türkiyenin en can yakan anılarından biridir. Gök kırmızı yer kırmızıydı. Betonların üstünü örttüğü kanı gökyüzü yansıtmıştı adeta. Çok can yandı çok insan ağladı çok yuva yıkıldı..
Hatırlıyorum da 17 Ağustos depremi sonrası şu cümleler kurulmuştu. Gittikçe ahlaksızca yaşayan insanlara Allah' ın gazabıdır. Ocaklar sönerken yine çayını hüpürdeterek konuşan bir güruhtu bunları söyleyen. Biz böyle vicdanlarla bırakıldık bu ülkede. içimizde ki deprem süregelmekte bu yüzden..
ne sistemler çökertir ne deli işler yaparım. Bu kadar sorgulamadan, düşünmeden, irdelemeden net olarak reddediş olabilir mi? inanmışlar bir alamete gidiyorlar götüm götüm. ulan ne adamlarsınız be.
Bir gün duvarın birinde spreyle yazılmış "kurtuluş islamdadır" şeklinde bir ibare gördüm niye bilmiyorum ama derhal gidip sprey boya aldım ve "hayır ankara' dadır" yazdım. *
benimde içinde bulunduğum nesildir. Hey gidi hey bu silah televizyondaki ördekleri nasıl vuruyor yahu diye düşünüp düşünüp silaha baktığım günlerdi. Kontrayı ilk gördüğümde nasıl da heyecanlanmıştım. Hele o boktana raba yarışlarında sağa sola geçerken benim de aynı yöne yatışlarım.. cidden bir başka güzel zamanlardı emek vardı çaba vardı.
Asgari ücrete boyun eğdim, peki dedim çünkü bu kadar işsiz varken piyasada benim bir işim olacaktı, ailemi geçindirecektim. Fazla mesailer yüklediler omuzlarıma, 8 saat çalışmam gerekirken 16 saat çalıştım hatta kimi zaman belki daha fazla. itiraz etmedim kendi kendimi robotlaştırdım. Kredi kartı aldım çünkü ailemi geçindiremedim. 6 m2 lik salonuma 106 ekran televizyon almasam olmazdı öyle değil mi? Aa bak burda bir de 5+1 surround ses sistemi varmış ne film izleriz bununla yahu. Çocuklarım kinetix değil de new balance ya da adidas giymek istediler onlar çocuklarım tabi ki aldım çünkü 800 lira maaş almama rağmen bankalar bana gold kart verdiler doya doya harca dediler bende aman nasıl olsa öderim dedim yaptım taksidi yaptım taksidi. Ben yani sayın hiçbir şeye itiraz etmeyen, kabullenen, alışan, boyun eğen vatandaş olarak çalıştım ha çalıştım. Ben çalıştım işveren üzerimden her gün daha da fazla artık değer elde etti, sömürebildiği kadar sömürdü benim emeğimi. O sermaye birikimi yaptıkça bunu teknolojik yatırımlarda kullandı ve artık bana ihtiyaç kalmadı. Ben kabullendim onlar beni yok ederken bir an bile düşünmediler. işsizim ve gırtlağa kadar borcum var ama beni yok eden bir sisteme hala boyun eğiyorum bu da benim rutinim sanırım.
Konunun benle alakası olmasa da ortalama bir vatandaş davranışını açıkladığını düşünüyorum.
her ne kadar bu ismiyle çıksaymış anca futbolcu olurmuş diye düşünsemde kendine has şarkı sözleri ile insanda kitap okuyormuş hissi uyandıran müzisyen.
o dönemki kankam aynı zamanda üst komşumuz gökhanla okul çıkışı eve yürüyorduk. Sınıfımıza da yeni bir çocuk gelmişti o gün başka şehirden, takıldı bize ve o da bizle birlikte yürümeye başladı. yürürken tüp arabası gördük ve hadi arkasına takılalım dedik. üçümüzde koşmaya başladık daha sonra ben kankama yavaşlamasını işaret ettim bu çocuk tüp arabasının arkasına takıldı ve biz durduk çocuk ağlaya ağlaya tüp arabasıyla beraber gitmişti. öğrendik ki akşam polisler getirmiş çocuk evi bulamamış. işte bugünlere geldiysem sırf o beddualarla geldim azizlerim.