Yıllarca aslan kralın oğlu simbanın babasının aslan annesin kaplan olduğunu tasavvur etmiş biri olarak umurumda olmayandır. Fakat cüsse ve yırtıcılık doğası itibariyle kaplanın her türlü aslanı tokatlayacağı gerçeği vardır.
Haluk bilginerin öttüre öttüre alacağı versus.
Hacivat Karagöz neden öldürüldü filminde ki performansı yine kendi seslendirdiği masumiyet tiradıyla yarışır. Okan fazla buraya.
Öncelikle 4 denizi yoktur. Marmara iç deniz sayılır çoğu haritada(kanal) ayrıca ege ve Akdeniz aslında aynı denizdir. Ve Akdeniz olarak adlandırılır. Ege ismi sonradan kullanılagelmiştir ki bu doğru bir kullanım değildir.
Dünya üzerinde yapay olarak oluşturulmuş nadir dillerdendir. Kendi imlâsı, dizilim sistemi ve telaffuz kuralları vardır. Ayrıca james cameronun mavi avatarlarının da dilbilimciler tarafından oluşturulmuş bir dili vardır.
An itibariyle bitirdiğim yalnızlık adlı kitabıyla ilgili olarak söyleyebileceğim tek şey yeterince Albert Camus büyüsü ihtiva etmediğidir. Kısa bir kitap olmasına rağmen ciddi manada bitmeyen bir kitaptı.
Süleyman şah ne padişah ne de Selçuklu hükümdarı değildir. Süleyman şah Anadolu Selçukluya ve haleflerine bağlı bir uç beyi/oba kumandanıdır. Mevzu bahis bölgede iki tane Süleyman şahın varlığı bilinmektedir. Biri Anadolu Selçuklu kumandanı olan Süleyman şahtır ki 1090'larda büyük Selçuklu hükümdarı melikşahın kardeşi ve Musul hükümdarı tutuş ile savaşmış ancak bu esnada Şehid olmuştur. Diğeri ise başta bahsedilen Süleyman sah olup o da yine aynı bölgede nehir/ırmak yada nehrin küçük bir kolunda atıyla boğularak şehid olmuştur. Boğulan Süleyman şah Osman beyin dedesi olup oğlu gündüz alp(?) ve ahvali Kastamonu uç beyi iken Osmanlı beyliğini kurmuştur. Taşınan ise al-i osmanın ecdadıdır.
Beklenen açıklamadır. Mesele blok oluşturma değil bilinç oluşturma meselesidir ki geç bile kalınmıştır. Son dönemde ki çalışmaları ve etkinlikleri de bir hayli azalmıştır. Sebebi bir çok muhafazakar mensubunu dizge uyuşmazlığının iyiden iyiye artmasıyla kaybetmiş olmasıdır. rağmen Türk ocaklarının eski gücüne ve homojen yapısına ihtiyacımız her zamankinden fazladır. Bu kısa bir bildiri olsa dahi.
kaç kişiyi öldürdüm düşlerimde
kaç kilo çekerdi yalnızlık
kaç kere ezildim altında
yaz yağmurlarının
belki de palyaçolar ağlardı pazartesi sabahları
her sirk geldiğinde ağlamaklı olurduk
hep ağlamaklı olurduk gülünecek halimize
kim sevmezdi çiçekleri filan
"ben sevmezdim" dedim, "yalan" dedi
bunu palyaço söyledi,
palyaço söyledi ben yazdım
yazdım, yazmasam ağlayacaktım
herkes ağlarmış biraz, ben de ağladım
sırf bu yüzden mi ağladım
alçaklık gibi bir şey oldu bu biraz
biraz birazdım her şeyden
dün biraz sinirlenmiştim mesela
yarın bir kadını seveceğim biraz
biraz biraz kör oldum bügünlerde
ama rakı kadehlerini boşaltmayın
eksilmesin hiçbir şey
hiçbir şeyden dahi olsa
kalsın biraz
umursamıyorum yılgınlığımı filan
çünkü sessizce yaşanmalı her şey
bir devrim sesszce olmalı mesela
ve her sözcüğüne inanmalı bir palyaçonun
bir palyaço neden yalan söylesin ki
ben palyaço olsaydım söylemezdim
marangoz olsaydım da söylemezdim
ben insan olsaydım yalan söylemezdim!
hem nereden çıkardınız palyaçonun yalnızlığını
kaç kilo çeker ki bir palyaço
hem neden yüzüme vuruyorsunuz
bir çirkin ördek yavrusu olduğumu
gocunmam ki ben, ben gocunmam
bir palyaço ne kara gocunmazsa
o kadar, o kadar gocunmam işte
rakı doldurun! eksilmesin
bitmedi, yazacağım daha
yazmazsam ağlayacağım çünkü
alçakça olacak biraz
hem biz o zaman kimdik ki, nerelere giderdik
her sokakta biraz daha eksilirdik
bilirdim, geceleri puslu puslu olurdu bazen
bazen birisi fısıldarmış gibi olurdu
"duyamadım", derdim, "tekrar et! "
sessizliğe bürünürdü o vakit her şey
sokaklar daha bir puslu
palyaçolar daha bir ağlamaklı olurdu
ve ben daha bir alçak olurdum
ağlardım biraz
hem sen kimsin, çekiştirme diyorum
hatta kuyruğuma basma diyorum
acıyor, tırmalarım,-
diyorum
kahrol, kahrol!
diyorum
geçen gün yüzüme rastladım bir ilan panosunda
korktum birden, kusacak gibi oldum
"olur öyle" dedi palyaço,
"herkes alçaktır biraz"
"otur ulan! " dedim, bağırdım ona
ben bazen bağırırım biraz
"rakı doldur! " dedim, "eksilmesin! "
ben bazen eksilirim biraz
aslında hepimiz eksilirmişiz biraz
bunu sonradan öğrendim
ben aslında her şeyi sonradan öğrendim
herkes herkesi sonradan öğrenirmiş
bunu da sonradan öğrendim
örneğin;
geçen gün bir kadınla seviştim
biraz değil çok seviştim
ya işte öyle palyaço
diyorum ki,
bunu da yeni öğrendim
sevişmek de eksilmekmiş biraz
kim sevmezdi ki kuş ötüşlerini filan
"ben sevmezdim" dedim, "yalan"
dedi
bunu palyaço söyledi
palyaço söyledi, ben yazdım
yazmasam, alçak olacaktım
hem ben roman da yazdım biraz
bazen diyorum ki, palyaço,
sen olmasan ben ne yaparım
alçakça eksilirim belki biraz
her yağmur yağışında yerindi dibine girerim
hiçbir kadının kasıklarını öpemem belki
ya da unuturum sonradan öğrendiklerimi
biraz biraz anlıyorum ki,
yüzler eller, o terli vücutlar filan
her şey plastikmiş biraz
haydi sirtaki yapalım palyaço
rakı doldur, yine eksildik biraz
Müşteri ismiyle de bilinir. Sistemimizin en büyük gezegenidir. Güneş'ten uzaklığına göre beşinci sıradadır. Adı Roma mitolojisindeki en en büyük tanrı olan Zeus'tan alır. Büyük ölçüde hidrojen ve helyumdan oluşmakta ve gaz devleri sınıfına girmektedir. Jüpiter güneş sistemini bu günkü dizilime getiren kuvvetin kendisidir.
Bu büyük gaz kitlesi gezegen çekirdeğinin sürekli olarak ısınıp içerinde ki heterojen gaz kümelerinin dalgalanmasına, yükselmesine ve nihayet kırmızı nokta adıyla bilinen patlamaların oluştuğu günden bu yana hiç durmadan devam etmesine sebep olur. Bu Jüpiter'in iç ve dış dinamikleri dengede olduğu sürece devam edecektir. Jüpiter'in kırmızı noktası gezegenin ve ısı fırtınası dengeyi sağlayıcısı görevi üstenir. Aynı zamanda bilim insanlarının "evrenin başlangıcı ve büyük patlamanın hemen sonrası gezegenlerin oluşumu " kapsamında üzerinde çalıştıkları projenin verilerine dayanarak geliştirdikleri simülatörde vardıkları sonuçlar Jüpiter'in güneş sisteminin en büyük gezegeni olmasının doğal olarak en büyük çekim gücüne sahip olacağını ve bigbang sonrası merkezde güneşin hem büyük ölçekli gezegenlere hemde patlama sonrası uzay boşluğuna dağılan serpintilerin sistem çekirdeğine doğru çekeceğini son olarak ise Jüpiter'in kendinden daha büyük bit çekim alanının etkisi altındayken yolu uzerinde ki diğer gezegenleri yine merkezkaç kuvvetine göre ya iç çembere yada dış çembere atarak günümüzde var olan gezegen dizilimini ortaya çıkardığı ispatlanmıştır.
örnek verecek olursak patlama sonrası sıralama çekim güçleri ve pozisyonlarının merkezden fazlasıyla küçük gezegenlerin ortaya çıkması gerektiğini savunur. Plüton adlı gezegen iç çizgi (jupitere kadar olan kısım) dışına Jüpiter tarafından itilmiştir. Eski koordinasyonu mars dan hemen sonradır.
Jüpiter ise güneşin çekim alanından Satürn'ün de merkeze doğru doğrusal olmayan bir yol izleyerek sürüklenmesi ve nihayet Jüpiter'i etkileyerek iç ve dış çemberler arasına yerleşmesine sebep olmuştur.
Jüpiter'in bu hareketi sahip olduğu 63 doğal uyduyu ve doğal serpintisini, kütlesini aynı zamanda da Satürn'ün halkasını açıklar. Bu iki gezegen merkeze olan yolculuklarında devasa kütleleriyle serpintileri beraberlerinde götürerek dünyayı yaşanabilir kılacak gücü sağlama almışlardır. Bu da şu anlama geliyor.
Hepimiz Jüpiter'e borçluyuz.
