şimdi beni rahatta dinleyin.
ilk bölümü izlediğimde"iyi lan yemek falan yerken bir bölüm izlenir" diye düşünüp bıraktım. Ertesi gün çatı katı evimin mutfağında kendime tavuk sote yaptıktan sonra 2.bölümünü açtım. Sanırım 4.bölümde ancak bitirebildim yemeği. Şaşırmaktan ve gülmekten kendimi alamadım. Sonra müptelası oldum. 2.sezonun finalini izleyip 3.sezonu açmak için aradığımda o korkunç gerçek yüzüme bir kış rüzgarı gibi vurdu. 3.sezon yok ve ben o gazla 2 sezonu 3 günde izlemiştim. Konu olarak paralel evrenlerde ve diğer gezegenlerde geçiyor. Rick açıkça ahlaksız, vurdum duymaz, megoloman bir bilim adamı. Morty ise onun standart ölçülerde kafası çalışan torunu. Bu ikilinin maceralarını anlatan dizide benim en sevdiğim karakterlerden biri de Jerry. Evinde kendi liderliğini kanıtlamaya çalışan aptal baba figürü gerçekten çok eğlenceli konuların ortaya çıkmasını sağlamış. Seslendirme başlı başına bir efsane. Ve geldik en çok değinmek istediğim konuya. Diziyi izlerken kahkahalarla gülüyorsunuz ve bam! bir şey oluyor ve kahkahanızı ağzınıza tıkıp bırakıyor dizi. Müzik seçimleri de muhteşem. 2.sezon 3.bölümün sonunda çalan Chaos Chaos parçası insanı duman ediyor. Bird Person ve Squanchy gibi karakterler ise Rick'in geçmişine merak duymamızı sağlıyor ki 2.sezonun son bölümünde "Herşeyden" sözü bize bu geçmiş hakkında bir mesaj veriyor. Bir başka değinmek istediğim konu ise "Roy oyunu". Lan siz bunu nasıl düşündünüz nasıl hayal ettiniz ? Benim bütün gerçeklik algımı bir an da nasıl yıktınız ? Kısacası benim gibi fantastik ve bilim kurgu ögelerine ilgi duyuyorsanız asla kaçırmamanız gereken bir dizi. Doctor Who seviyorsanız manyağı olursunuz. Bu arada Time travel işine girmemeleri çok yerinde olmuş.
Saygılarımla.
Ben bir kabin memuruyum. işime hazır olabilmek için her zaman yarım saat önce giderim. Dün patlamadan yarım saat sonra uçuşum vardı. Bilenler bilir kabin ekipleri uçuşlarına gitmek için dış hatlar gelişten girer. Uçuştan bir gün önce aranıp uçuşumun alındığını öğrendim. "iyi lan arkası da boş gündü iki gün yatarım" diye düşünüp tam gönlüm rahatlamıştı ki dün gece patlama haberini aldım. Patlama saatinde orada olacaktım. Dakik insanımdır. hesapladım tam patlama saati x-ray de olacaktım. Yine güvenlik arkadaşlara gülümseyip kolay gelsin diyecektim, yine içlerinden en güzeline bakıp gülümseyecek ve iyi uçuşlar demesini bekleyecektim. Ceketimi giyip önümü ilikleyecek ekip arkadaşlarıma iyi uçuşlar dileyecektim ve ölecektim. Ya bir ya da bir kaç kurşun isabet edecek ya da bombanın etkisiyle ölecektim. 200 metre ileride olayı canlı canlı görüp anlatan arkadaşım diğer arkadaşlarıma benim nasıl parçalandığımı anlatacaktı belki de bana yardım etmeye çalışırken kendisi de ölecekti. Şu an gerçekten şans eseri hayattayım. Yaşamamı sağlayan şey ise italya havaalanında yapılan grev. Şükür mü etmeliyim bilmiyorum. iyi günler sayın sözlük korkudan ölüyorum.
Genellikle sınav dönemlerinde gelip gitmeyen tiptir bunlar. Ufak tefek bir iki şey alırlar eve ki dikkat çekmesin. Yemekte en çok onlar yer, bir çay koyda içelim der. Güzel bir köşeye kurulur, bulaşık temizlik yardımı hak getire. neti sömürür. notlara da çöker. **
Hastasyız. Dalekler olsun, cybermanlar olsun, patates kafalı strax olsun bayılıyoruz. Senaryo kurgu doktor performansları hepsi ayrı güzel. Her sezon bu kim lan ben bu doktora alışamam derken sezon sonunda gitme laaaa diyorum. Evet bizde hatırlayacağız, doktorun hep sen olduğunu.
Durup dururken daaaalek deyivermeme neden olan skaro tarikatı mensubu yaratıklar. Zaman savaşında timelordlarla savaşmış savaşın sonunda her iki ırkta babayı almıştır. Gerçi doktor her seferinde bu sonuncu dalek desede yenileri ortaya çıkıp eksterminayt eksterminayt* diye bağırmaya devam etmişlerdir. Ha birde sibermanlara verdikleri bir ayar var ki şahanedir.*
Devlet tarafından yurda yerleştirilmemiş ve ev arkadaşı bulmaktan çekinecek kadar pasif kişilerdir bunlar. Sefil falan değiller tırsaklar. Yoksa cemaate 300 tl veriyorlar kişi başı. O parayla 3 kişi eve çıkar paşa gibi yaşarsın.*
Oturduğunuz yerden uzaktaki kumandayı alabilmek. düşmana korku dosta güven vermek. Küçük duvarları kolayca aşabilmek. Adımlar büyük olduğu için daha hızlı yol almak.
Bir Beşiktaş Fenerbahçe maçını hatırlatır. Fenerbahçenin yenilmezlik serisi vardır Beşiktaş maçı 2-1* kazanır ve yaratıcı Beşiktaş taraftarı japon bayrağı açar.
Okul mokul hepsinin anasını bellemiştir bu sevda. Okuldan atılıp bir sene boyunca başında oturunca biraz sıkıldı sandık ama meğer herife sistem gereksinimleri az geliyormuş. Yenisini istiyorsan git çalış al dedik. Gitti çalıştı inek. Ne sevdaymış arkadaş.
Bu tarz filmleri hiç sevmesem de hikayeyi merak ettiğim filmdir. Geçen internette aradım bulamadım*. Fragmanı iyi gibiydi ne çekmişler diye meraktan izlenebilir. Fragmanda adamım alnında ki arapça yazıyı görmek nedense aklıma kara dedeler olayı fragmanını getirdi.*
Edit: bulmaz olaydım linki. Devamını çok merak ettim.
Sevgilinin eski sevgilisiyle olan sorunlarını anlatması.
Hazırlanışı; bayan kişi tarafından konu bir şekilde eski erkek arkadaşa getirilir. Hali hazırda ki sevgili dinlemek zorunda bırakılır*.
Uygulanış; kah ağlamaklı kah sinirli bir şekilde saatlerce eski sevgili anlatılarak hali hazırda ki sevgili sinirden, sıkıntıdan ve kendini gerizekalı gibi hissetmekten ruhen çöker.
Tebrikler harika bir işkence seansıydı. Şimdi sıra da "sence ben kilolu muyum ?" var.
Okuldan çıkınca koşarak gelip izlediğim diziydi. Öncesinde ghost pums* çıkan harika ötesi bir şeydi o zamanlar bana göre. Yeşil Ranger çıktığında bayılmıştım resmen herif hem kötü hem ranger daha ne olsun. Ağzımla müziğini yapar arkadaşlarıma hücum ederdim. Galiba villian sevme durumum buradan geliyor. Nickte olduğu gibi ya da orochimaru ya da tobi ya da hisoka**.
Yüzlerce karikatür yazılmış ve eminim ki bu da yazılmıştı ama affola diyerek başlıyorum.
h: hunili
y: yobaz
h: Hocam namaz kılan bir arkadaşımızın üstünden atlasak namaz aşımından günahlarımız affolur mu ?*
y: olur evladım hepsi olur sana .
h: yine de ne olur ne olmaz sopayla belime hızlıca bi vur istersen.
y: peki güzel evladım.