böyle bir iç sıkılması bir daralma esnasında ulu'nun eski yazarlarından bir arkadaşımla konuşuyoruz. pek yazmıyor şimdilerde. dedim ki ben çok bi daraldım, bişi sorucam, nası ünlü olunur ulu'da dedim. dedi ki o da, öyle doğru düzgün yazıyorsan ulu'da celeb falan olamazsın. ya troll olacaksın ya ona buna saracaksın.. hadi ya dedim. üzüldüm. bi içim parçalandı, o sıkılan içim.
ha yatmadan önce de sisteme, düzene, kocaman entrynizi tam göndermek üzereyken hatalı bir "tıklamanızın" ardından hepsini kaybetme bahtsızlığına sövdüm..
anlık bir hissin bedende görünmesinden sebep, bir anda kişinin aklından geçen tümce..
derinleştirip detaylandırmak gerekirse, ki gerekir, neden yazıyorum; bir yazar kişisi, içinden gelmiş, bir entry girmişse ve ardından "insan kılıklı" başka bir yazar kişisi "nihahaa" nidaları eşliğinde "çok pis ayar vericem oğlum" tadında yaklaşıp hadiseye, kendince başlıkları, entryleri düzdüyse*.. işte akla bu cümle gelir.. zihnimize yerleşen o reklamda hareketle, "acaba nedir nedir??" demenin manası yok elbette, neyin akla geleceği ortada, başlık belli..