Gün boyunca fark ettiğim olaydır. Dikkatimi çektikçe araştırdım. Eskilerden de pek çok başlık açılmış bu konuyla ilgili. inanın yediremedm. Yahu nüfusla mı ilgili bu işler. insanların ahlakı ahlaksızlığı kütüğe mi bağlı? Biraz akıllı olmaya davet ediyorum hepinizi. **
Polenlere alerjisi olanlar iyi bilir, bahar iğrenç bir mevsimdir. Uçuşun polenlerden dolayı başlayan ve bitmek bilmeyen burun akıntısı insanı hayattan soğutur.
Büyük şehir istiyorsundur, istanbul'da yaşamak istersin. Deniz de vardır. Gelişimiş bir şehirdir Hem. Ama kalabalığı korkutur insanı. Gülümsemeyen, menfaatçi, hayat kavgasında insanlar... Bir anda soğursun şehirden; çünkü insanları sıcak değildir.
Ankara'da yaşamak istersin. Başkent, güzel şehir dersin. Kültürel anlamda da pek çok seçenek vardır. Kızılay, Kuğulu park der ve büyülenirsin. Sonra aklına deniz olmadığı gelir. Sen hiçbir zaman deniz kokusunu içine çekerek yürüyüş yapamayacaksın. Sokak simitçisinden aldığın bir simidi hiçbir zaman bir martıyla paylaşamayacaksın. Bu nedenle soğursun bu şehirden, insan denizsiz nasıl yaşar dersin kendi kendine.
Antalya'da yaşamak istersin. Mis gibi deniz havasıyla da iç içesindir. Turizm yönünden de iyi dersin. Büyük, modern şehirdir hem. Yaşamaya karar verirsin burada. Aklına insanı kavuran sıcağı gelir bir anda. O sıcakta yaşanmaz dersin vazgeçersin tüm hayallerinden.
Ama izmir öyle mi?
Her gün mis gibi deniz havasıyla, pırıl pırıl güneşiyle uyanırsın. Evden yemek yemeden çıkmak bile zevktir izmir'de her yerden mis gibi boyozu alabilirsin. Herkes dosttur sana. Herkesi gülümserken görürsün sokakta yürürken. Büyük şehirdir, gelişmiş şehirdir ama insanları soğuk değildir. Dört mevsim de muhteşem bir havası vardır. Üşüten ayazının bile tadi başkadır. izmirde yaşamazsın adeta izmir'i yaşarsın.
Superman'e değil; vatanını seven, kendi canını vatanına feda edebilecek, ileri görüşlü, zeki, güzel ahlaklı, üstün ve düzgün politik görüşlere sahip, kusursuz askeri strateji kurabilen, gerçek bir dehaya ihtiyaç duyulduğu zamanda ortaya çıkmış kişidir. Onun bu özelliklerini görmek ve saygıyla yaklaşmak abartmak değil tamamıyla minnet duymaktır. Ayrıca abartılıp övünülebilecek bir Türk büyüğü varsa o da kuşkusuz Mustafa Kemal ATATÜRK'tür.*
iki ucu boklu değneği elinize aldığınızın göstergesidir. Her türlü iki taraftan da tavır yiyen siz olursunuz. Bu olaydan hasarsız kurtulma ihtimaliniz yoktur. Daha az hasarla kurtulmak içinse üçlü bir buluşma değil kalabalık ortamda bir buluşma tercih edilmelidir.
