çok yakında yeni grubuyla* birlikte ''istanbul'' ismini verdiği şarkısının klibiyle piyasaya geri dönüş yapacak olan müzisyendir. ayrıca kendine ait bir twitter hesabı da açmıştır.
benim favorim bu sitedir. bir çok efsanevi oyun mevcuttur. diğer sitelerdeki gibi sorun yaratmıyor, bütün oyunları açıyor. çocukluğuna dönmek isteyenler için idealdir.
dexter'ı kötü karakter olarak tanıyan insanlar varmış, bana bunu öğretti bu anket. fiyaskodur. bilakis; kötülerin cezalandırıcısıdır bizim genç seri katilimiz, punisher misali. onun dışında;
bu albümü almak için 1 sene beklemek ayıptı, en azından benim için. an itibariyle elimde ve yeni baştan dinlemek lazım. gerçekten insan ruhunu dinlendirebilen yegane albümlerden birisi. henüz hiç dinlememiş olanlara, en azından malt ile olan düet ara sıra bazı bazı isimli efsane şarkıyı dinlemelerini öneririm. orijinalinin yerini tutmuyor belki ama benim favorimdir kesinlikle. nilüfer'in sesi zaten kusursuz.
allah falan affetmesin, bayağı şekilsiz, biçimsiz bir şey lan. dün twitter'da mention attım buna, söylediklerini ciddiye alıp. sonra videoyu da izledim de düşündüm: hepimize, herkese ayrı bir şekil veren allah, böyle bi tip, böyle bi şekil yaratmış olamaz amk. taşak geçmiyorum, ciddiyim: hiçbir yaratık, bir fille dahi sikişse bu tarz bir şekle bürünemez. olmaz, olamaz. hangi japon icad etti lan bunu?
normal insanların sıkça birbiriyle karıştırdığı iki farklı terimdir. asosyal insan kendi isteği çerçevesinde kalabalık ortamlarda, toplumda bulunmayı sevmeyen bireye verilen ad, sosyal fobi ise istem dışı yaşanılan; insanların bulunduğu ortamlarda yer almaktan korkan, devamlı halde kaygı duyan kişilerin sahip olduğu bir anksiyete bozukluğudur.
kendimden biliyorum, ileri derecede bir sosyofobik olarak, dışarı dolaşmaya, yemek yemeye vs. gittiğimde fazlasıyla sıkılır, bunalırım. bir arkadaşla herhangi bi' ortama oturup sohbet etmek veya kız arkadaşla* el ele dolaşmak yerine genelde elleri cebinde, sürekli olarak düşünceli bir şekilde sakin ortamlarda yürümeyi tercih eder bu tipler**
asosyal şahıslar ise sırf kendi zevkine uymadığı için, ısrarla, belki de götünü kaldırmaya üşendiği için bu tarz ortamlardan kaçarlar. çok acayipler lan. hiç normal bir davranış mıdır bu?**
uzun lafın kısası; ikisi de zordur ulu ahali. ama şikâyetçi misin bu durumdan derseniz, ''haaayır!'' kendi halimde, kendi istediğim şeyleri yapmak varken, neden diğer insanların yapmak zorundaymış gibi, sanki zorunluymuşçasına katıldıkları eylemlere eşlik edeyim kardeşim? normal olan işte budur, siz pislikler sevimsiz, sığlığın dibine vurmuş, sıkışmış eğlencelerinize devam ederken, sosyofobik yaratıklar dünyayı çözecekler. hiç bakmayın, elbet bir gün çözecekler. belki kaygılarıyla, belki normal insanlara çaktırmadığı fikirleriyle, belki de tek başına eşlik ettiği o yalnızlık kokan şarkılarıyla, öyle ya da böyle çözecekler. bekleyin, anlamsız ve içi boş zevklerinizde göremediğiniz, bulamadığınız matematiğin çözüleceği günü bekleyin.
ayrıca, bir de özgüven eksikliği var ki ona başka zaman değineceğiz.
edit: bir özel mesaj sayesinde aldığım bilgiye göre, sosyal fobi, asosyalliğe neden olan etmenlerden biriymiş. moralim bozuldu vallahi.
dün akşam izlerken kahkahalar attığım dizi, gerçekten oldukça başarılı. bilhassa ahmet kural diğerlerine nazaran daha iyi bu projede. mimikleri hafiften jim carrey'yi andırıyordu sanki* benim şahsen hoşuma gitti, takip edin derim ağalar*
sevgili atsız ata hüseyin nihal atsız kendisinin aşağıdaki entrysini görseydi: şu tepkiyi verirdi: ''sen benimkini görseydin, görseydin böyle düşünmeyecek, böyle demeyecektin.''
feridun düzağaç ve erhan güleryüz'ün sohbeti esnasında ortaya çıkmış tanımlama. iki tane odun gibi, içlerine binlerce terk edilmiş erkek kaçan ve ''iflah olmaz pesimist'' adam yan yana gelirse ne çıkar ortaya başka? ne çıkar olm? çıkmaz, sadece bu çıkar işte. bir diğeri için;
bu adamların değerini az kişi biliyor tabii, ortam müziklerinin altına giren dallamalarla dolu türkiye nitekim. kendilerini ''sanatçı'' olarak görmemeleri, ''gerçek sanatçı'' olduklarını da ortaya koyar. çok çok sevdiğim iki müzisyenin yarattığı bir tabirdir şaka bi yana.
ne mutlu ki hürriyet gazetesi'ne verdiği röportaj da sağlığının iyiye gittiğini, sıkıntılı günleri geride bıraktığını söylemiştir. önümüzdeki günlerde 1 yıl sonra ilk kez ankara'da konser verecektir.
hali hazırda kendisini türkiye'nin en iyi dizisi olarak görsem de, ercüment çözer karakterini canlandıran nejat işler önümüzdeki sezon olmazsa, bir daha izlemeyeceğim dizidir. fatih artman'la tartışmış da, diziden ayrılabilirmiş falan filan. biz anlamayız ahali, ercü'yü o dizide tutacaksın sevgili ercan mehmet erdem. bak, ercüment diyorum; çözer diyorum. ercüment çözer, hepinizi çözer. hayır yahu, anlamadığım o harun dallamasına ne oluyor. mertebeni bil, dana.