deccal organizasyonun başı. ingilizcede c bildiğiniz gibi k okunur yani, cfr, kafir yazıyor. hz muhammed'in hadislerinde deccalı tanımlarken anlattığı gibi, tek gözlü (1 dolardaki piramitteki tek göz) ve alnında kafir (cfr) yazacak.
birincisinde almanya ile müttefik idik, yenildik, ikincisinde gizliden gene almanya ile müttefik olduk, almanya yenildi,tabi bizde yenildik ve amerikanın kucağına otuduk, üçüncüsünde de kesin amerikayla müttefik olucaz, çünkü kucaktayız hala, bundada yenilmemiz kesin gibi çünkü amerikanın son kullanım tarihi çoktan doldu, uzatmaları oynuyorlar,ekonomik olarak batık ve son bir çırpınışla dünya savaşı çıkarıp kendilerini kurtaracaklarını zannediyorlar salak obezler sürüsü. ama enteresan olan, yıllardır başımızda olan bizim beyinsiz yöneticilerimizin, her dünya savaşında hep kaybeden tarafla müttefiklik yaparak, ne kadar çok statejik uzak görüşlülükten yoksun devlet adamları oldukları gerçeğidir. nükleer ve kimyasal silahlarla yeryüzünün altını üstüne getirecek böyle bir savaş inşallah dünyanın kaderinde yoktur.
Allah'ın göklerdeki ve yerdeki mülkiyet ve tasarrufuna, Allah'ın yaratmış olduğu herhangi bir şeye ve ecellerinin gerçekten yaklaşmış olması ihtimaline hiç bakmadılar mı? Artık bu Kur'ân'dan sonra başka hangi söze inanacaklar.
türkiye olarak üye olduğumuzdan bu zamana hiç bir yararını görmediğimiz, aksine atatürk ün ısrarla korunmasını istediği askeri bağımsızlığımızı devrettiğimiz ve bunun tabii sonucu olarak amerikanın oyuncağı olmuş bir ordu elimizde bırakan, 1000 yıllık türk düşmanlarının başını çektiği haçlı örgütü. şimdi suriye konusunda da elini taşın altına sokmadan sadece teknik destek sağlayacak ve sünni, şii savaşını ellerini ovuşturarak seyredecek. amma velakin türkiyenin girdiği bir savaş ancak dünya savaşı olur, bu ateş onlarıda yakar.
bu aralar türkiye' nin her yerinde, peynir ekmek gibi dağıtan ruhsatlarla mantar gibi biten, genelde ihracata dönük çalışan, dağ, tepe gibi yüzeylerdeki mermer taşlarını, bu dağ ve tepelerin şeklini ve doğal görüntüsünü bozarak çıkaran özel işletmeler. tamam döviz girişi oluyor, insanlara iş imkanı oluyor falan filan ama ya bozulan doğa ne olacak. değermi para için doğanın güzelliğinin içine etmeye.
osmanlının kabul ettiği sevr antlaşmasından doğan haklarını istiyorlar. atatürk bu antlaşmayı düzgünce kıvırıp boru şekline getirip bunların alayının götüne soktuydu zamanında ama bunlar hala boklu kıçlarından bu antlaşmayı çıkarıp çıkarıp ortalığa seriyorlar. yeni osmanlıcılardan cesaret alıyorlar galiba. bence boşa cesaretlenmesinler, türk milleti elbet bunlara daha kalın ve çıkartılması imkansız şeyler sokmaya muktedirdir.
genetiği oynanmış, doğal olmayan tohumlar sayesinde, değil 3 çocuk tek çocuk bile hayal olacak yakında. türk milleti kısırlaştırılıyor, erdoğan sadece konuşuyor.
televizyonlarda bugünlerde yayınlanan yeni reklamlarında, simgesi olan aslan'ın boynunda asılı çantasına, ing günlük yazan kartları doldurup güle oynaya bankadan çıkıp gitmesi ve reklamın sonundada 'ing bank paranız burada değerli' sloganını işlemesi. ing bankası bir hollanda bankası ve tüm dünyada bir tek türkiyede çok yüksek karlar elde ediyor ve bu paraları aynen yurtdışına götürüyor. şubelerinin durumu içler acısı hala eski egebank ve oyak bank konsepti, masa sandalyeleri eski, kırık dökük, duvarları pislik içerisinde, badanasız... yani kazandıkları paraları türkiyeye hiç yatırım yapmadan direk hollanda'ya kaçırıyorlar. enteresan olan bu içler acısı durumu artık reklamlarında bile ima eder durumdalar. aslan paraları çıkınına doldurup huzur içinde götürüyor. bir ülke ancak işte böyle sömürülür.
kısa süren saltanatı döneminde türk ve dünya sanatının şaheseri sayılan Edirne Selimiye Camii'ini mimar sinan'a inşa ettirmiş, Ayasofya Camii'ini tahkim ettirerek günümüze kadar gelmesini sağlamıştır. Bunlardan başka, Mekke-i mükerremenin su yollarının tamiri, Mescid-i Haram'ın mermer kubbeler ile tezyini, Lefkoşe Selimiye Camii ve Aziz Efendi tekkesi gibi hayratlarıda vardır. en büyük şansı sokullu gibi bir veziri ve koca sinan gibi bir mimarı olmasıdır. divan sahibi bir şair dir aynı zamanda. en ünlü beyti:
Biz bülbül-ı mührik-i dem-i sekvayı firâkiz
Ateş kesilir geçse sabâ gülşenimizden
yeni türkçesi;
Biz ayrılık acısı ile şakıyan öyle bir bülbülüz ki,
sabah yeli bahçemizden geçse ateş kesilir.
Yahya Kemal, 2. Selim'in bu beyti için, Selimiye kadar güzel bir şiir, demiştir.