Senede en az 1 kere 3-4 günlüğüne tatil yapmaya gittiğim şehir. Şehir merkezinden ziyada Bozcaada'sını seviyorum bu şehrin .Hem kafa dinleyip , hem de tatil yapmak için çok idealdir.Kalabalık yerlerdense böyle sakin , huzurlu , sıcak bir adada tatil yapmak daha keyifli geliyor bana nedense.
insanın zamanla anladığı acı gerçeklerden biridir güvenmek. En güvendiğiniz insan bile gün gelir güveninizi boşa çıkarır. En güvendiğiniz ve değer verdiğiniz insanın yaşattığı hayal kırıklığını affetseniz bile asla unutamazsınız.Bende unutmadım , unutamadım ve anladım ki Sevdiğimiz insanın verdiği yaralar gerçekten kalıcı oluyor.
Bazılarını kaybetmek hayatta kimi zaman dersler verebiliyor. Sevdiğin kadar sevilmediğini öğrenirsin ya da ne bileyim herkesin birgün çekip gideceğini öğrenirsin , sevdikçe kıymet verdikçe karşındakinin bambaşka birine dönüştüğünü görürsün mesela .
insanların yaşadığı psikolojik rahatsızlıklar veya duygusal zorluklar sonucunda bir psikologa başvurmaları gayet olağan bir durumdur . Her psikologa giden adamıda delirmiş bu ya diye yaftalamak yalnıştır . Psikoterapinin amacı zaten günlük yaşamında karşılaştığı zorluklar , çok sevilen bir yakınını kaybetme , depresyon hatta yeme bozuklukları gibi problemleri ortadan kaldırmaya çalışmak , eski hayatını düzene sokmaya yardımcı olmaktır .
Nazım 'la Piraye 'nin aşkı 1930 'da başladı ve yirmi yıl sürdü . Bu yirmi yılın 13 yılını hapishanede geçirdi Nazım Hikmet . Ve hapisten bir kadına yazılabilecek en sıcak mektupları , en güzel şiirleri yazdı . Fakat hapisten çıktığında gönlündeki kadın , evindeki kadın değildi . Nazım ile piraye aşkından birbilerine yazıp yolladıkları unutulmaz aşk mısraları kaldı .
Bak ben sana , senin neler istediğini sayayım . Evvela bütün muvaffakiyetinin başı olarak büyük bir iltimas arayacaksın...itiraz etme , bal gibi arayacaksın . Hatta eğer son sınıflara yaklaştıysan aramaya başlamıssındır bile . Ondan sonra memleketin göz önünde bir yerine tayin olunmak . ihtisas yapmak imkanlarını elde etmek . Sonra para kazanmak . Bol bol , avuç avuç , çılgınlar gibi kazanmak . Sonra güzel bir karı almak . Kafaca anlaşacağın ve ruhu ruhuna uygun bir kadın değil ! Herkes gördüğü zaman ' aman ! Bakın , falancanın enfes karısı var ! ' desin yeter . Yalnız bu noktada idealistsiniz ; ve maddi menfaatler ve rahatlar haricinde yegane manevi zevkiniz budur : güzel karı alıp herkese parmak ısırtmak . Sonra otomobil , apratman ... Daha sonra göbek , poker vesaire ... Hayatınızı gözümün önüne serilmiş gibi görüyorum , birley dediğim de yok , pekala ! Demek ki böyle icap ediyormuş , böyle olsun . Fakat bu istikbale hazırlanırken şu yaptığınız işler tarzındaki bir mukaddemeye ne lüzum var ? Yarın yaşlanınca eşe dosta ' gençliğimizde çok idealisttik ama , hayat insanı değiştiriyor ... Şimdi realist olduk .. Ah o ateşli günler ! ' diyebilmek için mi ? Bu kısa gevezelik devrine sırtınızı vererek bundan sonraki hayatınızın kepaze ve boş mahiyetini mazur göstereceğinizi mi ümit ediyorsunuz ?
Sabahattin ali - içimizdeki şeytan