böyle tatlı,böyle güzel bir sataşma şekli yok be azizim, basıyorsun seri artıları yazara, o da başlıyor düşünmeye ve devamında dönüşünü yapıyor hemen at kafası,bak sen de bana hak veriyorsunlara başlıyor. sonrası senin elinde ver billuru ver billuru .*
tanımımsı: nefret edilen yazarı açık oylamaktır.
Kusbasili kasarli pideyi yaratan yarebbimin düşmanıma bile yasatmasini istemedigim durum.
Insan sabaha kadar dusunur ben ne gunah isledimde bu deyyus beni acik oyladi der.
az önce youtube da gördüğüm ve beni pazardan elmalı şeker alınmış çocuk tadında gülümseten video. sanki o havuz mutlulukta beni içine gömmüşler izlerken öyle mutlu oldum lan , bebişe bak nasıl da güzel yüzüyor o nasıl suya atlamak allaaam yerebbim.
birhan keskin'in sonunda bitirici darbeyi vurduğu şiiri,biraz şirine benzeyip içimizi açabilseydik bu kadar etkili olmazdı,açamadık böyle hüzünlendiriyor.
bir çiçek açtığında
bir eski avluda
diyor ki;
çalıda sarı bir çiğdemim ben
ve senin çok eski cümlen.
sen otursan, gitmemiş ki! olsan
ben sana bir eski endülüs avlusu
istersen serin bir portofino getirsem
ya da yedigöllerin yedisini birden
bir çiçek açtığında
bir eski avluda
diyor ki
her şey çok eksik ve neredeyse yok
gibiyken
buldum buluşturdum kendime geldim
tek eksik sensin! incecik, çilli bir dille
sen de gelsen
ben sana kırmızı kiremitli bir çatı
begonviller ve bir mavi kapı
ve ille amansız bir avlu getirsem
dünya soğur, akşam serinlerken,
benim sensiz sevinecek bir şeyim yok
kılı kırk yardım,
altını üstüne
getirdim,
ve işte en gümüş
cümlem: