ikimizin arasında tek fark şu; o oturduğu yerden ayda ortalama 100 bin lira kazanıyor, ben oturduğum yerden ayda ortalama hiçbir bok kazanamıyorum. acaba sebep oturduğumuz yerle alakalı olabilir mi? mmm sanmıyorum. peki neden o oturduğu yerde ayda ortalama 100 bin lira kazanıyor da ben neden oturduğum yerde ayda ortalama 100 bin lira kazanamıyorum? acaba oturmadan önce o ayda ortalama 100 bin lira kazanmak için bir şey mi yaptı? allah allah ne yapmış olabilir ki? çok saçma.
bu gereklilikten önce şu gereklilik önemli, "türk halkı" diye bir ifade, bir kavram yok. bu ifade çok sonraları uydurulan bir şey. doğrusu "türk milleti". arasında dağlar kadar fark var. millet, halkların biraraya gelip değer kattığı ve değer kazandığı bir seviye. zaten türk milleti tarih sahnesindeki büyüklüğünü ve ağırlığını buna borçludur. millet olmasına. millet nedir sorusu ise ayrı bir başlık konusu.
zor olmasının sebebi bir kızı öpmek mi yoksa güzel bir kızı öpmek mi? misal çirkin bir kız öpülüyorsa kullanılabilir mi? madem anlatılmak istenen bir işi hakkıyla yapmanın önemi ise neden "kız" değil de "güzel kız"? neden illa "güzel" nitelemesi. yakışmadı einstein'a. bıraksın bu işleri.
nadal 41 ya da 42 maç toprak kortta yenilmemişti. hamburg masters finaliydi sanırım, federer kendisini yenerek bu seriye son vermişti. maçtan sonra bu durumu sorduklarında nadal şu minvalde bir şeyler söylemişti; "öyle ya da böyle bu sonlanacaktı. hiç üzgün değilim. çünkü buna biri son verecekse bu roger olmalıydı ve öyle de oldu"
bizim de 47 maçlık yenilmezlik serimize antalyaspor değil ezeli ve tek rakibimiz galatasaray son vermeliydi. bir fenerbahçeli olarak beni en az üzen bu olurdu. böyle değerli bir seriyi ancak en büyük rakibimiz bozmalıydı. hem bizim hem de galatasaray'ın büyüklüğüne yakışan bu olurdu bence.
- olm osmanlı devleti yok aslında. çünkü kuran adamın adı osman değil otman.
- e o zaman otmanlı devleti var.
şaka maka bi yana da, otman denmesinin sebebi şu; "otman" kelimesinin tarihte kayıtlara ilk geçildiği sırada "s" yoktu. haliyle sırada da "t" olduğu için ona kısmet oldu.
bir rivayete göre de otman devlet kurduğu sıralarda danışmanlığını yapan firma otmanlı devleti isminin tutmayacağını otman bey'in tarih sahnesindeki isminin osman bey olması gerektiği görüşüdür. zaten sahne ismi fikri de ilk burda çıkmıştır.
bakanı ne kadar hatalı olursa olsun orada bulunan halkın daha olgun olması lazımdı. ki bulunan insanlar belli bir gelir ve eğitim seviyesinde muhtemelen. orası hesap sorma yeri değil. tenis izleyicisi bunu daha iyi bilmeli. olmamış. hedeflenen akp'li bakanın prestiji olsa da olan ülke prestijine olmuştur. diyebilir bazı arkadaşlar çok mu önemli?. evet bu tür turnuvalara talipsen çok önemli. bu kimin umrunda. kimsenin. ne bakanın ne de onu yuhalayan seyircinin.
gören de kariyerinin sonuna geldiğini zanneder. 18'inde henüz. hoca açıkladı. bu sezon değil ama gelecek sezondan itibaren kadrodaki yerini alacak. sabır.
olmamış. bir dost olarak söylüyorum ki olmamış dostlar. bu mesele "kapışma" olarak nitelendirilemez. "kapışma" hiç ama hiç uygun terim değil. "kapışma"nın içinde menfaat vardır, hırs vardır, nefs vardır. bu niyetle yapılmadığına eminim. ya da bu niyetle yola çıkılmadığına. lakin "kapışma"ya indirgenemeyecek konular mevzu bahis olan. endişe edilecek ve gözetilecek tek şeyin hakikat olması gerekir. hakikat, "kapışma"yla keşfedilebilecek bir mefhum değil. bilakis hakikat, "kapışma"yla çok rahat ıskalanabilecek bir şey.
yazdığı metinleri, içindeki duygularını asla küçümsemedim. haddime de değil zaten. elbette yazsın. burası yazmak için bir yer sonuçta. yazdığı metinleri beğenenler olacaktır. onları da küçümsemek niyetinde değilim. şunu söylüyorum. kanımca yazdıkları metinler henüz şiir değil. ben bunu söylüyorum. ukalalık olarak algılanmasın ama hangi metnin şiir olup olmadığını az çok ayırt edebiliyorum.
nick altıma düştüğü yazıya bakınca gönül koymuş sanırım ve yine sanırım ki gönül koymakla haklı. üzecek sözler kullanmışım. haliyle anlatmak istediğimden çok uzağa düşmüş parmaklarımdan çıkan kelimeler. bu da benim hatam. üzdüğüm için kendisinden özür dilerim.
ama dediğimin arkasındayım. henüz şiir değil bu metinler. olabilir mi? neden olmasın. şiiri endişe ettiği sürece..
"...dertli gönül neymiş
gönüle dert neden düşermiş
nasıl olurmuş göze almak
gözlerden ötesini
yağmadan, çapuldan, hazıra konmaktan uzak
akları, karaları, bütün renkleri esirgeyip
esirgenmeyi hak etmek
ve dönenmek evrende arındırıcı
itimada şayan bir rüzgar gibi..."***
ama bundan var. owencan mıydı neydi o var mesela? çakması olmuyor. çok iğreti duruyor. başka bir kanal bulsun. varsın troll olsun ama orijinal olsun demiş atalarımız.
erkeğimsilik mi kestane aldırıyor, kestane almak mı erkeğimsi yapıyor, sevgili kestaneye kızdığı için mi sevgiliye şarlıyor yoksa erkeğimsi yüzünden güzelim kestane göt altına mı gidiyor belli olamayan erkeğimsidir. bence kestane kardeşimiz bu duruma açıklık getirebilir. dilerse sözlüğümüzü arayabilir. reji bi'ulaşsın kendine.
gerçekten şiir yazdığını düşünmüyordur umarım. eğlenmek için falan yapıyordur. şiir yazdığını düşündüğünü düşünmek bile istemiyorum. tansiyonum yükseliyor.