Kadınların rüyalarında yataklarını süsleyen, genç yakışıklı ve bir bakımlı Daniel, kitapta başarısı ile de dikkat çekiyor. işinde son derece başarılı, tuttuğunu koparan hırslı ve ne istediğini bilen her kadının birlikte olmak isteyeceği bir erkek. Ancak kitaptaki bazı hareketleri insanı çileden çıkartıyor. ihanet hiçbir erkeğe yakışmaz zaten.
yıkayanın kafama tükürme ihtimalinden dolayı, benim için psikoz ayarında bir aktivite. o yüzden saç yıkamaya gelene kadar iyi geçiniyorum berberimle. "ehehe barış abi yaa, çok komik adamsın ya. senin saçlar da güzel oldu ha.
evet ya, haksız değildi lan! aslında iyi çocuktur kenan, efendi huyludur, herkesin suyuna gider. yoksa, kalıba vursan hani, tek başına on tane adam eder!
bir keresinde, hiç unutmam üç-beş zibidi haraca dadandı; kenan, sandalyeyi kaptığı gibi herifleri hastaneye kadar kovaladı! aynı mahallede büyüdük, aynı kızları sevdik, aynı kafadaydık.
orta ikiden bıraktık, matematik ağır...
lan ne diyorum ben? kenan birkan'ı gerçek adam sandık yardırdık gece gece ya.
"listemde yobaz varsa söylesin" dese kimse ses etmeyeceğinden "muhafazakar" kelimesini kullanmış bence. kendince bi matematik oluşturmuş o da işte, ne karışıyorsunuz? mesela sen eşcinsel demek yerine ibne diyorsun ya, o öyle yapmamış işte. yine kibarlık yapmış biraz, şair ne de olsa.
bir erkeğin, kendisini gözü bir yerden ısıran bir hemcinsinden duyabileceği soru.
"bulundum tabi, sen kaç dönem askerlik yaptın ki yarram" diye yanıtlanabilir opsiyonel olarak.
mına koyim açmasa mıydım lan bu başlığı? baştan çok komik gelmişti kelime oyunu ama şimdi midem bulandı. neyse ya olmadı birinin başına atarım. muck.