mmsrtvf
178 (hevesli)
yedinci nesil silik 1 takipçi 25.53 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    sözlük yazarlarının itirafları

    105167.
  1. gergin günler geçiriyorum.. sanki suçsuz yere cezalandırılıyo gibiyim.. nefret ediyorum.. sevgi arsızı insanlardan, kıymet bilmezlerden nefret ediyorum.. duygularımı, hayallerimi, geçmişimi, geleceğimi, inancımı elimden alandan nefret ediyorum..
    umarım çok üzülür nefret ettiklerim.. bu gergin günler son bulacaktır elbette ama nefretim daim !

    cümleye dökemediğim kinimden iki satır.. çok daha fazlasını içimde saklıyorum..
    2 ...
  2. yalçın çakır

    170.
  3. flash tv'nin demirbaşı açık kadroları doldurası cengaver sunucu.. hala devam ediyo mu bilmediğim doğaçlaması bol mizensen bi programı vardı.. senaryo falan ama gül gül öldüğüm doğallıkları ile beni burada yazmaya ittiler.

    0 ...
  4. steven spielberg

    57.
  5. hep şöyle bir geyik vardır: "filmini izleme kitabını oku bence. çünkü hayal gücünün sınırları yoktur." yanlıştır demiyorum ama hadi çıkıp bu sözü birde steven spielberg'e söyleyelim.. adam bize bi tarafıyla güler.. çünkü hayal gücümüzün sınırlarına dokunabilmiş bir yönetmen spielberg..

    favorilerim arasındaki eserleri;

    (bkz: schindler'in listesi)
    (bkz: catch me if you can)
    (bkz: er ryan'ı kurtarmak) olmuştur..
    1 ...
  6. sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

    892.
  7. merhaba whitney..

    küçük bir kasabanın küçük bir evinden yazıyorum bunları sana.. buraya taşınalı çok olmadı.. sanırım bu 27. günüm.. ama yıllardır burada yaşıyormuşum gibi bir sıcaklıkla karşı karşıyayım.. evet insanlarından bahsediyorum.. sıcacık taze ekmek kokan, bir kap çorba kokan, bazen de dalından yeni koparılmış kiraz kokan insanlarından.. eminim anlamamışsındır betimlememi.. bende geldiğim günün ertesi sabahı ihtiyar birinin kapımı elinde sıcak ekmekle çaldığı anda anlamamıştım..taşındığımdan beri en büyük üzüntülerimden biride o ihtiyara getirdiği ekmek karşılığında para teklif etmem oldu.. meğer ayıpmış.. herkesin dilinde "kokmuştur" diye bir söz var burada.. sokakta gözleme yapan kadınların kokmuştur deyip eline bir parça gözleme sıkıştırmaları ve karşılığında sadece bir tebessüm beklemeleri elbette manhattan'da karşılaştığımız bir durum değildi. o nedenle betimlememi anlamamanı yadırgayamam..

    tüm güzellikler bununla da sınırlı değil whitney..tam bi doğa harikası burası.. soluduğum en güzel en temiz hava sanırım buralarda yaşadığım dakikalara ait.. başlarda bay eddy'nin temiz havanın astımım için iyi geleceğine dair sözleri bende gerçeklik uyandırmamıştı.. fakat burada ilaçlara bağımlı kalmadan özgürce nefes aldığımı hissetmeye başladım.. bilmiyorum belkide andız çayından da olabilir.. andız; geçen gün bahçesinde oturduğumuz ailenin benim için topladıkları bir ot.. kaynatıp çay şeklinde içiliyor.. ve whitney inan bana bu benim kullandığım prospektüsü olmayan ilk ilaç.. üstelik kimyasal ilaçlardan çok daha faydalı.. ve bunun gibi yüzlerce bitki de varmış bu coğrafyada..

    burada doğa ile o kadar iç içe ki insanlar doğal yaşamın insan psikolojisine etkilerini çok net görebiliyorsun.. stresten uzak, huzurlu ve dinamik bir yapıya kavuşuyorsun adeta.. kahvaltıdan sonraki bir saatimi evimin önündeki çiçek bahçesinden bal toplayan arıları dinleyerek geçiriyorum.. bu tam bir terapi whitney. ardından bir saat orman gezintisine çıkıyorum ve o ılık serinlikte zihnimi temizliyorum.. temiz hava insanı çok çabuk acıktırıyor ve öğlen vakitleri tekrar kasabaya iniyorum.. günün kalanında ise romanıma devam ediyorum.. okuduğunda inanamayacaksın.. zihnimdeki tüm bulanık noktalar açıldı sanki.. aklımdakileri tam olarak aktardığım bir eser olacak bu..

    lise yıllarımdan beri anadolu'ya büyük merak beslemiştim biliyorsun. öyle bir merakki beni buralarda kitap yazmaya itecek kadar.. anadolu'nun bir gizeme sahip olduğunu biliyordum ama böyle bir mucize ile, burası gibi saklı bir cennetle karşılaşmayı tahmin etmiyordum.. ve bu cennetin meyveleri insanlarla.. bizler amerika'da huzuru 42. cadde sanırken aslında gerçekçiliği bir kenara bırakmış vaziyetteyiz.. bizler hergün servetimize servet katmak için biraz daha agrasifleşip insanlıktan çıktıkça dünyanın bazı bölgelerinde tebessümle ödeyebileceğin hesaplar olduğunu kaçırmış vaziyetteyiz. bizler gelişen teknolojimizden övgüyle söz ederken mezarlarımızı aslında teknoloji ürünlerinin kazdığını atlamış vaziyetteyiz.. ve whitney müsade et şunuda söyleyeyim: bizler lüks kıyafetlerimiz içinde birbirimize sahte gülüşler yaparken aslında topuğu yırtılmış yere sürünen lastik ayakkabısı ile sırtındaki sepetini taşımaya çalışan ihtiyar kadının yardımına koşan ihtiyar kocasının gözündeki "aşkı" görememiş vaziyetteyiz..

    işte bir amerikalı olarak ben paul biel gördüklerimle ve çözümlediklerimle bu kanıya vardım..
    ımmm whitney özür diliyorum senden.. sanırım burada sonlandırmam gerekli.. akşam için kır düğünü varmış.. yada eksik türkçemin gafletindeyim.. köy düğünüde olabilir.. her neyse davet edildim.. tekrar yazıncaya dek hoşçakal whitney..

    paul..

    (okuduğunuz metindeki kişi ve karakterler hayal ürünüdür.. kimmiş bu paul biel diye google'da arattırmayın. söylemek istediklerimi benim namımda paul yazdı.)
    1 ...
  8. ben bu yazıyı uluslararası ortama yazdım

    1.
  9. ben bu yazımı "üst bir mercinin olmadığı" "anarşik" uluslararası sisteme yazdım. idealistlere, realistlere, gelenekselcilere, davranışsalcılara, pozitivistlere, post pozitivistlere yazdım. soft power diye yüzümüze gülerek hard power'ı devlet aracı yapanlara yazdım. devleti sistemin ana aktörü haline getirip onu çirkin işlerine alet ederek bizi yeni aktör arayışlarına itenlere yazdım. Suriye'de binlerce insanın ölümüne sessiz kalan, açlıktan ölümlere göz yuman, üçüncü dünya ülkesini, emperyalizmi, sömürüyü literatüre sokanlara yazdım. "çıkarlarını insan hayatından önde tut" felsefesine köle olanlara yazdım. ve ben bu yazımı uluslararası ortama yazdım.

    abd: abd, abd, abd... anasının gözü abd.. yıllardır bir global dünyadır tutturmuş gidiyorsun. dizayn ettiğin dünyanın efendiliğini sürüyorsun. emperyalizmin yeni adı kapitalizmi dünyanın dört bi yanına yaymanın verdiği mutlulukla meyvelerini topluyorsun. işi o kadar büyüttün ki artık bölge şubelerini açmaya başladın.. umurunda mı insanlık?? rusya sana sen rusyaya muhalif oldukça daha çok sürünür bu mazlum dünya milletleri. hee bm deki insani müdahale yalanına inanmamızı beklemiyorsun bizden değil mi. rusyanında seninde ortak bir "insaniyette" buluşmanızı beklemekte doğrusu budalalık olurdu. ama dikkat et rusya yavaş yavaş iki kutuplu sistemdeki o eski güçlü sovyetler olma yolundaki sinyallerini verdi ve kırımda buna örnekti.. dikkat et diyorum çünkü mazallah kapatıverirse muslukları napıcaksın sonra. tüm bunları yaparken kaçırdığın bi şey var aslında: hatırlarsın bundan yıllar önce rusya komünizmi sana truman faturası çıkartmıştı..rusyada kırımı aldı hani, balkanlara da yaklaştı.. balkanlarda da bi ekonomik kriz var. yunanistan falan bi ikinci marshall yardımı istemesin senden.. duydum ki küresel kriz senide vurmuş. çıkacak mı o cüzdandan bu hesabı kapatacak para.. sonra israil falan kurtarmaz seni uyandırim.. neyse sen bunları ölçmüş biçmiştirsin herhalde..

    rusya: ne yalan söylim sende az çile çekmedin.. hitler tam ikinci dünya savaşında ipini çekiyodu ki senin, ayağı kaydı düştü.. yoksa bugün bizim gurbetçiler bizlere soğuktan dem vuruyo olacaklardı.. ama toparlanıp yine komünizm propagandasını yapmayı başardın. şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim herhalde, abd'yi de en çok oyalayan sen oldun.. bakıyorum bu günlerde gövde gösterileriyle eski günleri de yad ediyorsun.. kapitalizme komünizm tokadı vurma çabası... abd neyse sende osun.. sende bm'nin daimi üyesisin.. sende insan onuru nedir bilmeyen bi yapının ana aktörüsün.. abd'ye muhalif olmana sevinim mi üzülim mi bilemedim. bi bakıma sistemde tek başına at koşturamayan bir abd nin dengeleyicisi konumundasın aslında.. ama benim için sanırım asıl önemli olan filler tepişirken altta kalan çimenler.. bu çirkin oyunu birakın ve birazda yaşam mücadelesi veren ülkeleri düşünün.. sıcak deniz kadar başına taş düşsün diyorum sana da..

    almanya: sen nası bi ülkesin öyle yaa.. lan senin coğrafyanı adamlar parça pinçik etmişler, 300 küsür parçaya bölmüşler. sen ordan kalk bi birliktelik kur. o yetmezmiş gibi kalk bide birinci dünya savaşına gir. orda da ezil sonra kalk ikinci dünya savaşına gir.. ve orda da ezil.. şimdiki haline bakıyorum da azmin takdir edilecek derecede..şu sarf ettiğin eforun binde birini sömürülen dünya ülkeleri adına harcadın mı acaba.. yada sistemin açıklarını anlatmak için bir kamuoyu oluşturdun mu?? arkana dönüp bi bakman lazım ben gücümü neye karşı ne için kullandım diye..neredeyse avrupanın hepsine, amerikaya, sovyetlere karşı koyuyosun ama ne için.. sende sistemin kölesisin.. senin içinde temel aktör devlet.. umarım büyüyen ekonomin sana sistemin bu şekilde işleyemez olduğunu gösterecek boyutlara gelir..

    ingiltere: yıllardır bizim ülke tarih kitaplarında seninle yatıp seninle kalkıyo biliyomusun.. ama ne yapmış şu ingilizler diye gel sor burda kayda değer cevap alamazsın.. çünkü sen yılansın yılan.. alttan alttan planlar bişeyler. kendini bi üstün görmeler, özel vizeler, başlarda avrupa birliğini elinin tersiyle itmeler.. sonrada kapısında yatmalar benide alın nolur diye.. karaktersiz.. günümüzdeki sistemin kurucu aktörü olduğun için ayrı bi kıllığım var zaten sana.. sen ne kadar çırpınırsan çırpın artık başat olabileceğin bir alan kalmadı kurduğun bu sistemde sana. yardımcı oyuncu olacaksın.. vicdanlı olmaktan bahsetmiyorum bile sana.. şimdi uza..

    fransa: bi derdiniz biziz demi olm sizin. şunu iyi belleyin biz köprü ülke falan değiliz.. biz nesne değil objeyiz.. ana konumuza dönersek ingiltereye olan kıllığım aynen sanada geçerlidir..ihtilal vs noldu ?? bu sisteme alkış tutan, kurucu üyelerden bir diğeride sensin işte.. sana edilecek en güzel beddua inşallah abd ile rusyaya meze olursun olur herhalde.. kaybol !!

    israil: adını yazar yazmaz o kadar çok şey aklımdan geçti ki neyle başlasam diye tereddüte düştüm bi an. iki günlük tarihin var şurda parayla alınmış topraklarda kurulan devletsin.. gariban filistin halkına yüklenip duruyosun.. arkanı yaslamışsın amerikadaki lobi kanalıyla abd ye.. böylece bm de de işlerini hallettiriyosun amerikaya.. sistem sana güzel.. ama rusyanın seni yerden yere çarpacağı günlerde yakındır herhalde.. ayağını denk al.. bizimde canımızı çok sıktın. bi cinnet herşeyi halleder halkımız adına.. hem filistin kurtulur hem biz.. defol!!

    çin: sen bu rusyaya çok uyuyosun da ikinci dünya savaşında amerikanın kuyruğuna basan japonyadan çok haberin yok galiba. sen sanayide gelişmeye çalışmaya devam et.. senin her ülkede alıcın var korkma. pazar arayışı seni aşar. derin sular bunlar..

    iran: vay koçuuuum.. demek delikanlılığın kitabını baştan yazmak niyetindesin.. yanlız biraz önce çinlede aynı şeyi konuşuyoduk, amerika bu şakaya gelmez.. sen boşver rusyayıda amerikayıda gel ümmet anlayışıyla bu coğrafyada insan haklarını arayalım

    yunanistan, irlanda, portekiz: hadi abisi siz gidin az ötede oynayın. bak çamurlu ayaklarınızla girmişsiniz buralarıda batırmışsınız hep.. bak "ab" abiniz size ne veriyo.. alın o parayı şeker falan alırsınız kendinize..

    ab: yav siz hani supranasyoneldiniz ?? e işine gelen işine geldiği gibi davranıyo.. güzel işleriniz var beğenerek takip ettiğimiz ama bu supranasyonellik konusunda biraz daha derinleşmeniz gerekiyor.. bu gidişle kimse birbirini sallamayacak yoksa.. sisteme karşı bu tarz alternatifler görmek güzel ama yeterli bi alt yapısı oluşmamış bir alternatifsin..

    bm: kaypak bi yapın var.. kim itibar ediyo sana anlamıyorum.. bu zamana kadar nasıl oldu da indirmediler seni o saltanatlıktan onu da anlamadım.. amerika ile rusyanın pis işlerini hukukileştirdiğin için olabilir mi ??

    nato: ayakçısın.. zamanında seni avrupada almanyayı kafkasyada rusyayı kontrol et diye kurmuşlardı.. vay be nerdeeen nereye.. ayakçılık yapmaya devam et sen.. yarın amerika gel bakalım şu bölgeye operasyon yapıyoruz dediğinde kosovada ki gibi bm ye sormadan gidersin.. olmayan düzenin dahada suyu çıkar.. sonra rusya da hoop dur bakalım diyip o suya limon sıkar..

    bu birikimler bardağı dolduruyor dolduruyor dolduruyor sonra da küresel boyutta savaşlar çıkıyor.. sonra savaşı önlemek için teoriler üretiliyor.. tutmaz arkadaşım tutmaz o teoriler.. insan onurunu, insan hayatını devlet çıkarından öne bütün devletler almadıkça bu emperyalizm bu çalışmalar bu ezilmeler sürecektir.
    3 ...
  10. twitter sayfasını paylaşan yazarın amacı

    70.
  11. komikliktir herhalde.. gizemli bir nickle giriş yaptığın bu alanda bir dünya kuruyorsun. sadece fikirlerinle bi profil çiziyorsun. sonra kalkıyosun o gizemi ifşa ediyorsun.. sözlükten twitter'a ordan da facebook'a uzanan bir network'ü paylaşıyosun aslında. e gülünür buna da yani. en azından tebessüm edilir..
    2 ...
  12. sözlük yazarlarının itirafları

    100250.
  13. son yılımı da bitirmek üzereyim üniversitede.. yıla başlarken öyle tatlı umutlarım vardı ki bohçamda, her gün kalktığımda tazeleyip hayallerimle harmanlardım. aaah ah... kpss hayat felsefem olmuştu ve çok da ciddi bir çalışma başlatmıştım.. günlük 6-8 saat arası çalışma temposunun altına düşmemiştim ilk bir ay. gereğinin bu olduğuna inanıyordum ve hala da bu düşüncemde herhangi bir değişiklik olmadı. alanla ilgili hedeflediğim 6 ders mevcuttu ve her birine aitte 1000-1500 sayfa arası değişen ebatta kitaplarım vardı bitmesi gereken. kararlı sakin ve temkinli birde çalışma programım..

    e'si bir ay sonunda okulda lisans bitirme projesi dersinin yani genel bilinen adıyla tez'in uygulamaya konulduğunu yarı cahil yarı şaşkın öğrendik. başlarda beni çok etkilemeyeceğini, kpss çalışmama mani olmayacağını düşünerek keyfimi kaçırmadım, umursamadım, toplantılarına katılmadım ve ön araştırma yapma gereği dahi duymadım. fakat sonra durumun ciddiyetini etrafımdaki sıkça yapılan tez muhabbetinden anlamaya başladım. yine o kadar sorun etmeden danışmanımın yanına gidip bi görünme kararı aldım. neticesinde ne olabilirki haftada bir saatte tez zımbırtısına zaman ayırırdım yani.

    memleketin bulunmaz sanslılarından biri olduğumdan banada en idealist hocayla çalışma şansı denk gelmiş.. e idealist adamlara orjinal fikirler yakıştığı için, önümde kütüphanenin gazete arşivinde geçirilecek bi 2 ayım vardı.. aslında canını dişine takan bi adam olsa bu işi geceli gündüzlü kütüphaneden çıkmayarak 1 ayda halledebilirdi. o yönden sıkıntı yok, yani canımı dişime takmaya razıydım ben.. lakin dediğim gibi çok şanslı bi insan olduğum için 24 saat açık kütüphanenin gazete arşiv bölümü 9-4 arası mesai yapıyor.. gazeteler ödünç te alınmıyor.. işin bu aşaması veri toplama.. tam 2 ay memur gibi sabah 9 akşam 4 gazete fotoğrafladım. yani yazım aşamasına geçmedik henüz.. güz dönemi bittiğinde binlerce fotoğraf teslim ettik ekip olarak ve birde giriş bölümü.. ana konumuzdan uzaklaşmayalım; tabi bu arada benim kpss ilk bi aya oranla yalan oldu..danışmanın ikinci dönem sizin diğer danışman öğrencilerine göre hiç işiniz kalmadı demesi umudumu tamamen ikinci döneme taşıdı.. sanırım diğer grupların yapacakları işin üçte bi kadar bir işimiz kalmıştı.. ama o kadar zaman kaybetmiştim ki bu üçte birlik iş bile bana ağır geliyordu. ben ki çalışma hızımda düşüş olur diye kurban bayramında evime gitmemişken... kaybı kurtarmak için çalışma eforumu günlük 10 saate çıkarmam gerekiyordu üstelik..

    dönem arası yeniden çalışmaya başladım ama değil 10 saat eski verime dahi ulaşamıyordum.. ha düzelecek ha düzelecek tekrar başladı dönem..

    bu sefer pasif kalmadım hemen gittim danışmanın yanına ve yapılması gerekeni sordum.. bana çekilen fotoğraflardan benim konumla ilgili tarihler arası gazete fotoğraflarını verdi ve ikincil kaynak kullanmadan, fotoğraflara bakarak tarih okuması yapacağımı ve konumu bu temelde hikayeleştireceğimi söyledi.. üstelik diğer tez grubu danışmanları ile aynı ebatta. yani söylenildiği gibi üçte bir falan değil.. fazlası var eksiği yok.. dedim bi nzt atarım eve gidince yarın masanızda, 1 haftada kpss ye bakarım sonra ver elini sayıştay memurluğu.. anlamadı bu bi nzt falan tabi.. sonra görüşürüz dedim çıktım eve geldim.. oturdum sakin kafayla düşündüm.. programa baktım, tezin asgari sürede bitimini hesapladım. sonuç tez bittikten sonra tekrar kpss ye çalışmaya başlarsam kpss geceside çalışmak şartıyla 24 saatin 27 saati çalışmam gerekiyodu.. e dedim deneme çözmeden kpss ye girilmez günlük bunlara 1 saat daha ekle: 28 saat.. 24 saatin 28 saati çalışayım ki sınava hazır olayım.. şimdi eski programıma bakıyorumda bu günlerde seri denemelerde olmalıymışım.. tezi de geçenlerde bitirdim. yavaaaaaş yavaş. sindire sindir. kpss'ye de müracat ettim. sınav ortamını görmek gerek..

    okul bitince mi? okul bitince ertelediğim planlarım vardı, bi sene gecikmeli olarak onları uygularım diye umudediyorum.. herşeyin hayırlısını istemek lazım bu dünyada.. hayırlısıyla seneye atanırız inşallah..

    itiraf; kpss'ye hazırlanamamamdı işte..
    5 ...
  14. mutluluk

    1659.
  15. üzerine herkesin bambaşka tanımlamalar yaptığı bir teması var mutluluğun. farklı farklı olaylara farklı farklı insanların yahut zümrelerin verdikleri tepkisel boyut.kimi için bi porsiyon suşi mutlulukken kimi için ızdırap sebebidir. bu pencereden baktığımda gerçekten mutluluğun bir çok farklı tanımını yapabiliyorum kendimce de..

    her insanın fıtrattan gelen bir düşünsel dünyası ve yaşamına paralel psikolojisi olduğunu biliyoruz.. bizi biz yapan asıl ögelerin bunlar olduğuna inanıyorum; doğustan gelen bir çizgi ve yaşamın üzerimizde bıraktığı etkilere tepkilerimiz... aslında tanımlamasını yapmaya çalıştığımız mutluluk duygusunun bu kadar farklı yorumlanmasının sebebide bu. tarihin derinliklerindeki filozofları düşünürsek hep aslolan gerçek mutluluğun peşinde koşmuş, onu aramışlardır ama farklı yorumlamışlardır. yani şimdi işi çok felsefileştirmek istemiyorum ama aristoyla sühreverdinin mutluluk tanımları nasıl farklılaşmışsa bu farklılık devam etmek zorunda..

    genç delikanlının hoşlandığı kıza seni seviyorum demesi onun için mutlulukken beni kendine mi layık gördün diye feryat eden kızımızın yaşadığı duygu mutluluk değildir herhalde .. Amerika da bir şirketten iş teklifi alıp yola çıkan bir evlat mutluluk yaşarken annenin yaşadığı mutluluk sayılmamalı.. sınavdan yüksek bekleyen öğrenciyle düşük bekleyen öğrencinin sınav sonuçlarını duymak konusundaki heyecanları aynı olmasa gerek. mikro açıdan bu farklılaşma örnekleri bir tarih boyunca süregelmiş ve yığılarak genel tanımının dahi olmadığı bir "mutluluk" serüveni ile bizleri karşı karşıya bırakmış..

    öyleki birçok birlikteliğin temeli de mutluluk arayışına dayanır. birbirlerine karşı farklılıklarını minimize edenler aynı amaçla( ki bu amaç mutluluğa ulaşmaktır) bir çatı altında toplanırlar. basit örneği aile kurumu.. biraz derin düşünürsek stk'lar.. biraz daha derin düşünürsek devletler, vs,vs,vs...

    hakkında sayfalarca yazı yazılabilecek, insanlık tarihince peşinden koşulmuş, anlamlandırılmaya çalışılmış bu denli kıymetli konu bi kaç cümleyle elbette izah edilemez..ama küçültmek, özetlemek, sıkıştırmak sonra o özeti okumakta bizim mutluluğumuz..

    evet, herkesin birçok mutluluk tanımı olduğu gibi benimde birçok mutluluk tanımın var tabi. en belirgin olanı da ailemle kahvaltı..
    2 ...
  16. oy pusulasının yakılması

    2.
  17. bulundukları seçim bölgesinde başarılı olamayacağını düşünen partililerin yada kaos oluşturmak isteyen kişilerin destekledikleri partiye mührü vurup pusulayı saklamak ve boş zarf atmak suretiyle planlar kurmalarına vesile olan fiiliyattır.
    kaçak yollardan dışarı çıkarılan oy pusulaları artık kişinin zevkine göre yakılır ve fotoğraflanıp bilimum sosyal ağlarda paylaşılır. üzgünüm ama sanırım bu işler artık prim yapmıyo.
    gönül isterki her fert iradesini sadece sandıkta yansıtsın.
    1 ...
  18. ben bu yazıyı sana yazdım

    20506.
  19. sözler zihinde kaldıkça ağırlaşıyormuş meğer.

    merhaba, ben yüzünü bile hatırlayamadığın çocuk. bi an bile aklımdan çıkmadın.
    1 ...
  20. ben bu yazıyı sana yazdım

    20398.
  21. öyle uzağa gittin ki kalp atışını duyamıyorum artık.
    belkide durdu hayat,
    gel..
    2 ...
  22. necmettin erbakan

    804.
  23. erbakan hocadan süleyman demirele ekonomi dersleri;

    "bütçe yapacaksın bütçe sadece cari masrafa harcanacak, yatırım matırım duracak, yatırımı batıya açacaksın.. sonra bütçede açık olduğu zaman vergi koyacaksın.. kit'ler zarar ediyor zam koyacaksın, döviz yok ne istiyolarsa alsın borç versin diyeceksin... yav allah aşkına siz trafik memurumusunuuuuz, otomat düğmecimisiniz." sizin yerinize şu otomat düğmeler bu işi daha iyi yapar. bi elektronik makine koyalım. katsayı matsayı diyosunuz ya; bütçenin açığı kadar vergi katsayıları değişsin, kit'lerin açığı kadar zamlar değişsin.. bu işi sizden daha iyi yapar. siz hesap hatası yaparsınız o hesap hatasıda yapmaz.. bu nasıl devlet idaresi ???"
    3 ...
  24. samsung

    319.
  25. bilgisayarıma format attım. bilgisayarda 5 senedir sakladığım benim için çok önemli bi fotoğraf vardı. formattan önce dedim şunu telefona alayım da hem yanımda olsun hem de format atınca uçmasın . aldım koydum telefona. telefon iki gün sonra hafıza kartı takın demez mi. dedim nolur gitmemiş olsun şu fotoğraf da yansın telefon.

    menü-dosyalar-fotolar;..... bizim fotoğraf ruhen orda bedenen yok.. açılmıyo. dosya desteklenmiyo diyo. başkada zaten hiç bişey kalmamış telefonda. hemen düz mantık bi kapatim açim dedim düzelir, kendini toplar diye!!! (evet düz mantık) ne kendini topladı nede düzeldi. ruhende yok artık fotoğraf. fotoğrafın tek kaynağınada ulaşamam !!

    attığın kazığı asla unutmiycam samsung. firmanız kazanmasın diye elimden geleni yapıcam. bu bireysel bir savaştır. bu süreçte apple ile dost olup nokia ile kuyunu kazıcam. blackberry ile kucaklaşıp lg ile takılıcam. hatta süperfone ile bile iş birliği yapabilirim. ama senin oyununu bozacam lan. tatar ramazan lan !!!
    4 ...
  26. sevgiliye gönderilmemiş mektuplar

    20.
  27. taslağı aklımda olan her gün açıp okuduğum, okudukça boğulduğum mürekkep edilmemiş bütünlük.
    2 ...
  28. ana dilde eğitim

    54.
  29. kafamda soru işaretleri olan konudur.

    soru: anadilde eğitim verildiğinde istihdam için bölgesel atama söz konusu olacaktır. anadilde eğitim alan öğretmen, doktor, avukat, mühendis, mimar, amir-memur vs. vs. vs. kendi bölgelerine yığılacaklar. her etnik grubun kendi işlerini kendi içinde hallettiği bi konjonktürde devlet bütünlüğünü nereye konumlandıracağız ?? yani daha açık olarak demek istediğim şu: (a) etnik grubu çıkıp demez mi arkadaş benim artık türkiye cumhuriyetine ihtiyacım kalmadı. artık biz kendimize yetiyoruz. işlerimizi kendi başımıza size sormadan da halledebiliriz. sizle olan birlikteliğimizin sonuna geldik...

    politika geliştirilecekse bunun minimum 50 yıllık planı hazırlanmalıdır.. aksi takdirde işsiz bir yığın insan ile karşılaşmakta, ayrılıkçı söylemleri kuvvetlenen etnik bir grupla karşılaşmakta ihtimal...
    1 ...
  30. sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

    314.
  31. zall efendi bu sözüm sana !!
    sözlük kodlarını sen yazıyomuşsun. şu anasayfada çıkan takip et dayatmasından vazgeç.. kim kimi istiyosa zaten takip ediyo arkadaşım. takip ettiğin biri yok diyip liste vermekte neyin nesi. manavdan elma mı seçiyoruz !!
    4 ...
  32. sözlük yazarlarının itirafları

    92942.
  33. hani dövme yaptırdıktan sonra hayat boyu onunla yaşama hissi var ya.. bende de sözlüğe giriş yaparken buna benzer bi his oluyo.
    5 ...
  34. sözlük yazarlarının itirafları

    92857.
  35. bu sene üniversite hayatımda hiç çalışmadığım kadar çok çalışıyorum sevgili sözlük. geçen seneler leblebi gibi ders geçerken ne hikmetse bu sene okulun uzama durumu var.. ve yarın dananın kuyruğu kopuyo, sonuçlar açıklanıyo. bütün planlar suya düşecek gibi. bu gece uyku haram...

    ***geçmişim genşşşler***
    5 ...
  36. sbs

    95.
  37. idare mahkemesi sbs nin yabancı dil sınavında yanlış hesaplama yapıldığı için iptal kararı vermiş. haberin birinde de muhabir çıkmış sokağa yakaladığı çocuğa soruyor. iptal kararı çıktı ne düşünüyorsun, okulunu değiştirmek ister misin bundan sonraki süreç için falan diyor. beni güldüren toroman çocuğun cevabı oldu "ben aslında sağlık meslek istiyordum aşçılık okuyorum" güldüm gülmesine ama aslında üzülmeliyiz. sistemde müthiş bi yanlış var. bu sadece lise seçiminde değil üniversitede de böyle. alan bilgilendirme sistemi yok, karambole kim nereye girdiyse artık.. sonra deniyo ki bu ülkede herkes okuduğu alanda iş yapmalı. ya arkadaşım adam üniversitede fizik bölümünü yazmış okuyo, (artık ne kadar okuyo denilirse tabi). bizzat şu konuşmaya şahit oldum ;
    " ya ben fizik yazdım da fiziği body falan sanıp yazdım yoksa aman aman aman.. bide şimdi bidaha girsem burayıda kazanamam"
    oğlum sen buraya kaydırma yaparak mı geldin ??
    artık çocuğa mı yoksa sistemi koyanlara mı sorulması gerekiyo bu soru bilemedim..
    1 ...
  38. think tank

    18.
  39. "biz neden hala bu kuruluşlara önem vermeyiz anlamıyorum" dedirten başlık. siz eğer dış politikanızdaki muhataplarınıza derdinizi anlatmak olumlu ilişkiler kurmak istiyorsanız kendinizi iyi tanıtmanız gerekir. ayrıca muhatabınızıda iyi tanımanız gerekir. think tanklar işte bu açıdan önem verilmesi gereken kuruluşlardır.

    örneğin ab vatandaşları türk halkı ile uyum içinde yaşayamayacaklarını düşünürler. çünkü bilgi kaynakları basın temellidir. almanya daki bir cinayete aile cinayeti denip geçilir ama türkiye deki aile cinayeti basın kaynaklı olarak töre cinayeti imajı alabilir. sağlıklı bir okuma yapılması güçleşir. fakat ab ülkelerinde think tanklarınız olsa bu kuruluşlar sizin için oluşacak kamuoyuna reel doneler vererek tanıtımınızın sağlıklı yapılmasını sağlarlar. ayrıca o ülke ile ilgili izlenecek politikada size yol gösterebilir..

    o kadar zor bi meselede değil türkiye için think tank kurmak.. yıllardır beyin göçü beyin göçü dedik. şimdi o göç eden beyinleri oluşturacağınız think tanklarda kullanarak kaybı kurtarabiliriz. sadece bir adım atılması gerekiyor.. üzerine düşülmesi gerekiyor.. bugün bir almanyanın , japonyanın, fransanın, rusyanın ve daha bir çok güçlü devletin yüzü aşkın think tankları bulunmaktadır. ingilterenin 280leri bulmuştur. türkiyenin ise sadece 21.. millet artık lobilerden platformlardan bahsediyo, ülkemizde at koşturuyo, biz daha thin tank kuramıyoruz.. bu sayı umarım en kısa sürede yarışmaya çalıştığımız ülkelerinkine yaklaşır..
    2 ...
  40. my name is khan

    153.
  41. güzel filmdir. ama çok çok güzel diyemeyiz. 11 eylül sonrasında Amerika'da yaşanan dini ayrımcılığa en saf en temiz en insani duyguları sembolleyen khan'ın verdiği cevaplar silsilesidir. insan hakları ilgi alanlarında olanların izlemesi tavsiye edilir.
    bu arada khan derken genizden gelecek.
    3 ...
  42. sınav kağıdı

    14.
  43. ek kağıt alınamayacağını geç öğrenen arkadaşım kağıdın sonuna aynen şunu yazmış :

    hocam c.... !!

    anlatmak istediği :

    hocam cümlemi bitiremedim yer kalmadı.. !!
    1 ...
  44. twitter

    1932.
  45. geçenlerde okuduğum twitin sahibi benim için fenomen olmuştur

    twit :"5 yaşındaki trabzonlu çocuğun dolmuşta annesine dediği gibidir belki de hayat; hem vuriysin hem ağlama diysin"
    1 ...
  46. sözlük yazarlarının tespitleri

    2207.
  47. 100 kişiye sordum en popüler cevap: kpss a

    (bkz: herkesin bir popisi var)
    0 ...
  48. sözlük yazarlarının itirafları

    83083.
  49. sözlük yazarlarının itirafları

    82817.
  50. son zamanlarda en çok güldüğüm program.. hele bu kısmı " para atmaca" öldürüyor gülmekten ..

    3 ...
  51. tek amacı memur olmak olan türk insanı

    11.
  52. ekonomide devletçi ilkeyi benimsemiş insandır.. bence yanlıştır. küçük düşünmemek gerekir.. ama bir yandanda gelenekselci bir yapı oluşmaya başladı diye düşünüyorum.. tahminime göre kentselleşmeyle bi alakası var bunun.. hizmet sektörü köyden kente göç ile şaha kalktı.. bu sektör içindeki memuriyet kavramı da sorunsuz risksiz bir yaşam için biçilmiş kaftan.. ne varki monotonluk diz boyu.. sabah 8 masa başı akşam 5 al çantanı eve git uyu.. ne aksiyon ama.. yıllık izinler,haftalık izinler....... üüüüüüü bide tayin olursunuz.. atraksyona bak.. bu tek düzelikte tek eğlenceniz dökülen saçlarınız olur heralde..

    ama üzülmeyin
    http://www.replikizle.net...uan-cikmis-haberin-var-mi
    1 ...
  53. karşılıksız sevmek

    496.
  54. yalan. baştan aşağı yalan. hangi kalp ki hislerine karşılık beklemez. hangi aşık sesine ses nefesine nefes istemez. hangi göz kalbi çarptıracak diğer gözü istemez. o yüzden karşılıksız sevmek hikayedir hikaye..
    1 ...
  55. teravih namazı

    114.
  56. efendim biliyosunuz teravih namazı 20 rekattır ki genellikle 4,4,4,4,4 şeklinde kılınır..yani en azından bizim camide ilk günden beri bu şekilde kılıyoruz.
    bu gecede bana nasib oldu müezzinlik yapmak. ve benim için can sıkıcı cemaat için komik olaylar başladı..
    çoğu camide olduğu gibi bizim camide de teravih namazı aralarda müezzin tarafından salavat getirilir. neyse iş bu ya aksi gibi bu akşam imam değişti camide.. efendim yatsıyı kıldık başladık teravih namazına ( sayısal bi şekilde ifade edicem ) ;

    4 : ilk dört rekat bitti peşine ben: ... salluala Muhammed ...
    4: ikinci dört bitti herşey gayet normaldi ben: ... salluala Muhammed ...
    6 : bu sefer altı rekat kıldık. içimde bi sıkıntı başladı. diyorum acaba hoca yanlışmı kıldırıyor. sonra diyorum yok bee ne yanlış kıldırcak şimdi bi daha bi altı daha kılarız biter. ben yine: ... salluala Muhammed ...
    6 : dedim oh bee. yanlış hesaplamadım. tamam işte hoca yapması gerekeni yaptı ve bu seferde altı kıldırıp yirmiye tamamladı. böylece bitirdik. ben: allaaaahümme sallialaaaa.. ( normalde tüm cemaat buraya eşlik etmesi gerekiyodu kimseden ses yok.tek başıma söylüyorum. üstelik hoca ayaklanmaya başlıyo diğer namaza başlamak üzere.noluyo yaa diye düşünürken yanımdaki amcayla göz göze gelince "salluala salluala" dediğini duydum.üstelik hocada çoktan ayaklanmış geri dönmüş bana bakıyodu. emindim ulan bitmişti. neyse dedim attım içime. ) salluala Muhammed deyip bi daha kalktık ayağa..
    4: burda hiç bişey yapmadım sadece hesap yaptım (Allah kabul etsin )
    vitir : burdada hiç bişey yapmadım hem hesap yaptım hemde için için 100 kişiye gerizekalı olarak ifşa oldum diye üzüldüm. ama doğruydu lan diyorum hala. (Allah kabul etsin )

    selamı verdik teşbihi çekdik duayı ettik. namaz bitti. cemaatin çoğu çıktı. bi abi yanıma geldi ve " senin yaptığın doğruydu" dedi. sonra bi tane amca geldi ve " 4 rekat fazla kıldık biz aslında" dedi . sonra bi abi daha geldi. sonra biri daha . ve biri daha.ve en son imam biz 4 fazla kıldık ellaaam dedi.çık git lan camiden diyecek oldum.. ulan madem doğru yaptığımı biliyodunuz niye orda tek başıma bıraktınız beni. evet doğrusu buydu demediniz. namazı yanlış kıldığımıza mı üzülim bütün cemaate haksız yere gerizekalı olarak ifşa olmamamı üzülim...
    namaz sonu dedim : ulan bütün cemaat uyuyomuş. nerde kaldı huşu ile namaz kılmak. nerde kaldı ibadetlerimize kendimizi vermek. nerde kaldı mananın farkına varmak. yazıklar olsun bize.
    6 ...
  57. sözlük yazarlarının itirafları

    78890.
  58. şu sayfaya az önce bi dolu itiraf yazdım irili ufaklı ama baktım fazla duygu yüklü olmuş. sildim bende..

    diyeceğim şu ki ; çok garip duygular içindeyim dokunsalar ağlarım..
    5 ...
  59. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük