--spoiler--
oynatmaya az kaldı doktorum nerde..
bir sürücü (driver olan) yüzünden çıldıracağım...
--spoiler--
tam da bu haldeyken imdadıma koşmuş "sistem geri yükleme" denesene diyerek sorunumu halledecek fikri bana vermiş olan yazardır. söz verdi. gülmeyecek. *
Ankara üniversitesi, dil ve tarih coğrafya fakültesi ingiliz dili ve edebiyatı bölümünden mezun olduğu 1958 yılından sonra uzun süre çeşitli el sanatlarıyla ilgilenen sanatçı,düzenli resim çalışmalarına 2003 yılında ünlü sanatçı hikmet çetinkaya'nın atölyesinde başlamıştır.
sanatçı, çalışmalarını bugün de aynı atölyede sürdürmekte, aynı anda çeşitli karma sergilerine de katılmaktadır.
eserlerinin bir bölümü özel koleksyonları süsleyen sanatçı, ilk kişisel sergisini 2010 yılında açmıştır.
sözlük yazarlarının keyif için onlarca video, resim paylaşımınıda bulunurken belki de başka bir insanın hayatını değiştirebilecek konularda duyarsız davranması..
deli ediyor. yapacağınız sadece kısacık bir video izlemek. zor değil...para da ödemiyorsunuz.
onca paylaşımın içinde çok mu acaba?
her an hepimiz engelli adayıyız. lütfen bunu unutmayalım ve paylaşalım..
ya anlamak öyle güç ki. eğleniyorsunuz tamam. laylaylom. fakat acaba hanginiz yarın bir arabanın kendisine çarpmayacağından yüzde yüz emin olabiliyor. kim gece yattığı zaman sabah sağlam kalkacağından emin...
eminseniz salaksınız zaten. bu kadar da net...
belki bu başlık hemen kaybolacak sol frame in ıssız karanlıklarında. belki de içinizde hala bir parça insanlık kalmıştır. iki tık yapacaksınız tamamdır yahu. iki saniye kızlarla ilgili entry girmeseniz, iki saniye saçma sapan dandik troll başlıklarına laf sokmasanız....
selahattin özdemir e ait sözleri olan ve kamuran akkor'dan nejat alp'e, tüdanya'dan * atilla kaya'ya kadar bir çok kişinin yorumladığı eser.
sözleri de böyledir.
bir gönül nedir ki senin sevgine
canımdan can iste ömrümden ömür
yeter ki sev beni anla hep böyle
canımdan can iste ömrümden ömür
canımdan can iste ömrümden ömür
dünyayı versem de senin için az
hiç bir şey aşkıma bedel olamaz
sen böyle sevdikçe etmem itiraz
canımdan can iste ömrümden ömür
canımdan can iste ömrümden ömür
sen verdin gönlüme bu mutluluğu
seninle buldum ben bak huzurumu
aşkınla anladım var olduğumu
canımdan can iste ömrümden ömür
canımdan can iste ömrümden ömür
türkçe'de iştah sapması anlamına gelen sözcüktür. doymaz iştah hastalığı olarak da adlandırılabilir.
yunanca'da "öküz gibi acıkmak" anlamına gelir.
kişi bazı koku ve tatlardan hoşlanmazken bazılarını sever. tat algılayıcılarının duyarlılığı azalmıştır. daha tatlı, ekşi, veya tuzlu yiyecekler ilgisini çeker. iştah sapması bazen aşırı derecede olur ve tebeşir, kömür ve toprak yemeye yönelebilir. gebelerde ve düzensiz diyet uygulamaları yapan genç kızlarda görülür. **
orhan gencebay'ın çilekeş albümünden bir parçadır. hani dersiniz ya "yahu bunu benim için yazmış. aslında senden haberi bile yoktur. adam aşkı güzel anlatıyor yahu.
sözlerine de bakalım.
her gecen gun gonlumun feryadı yuk seriyor
gozum senden baska hiç kimseleri gormuyor
büyümü yaptın yoksa bana gonlum boyle seviyor
seni boyle sevecegim hiç aklıma gelmezdi
bu dunyada kimse senin verdiğini vermezdi
sen gonlumde bir fırtına bir kasırga bir volkansın
sen hayatı yasamayı sevdiren tek anlamsın
dünde bugunde hep sen vardın yarın yine sen varsın
tanrım bu dünyadaki herseyi çift yaratmıs
daha ben düm doğmadan alnıma seni yazmıs
ben de senin sende benim olsun diye yaratmıs
sen gonlumde bir fırtına bir kasırga volkansın
sen hayatı yasamayı sevdiren tek anlamsın
sen gonlumde bir fırtına bir kasırga bir volkansın
sen hayatı yasamayı sevdiren tek anlamsın
dünde bugunde hep sen vardın yarın yine sen varsın
orhan gencebay'ın emrin olur albümündeki şarkılarından biridir. çok da güzeldir.
sözleri de işte böyledir.
bilmem ki bilemem ki sonumuz ne olacak
belki de bir mucize bize de rastlayacak
her derdin bir çaresi var elbet biliyorum
bir gün bulurum diye sabırla bekliyorum
ne olacaksa olsun bizim halimiz
biz böyle kadere layık değiliz
her gün türlü çileyle acıyla yaşıyorum
bunca yıldır nasılda yaşadım şaşıyorum
atarım desem atamam bende can taşıyorum
her gün buna kanaat yeniden başlıyorum
ne olacaksa olsun bizim halimiz
biz böyle kadere layık değiliz.
olayı gerçekleştiren babasının "annesi uyuduktan sonra ağlamaya başladı. altını ıslatmıştır diye değiştirdim, biberonla mama verdim ama susmadı. sinirlendim ve elimdeki biberon şişesiyle 3-4 defa kafasına vurdum. hala ağlamaya devam ediyordu. bacaklarını ısırdım. sesi kesilince de odasına götürüp yatağına yatırdım" sözleriyle anlattığı dehşet verici olaydır.
bebeğin annesini de kimseye söylememesi için tehdit etmiştir.
diyarbakır'da dünyaya geldi. eğitimini sürdürmek için tebriz'e geçti ve burada dede ömer ruşeni'yi tanıdı. kahire'de halveti tarikatının şubesi olarak ilk gülşeni dergahı'nı kurdu. yavuz sultan selim'in mısır fethinden sonra sefere katılan birçok yeniçeri ve sipahi kendisine bağlandı. kanuni sultan süleyman tarafından istanbul'a davet edildiğinde 104 yaşındaydı. mısır'a döndükten kısa bir süre sonra 1553'de vefat etti. *
1955 yılında bursa seç koy'de dünyaya geldi. ünlü ressam ibrahim balaban'ın oğludur.
ilkokul'u seç köy'de ortaokulu bursa'da okudu. lise ve üniversite eğitimini istanbul'da tamamladı. on beş yıl çeşitli özel şirketlerde çalıştıktan sonra, iki arkadaşıyla bir şirket kurup bu işi 6 yıl süreyle yürüttü.
1997 yılında ticari ve mekanik işlerin sanatçı ve hassas yapısına uymadığına karar verip ortaklıktan ayrıldı. bu zor kararı almasında kendisine, eşi ve babası destek oldu.
doğduğundan beri resim ve sanat ortamı içinde büyüyüp yetişen sanatçı, kendini bildiğinden bu yana resim yapmakta olup son 10 yıldır tümüyle resimle uğraşmaktadır. babasının toplumcu, soyut ve figuratif çizgisini sürdüren ressam, bugüne değin 70 kadar tablo ve 100'ün üzerinde desen üretti. bu yapıtların 60'dan fazlası özel ve tüzel koleksyonlarda yer almaktadır. *
sait mingü, 1977 yılında istanbul'da doğdu. mimar sinan üniversitesi, resim bölümü'nden mezun oldu. 2001-2006 yılları arasında güzel sanatlar/saatchi& saatchi'de sanat yönetmeni olarak çalıştı. 2006 yılından bu yana kişisel atölyesinde resim çalışmalarına devam eden ressam sait mingü, 2007 yılında kırmızı ardıç kuşu adındaki ilk kişisel sergisini açtı.
idgsa'ya bağlı uesyo grafik sanatlar yüksek okulu'ndaki öğrencilik yıllarında edip hakkı köseoğlu, sabri berkel, nurullah berk, emin barın ve yurdaeraltıntaş gibi konularının otoritesi sanatçı hocaların öğretiminden yararlanma olanağı bulmuş, 38 yıllık sanat yaşamında çeşitli atölyelerde çalışmış, yurt içinde ve dışında birçok sergiye katılmıştır.
çalıştığı konuları plastik ifade kavramı sınırlarını zorlamadan, kendine özgü bir yapıda oluşturan sanatçı, tekniğin tüm olanakların yararlanmaktadır.
geometrik bir yapı, yarı kübist bir işçilik ve renk yelpazesini kullanımındaki özgür yaklaşımıyla konuyu soluklandırmakta, çalışmanın bütünlüğünde apayrı bir dil oluşturmaktadır.
on iki yaşından itibaren ahşap işlemeyi öğrenerek heykel sanatıyla ilgilenmeye başladı. 1898-1904 yılları arasında bordeaux güzel sanatlar okulu'nda heykel eğitimi gördü. aynı zamanda resimle de ilgilenmeye başladı. gauguin ve cézanne'dan etkilendi. ilk kişisel sergisini 1910 yılında açtı. dört yıl sonra paris'e taşındı.
sanat hayatının başında resimleri fovist stilde idi ama sonra kubizm stiline döndü. 1912' de o zamanki avangard akımın başında bulunan "seksiyondor" grubuna katıldı ve grubun galerisi olan "salon de la section d'or" 'da eserlerini sergiledi. bu grupta yeni modernist akımın başta gelen sanatçılarından gleizes, villon, duchamp, metzinger, picabia ve la fresnaye bulunmaktaydı.
birinci dunya savaşı'nda askere alındığı için sanat hayatı aksadı. 1917de terhis olduktan sonra sanatsever "leonce rosenberg" tarafından desteklenen bir grup kubist artist arasına girdi. 1918'de nouvelle revue française, adlı bir sanat dergisi yayınlamaya başladı ve bu dergiye 1940 kadar sanat kuramı hakkında yazı katkılarında bulundu. 1918 ile 1920 dönemlerinde notre-dame des champs akademisinde hocalik yaptı ve sonra diğer paris sanat akademilerinde de öğretmenlikte bulundu. 1922de montparnasse'da kendi adına bir sanat akademisi kurdu.
lhote fransa'nın içinde ve çok sayıda dış ülkelerinde yüksek öğretim sanat akedemilerinde konferanslar verdi. bunlar arasında belçika, i;ngiltere, italya, mısır ve brazilya bulunmaktaydı. kendisine sanata üstün katkısı nedeniyle dolayısıyla 1955de fransız "grand prix national de peinture (resim milli büyük ödülü)" verildi ve unesco heykel komisyonu tarafından "uluslarasi ressamlar, gravürcüler ve heykeltraşlar birliği" başkanı seçildi.
lhote 24 ocak 1962 paris'te öldü. *
1939 yılında kırklareli'de doğdu. ortaokul ve lise dönemlerinde sırasıyla ömer hatipoğlu, turgut zaim, cemal bingöl ve eşref üren'in öğrencisi oldu. 1963 yılında arkeoloji öğrenimini tamamlayan sanatçı, üç yıllık bir asistanlık döneminden sonra kendini tamamen sanata verdi.
1967 ve 1997 yılları arasında yurt içinde 65 kişisel sergi, yurtdışında londra, marsilya, allasio segileri, son beş yılda amerika birleşik devletleri'nde sergiler açtı. 1999 yılından beri doku sanat galerileri ankara ve istanbul şubelerinde kişisel sergilerini açmakta olan sanatçı, şu ödüllerin sahibidir:
1972 türkiye suluboyacılar grubu yarışması ikincilik ödülü
1974 ankara sanat grafik yarışması başarı ödülü
1975 ankara sanat grafik resim yarışması başarı ödülü
1980 sanatçılar kulübü kuşağının en başarılı suluboya ressamı ödülü
1993-1995 the art league american landscap yarışması büyük ödülü (washington dc)
mitolojide intikam tanrıçalarıdır. alekto (barışmaz öfke) ,tisiphone (kan gütme) ve megaira (nazar değdiren kıskançlık) adlı üç erinys vardır. uranos'un kronos tarafından kesilen testislerinden akan kanın toprağa değmesi sonucu doğmuşlardır. bilinen en kadim tanrılardır.
genç kuşak tanrıların otoritesini kabul etmezler. saçlarının arasında yılanlar vardır, ellerinde meşale ya da kamçı tutarlar. suç işleyenin peşine takılıp sonsuza dek kovaladıktan sonra çıldırtan dişi köpeklere benzetilirler. asıl işlevleri suçun cezalandırılmasıdır.
öbür dünya inancının yerleşmesi sonrasında cehennemin kraliçeleri olarak adlandırılmaya başlandılar. * **
romanın yedi tepesinden biri (46 m); şehrin güneybatı ucunda tiber ırmağının sol kıyısındadır; dar bir vâdi ile ayrılan iki küçük sahanlık meydana getirir; şehir dördüncü tepededir.
ama pomeriuma, yani sitenin dinî çevresi içine ancak imparator claudius devrinden sonra girdi. imparatorluk şehrinin (urbs) 12. ve 13. kesimlerine tekabül ediyordu. kısa zamanda bir halk mahallesi oldu. patriciuslara karşı olan ayaklanma sırasında (i;sadan önce 494'de) plebeiusların bir kısmı, aventinusa sığınmıştır. *
oyuncu kadrosunda alex kingston, dean andrews ve shelley conn'un oynadığı doğaüstü bir olayı ele alan itv kanalı dizidir.
konusu:
"marchlands, aslında bir hayalet öyküsü. alice'in marchland'deki hayaleti, aynı evde farklı dönemlerde yaşamış olan (1968, 1988, 2010) üç ailenin hayatını kabusa çevirmiştir. bu heyecanlı oyun, ruth'un, kızının trajik ölümünün gizemini çözerek alice'in ruhunu özgürlüğe kavuşturmak için çıktığı yolculukla devam eder." *
ecdat levhası tahtadan yapılmış çoğu zaman üstü lake, küçük bir levhadır. 10 veya 20 cm eninde en azından iki misli uzunluğundadır. bu levhanın üzerinde ölenin adı, çoğu zaman ünvanı yazılıdır. bazen geleneğin ona tayin ettiği yeri ve diğer özellikleri de kaydolur.
Çin halk inancına göre, ölenin ruhunun özellikle kurban adarken horoz kanıyla canlandırıldığında levhanın üzerinde bulunduğuna inanılır.
varlıklı ailelerin ecdat levhası, klanın tüm üyelerinin bir arada bulunduğu ecdada adanmış özel bi tapınağa konur. yoksul ailelerde ise oturma odasının kuzey tarafına dayalı etrafı tütsü ve başka eşyalarla çevrili bir masanın üzerine konur.
levhalar aile içindeki hiyerarşiye göre dizilirdi.
bir erkeğin levhasının yanında genelde en önemli eşinin levhası bulunurdu. levha sayısı ne kadar çok olursa, aile ecdadından o denli gurur duyuyor demektir.
evli bir kızın levhası, ondan önce ölmüşse eşinin yanına konur. ancak evlenmemiş bir kızın levhası kesinlikle ailesininkilerle bir araya konulamaz. bu durumda sözde bir evlilik yapılır.
iki seçenek vardır.ya aileden evlenmeden ölen oğullarının kendi ölen kızlarıyla evlendirilmesi istenebilir, ya da yaşayan bir erkekten aynı istekte bulunulabilir. bu durumda erkek dul sayılır ve aileden başka bir kızla evlenebilir.
evdat levhasını koymak için üçüncü bir seçenek vardır. bir budist tapınağının, para karşılığı özel olarak bunun için ayrılmış bölümlerden birine koymak.
çin halk cumhuriyeti tapınaklardaki ecdat kültünü yasaklamıştır ve evlerde de yapılmasını istememektedir. aslında bu insanların devlete olan bağlarının aile bağlarından daha güçlü olmasını sağlamak amaçlı bir politikadır. *
bu meyve bir elin parmaklarına benzer çıkıntıları olan garip şekilli bir turunçgildir. güzel koktuğundan odalara konulur ancak yenilmez. çin erotik edebiyatında erkek cinsel organına benzetilir. genellikle başka simgesel bitki ve hayvanlarla tasvir edilir. dev bir şeftali, br nar ve buda eli meyvesi getiren bir çocuk resmi " uzun bir ömrünüz, birçok erkek evladınız olsun ve tüm mutluluklar sizin olsun" dileğini simgeler. *
budanın altında aydınlandığına inanılan ağaçtır. kıvrık, uzun, kalp şeklinde yaprakları vardır. buda'nın bu ağacın altında otururken görüldüğüne inanılır. *
tehlikeli ilişkiler,süleyman demirel mason, bana sağın cinayet işlediğini söyletemezsiniz, üç kilo pamuk=bir paket sigara-
sülün gibi yeğene ve aileye mahsustur, alem yine ol alem, devran yine ol devran trt ve belediye çeşitlemesi ve anayasal söylencel bölümlerinden oluşan hayrettin bulut' a ait kitaptır. tam adı "demirel'in hikayesi 32 kısım tekmili birden" dir.
Süleyman demirel iktidarını oldukça sert bir dille eleştiren yazar, kitabıyla o dönemdeki siyasal ve ekonomik gelişmelere de ışık tutmuştur. tabi gelişme denirse. *