harika bir insandır kendisi..muhabbetlerin vazgeçilmezi, neşeli ortamların baştacı..çok duyarlı, naif, hassas bir kişiliği olsa da kimseye belli etmez sadece anlaşılmayı umar ve anlaşıldığını hissettiği insanlara da sevgisini sonuna kadar belli eder..severek takip edilecek yeni bir yazardır.hoşgeldin dostum!!
çok enterasan bir durumdur gerçekten.bunun filme konu olması da yaratıcı bir fikirdir.bu tür olay yaşayan insanlar bir süre sonra ciddi psikolojik sorunlar yaşayabiliyorlar.posttravmatik sendrom denilen bu gibi durumlar bazen kişinin hayat kalitesini bozabiliiyor.
birden kendini suçlayacak birşeyler bulmak.sanki herşeyin güzel olmasına şaşırmak, birilerine haksızlık yapıyormuş gibi acı çekmmeye başlamak.anlatılmaz bir duygu yağunluğunda kaybolmak,zaman zaman bende olan çok acı çektiren bir durum.
her sabaha onla uyanmak uzaklığa inat..her gece iyi olsun diye isyan edilen tanrının önünde yalvarmak gözyaşlarıyla boyun eğmek,sadece gözlerini hayal etmek en umutsuz ve kırılgan anlarda..gülmek için de bağıra bağıra ağlamak için de varlığına ihtiyaç duymak..çocuklar gibi kıyafet seçmek buluşmaya giderken "ne giysem" diye uykusuz kalmak,heyecandan hafif pembe yanakla öpmek..aşk çocukça yaşamak tüm duyguları;saf,samimi,içten geldiği gibi..
insanların bir araba kazasından sonra kesişen hayatlarının anlatıldığı izlenesi bir film..zaafları için insanların vazgeçişlerini de ele alan yaşanılması muhtemel bir senaryo.
tıbbi detaydan çok sosyal boyutu da önemli aslında.günümüzde çoğu travesti ve hayat kadını tarafından tanı konulduğu halde gizlenen ve bazen öc amaçlı korunmasız cinsel ilşkilerle hızla yayılan hastalık.daha duyarlı ve dikkatli olunması gerekiyor.
aslında sakin bir film.fazla bir beklentiyle çekilmemiş olduğu kesin.filmin bir yerinden ben çok etkilenmiştim.aşık olduğu kadının neden ağladığını merak ederken duyduğu acıyı hafifletmek için eline gözleri kapalı iken bıçak batırışı.."ruhun ızdırabını bedenin acısıyla hafifletmek".sade,amaçsız,yormayan bir film.
bir sesini duyup,iyi olduğunu bilmek için uyuyamamak.mideye ağrılar girmesi,soğuk soğuk terlemek,başa enseden bir ağrı saplanması..ilerleyen dakikalarda haber yoksa hala devam eden iğrenç bir durum..ele alınan telefon fırlatılır,kırılır..öyle bir hal alırki bazen bu eylem ağlamak,bağırmak yetmez..tüm camlar açık olsada havasız bırakır insanı,bunaltır sanki hapsedilmiş gibi..elde kumanda tüm kanallar gezilirken amaçsızca çare aranır derde..
yeni izledim ama çoğu insan gibi adını duyuyordum bu filmin.beethovenı anlamak tanımak bir yana dursun her insana cesaret verebilecek düzeyde hoş bir film.alkolik babası tarafından dövülerek sağır edilen bir insan..ve buna rağmen bir orkestrayı yönetebilen!"deli olmak pahasına istemek "herşeyin başı..merak edenlere öneririm ayrıca dönemin kıyafetlerine yakışır tarzı da çok ilgi çekici bir detay.
bunu pek çok nedene bağlayabiliriz aslında..mesela çirkin olması nedeniyle bilinçaltındaki dalga geçilme korkusu ve yarattığı anksiyete, erkeklerden nefret etmesine neden olan bir hikaye, aşırı dini inanca sahip olup kendini çekmek, konuşsa bile anlatamayacağı erkeği seçip konuşamıyorum adı altında tüyen ve karşıdaki erkeğin kişisel özelliklerine bağlı nedenler..
acaba neden gitmek istemiyorlar diye biraz daha kafaların çalıştırılması gereken durum.ömürlerini insanlara adayacak kadar "paylaşımcı" olan bu insanlar acaba neden bu konuda "sıkıntılılar" diye yargılanılmadan ciddi bir şekilde düşünülmesi gereken durum!