oturan bir millet daha yoktur heralde.biz yaşadığımız yerden bahsederken bile oturmak kelimesini kullanırız.
"nerde oturuyorsunuz?"
"çengelköyde oturuoruz ama ev sahibi çıkın dedi, galiba kalkmak zorunda kalıcaz."
sonra her işin başı oturmaktır bizde.
"ay işiniz yoksa yarın size oturmaya geleceğiz." yani yarın bize gelin beraber koşalım dien duydunuz mu?
Duyamazsınız...Çünkü biz öyleeeee otururuz. Galiba bu yüzden en gelişmiş organımız kaba etimizdir. Sürekli üstüne oturuyoruz kolay değil...
