filmlerini izlerken ekrana baktığı anda binlerce kilometre ötesinde bile olsa gözleriyle beni etkileyen aynı zamanda çok farklı rollere hemen uyum sağlayabilen insan. yalnız yüzündeki korku ifadesi değişmez, standarttır.
eğer taytın üzerindeki geyikler büyükbaş hayvana dönüşmüyorsa pek de sakıncalı olmayandır. müzik bir tercih meselesidir. sort giyen kız da da pantolon giyen kız da da aynı tarz müziği yakalamak mümkündür.
öğrenciye gerçekten değer veren ve giden öğrenci kesimin de bu kuruma gayet değer verdiği vakıf. on dakika gecikmiş bir seminer burdaki öğrenciler için fazladan on sayfa kitap demektir.
harika, müthiş, dehşet oyuncu. sabit, derin, kısık bakışlarıyla ben harika bir oyuncuyum bunu biliyorum der havası yer bitirir insanı.
(bkz: mükemmele sıfat bulamamak)
(bkz: stay)
(bkz: all good things)
(bkz: half nelson)
dram hastası biri olarak gördüğüm en iyi filmlerden biri. hani bazı filmler vardır haberinizi olmaz ama izlettirir. bitince kötü yanlarına bakmassınız çünkü sizi içine almıştır. en çok ryan gosling konuşulur filmde. bu adama yakışıyor böyle roller.
kendisi en sevdiğim yönetmenler arasında asla ve kat'a yerini kaptırmayacaktır. zira kendisine yönetmen demek bence az bir ifadedir. o filmlerini bizi eğlendirmek için yapmaz. kafasının içindeki düşüncelere imkanım olsa hepsini okur, yutardım. her filmini ayrı bir sanatla, incelikle yapmış anti-militarist insan. filmlerindeki bağıran isyanı ancak kafasının içine girerek çözebiliriz.
(bkz: eyes wide shut)
(bkz: full metal jacket)
klasik müzik gibi bu film. ağaçlar, bahçenizdeki ağaç; köpek, komşunuzun köpeği; dağlar, belki de bizim bursadaki uludağ. ağaçlar, köpekler, dağlar var ama yönetmen size kıyak geçmiş ve onların yerini boş bırakarak sizin doldurmanıza izin vermiş. bu sayede sizde filmden biri oluyorsunuz. dogvilleden.
irdelenmesi gereken filmlerdendir. sıradışılığıyla çığır açanlardandır.
(bkz: lars von trier)*
bir listede adının yazıp yazmaması ne kadar önemlidir? ölüp ölmeyeceğine dair karar, kurallara bile bağlı değilken neye göre yaşama hakkını elde edersin ki? ölüm her an yüzünü okşayan bir rüzgar gibi ani, görünmez, sen istemeden sana gelen.
hiçbir zaman diyemem, demem (!) yahudiler masum, almanlar kötü, naziler gebersin diye. sonuçta birşeyler oluyorsa bir nedeni vardır. kim masum ki? beni ilgilendiren bu tür olayların zamanında yaşanmış olması, yaşanıyor olması ve yaşanacak olması. bir insan nasıl tereddüt etmeden diğer bir insanın canına kıyabilir ki? nefesleri harcamak bu kadar mı basit? neler yaşadın insanoğlu derininde sen ki bunları yapıyorsun?
bu liste tek kelimeyle çok iyi. bu liste hayatın ta kendisi! yazılı alanın dışındaki kenar boşluklarında ölüm kol geziyor. itzhan stern (ben kingsley)
Film izlenesidir. izlettirilmelidir.
(bkz: john williams)
denilenlerin aksine yobaz şehir falan değildir. eskilerden bu yana şehrin nüfus patlaması alaaddin tepesinde gerçekleşmektedir. etliekmeği ilk akla gelendir. temiz ve müthiş bir belediye çalışması olması ise diğer akla gelen özelliklerdir. ama muhafazakar insanlar da yoğunlukluktadır.
hatıra olarak kalması amaçtır ama hatıra fotoğraflar güzel anlarda gevşekken rahatken verilen pozlardır. burda gelin ile damat çeşitli şaklabanlıklar ile objektiflere poz verir. damat ve gelinin yüzünden gerginliği buram buram hissedersiniz. ne kadar evlendik, mutluyuz yüz ifadeleri de olsa damat ve gelinin içsel konuşmalarının şu şekilde olması kaçınılmazdır.
gelin: acaba koltuk takımını bellonadan mı alsaydık.
damat: ya bu fotoğraf kaç para ki zaten koltuk takımına baya para baydık.
gelin: abuzittin de cok cimri çıktı acaba evlenmese miydim?
damat: bu kız da amma müsrif çıktı ne olur ki bizim mahallenin fotoğrafçısına gitseydik. evlenmese miydim?
kim bilir belki de bu konuşmanın sonu ayrılıkla sonuçlanmıştır. ama ne gerek vardır böyle geren şeylere iki gönül bir oldu mu ihtiyaç olur mu? evliliği azaba dönüştüren şeylerden kaçınmak gerek zannımca.
gözümüzün önünde büyüyen ingiliz aktris. çok güzeldir ama saçlarını kestirmesiyle yüzü bir farklı görünmeye başladı nedense.
(bkz: yoksa güzel değil miydi?)
annesinin zeytinyağlı dolmalarını özleyen kişiliktir. kendine yuva yapmaktadır. belki işi o kadar abartmıştır ki sonunda kutularla 1+1 meydana getirmiştir. yazıktır, günahtır görürseniz bir tas çorbanızı paylaşmanız gereken insandır.