her kurban bayramı öncesi yok "kurban kesmek hayvanlara yapılan işkencedir", yok "hayvan kesmeyi bayram ilan etmek" gibi hiç bir amaca hizmet etmeyen, sadece 3-5 gün tartışılacak olan konular.
müslüman olmaması sebebiyle o şekilde konular açan kişinin görüşü kendine göre mantıklı gelebilir normaldir ama bu şekilde neyi başaracak anlamak zor. kardeşim sen zaten müslüman değilsin, illaki bok atacaksın islam'a ama bunu hayvansever kisvesini kullanarak yapmasan daha iyi olur. hayvanların kesim şeklini eleştirmek mantıklıdır. buna herkes katılır. ama vejeteryan bile olmayan bir kişi kalkıp da saçmalamasın. vejeteryan ise de bunu sadece kurban bayramı öncesi gündeme getirmesin. tüm yıl boyunca aynı tavırda entry girsin de samimiyetine inanalım.
iki tam kare olan sayının ya da ifadenin birbirinden çıkarılmasıdır. bu tür ifadeler çok kolay çarpanlarına ayrılır. ifadelerin karekökleri bulunur ve bunlar bir toplanarak bir de çıkarılarak birbiri ile çarpılır.
(bkz: evrim akın)
tamam çocuklara yönelik hareketler ve filmler de olmalı ama bu mudur arkadaşım eser? çoluk çocuk kaliteden anlamaz diye saçma sapan film yapılır ama burada evrim akın niye oynar anlaşılmaz. şöyle oturup seyrettiklerinde acaba eseriyle gurur duyuyor mu merak içindeyim. avrupa yakası nere bez bebek nere?
yerli dizilerimizde belli bir zaman sonra en sonunda istanbul'a doğru yapılan göç akımıdır.
şimdi efendim dizimiz köyde veya istanbul dışı bir yerde başlıyor. gayet ağalı, konaklı, ve yahut normal bir karadeniz dizisi. tamam buraya kadar anladık. anadolu insanımızı da kazanmış oluyorlar veya o yörenin insanını da "bakın bizim memleket çıkıyor" diyerekten diziye bağlıyorlar.
ulan sonra ne oluyorsa artık, birileri köyden ya da şehirden çıkıp istanbul'a geliyor ve akabinde hurra tüm filmde gördüğümüz cemaat da oraya taşınıyor. her karaktere de kıldan tüyden bir sebep buluyorlar nasıl oluyorsa. bunun sebepleri neler olabilir, niye seyircisini aldatır bu yönetmenler diye düşündüm aklıma iki sonuç geldi.
1- film ekibi veya başrol elemanları oralarda sıkılıyor. istanbul'a gelmek için senaryoyu o yönde kanalize ediyorlar.
2- artık köylerde veya çekim yapılan istanbul harici yerde çekecek konu veya mekan bulamıyorlar yeni aksiyon katmak amacıyla ve görüntüler çeşitlensin diye istanbul'a geliyorlar.
ezo gelin'de, sıla'da ve kavak yelleri'nde gördüm bunu. ama seyretmediğim filmlerde de vardır belki. taa eskiden aşkına eşkiya (bkz: alişan) vardı. eh yani eşkiya diyorsunuz hem, hem de onu bile dağlardan istanbul'a getirip 2. bir aynalı tahir vakası yapıyorsunuz. aşkına eşkiya değil de, şaşkına eşkiya. bir de berivan aklıma gelenler arasında.
zaten yapımcı veya yönetmenlerin döneklikleri sadece bununla sınırlı değil. sıla gibi berdele karşı mesaj verme kaygısıyla başlamış bir dizide -ki sırf bu dizinin reklamını yapmak için kıytırıktan berdel haberleri yayınlayan atv ana haberi de unuttuk sanmayınız- iki elemanı birbirine aşık ederek; berdeli, bir anda iyi bir şeymiş gibi göstermesi, hangi akla hizmet işler yaptıklarını merak etmemi sağlamıştır.
bu "dön dolaş istanbul'a gel" kısır döngüsü hiç de iyi bir durum değil. sosyolojik açıdan bakarsak köyden kente (hatta sadece istanbul'a) göçü pompalıyor bence.
oks; bugünkü şekliyle amaç haline geldiği için, ilköğretimin çocuğu hayata ve bir üst
öğretim kurumuna hazırlamak olan temel görevini yerine getiremez hale gelmesine zemin
oluşturmuştur. özellikle ilköğretim düzeyindeki çocukların hayata hazırlanması vazgeçilmez
ve öncelikli öneme sahiptir. oks; 2004 yılından beri kademeli olarak yenilenen öğretim programlarının ön
gördüğü ölçme - değerlendirme vizyonuna uyum sağlayamamaktadır. ilköğretimde kullanılan
yeni öğretim programları, sonucu değil süreci ölçen ve değerlendiren farklı yöntemler
kullanmayı zaruri kılmaktadır. oks’ de kullanılan sorular türkçe, matematik, fen bilimleri ve sosyal bilgiler
derslerini kapsamaktadır, oysa yıl boyunca öğrencinin öğretim gördüğü diğer dersler kapsam
dışı tutularak sınavda soru sorulmamaktadır. bu durum, “ölçülmeyecek bir öğretimin neden
yapıldığı” gibi soruları beraberinde getirmiş, tartışılmasına neden olmuştur. sonuçta
öğrenciler belirli derslere yönelmiş diğer derslerden ve sosyal aktivitelerden uzak kalmıştır.
türkiye’de okul olanaklarının coğrafik, meteorolojik, sosyolojik etkiler gibi koşullara
bağlı olarak farklılıklar göstermesi, eş şartlarda yapılan sınavla eşitlik ilkesini zorlamaktadır.
bir de bu çocukların ergenlik dönemine girmiş ya da girmek üzere oldukları düşünüldüğünde
sosyal olumsuzluk yaratmak olasılığı yüksek olmaktadır.
2- oks’nin mevcut olumsuzlukları nedir?
öğrenci başarısının 120 dakikalık ve telafisi olmayan bir sınavla ölçülmesi
öğrencilerimizde ve velilerde kaygı, stres, gerilim, tek hedefe kilitlenme gibi psiko-sosyal
açıdan olumsuz tutumları berberinde getirmiştir. ayrıca; gerçek anlamda tüm yönleriyle
öğrenci başarısı değerlendirilememektedir. oks odaklı öğretim süreci öğrenciyi okul dışı kaynaklara itmektedir. bu olanağı
olmayan öğrenciler aleyhine fırsat eşitliği bozulmaktadır. türkiye’deki gelir dağılımları
dikkate alındığında yüksek maliyetli okul dışı kaynaklardan her öğrenci yararlanamamaktadır. oks odaklı süreç okul içi performansı azaltmış, disiplini olumsuz etkilemiş,
öğretmeni yetkinsiz kılmıştır.
6- ortaöğretime geçiş neden değiştiriliyor?
ilköğretimde öğrenci performansını daha doğru ve çok yönlü olarak ölçen, ilköğretim
düzeyinde sürdürülen eğitim ve öğretimin temel ruhu ile bağdaşan ve ortaöğretim kurumlarına
doğru yönlendirilmiş geçişler için zemin sağlayan yeni bir modele günümüz eğitim
anlayışlarında ihtiyaç duyulmaktadır.
7- ortaöğretime geçiş sisteminin eğitim sistemimize nasıl bir katkısı olacak?
yeni bir anlayışla sunulan ortaöğretime geçiş modelinden öğrenciler adına, eğitim adına,
gelecek adına beklentiler geniş bir yelpazeye yayılmaktadır.
ilköğretim programlarının öğretilmesi ön plana çıkarılarak öğrencilerin muhakeme ve
yorum yapma yetenekleri gelişecektir.
öğrencilerin bireysel gelişimleri, yetenekleri, ilgi alanları, farklılıkları, bilgi ve
becerileri tam ve güvenilir olarak ölçülmüş olacaktır.
öğrencilerin ilköğretim süresince gerçekleştirmiş oldukları davranışlar ile yöneltme
yönergesi çerçevesinde belirlenen yetenek ve ilgileri ortaöğretime geçişte
değerlendirilmiş olacaktır.
okullar ve veliler öğrencilerin bilişsel ve davranışsal gelişim düzeyini her yıl düzenli
olarak takip edebilecek, gereken önlemleri zamanında alma olanağı bulacaklardır.
eğitim sistemi, bir kereye mahsus yapılan tek oturumda yapılan ve bir sınav olan oks’
ye odaklı olmaktan kurtulacaktır.
genel liselerin eğitim kalitelerinin artırılmasına katkı sağlayacaktır.
sınavların zamana yayılması ile öğrencilerin ve velilerin yaşadığı sınav stresi optimal
noktada (olması gereken düzeyde) tutulacaktır. yılsonu başarı puanının değerlendirmeye katılması, okulda yapılan sınavların da
önemini artıracak ve öğrenci tüm derslere aynı ilgi ve gayreti gösterecektir.
okul dışı kurumlara olan bağımlılık azalacaktır.
ortaöğretime geçişte sürece dayalı ve objektif bir yerleştirme sistemi gelişecektir.
okul kültürü, öğretmenin etkinliği bağlamında daha güçlü hâle gelecektir. okula
yönelme artacak devamsızlık azalacaktır.
öğrencilerin yetenek ve ilgi alanlarının ortaöğrenime geçişte değerlendirilmesine imkân
verilecektir.
okulda sunulan eğitim ve öğretim güçlendirilecek, daha anlamlı hâle gelecektir.
6, 7 ve 8inci sınıflarda yapılan sınavların herhangi birisinde çeşitli nedenlerle başarısız
olan öğrencilere diğer sınavlardaki başarılarıyla değerlendirilmiş olup bir anlamda
öğrencilere telafi imkânı verilecektir.
eğitim ve öğretimin sınav merkezli olmaktan çıkarak öğrenci ve okul merkezli olması
sağlanacaktır.
ergenlik döneminin coğrafi farklılıklar nedeniyle değişik yaş gruplarında yaşanması ve
bu dönemde sınava giren öğrencilerin olumsuz etkilenmeleri, her sınıf ve yaş
kademesinde değerlendirmenin yapılacak olması sebebiyle en az düzeye indirgenecektir.
mesleki eğitime bilinçli yönelme artırılacaktır.
okulların, yöneticilerin, öğretmenlerin, öğrencilerin ülke genelinde ayrıntı düzeyleri
belirlenebilecek, görülen eksikliklerin giderilmesi sağlanacaktır.
8- ortaöğretime geçiş sisteminin değiştirilmesiyle dershanelere yönelim artacak
mı?
ortaöğretime geçişte uygulanacak yeni model sürece dayalı ve çok yönlü olarak
öğrenci başarısını ölçmeye yönelik bir sistem olduğu için dershanelere bir yönelim
sağlamayacak. sistemin unsurlarından sadece biri olan seviye belirleme sınavı, öğrencinin
derste gördüğü konulardan temel düzeyde ve zor olmayan sorulardan oluşmaktadır. müfredat
dışı soru sorulmayacağından derslerle sorular birbiriyle örtüşecektir. 6 ve 7inci sınıflarda sbs
yapılacağından okul dışı kurumlarca sbs yapılmayacak; süreci veli göreceğinden 8inci sınıfta
yığılmalar olmayacak ve okul dışı kurumlara olan talep azalacaktır.
9- seviye belirleme sınavı (sbs) nedir?
ilköğretimin 6, 7 ve 8inci sınıflarında öğrencinin derslerden, o yılın müfredatında
belirtilen kazanımları elde etme seviyesinin ölçüleceği millî eğitim bakanlığı tarafından her
yıl haziran ayında ders kesiminden sonra düzenlenen merkezi sistem sınavlarıdır.
10- seviye belirleme sınavı zorunlu bir sınav mıdır? seviye belirleme sınavı zorunlu bir sınav değildir. ancak; merkezi sistemle öğrenci
alan ortaöğretim kurumlarına yerleştirmede kullanılacak puana etkisi bakımından öğrencilerin
bu sınavlara girmesi tavsiye edilmektedir.
11- seviye belirleme sınavı yılda kaç kez yapılacak? seviye belirleme sınavı yılda bir kez yapılacak, tüm merkezi sistem sınavlarının
mantığına uygun olarak telafisi ya da not yükseltmesi gibi ek herhangi bir sınavı
olmayacaktır.
12- seviye belirleme sınavı hangi sınıflarda yapılacak?
2007–2008 öğretim yılı sonunda 6 ve 7inci sınıflara, 2008–2009 öğretim yılından
sonra ise 6, 7 ve 8inci sınıflara seviye belirleme sınavları uygulanacaktır.
13- seviye belirleme sınavı ne zaman yapılacak?
ortaöğretime geçiş kapsamında seviye belirleme sınavları her yıl haziran ayında
okulların ders bitiminden sonraki haftalarda yapılacaktır.
2008 yılı için;
6ıncı sınıflar 21 haziran 2008
7inci sınıflar 22 haziran 2008 tarihlerinde seviye belirleme sınavları yapılması
planlanmaktadır.
14- seviye belirleme sınavı kimler katılacak?
2008 yılı için 6ıncı ve 7inci sınıf öğrencilerine yapılacaktır.
2009 yılından itibaren 6ıncı, 7inci ve 8inci sınıf öğrencilerine yapılacaktır.
15- seviye belirleme sınavı sonuçları nerelerde kullanılabilecek?
seviye belirleme sınav sonuçları yalnızca ortaöğretim kurumlarına geçişte
kullanılabilecektir. sınıf geçmeye herhangi bir etkisi olmayacaktır.
16- seviye belirleme sınavıoks benzeri yeni bir sınav türü müdür?
seviye belirleme sınavları orta öğretime geçiş sistemini oluşturan unsurlarından
sadece biridir. seviye belirleme sınavları özellikleri açısından yeni bir sınav sistemi olarak
algılanmamalıdır. yeni sistemin değerlendirme unsurlarından biridir.
18- özel eğitime muhtaç öğrenciler seviye belirleme sınavlarına girecekler midir?
özel eğitime muhtaç öğrenciler isterlerse seviye belirleme sınavlarına girebilecektir.
çünkü bu sistem ve sistemin birer parçası olan sınavlar öğrencinin tüm özelliklerini dikkate
alarak ortaöğretime bir yönlendirme yapmayı hedeflemektedir.
19- yıl sonu başarı puanı (ybp) nedir?
ilköğretimin 6, 7 ve 8inci sınıflarda, öğrencinin o yıl derslerden aldığı yılsonu
puanlarının haftalık ders saati ile çarpılarak elde edilen ağırlıklı puan toplamının, haftalık ders
saati toplamına bölümü ile hesaplanan puandır.
20- yıl sonu başarı puanı (ybp) nasıl hesaplanacak?
öğrencinin, öğretim sürecinde elde ettiği kazanımları 100 tam puan üzerinden
verilecektir. puanlama daha sonra 500 tam puana dönüştürülerek yıl sonu başarı puanı
hesaplanacaktır.