yılbaşıyla birlikte yaptığım eylem. bir aydır içmiyorum. ilk günlerde kıyafetlerimin kömür gibi koktuğunu farkettim. onları güzelce bir makineye attım. ilk üç gün benim için zordu. hep onun yokluğunu doldurmak için arayışlara girdim ve spora başladım. ilk haftayı atlatınca hayattan daha fazla tat aldığımı farkettim. sigarayı sadece bazı anlarda canım çok istiyor. yalnız olduğum ve eskiden genellikle sigara içtiğim yerlerde. ama sigarayı gördüğüm an o içme isteğim de kayboluyor. arkadaşlarımın hepsi içerken içmemek de ayrıca bir hoş oluyor benim için. herkesin yaptığını yapmamak. çocukken başladık ve şimdi bıraktım. içmeyin diyemem size ben de aynı yollardan geçtim. ama hayatımdaki değişimleri şuraya yazacam belki ilginizi çeker:
-kıyafetlerim kömür gibi kokmuyor.
-inanılmaz derecede para harcadığımı farkettim bu merete. günde 1 paket winston içiyordum. ayda 11 liradan 330 lira yapar. bu parayı biriktirmesem bile gidiyorum kendime en güzel kıyafetlerden ayakkabılardan alıyorum. kitap alıyorum. aileme veriyorum. onlara bir şeyler alıyorum.
- sigara içerken çok vakit kaybettiğimi farkettim. şu an dört elle işime sarılıyorum. iş zamanı iş.
-sigara içmediğim zaman yaşadığım yoksunluk belirtilerini (dikkat bozukluğu, halsizlik, uyku hali...) yaşamıyorum.
-spor yapıyorum, daha fit bir görünüme sahibim. (eğer spor yapmasaydım yemeğe yoğunlaşacaktım. sigarayı bırakan herkes gibi ve kilo alacaktım.)
-sadece sigaran için dostluk kuran beni arayan iki tane çakal arkadaştan kurtuldum. yol verdim.
-gerçek dostlarımı farkettim. sigara içseler bile benimle aynı kalan dostlarımı.
-sigara içmek sana bir kafa yaşatmaz. bana bu yüzden saçma geliyor. alkol içiyorum haftada bir, ayda üç defa arkadaşlarla. eskisi gibi ucuz şarap içmiyorum. sigarayı bıraksam da alkolu bırakmam (bırakadabilirim belli olmaz.) onun yeri ayrı. aşırıya kaçmadığın sürece tabii ki.
-sigarayı bıraktığım için bir özgüven geldi. benim iradem bunu başardıysa kim bilir daha neler başarırım diye.
-daha rahat nefes alıyorum. boğazımdaki o kalın balgam kütlesi yavaş yavaş azaldı.
bendeki değişimler bunlar. umarım sigara içmek üzere yapılan edebiyatlara kanmazsınız. şu an bana çok saçma geliyor sigara içmek çünkü kafası yok bir şeyi yok. ama dediğim gibi içene sen niye içiyorsun kardeş, diyemem. ben de aynı durumda bulundum vakti zamanında.
uzun zamandır yazmıyordum. bu entryi yazmak için giriş yaptım.
trollemek için mi açtınız bu başlığı ne leş muhabbetler bunlar. azeri diye diye azerbaycanlıları farklı bir millet sanmaya başladınız. onlar azerbeycan türk'üdür. sen ben neysem o da odur. bizdendir. türk'tür.
CHP artık Atatürk'ün partisi değildir. Dersimli Kemal'in partisidir. Kürtçülerin elinde oyuncak olmuştur.
Muhalefet olmak iktidarın her kararına karşı durmak değildir. MHP çözüm sürecine en başından beri karşı halen de devam etmekte karşıtlığı. Bu durum akp'yi desteklemediği anlamına geliyor. Yolsuzluk politikasını ve daha nicesini saymıyorum bile.
CHP yönetimi ve özellikle o genel başkan yardımcısı PKK dostudur. Sehıtlerle ilgili tek bir açıklama yapamamıslardır. Önümüzdeki PKK dururken işid'den söz etmeye devam etmektedirler.
Ha bunları yazdığımdan dolayı beni akp'li veya MHP'li sanmayın. Ben sadece namuslu bir türk'üm.
Artık durumun sağ sol davasından daha öte olduğunu anlamalıyız. oradaki sağcı solcu kavgası değil PKK-Türk çatışması olmuştur. Hani bir şair demişti: "zorbanın biri gelip kardeşinizi öldürüyor. Nasıl olsa bana dokunmaz diye ses cıkarmıyorsunuz. iyi bok yiyorsunuz."
Benimdir. Haftanın her günü çalışmak zorunda kalınılan bir işte çalışıyordur. Bazılarının bir aydaki izin günü sayısı onun bir yıllık toplam izninden fazladır.
Tüm bunlar hadi neyse de çevresinin "ah çok yoruluyorsun" diye ona acıdığını söylemesi de daha çok zoruna gider.
cengiz aytmatov'un demin bitirdiğim kitabı. küçük bir çocuğun hayallerinde nelerin nasıl olduğunu çok güzel anlatıyor. saçma da olsa keşke o beyaz gemiye ulaşabilseydi dedim. yalnız sonu çok fena bitti.
kitap insanların doğa ile mücadelesinde doğayı mahvetmeye gittiğini anlatsa da aslında dönemin sovyetler birliği'ni eleştirdiği görülebiliyor.
kitabı okuduktan sonra: "daha önce okuduklarım da kitapmıymış" dedirtir. karamazov kardeşlerdeki ivan'ın gördüğü hayallerde bile bu kadar güzel betimlemeler yoktu. ayrıca 100 temel arasındaymış.
hümanist güruh tarafından dışlanan türktür. kendi ırkını sevdiği ve kültürüne sahip çıktığı için neonazi gibi değişik sıfatlara konur. türk ırkı vardır bu yüzden türk ırkçılığının da olması normaldir. çünkü kendi milletini sevmeyen diğer milletleri de sevemez.
Ne kadar çarpıcı olursa olsun oy kazandırmayacak cehepe projesi. Bizim halkımız oy verirken sadece kendini düşünür, benden sonra gelecek evladım nasıl bir ülkede yaşayacak diye düşünmez. Bu projede uzun yıllar sonra amacına ulaşacak bir proje.
Bu yüzden asgari ücreti su kadar yapacağız, şuna şu kadar maaş bağlayacağız gibi popülist vaatler verilmelidir (!).
izmir'de yunanlara ilk kurşunu atan kahramanızdır. çocuklarımız tarafından wolverine, ironman kadar tanınmaz. onlar ne kadar kurguysa hasan tahsin o kadar gerçektir. kendisi seçkin askerlerden oluşan bir yunan alayına kurşunu sıkarak direnişi başlatan bir gazetecidir. bugün ona buna yaranacam diye köşeyazılarında yalakalık yapan kalemlerden değildir. türkçü olması bunun teminatıdır.
biz ilkokulda: "baba öğretmen bana kızdı dediğimizde", "kim bilir sen ne yaptın öğretmenine aman ha saygıda kusur etme derlerdi." o günden sonra hiç bir öğretmenime sesimi bile yükseltmedim. şimdiki veliler de öğretmene saldırıyorlar. o çocuk sence yarın sana saldırmayacak mı? çünkü sen o çocuğa dünyanın en değerli varlığına saldırmayı öğrettin.
bu yazıyı okumanızı öneririm: http://www.marashabermerk...-ve-egitmene-verilen-onem