öncesindeki 2 saat boyunca misafirini evinde buyur etmiş, misafiri kalkmaya karar verdiğinde yaklaşık 2 saat de kapı önünde konuşmaya devam etmiş, finali de asansör kapısı önünde ve tabi ki kapı açık olmak suretiyle apartman dolusu bağırarak yapan komşudur.
Türkçe sözleri baya baya ismail yk şarkılarını andıran, eğlenceli ama artık "nossa" lafını duyduğumda bile radyoyu parçalama isteği uyandıran şarkıdır. işte bu da Türkçe sözleri:
vay, vay
beni bu şekilde öldüreceksin
ah, yakalarsam
ah, ah, yakalarsam
tatlı, tatlı
beni bu şekilde öldüreceksin
ah, yakalarsam
ah, ah, yakalarsam
cumartesi diskoda
herkes dans etmeye başladı
en sıcak kız yanımdan geçti
böylece cesaret aldım ve konusmaya başladım
vay, vay
beni bu şekilde öldüreceksin
ah, yakalarsam
ah, ah, yakalarsam
tatlı, tatlı
beni bu şekilde öldüreceksin
ah, yakalarsam
ah, ah, yakalarsam
hayatımda gördüğüm en güzel düğünün en güzel anı bu şarkıyla yapılan ilk danstı. gelin&damat açısından nasıl bir anısı vardı bilemiyorum ama birbirlerinin gözlerinin içine baka baka bu şarkıda dans etmeleri uzun süre aklımdan çıkmayacak.
şarkı hakkında ise fazla söylenecek bir şey yok, figen genç yorumu her yorumdan daha güzel diye düşünüyorum. dinleyin, dinlettirin.
erken kalkmaya hayatı boyunca alışamamış biri olarak sabahları ağlayarak uyansam da şubeme gelince mutlu oluyorum. (evet, bankada çalışıyorum. evet, mutluyum)
bu ve türevlerini söyleyen herkesin hayatındaki tüm kadınlar tek tek tecavüze uğrasın istiyorum. evet hayvanca belki ama o zamanki tepkileri de böyle olur mu çok merak ediyorum.
gece gülümseyerek yatmak, sabah gözlerini açınca aklına ilk onun gelmesiymiş. yanında olduğu her an için şükredebilmekmiş. sadece onunla mutlu bir hayat dilemekmiş. en yakın arkadaşlarının yanında bile sıkılmak, bir an önce onunla olmayı istemekmiş. sen makarna yapmaya bile üşenirken o sırf senin elinden çıkmış yemeği yemek istiyor diye köfte, dolma yapmak ve bunları yaparken sonsuz bir mutlulukla kaplanmakmış. 3.5 senede bu hislerin bir gram dahi azalmaması, hatta yeni başlangıçlar yapmaya hazırlanırken katbekat artmasıymış.
izlemekte olduğum filmin sonunu bilmeyi ya da okumakta olduğum kitabın ortalarına geldiğimde sonunu okumayı severim. evet psikopatça belki ama spoiler seviyorum. bu kitabın 173. sayfasındayken -toplamda 624 sayfa- hiçbir şey anlamayacak olmama rağmen sonuna bakayım dedim ve son sayfayı okudum. sonunda ne olacağını artık biliyorum ama okuduğum yarım sayfa bile olayların nasıl o noktaya geleceğini bilmiyor olmama rağmen beni ağlatmayı başardı. işte böyle bir kitaptır.
çok çok sevdiğim, zor günlerinde dahi yanında/yanlarında olmaktan mutluluk duyduğum güzel insan. onu aramıyor, onu sormuyorsam bu ondan vazgeçtim demek değildir. ne zaman ihtiyacı olsa bir telefon yakınındayım, bilsindir.
Bir akşam gözünde aşk tüterse
Geçmiş günler aklından geçerse
Kalbin bomboş ümitler biterse
Sen üzülme ben varım
Neler geçti kimbilir başından
Sevgi umdun hep başkalarından
Ağlama gidenlerin ardından
O giderse ben varım
Zaman durdu sanki
Beklerken seni
Ben bir tek sevgiye
Bağladım kalbimi
Ayrılmam istersen hiç yanından
Çağırsan gelirim çok uzaklardan
Eskiden korkardım yalnızlıktan
Korkmam artık sen varsın
missblckhm, her yerde olduğu gibi, uludağ sözlük tv'ye iş görüşmesine giden ama elleri boş dönen genç olur. o tv'de, tv binasında anca böyle bir görevim olur sanırım.
çiftehavuzlar'da inanılmaz bir sesle başlayan fırtınadır. pencereden gördüğüm kadarıyla dışarda tozlar, kağıt parçaları, çöpler uçuşuyor. bir an sesine ve sallandırdığı ağaçlara bakıp deprem mi oluyor düşüncesiyle korktuğumu da itiraf edeyim.
izlemeye yeni başladığım muhteşem dizidir. ilk 6 bölümünü soluksuz izledim ve şu an devamını izlemeye korkuyorum. stokladığım bölümler biter ve her hafta beklemek zorunda kalırım düşüncesiyle elim 7. bölüme gidemiyor. bir yandan da rüyalarıma giriyor, bir an önce vakit kaybetmeden izlemek istiyorum.
öss sonucumu böyle heyecanla beklemedim ben. f5 tuşunu aşındırıyorum dakika başı. fiyatlar açıklandığından beri ekstra bir heyecandır aldı başını gidiyor efendim durduramıyoruz.
sinemada izlendiğinde ses efektleriyle insanı sıçım sıçım sıçırtan bir filmdir. (bkz: sıçım sıçım sıçırtmak)
filmi izlemeden önce bu kadar gerileceğimi tahmin etmiyordum ama o
sahnesiyle, daha çoook gerileceğimi anladım. bazı mantık hataları olsa da kesinlikle vakit kaybı olmayacak, özellikle sinemada izlenmesi gereken, bence başarılı bir filmdir.
semaver kumpanya'da sergilenen bir oyundur. sarp aydınoğlu, sezin bozacı, serkan keskin ve mustafa kırantepe oynamaktadır. serkan keskin yönetmektedir. süresi 2 saattir ve hiç ara verilmez. buna rağmen oyuncuların performansından hiçbir şey eksilmez. kesinlikle vakit kaybı değildir, güldürür, gidip izlenmelidir.
"metot" adlı tiyatro oyununda oynayan, gönlümde leyla ile mecnun dizisiyle yer etmiş oyuncudur.
bu gün sırf onu izlemek için konusunu dahi bilmediğim, okumadığım metot oyununa gittim, çiftehavuzlar'dan taa kocamustafapaşa'ya. ara vermeden 2 saat boyunca oynadı oyununu, bir kez daha hayran oldum kendisine. nasıl bir zamanlamaysa aynı anda çıktık tiyatrodan, selin şekerci de oradaydı, bilen bilir, ismail abinin şekerparesidir o. sarıldılar konuştular, ben sadece gülümseyerek izledim. ne bir şey sorabildim, ne konuşabildim. "öpebilir miyim sizi" diye soran bir hayranını da gülerek "tabi" diye cevapladı, ayrı bi sempatimi kazandı.
çok başka bi adamdır serkan keskin, ismail abimizdir bizim, abimizdir.
twitterde tt olmuş hashtagdir. fenerbahçeli olmama rağmen utandım. adamın kafası yarıldı - üstelik bizim stadımızda- ve yara bandı yapıştırıldı, bundan doğal bir şey olamaz. bununla dalga geçecek, yara bantlı saçma sapan fotoğraflar paylaşacak kadar mantıksız olmamalıydık diye düşünüyorum.
madonna'yı neden sevdiğimi bana hatırlatan şarkı olmuştur. dinledikçe dinleyesi geliyor insanın, böyle de güzel yapılmaz ki.
sözlerini de yazalım tam olsun:
if you were the mona lisa
you`d be hanging in the louvre
everyone would come to see you
you`d be impossible to move
it seems to me is what you are
a rare and priceless work of art
stay behind your velvet rope
but i will not renounce all hope
and i`m right by your side
like a thief in the night
i stand in front of a masterpiece
and i can`t tell you why
it hurts so much
to be in love with the masterpiece
`cause after all
nothing`s indestructible
from the moment i first saw you
all the darkness turned to light
an impressionistic painting
tiny particles of light
it seem to me is what you`re like
the "look but please don`t touch me" type
and honestly it can`t be fun
to always be the chosen one
and i`m right by your side
like a thief in the night
i stand in front of a masterpiece
and i can`t tell you why
it hurts so much
to be in love with a masterpiece
`cause after all
and i`m right by your side
like a thief in the night
i stand in front of a masterpiece
and i can`t tell you why
it hurts so much
to be in love with a masterpiece
and i`m right by your side
like a thief in the night
i stand in front of a masterpiece
and i can`t tell you why
it hurts so much
to be in love with a masterpiece
`cause after all
nothing`s indestructible
`cause after all
nothing`s indestructible
celine dion'u bile bastırabilecek güzellikteki sesiyle beni büyülemiş, 19 yaşında olduğuna inanamadığım şarkıcıdır. ayrıca, listen şarkısını yorumlayışı mutlaka dinlenmeli.