öpüşmek herkes için ayıptır ya da değildir. onu ayıp yapan ya da yapmayan türbanlı ya da türbansız olması değildir. ama daha dikkatli olmaları lazım fikrinin dini ya da sosyolojik bir dayanağı ne yazık ki yok.
insanların elinde olan ya da olmayan sebeplerden dolayı onlarla dalga geçmek çok ayıp. benim de kocaman kulaklarım var o zaman her an ben de internette "adsl e meydan okuyan genç" diye fotoğrafı mı bulabilirim. peki bu etik mi? asla.
kimin dediğini hatırlamıyorum, internette okumuştum diyodu ki: biz 10 binler kazanan oyunculara ağlarken, sokakta çöpten yemek bulmaya çalışanlara tiksintiyle bakarız. sebebi muhtemelen kültür seviyesi, biz ekranda gördüklerimizle katarsis yaşamaya çalışıyoruz. tabi akşamları evde quantum mekaniğini araştırın demiyorum ama; beynimiz, uyuşturulmaktan fazlasını hak ediyor.
üniversitelilerin en büyük problemi kendilerini farklı kaynaklardan beslememeleri. uzmanlığıyla ilgili meseleyi teorik ve pratik anlamda araştırmalı, gerçek hayata uygulanabilirliği mevzusunu mezun olmadan bitirmelidir. ama genelde bunu mezun olduktan sonraya bırakırız, bu da sadece vakit kaybına sebep olur.
bence bu "sallama çay" olayını fazla ciddiye alıyoruz. yani sonuçta herkesin bir damak zevki var. mesela ben bergamot aromalı çayı çok severim, bir arkadaşım da kaçak çaya bayılır. yani aslında bence olay o çayın sallama mı, değil mi olduğu değil; ne tür bir çay olduğu. ama tabi bu konuda bir duayen sayılamayacağımdan net bir şey söylemem de yanlış olur.
doğumdan önce bir ton cefasını çeker. keza bebekken, çocukken, ergenken, gençken ve hatta olgun bir bireyken bile cefasını çeker. ama buna karşılık sesini dahi çıkartmaz ve hatta mutlu olur. çünkü anne, evladını karşılıksız sever. canından çok sever. onun için yaşın 3 yada 30 olsun hiç fark etmez. her durumda senin için her şeyi yapabilecek yegane canlıdır. anne, candır.
cennete ancak Allah'a gerçekten iman edenler gidecek. iman etmek, kabaca, tam anlamıyla tatmin olarak inanmak demek. insan, tam anlamıyla inandığı, kafasında, hakkında hiç bir soru işareti olmayan şeye inanır. yine kabaca, kimse yer çekimini sorgulamaz çünkü gayet açık ki var. bu durumda iman eden biri için beklenen durum, O'nun söylediklerine inanması vs. dır. yani aslında ayrımı hristiyan girer mi? müslüman çıkar mı? şeklinde değil de iman etmiş mi yoksa etmemiş mi diye yapmak daha doğru bence. isimlendirmenin bir önemi yok. ne yani adam yıllarca en kral müslüman olarak yaşasa ama inandığı dinin ismini hıristiyanlık diğerinin ismini de müslümanlık sansa olmayacak mı? hem zaten isteyen istediği yere girer herkes bu konuda özgür, ki zaten öyle olmalı.
aslında laptop ısısı oda sıcaklığındaki bir damacana suyun ısısından daha düşüktür. ve biz serinlemek için su içiyoruz. demek ki su içmek yerine laptop a sarılsak daha iyi olacak nispeten ferahlarız. beyin bedava.
her ideolojinin mutlaka eksik yanları vardır ve fikirlere körü körü bağlanmak bizi de eksik yapar. onun için aşırı sağcı, aşırı solcu, yada aşırı muhafazakar vb olmaktansa iyi ve doğru yanlarından bir sentez oluşturup o bütünle hareket etmekte fayda var. hem bu sayede savunduğumuz şeyin sempatizanı olmaktan çok haklı destekçisi olabiliriz ki zaten günümüz toplumumuzun iletişimsizliğinin sıkıntılarından biri de bu: insanlar ne anlattığını yeteri kadar bilmediğinden iletişim kurulamıyor. oysa tek yapılması gereken ne savunduğunu bilmek. zaten ancak bu şekilde bir bilgi havuzu oluşturarak daha iyi yerlere gelebiliriz.
oz büyücüsü gibi reel dünyaya bir türlü ayak uyduramamış yada uydurmasına müsaade edilmemiş insanların son özgüvenlerini klavyenin ardından insanlara sunma psikolojisi. aslında böyle insanlara çok kızmamak lazım yaklaşmayı bilirsen zararsızdırlar ama tabi ki zavallıdırlar.
günümüz çocuklarının obeziteyle mücadelesinde faydalı olabilecek bir yöntem denemekte fayda var. zaten zayıflamasalar bile en azından sesleri kesilir sevgili ergenlerimizin
soruşturma suçlu insanların göz altına alınıp sorgulanması demek değildir. soruşturma için alınanlar olayın ayrıntısıyla ilgili bilgi alış-verişi hatta belki de yardımlaşma için çağrılmış olabilir. onun için sakin olup olayla ilgili yapılacak açıklamayı beklemekte fayda var. sonuçta kimse bir şey bilmiyor ne desek boş.
eskiden Kastamonu'ya bağlı olan, halk arasında bilinenin aksine istanbul'un yedi tepesinden biri olmayan ama gerek konumu gerekse enerjisiyle istanbul ruhunu en derin yaşayan ve yaşatan yerlerden biri olan güzel tepe.
bu soruşturmayı özel yetkili savcı emniyet müdürlüğü aracılığıyla yürütüyor hatta gizlilik için federasyona daha hala bilgi bile verilmiyor. bu tip, kötü niyetli olmasa da düşüncesizce söylenen sözler Türk sporunu kötü yönde etkiliyor ve kapatılması güç yaralar açılmasına sebep oluyor. her ne kadar biz inanmak istemesekte artık federasyon vb. kurumlar bağımsız ve tarafsız görevlerini yerine getirmeye çalışıyorlar. onun için bu tip spekülasyonlara fırsat vermeden sorunların çözümü için çabalarsak bundan Türk sporu yararlı çıkacaktır. sağduyulu olmakta fayda var.
aslında hepimizin ihtiyacı olan kelime grubu. insanlar başkalarının ne düşüneceğini yada düşünmeyeceğini düşünmekten yaşamaya fırsat bulamıyorlar. oysa ki herkes bir başkasına zarar yada zahmet vermediği sürece dilediği gibi davranmakta ve yaşamakta özgürdür, en azından öyle olmalıdır ama önümüze sunulan kalıplara girmeye çalışmaktan daha kendimizi tanımıyoruz bile. içimizden geldiği gibi yaşamak varken ne diye bize ait bile olmayan fikirler uğruna harcayalım ki ömrümüzü. "hayat kısa, kuşlar uçuyor" diyor ya cemal süreya... hayat bize verilmiş çok büyük bir hediye hiçbir şey için heba etmeye değmez.
cinsellik temel anlamda içgüdüsel bir rahatlama sağlasa da aslında alt metinde çok kapsamlı bir mevzu. cinsellik 10 dk süren ve ilkel içgüdünün tatminiyle sonlanan bir süreç değildir. cinsellik; aynı anda mutlu olmak, heyecanlanmak, korkmak ama buna rağmen delicesine arzulamaktır. cinsellik sadece tenlerin temas etmesi ve vücutların birleşmesi değil, aynı zamanda ruhlarında bu sinerjiye katılarak kusursuz bütün oluşturulmasıdır. cinsellik, kainatın döngüsüne katılmaktır. cinsellik aslında yok olmaktır.
kapitalizmin tüketime yönlendirirken kullandığı en yaygın yöntemdir ihtiyaç olmayan şeyleri ihtiyaçmış gibi göstermek. d smart ta sağolsun diğer muadilleri gibi belki de hayatımız boyunca hiç merak etmeyeceğimiz programları hayatın sırrını veriyormuş gibi bize pazarlıyor. bence insanlar tv izlemek için para ödememeli