Starbucks'a ilk defa gidiyorduk arkadaşımla. onun daha önce gidip gitmediğini bilmiyordum. filmlerden de gördüğüm ve bildiğim kadarıyla barda duran çalışana gidip isim yazdırılıyordu. bu garip sipariş anlayışını acaba nasıl arkadaşıma yıkabilirim diye içimden düşünürken arkadaşım:''ben lavaboya gideceğim, sen siparişleri ver'' dedi. benden hızlı davranıp bana yıkmıştı sipariş olayını aklınca. tabi ben de :''boş masa yok ben oturayım sen gelene kadar '' dedim ve bekledim. arkadaşım gelince de ben lavaboya gittim siparişleri tabi ki o verdi. birinci aşamayı atlatmıştım çok şükür. bardaki çalışan, arkadaşın ismini bağırınca kahveleri aldı ve getirdi. şimdi en garipsediğim kısmı. bizim jargonumuzda emzikli bardak diye geçen starbucks bardaklarını getirdi. evet üstü kapalı ve küçük bir kısmı açık olan bir bardaktı. muhtemelen sıcak tutması için. ''buradan ve bu şekilde mi içeceğim'' diye düşünüyordum. arkadaşım da tabi telefonuyla ilgileniyordu. etrafıma baktım, kimse içmiyor ve bazı bardakların kapağı açılmıştı. ''acaba bende mi açsam'' diye düşündüm. ''açılmayacak tabi ki boşuna mı koymuşlar'' dedim. ve içmeye yeltendim , hızlıca ağzımı bardağa götürdüm içer gibi oldum ama içemedim. bozuntuya vermeden arkadaşa ''sen içsene neyi bekliyorsun? '' dedim. arkadaş tam içerken kendimi tutamadım ve güldüm. arkadaşım gülerek. ''ne oldu lan ? böyle içilmiyor mu bu melet ?'' dedi. ''oğlum iki saattir çözemedim ben de. nasıl içilecek bu?''dedim ve sonunda fikir birliğiyle öyle içildiğine karar verdik ve içtik. kahve içelim dinlenelim, sosyaleşelim stres atalım derken stres olduk.
ülke genelinin içinde bulunduğu durumdur. sinirlendiğinde elindeki ''akıllı telefonunu'' yere atamayıp sinirini başka şekilde çıkarmaya iten durumdur. sinirlenince valizini toplayıp tatile gidemeyecek insanların sözüdür. sözün özü para ile mutlu , parasızlıkla sinir olur insan.
Esmer tenli olan ben, üniversiteyi kazanmak, üniversiteyi bitirmek , iş bulmak için.. kitap ve bilgisayar başında evde geçirdiğim süre içerisinde güneşe hasret kaldım. Ve nasıl olduysa vampirimsi bir soluk benizli oldum çıktım.
gecenin sessizliğinde çok uzaklarda olan otobandan tek tük ve hızla geçen otomobil ve özellikle kamyonların çıkardığı tuhaf sestir. bu sese bayılıyorum.
bu eğitim sisteminde uyumun olup olmadığı tamamen deneme yanılma yöntemiyle anlaşılabileceği bir durumdur. anlaşıldığında ise herşey için çok geç olmuş olabilir.