Daha suya katmadan bile koklayın ağır ve garip bi kokusu vardır bunun. Kahve gibi kokmayan ağır bi koku, içerken de aynı. Hatta insanın idrarı bile bu acayip kahvemsi şeyden kokar içince. Kahve dünyası, jakobs, cafe crown vs. diğer markalarda bu ağır koku olmadığında çok daha kahveye benzer bi tat alabilirsiniz mesela.
istanbula otobüsle gelen veya giden insanlar bilir. otobüs istanbula varırken ya da çıkarken yaka değiştirilir, o sırada tam da köprünün üzerindeyken otobüs popülasyonunun yarısından fazlası telefonlara saldırır ve video çeker. bunlar da genelde snapchat ve instastory'deki yerlerini bulur. bir de arabada radyoyu son ses açıp yapanlar var.
o anı yaşamak yerine, güzel olan şeyleri telefon ekranından izler olduk. neden? çünkü yaşamak yerine göstermek daha pragmatik geliyor. işimiz gücümüz gösteriş olmuş. hepsini silkip anı yaşayın aptallar diyesim var.
edit: imla.
babam olacak insanı ben affetsem allah affetmez lan. eksileyen insan, senin gibi harikalar diyarında yaşamıyoruz biz. öyle bilip bilmeden atmaya gelmez.
geçen gün türbanlı bi arkadaşımla yaptığımız eylem. başka bi kadın, türbanlı olanın arkasından verdi veriştirdi nasıl olur da bilmem ne diye. bilmem inandığı şeyle çelişir mi de bakanı, baktıranı çok gördüm. yok öyle yapılır yok böyle yapılır diye insanları baskılamaya ne gerek var ama onu anlayamadım.
edit: ay nasıl baktırır pis kaka cehennemde yanacak demediğim için eksi yiyorum.
ilkokulda ne çok yapılırdı. yerli malı haftası işte kek, kısır, patates salatası filan. içecek olarak da tembihlenirdik kola turka almak için. ayran şalgam meyve suyu filan da değil ama kola.
mavi bir bikini takımı giymiş, ama göbeğini transparan çizli bir kumaşla kapattırıp onu mayokiniye çevirtmiş, tam göbek deliğinin üzerine de altın yaldızlı bir yıldız taktırmış, bir de bikinisiyle uyumlu mavi yaldızlı makyajıyla öylece havuza yüzmeye gelen bi bülent ersoyla karşılaştım rüyamda. yüzdü biraz, izledim ben de. sonra napıyorum ben dedim çıktım ordan, bahçeye indim aşağıya. geçmişi ve bugünü hakkında üzücü şeyler söyledi bana yukardan, gerçekten yüzüm asıldı, üzüldüm falan, keşke yalnız bırakmasaydım benden başka arkadaşı yok dedim. tam bunu dedim kendini çatıdan aşağı attı. vicdan azabım tavan. herkese güzel rüyalar.
dişini fırçalamak adı altında, sanki içine sıçmışlar da arınıyormuşçasına hatur hutur girişmektir dişe. yemin ediyorum ben gördüğümde acıyorum o dişetlerine o diş minesine yazıktır lan.
bazı yazarlarımız türk kızlarının boyuna, götüne, memesine takmış, bunları aşağılamaktan bıkmamış ama uzanamadığı ciğeri mundarlamaya devam etmiştir. böyle bir başlık bulunsun ki, insan önce kendini eleştirsin değil mi gardaşlarım.
yerken amaaan be deyip tüm pakete yumulduğum sonrasında keşke yemeyeydim aldım kalorileri, kahveyle kırar kırar 5 günde yerdim bunu be diye pişmanlık duyduğum gıda ürünü. ağlamak istiyorum.
sevmediğim bir kişiye kendimi sevdirmek için, yaptıramayacağımı bildiğim bir işi yapmadan önce zemini sağlam tutmak için uyguladığım eylem. evet, kaypaklık olduğunu söyleyebiliriz ama sonuç kendi çıkarlarımız olduğunda gerçekten işe yarıyor, sonra vur götüne.