mehmet mağaç
@mmagac21    0 (düz adam)
on ikinci nesil yazar 0 takipçi 3.39 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    kaçak telefon

    5.
  1. 110 bin lira değerinde kaçak 612 cep telefonu ekranı ele geçirildi. Operasyonda, 2 kişi gözaltına alındı.
    Manisa il Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, Turgutlu ilçesindeki bir iş yerinde gümrük kaçağı elektronik malzeme satışı yapıldığını öğrendi. iş yerine baskın yapan polis ekipleri, değeri 110 bin lira olan 612 cep telefonu ekranı ele geçirdi. Operasyonda S. K. (38) ve M. K. (41) adlı şüpheliler, gözaltına alındı. Şüphelilerin, emniyetteki sorgularının sürdüğü bildirildi.
    0 ...
  2. mesajlaşılan erkeğin bir anda mesajlaşmayı kesmesi

    14.
  3. şarjı bitmiştir. tuvaleti gelmiştir. çok yüklenmemek lazım.
    0 ...
  4. türkiye de ne kadar da çok müslüman varmış

    2.
  5. Diyanet işleri Başkanlığınca yaptırılan "Türkiye'de Dini Hayat Araştırması" tamamlandı. Yurt genelindeki 21 bin 632 kişiye uygulanan anketle vatandaşların dini eğilimleri ve bunların gündelik hayattaki yansımalarının belirlenmesi amaçlandı. Araştırmaya katılanların yüzde 50,9'unun kadın, tamamının ise 18 yaş ve üzeri olduğu belirtildi.

    Buna göre, katılımcıların yüzde 99,2'si islam dinine mensup olduklarını belirtti. Sadece yüzde 0,4'ü islam dışındaki diğer dinlere mensup olduğunu ya da herhangi bir dine mensup olmadıklarını ifade etti.

    islam dinine mensup olanların yüzde 77,5'i Hanefi, yüzde 11,1 Şafi, yüzde 0,1'i Hanbeli, binde 3'ü Maliki ve yüzde 1'i Caferi mezhebine mensup olduklarını söyledi. Hiçbir mezhebe mensup olmayanların oranı yüzde 6,3. Ameli mezhebini bilmeyenlerin oranı ise yüzde 2,4 olarak belirlendi. Kenttekilerin yüzde 2,6'sı kırsaldakilerin ise yüzde 1,7'si Ameli mezhebini bilmediklerini ifade etti.

    Allah'ın varlığına inanma durumlarına bakıldığında ise "Allah'ın gerçekten var ve bir olduğuna inanıp bundan hiçbir şüphe duymayanların" oranı yüzde 98,7 oldu. Soruya "Bazı şüphelerim olsa da Allah'ın varlığına inanıyorum", "Bazen Allah'a inanmak bana makul geliyor", "Allah'ın var olup olmadığından emin olamıyorum" veya "Allah'ın varlığına inanmıyorum" yanıtını verenler ise yüzde 0,8 olarak bildirildi.

    Ülke genelinde "Kur'an'da anlatılanların hepsi doğru ve gerçek olup bütün zamanlarda geçerlidir" önermesine katılanların oranı yüzde 96,5, katılmayanların oranı yüzde 1 oldu. Katılımcıların yüzde 1,6'sı ise fikirlerinin olmadığını kaydetti.

    Öldükten sonra yeniden diriltileceği ve yaptıklarının hesabını vereceğini düşünenlerin oranı yüzde 96,2 olarak tespit edildi. Buna inanmayanların oranı ise yüzde 0,9 çıktı.

    Melek, cin ve şeytan gibi varlıklara ilişkin kanaatlere bakıldığında bunların gerçek olduğuna inananların oranı yüzde 95,3 oldu.

    NAMAZ ALIŞKANLIKLARI

    Ülke genelinde vakit namazlarını her zaman kılanların oranı yüzde 42,5 olarak belirlendi. Hiçbir zaman vakit namazı kılmayanların oranı ise yüzde 16,9 oldu. Kırsalda yaşayanların yüzde 50,5'i vakit namazlarını her zaman kılarken bu oran kentte yaşayanlarda yüzde 39,4'e düştü.

    Vakit namazlarını kılma sıklığı cinsiyete göre değerlendirildiğinde kadınların yüzde 49,8'i erkeklerini ise yüzde 34,8'i vakit namazlarını her zaman kıldıklarını belirtti. Yaş grubuna göre vakit namazlarını kılma sıklığı incelendiğinde ise yaş arttıkça vakit namazlarını kılanların da arttığı görüldü. 18-24 yaş grubunda vakit namazlarını her zaman kılanların oranı yüzde 26,2 iken bu oran 65 ve daha yukarı yaşlarda yüzde 69,9'a çıktı.

    Eğitim seviyesi arttıkça vakit namazlarını her zaman kılanların oranının genel olarak azaldığı görülürken okur-yazar olmayan kişilerden vakit namazını her zaman kılanların oranı yüzde 69,3 oldu. Bu oran lisans ve üstü mezunlarda ise yüzde 27,4'e geriledi.

    CUMA NAMAZI

    Ülke genelindeki erkeklerin yarıdan fazlası cuma namazını her zaman kıldıklarını belirtti. Katılımcıların yüzde 57,4'ü cuma namazını her zaman kıldıklarını söylerken hiçbir zaman kılmayanların oranı yüzde 7,2 oldu. Çoğunlukla kıldıklarını belirtenlerin oranı yüzde 17,6, ara sıra kıldıklarını söyleyenlerin oranı ise yüzde 12,7 olarak belirlendi.

    Kentte yaşayan erkeklerin yüzde 54,6'sı cuma namazını her zaman kıldıklarını bildirirken kırsalda yaşayan erkeklerde bu oran yüzde 65 oldu. Yaş grubuna göre bakıldığında ise yaş arttıkça cuma namazını her zaman kılanların sayısı da arttı.

    Erkeklerin cuma namazı kılma sıklıkları bölgelere göre değerlendirildiğinde ise her zaman kılanların oranı en yüksek orta Anadolu bölgesinde, en düşük ise batı Marmara'da çıktı.

    ORUÇ VE ZEKAT

    Yurt genelinde "Sağlığım elverdiği sürece ramazanda oruç tutarım" görüşünü paylaşanların oranı yüzde 83,4 olurken "Hiç oruç tutmam" diyenler yüzde 2,5 oldu. Erkeklerin yüzde 80,7'si sağlığı elverdiği sürece ramazanda oruç tuttuğunu belirtti. Kadınlarda bu oran yüzde 86 çıktı.

    Kişilerin zekat ibadetini yerine getirme durumları incelendiğinde maddi durumu uygun olduğunda her yıl zekat verdiğini belirtenlerin oranı yüzde 71,9 oldu. Maddi durumu uygun olsa bile zekat vermeyenlerin oranı ise yüzde 1,1'de kaldı. Katılımcıların yüzde 14,6'sı maddi durumunun zekat vermeye uygun olmadığını belirtirken yüzde 11,1 maddi durumu uygun olduğunda bazen zekat verdiğini söyledi.

    Katılımcıların yüzde 83'ü ise maddi durumu uygun olduğunda her yıl fitre verdiklerini kaydetti.

    YAŞ iLERLEDiKÇE HACCA GiDENLERiN SAYISI ARTIYOR

    Anketle Türkiye genelinde hacca gittiğini belirtenlerin oranı yüzde 6,6 olarak belirlendi. Hacca gitmediğini ama imkanı olursa gitmek istediğini belirtenler yüzde 84,9 olurken katılımcıların 3,2'si hacca gitmek yerine muhtaç birine yardım etmeyi tercih ettiğini belirtti. Erkeklerden hacca gidenlerin oranı yüzde 7,3 kadınlarda ise 5,9 olarak görüldü. Yaş gruplarına bakıldığında ise yaş ilerledikçe hacca gidenlerin sayısının arttığı belirlendi. 18-24 yaş grubunda hacca gidenlerin oranı yüzde 1,5 iken bu rakam 65 ve üstü yaşlarda yüzde 26,6'ya çıktı. Kur'an-ı Kerim'i Arapçasından okumayı bildiklerini söyleyenlerin oranı yüzde 41,9 oldu.

    BAŞINI ÖRTENLERiN ORANI

    Ankette kişilerin dua etme sıklıklarına ilişkin soru da soruldu. Buna göre, katılımcıların yüzde 92,5'i bir sebebi olmaksızın her zaman dua ediyor. Yüzde 55,4 şükretmek istediğinde, yüzde 47,1 maddi ve manevi sıkıntıya düştüğünde dua ediyor. Yüzde 43'ü yakınını kaybettiğinde, dua ederken diğer dua etme sebepleri arasında dünyalık bir talepte bulunma ve mutlu olma yer alıyor.

    Ankete göre dışarı çıkarken başını örten kadınların oranı yüzde 71,6 oldu. Örtmediğini belirtenler yüzde 27,2, soruya cevap vermeyenler ise yüzde 1,1 olarak açıklandı.

    Kentte yaşayanlardan dışarı çıkarken başını örtenlerin oranı yüzde 65, kırsalda ise yüzde 88,9 oldu. Kadınların başlarını örtme sebepleri arasında ise sırasıyla dini inanç, aile isteği, gelenek- görenek, çevre baskısı yer aldı. Yüzde 91,8 dini inancı gereği başını örttüğünü belirtirken gelenek ve görenek nedeniyle başını örttüğünü belirtenlerin oranı yüzde 5,9, ailesi istediği için başını örtenlerin oranı yüzde 1,8 çevre baskısından başı örtenlerin oranı ise yüzde 0,1 olarak belirlendi.

    DiNi BiLGiLER

    Ayrıca katılımcıların tamamına yakını dini bilgilerini 16 yaş ve öncesinde öğreniyor.

    Söz konusu kişilerin bilgi sahibi olduğu kaynakların başında ise ailesi ve yakın çevresi geliyor. Katılımcıların yüzde 91,8'i ailesi ve din görevlilerinden dini bilgi sahibi olduğunu aktarırken bunu sırasıyla din görevlileri, televizyon ve gazete, Diyanet'e bağlı Kur'an kursları ile örgün öğretim kurumları izledi.

    "Helal ve haram konuları günümüz şartları dikkate alınarak yeniden gözden geçirilebilir" diyenlerin oranı yüzde 46 olurken bu düşünceye katılmadıklarını belirtenler yüzde 44,5'te kaldı. Katılımcıların yüzde 8,4'ü ise bir fikirlerinin olmadığını kaydetti.

    Yurt genelinde "Sarhoş olmayacak kadar içki içmek günah değildir" ifadesine katılanların oranı yüzde 6,4 olurken bu görüşe katılmayanların oranı yüzde 87,6 olarak belirlendi.
    1 ...
  6. yakışıklı erkek

    390.
  7. universite yillari, arkadaslarla oturmus bir barda final sonrasi iciyoruz. yanimda zeynep oturuyor, karsimda onur, gerginden fazla populer olmus alternatif bir sarki esliginde bir yandan icip, bir yandan henuz atlatamadigimiz sinav sonrasi sendromuyla diyalektik materyalizm tartisiyoruz.

    derken o iceri giriyor. gorur gormez icim gidiyor. "sanki daha once gordum bu adami, bir de nereden oldugunu hatirlasam keske..." diye dusunurken o, zeynep'e selam verip onur'un yanina kuruluyor bile.

    aylardir okul, is derken kimseyle sevismemisim tabii, bir yandan adamin guzelligine bakiyorum, bir yandan da bakislarimla taciz edip etmedigimi dusunup, kendimi kontrol etmeye calisiyorum. "nerelerdesin hatun sen? bitti mi finaller" sesi de pek guzelmis.

    konu konuyu aciyor, ama bardaki muzik sesi sanki durmaksizin artiyor. hepimizin ses telleri sisip uc katina cikmis. "hadi benim evde devam edelim." diyorum, evim bara yakin cunku. hep beraber kalkip gidiyoruz.

    bilgisayarima yoneliyor, muzik koyacak. o kadar sevmem ki insanlarin bilgisayarima dokunmasini, bir de izin almadan... "sus kizim, ariza cikarma simdi." diyorum kendi kendime. "ooo, dragon age mi oynuyorsun?" suratina bakakaliyorum. evet dedim mi acaba? "templar'lar tam benim kafa yaa, onume gelen mage'i oldurdum ben." diyor. nasil yani ya? o kadar yakisikli adam statukocu mu yani? ufaktan bir sinirleniyorum kendi capimda. ama adam cok guzel yahu.

    derken emo otesi bir metal sarkisi acip yanimiza geliyor. album kapaginda kanli dudaklar filan olduguna eminim sarkinin, o kadar kotu yani. koskoca arsivden bula bula bunu mu buldu orada blind guardian'lar filan varken? nesi var bu cocugun?

    hep beraber konusmaya daliyoruz, ickiler icildikce ulke adim adim kurtariliyor. derken o da ne? adam egalitarian bile degil. kafayi yemek uzereyim artik. bir insan bu kadar guzel gorunup de nasil bu kadar sacma seyler savunabilir?

    derken herkes ufaktan cakirkeyf olmaya basliyor, koltuklara yayiliniyor. asiri guzel adam yanima gelip oturuyor, kolunu omzuma atiyor.

    aylardir her turlu iliski ihtimalinden uzak tutmusum kendimi. kendimi bulma yolunda tam gaz ilerlemisim. tamam yani, adam cok yakisikli olabilir ama o kadar benlik degil ki, ne kadar ugrasirsam ugrasayim bir sey hissetme gibi bir ihtimalim yok. bu durumda kendi kendime karar veriyorum, romantik bir sey zorlamaya hic gerek yok. o da ilgileniyorsa sevisiriz, yoksa ikimiz de kendi yolumuza gideriz.

    ilk onur kalkip evine gidiyor. sonra zeynep'in erkek arkadasi gelip onu goturuyor. guzel adamla basbasayiz, opusme kismi basliyor.

    olay nereye gidecek biliyorum tabii, artik kacari yok. ama once emin olmam gerek. olayin sadece seks oldugunu, ciddi bir seye donusmeyecegini soyluyorum, o da bana katiliyor, yatak odasina geciyoruz.

    iste o an kabus basliyor.

    koltuktayken usul usul opusen adam birden bire bir dudak ve cene emicisine donusuyor. her tarafim salya icinde, silmek istiyorum ama hangi ara yapacagim? birakmiyor ki iki saniye. bari seks kismina gecsek de daha az opussek diyorum icimden ama adam o kadar ickiden sonra ereksiyonu kaybedip duruyor. olaya ben el atiyorum.

    "onsevismeye gerek yok, degil mi? nasil olsa sadece seks." saka mi yapiyor acaba?

    "zerre islanmadim henuz, nasil olacak o is?" diyorum. "ben buradan yardim ediyorum, gerisini de sen halletsen olmaz mi?" deyip cenemi emmeye devam ediyor. artik fenaliklar gecirmek uzereyim. salondaki bilgisayardan bayik bayik, bol distortion'li, melodi yoksunu, arabesk sarkilari aratacak sozleriyle nordik metal grubunun sarkisi duyuluyor.

    ama inadim inat. her ne kadar suratim ve vucudumun ust kismi salya kaplanmis olsa da, bu gorur gormez icimin eridigi adamla yatacagim. bakiyorum adamin hic kipirdama gibi bir niyeti yok, uste cikip olayi ben kontrol altina aliyorum.

    daha hareket etmeye yeni basliyorum ki suratindaki o ifadeyi goruyorum. daha onceden de bildigim bir ifade bu. adamda surat kasiliyor, gozler kapaniyor, kaslar kalkiyor.

    saka mi bu?

    neyse ki ilk seferde bu tip durumlar olur, biliyorum. kalkip yanina uzaniyorum. "ikincide daha uzun surer." diyor. burnumu silme ayagina gizlice suratimdaki salyalari temizlerken basimi salliyorum.

    aradan bir sure geciyor. dunyanin en uzun emo metal albumu herhalde iceride calan. dogrulup "tamam, hazirim." diyor. "hic kusura bakma." diyorum. "bu sefer benim orgazmimin garantisini almadan hicbir sey yapmam."

    adamda surat bir anda asiliyor. "ya offfff." kendini yataga birakiyor.

    yok artik. o asamada adamin templar destekcisi olmasini da, egalitarian olmamasini da, emo muzigini de bir kenara geciyorum, adamin daha seksin karsilikli yapilan bir sey oldugundan haberi yok.

    "ilk otobusler baslamistir, eve git sen." diyorum. "kalsaydim ya?" diyor siritarak. "ya da yarin aksam geleyim?" dayanamayip kahkahayi basiyorum. "niye guluyorsun ya?" diyor. "ne icin geliyorsun yarin aksam?" diye soruyorum. "normalde oyle takilalim filan diyen kizlar gozume basit gelir, bir daha gorusmem ama..." ahahahha, adam bir de seksist cikti, iyi mi? "bence hic getirme o cumlenin devamini." diyorum.

    seksin ne oldugunu ogrenememis, birlikte oldugu kadinin zevkini onemsemeyen, artik kendisinden ne kadar nefret ediyorsa kendisiyle sevismeyi kabul eden kadini asagi goren o asiri yakisikli adama bir kez daha bakiyorum. "sanki o kadar da yakisikli degil yahu." derken nedense cenem hala islak gibi geliyor, bir an elim gidiyor silmek icin.

    sonunda salyalariyla beraber kalkip gidiyor, derin bir nefes cekip masturbasyonun varligina sukrediyorum.

    ozet: adam yakisikli olunca seks guzel olacak diye bir sart yok arkadaslar. o kadar yakisikli olacagina orgazminiza tam katki saglasin, seks yaptigi kadina saygi duysun, daha iyi bence.
    1 ...
  8. bir kadın 10 saniyede nasıl kaybedilir

    14.
  9. henüz gelmemiş olması daha da kötüdür. ya gelirse ve sil baştan başlarsan diye korkarsın hep.

    ya geçmişteki kişiler? bittiği anda "beni kim sevecek şimdi?" dedirtebilmiş kadınlar? onlar da sevilmeye değer değiller miydi? gitmese idi, değer idi. ayrılmak için bahane aramak yerine ayrılmak için sebep görememektir gerçek sevgi. telefondan söylemek yerine vedaya bile gelmemesi onun ürkekliği ve noksanlığıyla birlikte kusursuzluğunun yerle yeksanlığıdır. aşık olmak kadar aşık olunmayı da dibine kadar hak etsin benim sevdiğim insan istedim. lanet olsun bu kusursuzluğu aklıma ve kalbime yerleştirenlere. artık görebiliyorum çok şükür. birine dokunmadan, sarılmadan, öpmeden onu sev de yıllarca göreyim hadi! yapamazsın. sözümona sen enayi değilsin. vaktin ve yüzün kıymetli değil mi? bence susun ve kendinize benzettiğiniz kolayda adamlarla gömülün yerin dibine. onları hak ediyorsunuz. duygularınızın ve zihninizin dibi bomboş. birbirinizi kandırın.

    bir insan düşünün o kadar gelmedi ki gelebilme ihtimalinden nefret ediyorum artık. yüzüme birkaç çizgi daha ekledim sadece ona üzülüyorum. başka bir şey değil. gelseydi en azından birkaç çizginin derinleşmesini engelleyecekti...

    bulacağım ben dibine kadar sevdamı hak eden insanı. umudum var ve ben şu an çok iyiyim...
    1 ...
  10. kadın için kendinden ödün veren erkek

    2.
  11. "fedakarlik" denilen kavramin, cogu zaman, sonunda insanin kisiliginden, yasam tarzindan, hayallerinden hatta bazen dusuncelerinden, hayata bakis acisindan, zevklerinden, ilgi alanlarindan vazgecmesi olarak vuku bulmasidir. evet herhangi birsey ugruna insan hayatindaki bazi unsurlarin konumunu, oncelik sirasini degistirebilir ama eger ki bu unsurlar kisa vadeli mutluluklar ugruna feda edilen ama aslinda uzun vadeli amac ve hedeflerin ve en onemlisi de sizi siz yapan,
    kisiliginize ozgu birer parca ise, o zaman gelecekte ortaya cikacak pismanliklara, kayiplara da tahammul edebilecek gucu kendinde simdiden aramaya baslamalidir.
    1 ...
  12. © 2025 uludağ sözlük