''ferrarimle yanlarken önden çekişli arabadakilerin el freni çekişlerini görünce ağlıyorum'' gibi yapmacıklığın hergün gördüğümüz gülen yüzünü bize birkez daha gösteren esra erol cümlesi. yazık!
acun yeni yarışmasının tanıtım reklamında bir sahnede balyozla ekrana vurup camı kırmaktadır. babanne bunu üzerine heyecanlı bir şekilde ellerini sağa sola çırparak:
milli takımı ayakta alkışlıyorum. ne ömer aşık'ın potaya bile değdiremediği faulleri ne de hidayetin amerikada çatır çatır oynayıp türkiyeye gelip oynamayışı ne de... abi böyle yancı hakem olmaz ya. her yunan maçında illa bi kritik karar vermek zorunlarmı abi böyle bi kural falan mı girdi yeni yürürlülüğe ya. sinirden o kadar çok küfür ettim ki sokağı geç mahalle şikayete geldi ya şimdi de ediyorum varya tüm... bu entry'i tamamlayamacağım. alkışlar milli takıma yürekler hep seninle, yensende yenilsende!
asla olmayan duygudur. nereden mi biliyorum? klişe cevap: kendimden! ben de bir düz lise mezunuyum ve şu anda hukuk okuyorum. ve düz liseden sınıf arkadaşım var tıp kazanan, mühendislik kazanan, öğretmenlik kazanan... önemli olan lisenin sıfatı değildir, önemli olan insanın kendini geliştirebilmesidir.
slovenya koçunun sürekli faul yapın dediği adamdır. ki haklıdırda. müthiş bir yüzdeyle oynamaktadır kendisi. hatta bir sloven oyuncu ''3 faulüm var ama'' demesine rağmen koç ''olsun yapın'' demiştir. *
yunanlıların faullerin %90'ını ömer aşık'a yapacakları karşılaşmadır. milli takıma yükselen bir oyuncunun bu kadar kötü faul atmasına akıl sır erdiremiyorum. millilerin çok yorulacağı ama alacağımız maçtır.
son şutun yanlış kişiye kullandırıldığı maçtır. ersan ilyasova veya hido dururken başka oyuncuyu kullanmak gereksizdi. ama sevindiğim tek nokta şu oldu: çeyrek finalde yunanlılarla karşılaşmak. hırvatlardansa yunanlıları yıkmak daha keyif verici olur. *
bir galatasaraylı olarak cesaretlerini ayrı olarak takdir ettiğim taraftardır. öyleki galatasaray 2006 yılında şampiyonluğa ulaştıktan sonra çanakkele sokaklarına dökülen binlerce galatasaraylı şampiyonluğu kutlamaktadır. bendeniz caddeyi yürüyen grubun ön kısımlarına yakınımdır. birden o koca gürültü hafifler ne oldu diye bakarken dev beşiktaş bayrağı sallayan bir adamın olduğu araç bizim grubun arasına girer. önde bulunan galatasaray tayfasından bir abi de araca atlar ve beraber şampiyon galatasaray nidaları söylenir. orda o arabayla o kadar kalabalığın arasına girmek göt ister. helal olsun diyorum bu taraftara.
hoşlanılan kızın adınında geçtiği bir şarkı alkolünde verdiği etkiyle kalınılan otelin sahnesine çıkıp söylenir ve muzip arkadaş kayda alır. sonra okula gelinince arkadaş o kıza bu şarkıyı dinletir eder. sonra mirliva okula gider herkes gülmeye başlar. mirliva sorar ne oldu diye. anlatırlar işte böyle böyle dedi diye. sonra can alıcı şu diyaloğun geçtiği öğrenilir yıkılınır:
muzip arkadaş: m
hoşlanılan kız: k
m: baksana kızım çocuk aşkından mecnun oldu.
k: olsun banane ben leyla değilim!