adamlığı korkaklık olarak nitelendirmiş mal beyanatı. Böyle insanlar ergenlikte 2 3 kızla konuşup "qanqaaaaa 2 qızla çıqıyom qimse de ayıqmıyoooo" diyen tiplerdir. kendilerini akıllı zannederler ama olmayan beyinleri yanıldıklarına yetmez. ve pek tabi ki en sonunda da ele talim ederler ki ömrü hayatı bir kadınla konuşamadan, elini tutamadan, sevemeden sevilemeden geçecektir. ülkedeki tecavüz olaylarının başlıca nedenleridir bu insanlar, tedavi edilmeleri gereklidir.
çığır açmış oyundur. amme hizmeti geliyor arkanıza yaslanıp okuyun.
uzun uzun okumak istemeyenler için önce yüzeysel bahsedelim.
oynanış :
- gece gece dışarı çıkamam derseniz oyun başında çantanıza bırakılan 2 adet incense adlı eşyayı kullanıp 30 ar dk pokémonların size gelmesini sağlayabilirsiniz.
-harita verilerini google maps üzerinden almakta, dolayısıyla çevrenizdeki belirgin parklar pokéshop olabilir.
- telefonu sesli kullanıp milleti baymayın, sessize alıp çevre ile etkileşim halinde elinizde tutarak gidin, pokémon çıkınca titriyor zaten.
-pokéshop lara gelince açılan ekrandan park resmini parmakla kaydırıp havaya uçuşan nesneleri patlatarak çantamıza atıyoruz
-bu noktalar 10 dk da bir yenileniyor, bol bol poketop edinin ziyaret edip.
- sağ altta çıkan track pokémon kısmında adım sayısı azaldıkça gizlenen pokemona yaklaştınız demektir, sıcak soğuk olayı.
- oyunda achivement olayı var, run maniac, hiker, walker gibi, yakaladığınız pokémon tipine göre alıyorsunuz.
- aynı pokémon dan birden fazla varsa cp puanı az olanı profesöre transfer edip candy elde edin, ana pokemonu geliştirmek için gerekli.
- 5 lvl olunca gym ler açılıyor, gym - camii bağlantısı yadsınamaz durumda.
- evden çıkmak istemiyorsanız minik bir mıknatıs ile telefon gps ini şaşırtıp 1 km ye kadar sanki "yürüyor" etkisi yaratabilirsiniz.
güncelleme gelecektir.
bir de yok arkadaş ben bu oyunun manyağıyım bana detaylı bilgi ver diyenleri şöyle alalım:
gym savaşları:
*level 5 olana kadar jimnastik salonu savaşları yapamazsınız, level 5 olduktan sonra tıpkı pokestoplarda olduğunuz gibi jimnastik salonunun yakınında olmanız gerekiyor.
*savaşmanın en iyi yolu ekrana hızlıca tıklamak, daha sonra bu insanlar daha güçlü pokemonları savunmak için koyduğunda değişebilir ama ben en iyi başarıyı karşıdaki pokemonun tipi ne olursa olsun farketmeden hızlıca tıklayarak aldım.
*savaşlar sıra tabanlı değil direk saldırın!
*bazen karşı tarafın pokemonu çok az canı kalmasına rağmen ölmüyorsa bile ona saldırmaya devam edin, sizin pokemonunuz ölüyor gibi gözükse bile!
*jimnastik salonunun gözüken pokemonu oranın en iyi pokemonu olmayabilir buna dikkat edin.
genellikle ilk konulak pokemon o olarak gözükür.
şu maddeye update gelmiş ben yazarken, gym'e tıkladığınızda gym ismi, gym level'ı ve gym düşmanları gibi şeyler göreceksiniz, her zaman bir tane lideri var, oradaki diğerleri noktalar ile belirtilmiş, sola veya sağa çekip kimin o gym'in sahibi olduğunu görebilirsiniz.
* her 20 saatte bir shopa gidip yukarıdaki kalkana basın, bu size jimnastik salonunda kaç tane pokemonununuzun olduğuyla orantılı olarak altın ve dust verecektir.
yani önce gymlerinize uğrayın sonra shopa gidin.
*bazen birden fazla savaş yapmanız gerekebilir gym'i kendinize almak için.
her galibiyetten sonra tekrar aynı şekilde gym ile savaşmak için tıklayın.
**pokemon yakalamak**
* aşağıda nearby list denilen yere tıklarsanız ne kadar az ayak izi görürseniz o pokemona o kadar yakınsınız demektir.
eğer hiç ayak izi görünmüyorsa üzerine tıklayın ve o pokemon çevrenizde belirecektir!
*kıpırdayan çalılıkların yanına gitmeniz pokemonun çıkacağı garantisini vermez!
*yatağımın yanına telefonu ve oyunu açık bıraktığımda bir süre sonra bir pokemon çıktığını gördüm.
* kesinlikle hedefi tam olarak tutturmanız gerekiyor pokemonu yakalamak için, bunu belli bir süreden sonra keşfettim, eğer tam olarak ayarlarsanız %80 ihtimalle ilk seferinde pokemonu yakalayabilirsiniz.
bazen de pokemonlar kaçabiliyor, siz denemeye devam edin.
* her atışınız size 1 poketopuna mal oluyor, dikkat edin poketopsuz kalabilirsiniz.
*gym'a aynı zamanda birden fazla saldırı olabilir, bu yine ekranınızda gözüküyor, savunan pokemon sadece 1 tanesiyle savaşabiliyor.
****pokemonunuzu iyileştirmek****
normalde pokemonlar zamanla kendi kendine iyileşmiyor!
gym savaşları yaptığınızda hasar alıyorlar.
3 yol var bunu yapmak için.
1) mor iksirlerini kullanabilirsiniz çantanızda olan.
2) pokemonu yükseltebilirsiniz( her seferinde 1 hp doldurur)
3) pokemonu geliştirebilirsiniz (evolve) (bu bütün canını doldurur)
***********ölen pokemonu diriltmek***********
2 yolu var;
*********heal ve revive iksirlerini almak******
bunları pokestoplardan alabilirsiniz. ama ben bunları yaralı veya ölü pokemonum varken alabilmeye başladım.
yani bütün pokemonlarınız hayatta ve hiç canları gitmemişse pokestoplardan bunları düşme olasılığı yok sanırım.
bunu da çizmiş adam, sanıyorum level 5 ten sonra alabiliyorsunuz bu iksirleri pokestoplardan.
bir de level atladıkça bunları elde edebiliyorsunuz, ileriki levellarda görebiliriz sanırım.
**********ölü pokemonlarla napılabilir*********
ölen pokemonları onların şekerlerine dönüştürebilirsiniz (candy) (1 tane) veya heal/revive/evolve yapabilirsiniz tekrar kullanmak istiyorsanız.
şekere dönüştürmek isterseniz, poketopuna tıklayın pokemona tıklayın ölen veya çevirmek istediğiniz pokemona tıklayın aşağıya inin ve transfer butonuna basın, bu professöre pokemonu gönderdiğiniz anlamına gelir ve o pokemonu kaybedersiniz, onun yerine 1 adet şekerini alırsınız bu şekerler pokemonu evolve etmek veya güçlendirmekte kullanılıyor.
***********cp ne demek**********
-cp combat power demek, yani pokemonunuzun gücü, ne kadar yüksek o kadar iyi!
-pokemonunuzun cp'sini onu power up(yükseltme) yaparak arttırabilirsiniz. (bu özellik sadece pokemonunuzun üzerinde yer alan beyaz çizginin sonuna kadar gelebiliri maximum olarak, tamamen beyaz olursa bitmiştir daha fazla yükseltemezsiniz)
-pokemonunuzu geliştirerek cp'sini arttırabilirsiniz, otomatik olarak bir üst versiyonundaki cp'sine gelir geliştirdiğiniz pokemon.
**********yumurtalar*********
yumurları aldığınız zaman incubator denilen itemin içine koymayı unutmayın!
bu item çantanızda yer alıyor, ama şu şekilde kullanıyorsunuz, poketopuna gelin, pokemona tıklayın, yukarda eggs kısmı var ona gelin,yumurtaya tıklayın start incubation diyin ve çantanızdaki o eşyaya tıklayın.
*daha yüksek mesafeli yumurtanın içerisinden çıkan pokemon daha mı iyi şuanda onu bilemiyorum. 2-5-10 km arasında değişiyor.
birden fazla yumurtayı yapabilirsiniz demiş adam ama ben bunu başaramadım şuanda.
*********araba kullanmak********
20 km/saat in altında araba kullanmak yürüdüğünüze eş değer ve yumurtayı kırmanıza yardımcı olabilir. trenle gittiğimde hiç işe yaramamıştı.
*****pokemonu yakalamak*******
eğer ekrana tıklayıp basılı tutarsanız yuvarlağın küçüldüğünü görecekseniz, bu yakalamayı kolaylaştırıyor diye düşünüyorum, en ufak hale getirin ve tam üzerine poketopunu fırlatın!
*****savaş***********
gerçek zamanlı sıra tabanlı değil!
4 tane şey yapabilirsiniz savaşta;
ekrana tıklamak----atak yapmak
sola veya sağa kaydırmak---- dodge (atağı savuşturmak)
tıklayıp basılı tutmak----- özel hareket 1 bar mavi doldurmuş olmanız gerekiyor atak yaptıkça bu bar doluyor
pokemonu değiştirmek bu daha çok damage almanızı sağlıyor çünkü savaş sürekli devam ediyor, belki ilerde güçlü pokemonları elde ettiğimizde değiştirmeyi kullanabiliriz.
*******çantam doldu ne yapabilirim?*******
yeni çanta alabilirsiniz veya çantanızdaki bazı şeyleri silebilirsiniz.
çantanıza geldiğinizde yanında ufacık çöp kutusu seçeneği çıkıyor ona tıklarsanız hangi eşyadan kaç taneyi silmek istediğinizi size soracaktır, bütün poketoplarınızı silmiyor ona tıklarsanız! =)
eğer çantanız doluyken pokestop'a uğrarsanız hiç bişi atmıyor sadece exp'yi alıyorsunuz.
*******incence item********
30 dakika boyunca offline dahi olsanız kullanabileceğiniz bir eşya, belirli bir miktarda çevrenizde beliren pokemonların sayısını arttırıyor!
****candy (şeker) nasıl alırım?********
2 yolu var;
pokemon yakalayınca o pokemonun 3 tane şekerini alıyorsunuz
pokemonu profesöre gönderdiğinizde 1 tane yine o pokemonun şekerini alıyorsunuz.
***** x pokemonunu geliştirmeli miyim?*******
geliştirmek bir sürü şeker istiyor o pokemon tipi için benim tavsiyem güçlü bir pokemonunuzu geliştirmeniz, benim tavsiyem şekerleri elinizde tutmanız ve güçlü pokemonlar için saklamanız.
önce pokemonunuzu geliştirin (evolve) daha sonra özelliklerini yükseltin
******eğer sıkıntı yaşarsanız oyunu yeniden başlatın******
******battery saving modunu kullanın******
poketopuna tıklayın sağ üstte settings bölümü var, oradan aşğıda activate battery saver seçeneğini işaretleyin.
bu telefonunuz cebinizdeyken ters durumdayken falan ekranı kapatır ama arka planda çalışmaya devam eder.
pokemon bulduğunuzda telefonunuz titrer veya ses çıkarır.
bu naçizane çevirimdi, umarım birilerine yardımcı olmuştur,
bu redditteki bir elemanın yazdıklarıdır, ne kadar doğru ne kadar yanlıştır bilemem, ileride görücez herhalde, ama şimdilik ilk izlenim için size yardımcı olacaktır.
çeviri hatalarını yollayın da düzelteyim, hızlıca yaptım yalan yanlış olabilir.
ben bir dışarı çıkıyorum, level 5 olacam.
edit: pokemon'u bulduğunuzda sağ üstte ar modu var, onu açarsanız, arka plan fotoğrafı ve pokemon sabitlenir çok daha kolay yakalarsınız, boşu boşuna kameranın yönüyle sokaklarda telef olmayın.
bulduğum pokemonu neden hemen evrimini tamamlamayayım diye sorular gelmiş, yakaladığınız pokemon'un her seferinde cr değerleri farklı olabiliyor, bende 3 çeşit zubat var, 22 25 ve 52 olmak üzere, ben 22 halindeyken yeteri kadar candy'im olsaydı ve evrimleştirseydim daha düşük cr'li bir golbat'ım olacaktı, o yüzden daha yükseği çıkabilir diye bekletmenizde fayda var.
****stardust biriktirme yöntemi****
pokemon yakaladığınızda kazanıyorsunuz, her birinden 100 stardust ve 3 candy.
karekteriniz level atladığında alabiliyorsunuz.
gym'inizdeki her pokemon için shoptan günde 1 kere stardust alabiliyorsunuz, gymdeki tepedeki kalkan işaretine basarsanız, 500-600'den 5000- 6000'e kadar stardust verebiliyor.
saygı bizden efenim.
edit: ankaradan oyuncular pm atarsanız birlikte ava çıkabiliriz.
para yüzünden gözü dönmüş bir 'dünya lideri !' beyenatı. Ak trollerin yine dünyaya kafa tuttu diye uluyacakları kesin. Ulan hani kardeştik? Hani düşene yardım etmek görevimizdi? El açana yardım etmek görevimizdi? Para gelmezse ne olacak? Atacak mısın şimdi adamları? Sen o adamları para için mi aldın bu ülkeye yoksa iyilik için mi? Avrupa mal mı lan o parayı cebe atacağını bilmiyor mu tabi proje isteyecekler. Bizim millet gibi sandı orayı efendi.
lan hadi herşeyi geçtim bari şu vize olayının üstünden yürüme. bir insanın göreve geldiğinden beri hiç mi yararlı bir işi olmaz arkadaş. Yeter lan.
türkiye cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanının dilden yoksun olmasına mı, yoksa o pilotun:
"the president of turkish republic will celebrate, as the mr. recep tayyip erdoğan, world's pilot's day. by himself (as live?)"
şeklindeki aklıma ne gelirse söyleyeyim nasıl olsa anlayan kimse çıkmaz zihniyetine mi daha çok kahrolsam bilemediğim elim olay. aksanıyla kalbimizi çalmış cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyor ve ben de buradan;
yanardağların içinin neden betonla doldurulmadığı sorusunun cevabı ile aynıdır.
Kara kutu, (ingilizce - Flight recorder), Halk arasında "kara kutu" olarak bilinen ve uçuş esnasında bir uçakta belli verileri kaydetmeye yarayan araçtır. Hava olayları ve kazalarının soruşturulmasında kolaylık sağlaması amacıyla hava taşıtlarında bulunmaktadır. Çeşitli özelliklerine göre sınıflara ayırılır:
Tip 1: Sadece kokpit ile yer, kokpit ile diğer hava araçları ve mürettebatın kendi arasındaki konuşmaları kaydeden cihaz.
Tip 2: Sadece uçuş verilerini kaydeden ve ses kaydetmeyen cihaz.
Tip 3: Hem ses hem de uçuş verilerini kaydeden cihaz. Kısaca FDR/CVR olarak bilinir. Günümüzde en yaygın kullanılan kara kutu tipidir.
--- Neleri kaydetmesi gerekir? ---
Kara kutular kullanıldıkları uçaklara göre farklılıklar gösterirler. En detaylı kayıt büyük yolcu uçaklarında yapılır. Küçük bir uçakta kaydedilecek parametre sayısı ve çözünürlükleri uçağın kullanılacağı sınıfa göre değişir. 2 kişilik bir akrobasi uçağında kaydedilecek veriler 15 ile 20 arasında değişir. Bu konuda referans olarak SAE AS 8039A dokümanı referans alınabilir. Büyük uçaklarda ise 88 temel parametre vardır. Bu parametrelerin türetilmesi ile bir uçakta toplam kaydedilecek bilgi belli olur. Yolcu uçaklarında bu kriter sayısı 250 ye yaklaşabilir. Bu veriler bir kaza olması durumunda incelenir ve kaza nedeni anlaşılır. Örneğin Pilotun motor gücünü arttırdığı Güç kolu nun herhangi bir andaki değeri motor gücü değeri ile aynı değilse güç kolu ile motor bağlantısı kopmuştur diye yorumlanabilir. Bu bilgiler kokpit ses kayıtları ile kıyaslanarak emin olunur. Şayet arıza fark edilmişse pilot bunu yere bildirmeye çalışacak, bu konuşmalar da kara kutuda kaydolacaktır.
Bu kayıtlar sadece kaza durumunda değil, aynı zamanda bir öğrenci pilotun uçuş performansının değerlendirilmesinde de incelenebilir.
Aşağıdaki listede verilenler orta büyüklükte bir uçakta kaydedilecek 88 parametreden bazılarıdır:
Zaman
Basınç irtifası
Hava hızı
Baş doğrultusu
ivme (Dikey)
Yunuslama durumu
Roll durumu
Pilotun Teslsizi açma kapamaya elle müdahalesi
Motor gücü
Autopilot çalışıyor mu?
Uzunlamasına ivme
Yunuslama Kontrol verisi
Lateral Kontrol verisi
Rudder pedal verisi
Asli yunuslama kontrol yüzey pozisyonu
Asli lateral kontrol yüzey pozisyonu
Asli yalpa kontrol yüzey pozisyonu
Lateral ivme
Yunuslama yüzey kontrol posisyonu
Kokpittte flap yüzey seçimi, firar kenarı;
Kokpittte flap yüzey seçimi, hücum kenarı;
Dış ortam sıcaklığı
Otopilot durumu
Radyo irtifası
Hücum açısı
Hidrolik basınç
Yer hızı
Fren basıncı
DC elektrik dağıtıcı statüsü
--- Ne kadar sağlamdır? ---
Kara kutu her 3 eksen de aynı anda 1000 g'lik güçte yarı dalga sinüs biçimli çarpmaya dayanıklı olmalıdır. (g=9.81 m/s²)
Kara kutu en zayıf olduğu eksende 6,5 milisaniye boyunca 1700 g'lik yarı dalga sinüs biçimli çarpmaya dayanıklı olmalıdır.
Kara kutu 0,05 inch2 lik bir alanda 250 kilogramlık ani bir baskıya dayanabilmelidir (bozuk para büyüklüğünde bir yere 5 ton düşse kaldıracak güç demektir).
18 inch derinliğinde kumun altında çalışabilmelidir (45 santim).
1100 derece santigrat sıcaklıkta yarım saat çalışabilmelidir.
3 metre derinliğinde suyun içerisinde 30 gün çalışabilmelidir.
Yukarıda verdiğimiz maddeler bir kara kutunun kullanım izni almadan evvel geçtiği testlerin bir listesidir. Bu testleri geçemeyen bir kara kutunun bir uçağa takılmasına izin verilmez. Bunlar dışında pek çok test daha uygulanmaktadır.
--- Kara Kutu Standartları ---
Büyük uçaklar için FAR Part 121 Appendix M (taşıma uçakları, minimum parametre listesi)
Yine Büyük uçaklar için FAR Part 125 Appendix E (12-19 kişilik yolcu uçakları, minimum parametre listesi)
SAE AS8039 A (Küçük Uçaklar)
CS23.1323, 1325, 1327. (Sertifikasyon gereksinimleri)
TSO 123A, fiziksel ve genel gereksinimler.
TSO 124A, fisiksel ve genel gereksinimler.
RTCA/DO 160A, Çevresel şartlar.
RTCA/DO 254B, Elektronik donanım şartları.
Bunun dışında kara kutular askeri ve sivil olarak da 2 ye ayrılır. Sivil uçaklarda uçak içerisinde kesinlikle bir silme tuşu yoktur. Kara kutudaki veri asla silinemez. Oysa askeri kara kutular yüksek önem arz eden görevlerde de kullanıldıkları için farklıdırlar. Düşman bölge üzerinde vurulan bir askeri pilot, bilgiler düşman eline geçmesin diye, kara kutunun silme tuşuna basar ve tüm veriyi siler.
--- Başlıca üreticiler ---
Smiths Avionics
BKT-enertec
Universal Avionics
SDT (Yerli bir firma )
Sadece google'a kara kutu yazılarak ulaşılabilecek bilgileri görse hayret edecek insanın gelip burada başlık açmasıdır. şüphesiz ki bahsi geçen çocuk yazarın kendisinden daha zekidir. arz ederim.
ben insanlara gereğinden fazla değer veriyorum heralde sözlük. Kime değer verdiysem, kime canım dediysem, zor gününde kimin yanında olduysam ilk ayağa kalktıklarında çelme takıp yere düşürdükleri ben oldum. yine tek başıma kalktım yine o insanların yanında oldum, yine ayağa kaldırdım; onlar beni yine yere düşürdü. hak etmeyen insanlara ne çok değer vermişim be sözlük. bir diğer sorun da ne biliyor musunuz, hoşlandığım insanların beni en iyi arkadaşları olarak görmesi. insanların o kadar çok yanlarında olup, o kadar çok dertlerini dinleyip sorunlarını çözüyorum ki insanlar artık "ama sen benim en iyi arkadaşımsın yiiieeaaaaa" moduna giriyolar. ulan daha iyi ya işte senin her şeyini biliyorum her derdine devayım beni senden, seni benden iyi tanıyan yok daha ne be zalımın kızı. ama yoookkk. illa o klişe söz söylenecek. " imi bin sini irkidiş ilirik giriyirim, bi distiğimiz bizilsin istimiyirim" (bkz: ağıza kürekle vurma isteği)
olmayın sözlük. olmayın sayın yazarlar. olmayın sayın çaylaklar olmayın. kimsenin yanında yöresinde olmayın. iyi olmayın. bu amk dünyası iyilerin ezildiği bir yer çünkü.
babamın öldüğü gün birine aşık olmuştum.. bazen öyle olur, herşey üst üste gelir.. polis olmasaydım katil olurdum, çünkü sahici bir sarsıntı sahte bir dengeden iyidir.. binlerce ceset, binlerce katil ve bir evlilik gördüm..
seni intihar ettiğin gün tanıdım kızım, seninle o gün barıştık.. şimdi sadece geceleri yapayalnız ve yalınayak anlayabildiğim şeyler var.. şimdi benim de yalanlara inanmaya ihtiyacım var, bütün çaresiz insanlar gibi, dağılan bir okul gibi..
acılarımız da birbirine benziyor artık kızım, birbirine benzeyen parmaklar gibi, ama her birinin eşsiz bir izi var..
bazen gözlerim doluyor karanlıkta.. ama fısır fısır konuşmaya başlıyorsun yinekulağımın dibinde, hiç susmuyorsun.. ağlamama asla müsade etmiyorsun.. "herşey affedildi babacık" diyorsun.. "hiç ayrılmayacağız" diyorsun.. keşke hep yanında olsaydım diyorum öyle konuştuğunu duyunca..
"bu kış çok kar yağar belki beraber kayboluruz" diyorsun sen bana.. ama kar taneleri birbirine benzemez ki kızım.. cesetler de benzemez.. ama bir cinayet başka bir cinayeti hatırlatır her zaman.. koşan atlar, düşen atları hatırlatır.. yağmur yağar, durur, tekrar başlar..
yanlış yolda yürümek doğru yolda beklemekten iyidir.. beşikten mezara kadar.. karanlıkta herkesle çarpışabilir insan..
yalan mı söylüyorum sana? affet kızım, affet..
bir sürü doğru söyledik ama, hiç burnumuz kısalmadı ki kızım..
edit: belki de içten içe en sevdiğim video. bazen anlamsızca akşam saatlerinde aklıma gelen, geldiği gibi de beni "vay beee neler yaşamışlar, neler yaşamışız" düşüncelerine sevk eden video. şu dizinin bitiminde emeği geçen herkesin amk.
Az önce ekşi sözlükte denk geldiğim harika hikayedir. Sizinle de paylaşmak istedim sözlük.
dün akşam eve geldim, dünyanın en önemli şeyi o an için tuvalete girmek olduğundan ilk anda fark edemedim evdeki gerginliği. sonradan soyunup dökünüp salona geldim. normal şartlarda bizim evin salonunda herkesin oturma planı bellidir. olağanüstü haller dışında bu yerleşim planı değişmez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez. bizim evi bilenler için söylüyorum salonun güney kısmındaki tekli koltukta oturan babamın hemen sağ yanındaki üçlü koltuğun denize bakan tarafında annem oturur fakat bu sefer annem koltuğun mahalle bakkalına bakan tarafına diğer bir deyişle babama en uzak olan kısmına oturmuştu. bir terslik vardı ama ne?
akşam haberleri sırasında birbirleriyle ve haberi sunan spikerle konuşması gereken annem ve babam sus pus oturuyorlardı. gergin ortamda sürekli konu açmaya çalışıp, espri yapan dangoz olarak birkaç muhabbet denemem başarısızlıkla sonuçlandıktan sonra annem mutfağa gitti. bir süre sonra da mutfaktan yemeğin hazır olduğunu söyledi. ben her zamanki gibi bu komutla rodeoda kapısı açılmış hayvan gibi mutfağa koştum. ancak babam gelmiyor bir türlü salondan. normalde oyuna dalıyor evin ergeni ama annem hadi deyince geliyor fakat bu sefer annem çağırmıyor. öyle birbirimize bakıyoruz.
- anne? babam niye gelmiyor.
+ ne bileyim git ona sor.
- oyuna dalmıştır, çağırsana adamı yemeği soğuyor.
+ yere batsın onun oyunu! istiyosan sen çağır ben çağırmam.
abooo annem bu duruma geldiyse amerika başkanı dahil herkesin devreye girmesi gerekiyordu ama ben tek başıma ne yapacaktım. kalktım babamı çağırdım. oturduk, yiyoruz ama rusya uçak düşürme krizinin konuşulduğu masa daha az gergindir eminim bizim yemek masasından. annem kendine ve bana yemek koyuyor sadece sonra tencereyi tekrar götürüyor yerine. ardından babam kalkıp kendi yemeğini koyuyor.
oha 30 senelik evli kadınla adam bir günde nasıl bu hale geldi. psikolojim mi bozulacaktı şimdi benim? allahtan yaprak sarma çok güzeldi de bozulmadı. ama artık yoğurda hamle yapan babama inat alıp tüm yoğurdu kendi tabağına döken annemi görünce dayanamadım.
- siz napıyonuz ya koca koca insanlar?
+ onu babana sor oğlum.
- baba?
* annene sor asıl! ben konuşmuyorum onunla.
+ asıl ben konuşmuyorum!
- noluyo ya?
+ baban olacak adam iyi bilir ne olduğunu.
* oğlum annene söyle o çok daha iyi bilir.
- aaa beni delirtmeyin ha. silgi de atın hadi birbirinize, saçınızı çekin. noldu anlatın hemen!
yaklaşık 10 dakika sonra ağızlarından laf alabildim. ikisi de candy crush manyağı. annem telefonun saatini ileri alarak fazladan can kazanma olayını keşfetmiş. babama söylemeden baya bir fark atmış babama dolayısıyla. aradaki bu farkı gören babam da hile yaptığını öğrenince "hileyle hurdayla 1170.bölüme geleceğime şerefimle, onurumla 900.bölümde kalırım" demiş ve sabahtan beri bu yüzden konuşmuyorlarmış. annem, "bana şerefsiz dedin" diyor babam da "benim 60 senedir boğazımdan haram lokma geçmedi hile hurdayla iş yapıyosun" diyor yaşar usta gibi. ve bu ultra saykodelik kavgada ağzımda sarma bir anneme bir babama bakan ben varım. ya böyle kavga mı olur allasen ya? "turşu limonla mı daha güzel olur sirkeyle mi?" tartışmasından daha beter.
kardeşimin de okuldan gelmesiyle uzun diplomatik süreçler başladı. o annemle, ben de babamla candy crush açılım süreci kapsamında gizli görüşmeler yaptık. en sonunda halk arasında "mutfak görüşmeleri" diye bilinen toplantıdan sonra babam annemin saat hilesini kendine de öğretmesi şartıyla özür dilemeyi kabul etti ve buzlar eridi. biz de kardeşimle yorgun ama zafer dolu mağrur gözlerle birbirimize baktık ve sarıldık.
ardından bizimkilere baktık. 60 senedir boğazından haram lokma geçmemiş babam saat hilesinin dibine vurup bölüm üstüne bölüm geçiyordu. arada annemin geçemediği bölümlerde bir kahraman edasıyla müdahale ediyordu. annem de babama kek getiriyordu. yine mutluyduk, yine beraberdik ve kek çok güzeldi.
platini bu organizyon için yolsuzluk yapma ihtimali nedeniyle maddi manevi tazminat davası açmalı ve 2020 organizyonunun ülkemize doğrudan verilmesini talep etmeliyiz.
Ayrıca bir turizm firmasının sayesinde maç bileti dahil herşeye hızlı ve kolay yoldan erişim imkanı veren organizasyon. Vize, uçak bileti,maç bileti herşey dahil yardimci oluyorlar size sadece izlemek kalıyor. Milli takımımızın yanında olmak bize düşer. Buyrun bu da link
ankara'da 0 RH + kan ihtiyacı olanların mesaj atmaları yeterlidir. Bunun dışında diğer kan gruplarını da fabrikamdan ayarlayabileceğimi bildirip umarım kimsenin ihtiyacı olmaz da bu enrty de burada eskir ve sözlüğün tozlu veritabanına gömülür diyorum. allah kimseyi böyle bişeye muhtaç etmesin. şimdiden geçmiş olsun arkadaşlar.