milliyet gazetesinin ingiliz the sunday times gazetesinden aldığı haberdir.
Evrim teorisine inanmayan müslüman öğrenciler, özellikle de tıp fakültesinde okuyanlar, derslere girmeyi reddediyor, kuran ile çeliştiği için evrim temeline dayanan dersleri öğrenmeyi reddediyorlarmış.
ülkemiz müslümanlarının yüzde doksan kadarının yaşadığı durum.
--spoiler--
sabah namazı vaktinde uyuyan insanlara mışıl mışıl uyuyor denemez, onlar ancak leş gibi uyurlar.
sabah namazı vaktinde istanbuldaki camileri bir dolaşın, en fazla 20 kişiye rastlarsınız.
oysa ortaköy gibi bir yerde, aynı saatlerde lokantalara vs bakın, içleri hınca hınç doludur.
ortaköy caminin etrafından yüzlerce müslüman yaşıyor.
ülkemizde namaza gitmek yasak değil.
ah müslümanlar, sizi kim uyandıracak bu uykudan.
--spoiler--
özetleştirilmiş şekilde bugünkü mehmet şevket eygi yazısı
Geçtiğimiz yıllarda ateistlerin Londra sokaklarındaki otobüslere verdikleri inkarcı ilanlara karşılık olarak Adnan OKtar (Harun Yahya) grubunun verdiği ilanlardır.
'Modern bilim gösteriyor: Allah var" yazıyor ilanlarda. adnan hocanın bir resmini koymuşlar bir de yaratılış atlası'nın resimleri var. şahane icraat olduğunu kabul etmek lazım..
sosyal medyada örnekleri bolca görülen, yaşları 16-26 arasında değişen, genelde öğrenci olan, çabuk gaza gelip interneti dingonun ahırı sanan, yaptıklarının sonuçlarını düşünmeyen, anayasa, tck gibi kurumlardan bihaber olan kişilerin yaptığı eylemdir.
girer bir siteye sevmediği ünlü kişi hakkında bol bol küfürler, hakaretler yazar, sonra da kapısına polis gelip ifadeye çağrılınca nasıl özür dileyeceğini şaşırır, ağlamaya başlar.
baştan akıllı davranıp, eleştiriyi de hak hukuk çevresinde yapacak kapasiteye sahip olmadığı için sonuçlarına katlanacaktır.
adnan oktar, 2. ağır ceza mahkemesi'nde 2000 yılından bu yana devam eden bilim araştırma vakfı davasında yaşanan önemli gelişmeler hakkında açıklama yapmış. fatih altaylı'nın da kanunlarımıza aykırı bir şekilde müdahil olduğu bu dava şu an yargıtay'da inceleniyor ve yargıtay'da çok ilginç gelişmeler oluyor.
Başbakan erdoğan'ın amasya mitinginde söylediği sözle ortaya koyduğu durumdur. tüm müslümanlar için de aynı durum geçerlidir:
--spoiler--
EĞER ALEViLiK HAZRETi ALi'Yi KERREMALLAHU VECHi SEVMEKSE BEN ALEViLERDEN DAHA ÇOK ALEViYiM. BiZiM ERKANımız, AHLAKI MUHAMMEDi VE EDEBi ALi'DiR.
--spoiler--
yılmaz özdil'in bugünkü yazında recep tayyip erdoğan ile ilgili yaptığı çok yerinde, insanı mutlu eden, geleceğe dair umut veren, gülümseten tespittir. gerçekten de başbakanımız artık gerçek kişiliğini, inançlarını, duygularını korkmadan, çekinmeden rahat rahat ifade etmekte, bu nedenle 10 kelimesinden 9 tanesi dinle, islamla, islam olmakla ilgili olmaktadır. Allah ondan razı olsun.
ingiltere'de başlayan bir aylığına müslüman olmak girişimine misilleme olarak gerçekleştirilmiş bir garip eylemdir.
ama normal bir müslüman asla böyle bir girişimde bulunmaz.
çünkü bir ay hristiyan olmak demek, şirke, küfre düşmek demektir.
domuz eti ve şarap gibi pisliklere yönelmektir.
her halukarda küfürdür.
1980'li yıllarda Adnan oktar'ın grubuna katılmış, o sırada ilk eşi seda ile evlenmiş, seda da adnan oktar'ın grubundanmış, kızı banu adnan oktar'ın grubundayken dünyaya gelmiş, şu an en yakın arkadaşı olan esat yontuç da adnan oktar grubundanmış. acul 10 yıl kadar adnan oktar'ın talebesi iken, abisi ömer cenker ılıcalıyaklaşık 20 yıl kalmış. doktor sıfatıyla adnan oktar grubunun yurtdışındaki konferanslarına konuşmacı olarak katılmış.
Adnan oktar bunu dünkü programında detaylı olarak açıklamış.
adnan oktar ile ilgili tüm olumsuz yazıları çıkardıklarını, bu konuda ısrarlı olan yazarların ip bilgilerini hukuki mercilere ilettiklerini, bundan sonra yazmakta ısrar eden kişilerin bilgilerini de hemen vereceklerini ifade etmişler bu açıklamada.
adnan oktar'ın 3 nisan 2011 tarihinden itibaren başlayan, sabah saat 10 ile öğlen saat 2'ye kadar devam eden programı. a9.com.tr uydu kanalının yanısıra harunyahya.tv internet sitesinden de yayın yapılmaktadır.
Bediüzzaman said nursi'nin talebelerinin yıllardır saklanan bazı gerçekleri yavaş yavaş açıklamalarının sonucunda, ortaya çıkan zihniyettir.
bu samimi müslümanın mübarek cesedinden dahi korkmuş, türlü kepazeliklerin ardından üstad'ın naaşını kaçırmışlardır. Allah hidayet versin.
Bu değerlerin kıymetini bilmezsek gittiğimiz zaman çok üzüleceksiniz.;. Ne güzel yaşıyoruz, bir lokma ekmeği bölüşüyoruz. Neyin peşindeyiz? Neyin hıncındayız? Ben daha zenginim, ben daha yakışıklıyım, ben daha varlıklıyım. Hepimizin gideceği yer aynı arkadaş aynı. Rahmetli Sabancı da dünyanın zenginlerindendi. Onun da gittiği yer aynı. Ben tanıdım, adam gibi adamdı. Onun için değerlerimize kıymet verelim, yıpratmayalım. Şöhretini kıskanmayalım, yaptığı eserleri kıskanmayalım. Ne kadar güzel o kadar puan alırsın.”
--spoiler--
bu sözlüğe üye olduğum günden bu yana sürekli ünlüler öldü, felaketler oldu, ama sözlükte yazan dinden, imandan uzak yazarlar nedense bu yaşananları genelde alaycı başlıklarla geçiştirmeye çalıştılar. Allah'a ve dine saldırmak için bir fırsat bulduklarını sandılar. bu alay, oyalanma ruh hali o bela kendilerini vurana kadar da devam edecek gibi gözüküyor. eğer bela gelmeden akıllanırlarsa ne ala.
allah ayetinde bu ruh halini anlatmış bizlere.
Görmüyorlar mı ki, gerçekten onlar her yıl, bir veya iki defa belaya çarptırılıyorlar da sonra tevbe etmiyorlar ve öğüt alıp (ders çıkarıp) düşünmüyorlar. (tevbe suresi, 126)
işte insanoğlu böyle...
genç, neşeli, canlı bir kişi gözleri önünde ölüyor, ibret almıyorlar.
bir dalga, dünyanın en teknolojisi gelişmiş ülkesindi altüst ediyor, ibret almıyorlar.
allah her gün bir şekilde ölümü hatırlatıyor, ibret almıyorlar.
allah inşaAllah bu gençlerimize çok geç olmadan akıl fikir versin, kalp gözlerini açsın da, biraz ibret alsınlar, tevbe etsinler, akıllansınlar.
müslümanın yapması gerekendir.
eğer iman etmiş, müslüman olmuş olanlar varsa, Allah onlara rahmet etsin diye dua edilebilir, ama diğer putperestler için dua edilmez. Allah müstehaklarını vermiştir.
zorunlu edit: eğer japonyada bir mağarada yaşayıp, islam ve dinden habersiz olup, fetret ehli, yani islamdan ve peygamberimizden yüzde yüz habersiz bir japon varsa, onun durumu farklıdır. onlar için dua edebilirsiniz.
depreme dayanıklı bina yaptık diye lakayt davranan, espri yaparak dolaşan bu garip kavme Allah hiçbir binanın, ne kadar sağa sola rahat rahat yatsa da, dur diyemeyeceği tsunami ile karşılık vermiştir. o dalga üzerine gelirken de espri yap da göreyim.
izleyen insanların çok büyük bir bölümünün, bu ölümün çok benzerinin, belki çok kısa bir süre sonra, kendi başına geleceğini (gelebileceğini) aklına dahi getirmediği ölüm şekli. hepinizin başına aynı şey gelecek. sonrasında beden çürüyecek, iğrenç koku heryerini saracak, ağızdan ve bir tarafınızdan iç organlar akacak, kurtlara yem olacaksınız özetle.
Bekar Bir Erkeğin Geceleyin Evine Gidip Orada Ölen Genç Kadına Dair
Önce gerçekleri yazacağım, sonra hüküm kısmına geçeceğim.
* Birinci gerçek: Evli ve bir çocuklu genç bir hanım, bir gece içkili bir mekanda bir erkekle tanışır, hayli içki alır ve gecenin geç vakitlerinde onun evine gider.
* ikinci gerçek: Orada, sebebi henüz belirlenmeyen bir şekilde ölür.
* Üçüncü gerçek: Ölen bu hanım tv sunucusudur. ilerici, çağdaş meslektaşları, medya kurumları, nice yazar geceleyin henüz yeni tanıştığı yabancı bir erkeğin evinde ölen bu kadını adeta bir azize haline getirirler ve yoğun matem yayınları yaparlar.
* Dördüncü gerçek: Yine çağdaş ve ilerici kesime mensup ünlü bir yazar, ölen kadını tenkit eden ve kınayan bir yazı yazar.
* Beşinci gerçek: Bu yazı, o kadını çok sevenleri, çok tutanları, azize haline getirenleri çok sinirlendirir, hep birden ona saldırırlar, hayli gürültü patırtı olur.
Hüküm:
1. Bendeniz Türkiye'deki Sünni çoğunluğa mensup Müslüman bir vatandaşım... Müslümanlık, evli bir kadının geceleyin sarhoş olarak yabancı ve bekar (üstelik de yeni tanışmış olduğu) yabancı bir erkeğin evine gitmesini hoş karşılamaz, böyle bir şeyi kötü görür ve kınar.
2. Bu durumdaki bir kadının azize ilan edilmesi de biz Müslümanların nazarında hoş bir şey değildir.
3. Bendeniz, ölen kadının acılı annesini üzmemek için bu konuda ağır tenkitler ve kınamalar içeren bir yazı kaleme almayı uygun görmem.
4. Bu durumdaki bir kadını tenkit etmek ve kınamak, fikir ve görüş hürriyeti içinde mütalaa edilmelidir. Bazıları onu adeta azize ilan ediyor, bazıları da kınıyor. Hakaret etmemek ve şiddete teşvik etmemek şartıyla beğenmek de, kınamak da serbest olmalıdır.
5. Böyle konularda "Freud şöyle diyor, Adler böyle diyor, Jung'un görüşü şudur" diyerek biz Müslümanlara kimse baskı yapmaya kalkmamalıdır. Biz yukarıda saydığım üç kişinin ve benzerlerinin düşünce ve doktrinlerini kabul etmeyiz. Bizim için "Hz. Muhammed ne demiş..." önemlidir. Din, inanç, düşünce, görüş, tenkit hürriyeti olduğuna göre, Hz. Muhammed'e bağlı olan Müslümanların da, en az Freud veya Adler'ciler kadar hakları ve hürriyetleri vardır.
6. ilk defa tanıştığı yabancı erkeğin evinde geceleyin ölen kadını azize ilan etmek hürriyetse, onu tenkit etmenin ve kınamanın da hürriyet olması gerekmez mi?
7. Bu memlekette azınlıkta olan çağdaşların ve ilericilerin, çoğunlukta olan Müslümanların eşitliğini, kendileri kadar düşünce ve görüş hürriyetine sahip olduklarını kabul etmeleri gerekir.
NETiCE: Geceleyin yabancı bir erkeğin evinde ölen kadının acılı annesine baş sağlığı diliyorum. Onu azize haline getirenleri makul ve ılımlı olmaya çağırıyorum. Beğenmedikleri tenkit ve kınamalara karşı daha toleranslı olmalarında yarar görüyorum.
* (ikinci yazı)
iki Halk... Bayram ve Matem...
Preveze deniz savaşı biz Müslümanlar ve Osmanlılar için bayram, onlar yani Haçlılar için matemdir.
inebahtı deniz savaşı onlar için bayram, bizim için matemdir.
içimizde de böyle bayramlar ve matemler var...
iskilipli Atıf efendinin idamı onlara bayram, bize matem...
1924'te son Halife'nin kovulması onlara bayram, bize matem...
Ezan-ı Muhammedi okunmasının yasaklanması onların bayramı, bu yasağın kaldırılması bizim bayramımız.
Cuma gününün hafta tatili olmaktan çıkartılması onların bayramı, bizim matemimiz... Cumartesi tatili Yahudilerin, Pazar tatili Hıristiyanların... Müslümanların Cuma günü tatil yapmaları gericilik olur.
Ayasofya'nın camilikten çıkartılması onların bayramlarındandır, bizim ise matemlerimizden.
Başörtüsünün üniversitelerde serbest bırakılması bize bayram, onlara matem.
Bir gün Taksim'e büyük ve güzel bir cami ve islam kültür merkezi yapılırsa biz bayram, onlar matem yapacak.
Bir Müslüman inançlarından, düşüncelerinden ve görüşlerinden dolayı hapse atılırsa onlar bayram yapar, biz Müslümanlar üzülürüz.
Türkiyeli Müslümanlar, bin yıllık milli yazılarını okuyamıyorsa bu onlar için büyük bir uygarlık ve çağdaşlık hamlesidir, bizim için utanç verici bir cehalettir.
Evli genç bir karının geceleyin bekar bir erkeğin evine gidip orada ölmesi onlar için çok normaldir, o kadın bir azizedir; bizim için bu durum çok anormaldir.
içki kısıtlanınca biz seviniriz, onlar üzüm üzüm üzülür hırçınlaşır.
Bizde heykellere perestiş etmek şirktir, onlarda ise çağdaşlıktır.
Onlar, liseli küçük bir kızın hamile kalmasından ve kürtajla çocuk aldırmasından rahatsız olmazlar, biz rahatsız ve tedirgin oluruz.
Evet bu memlekette en azından iki halk vardır. Çoğunlukta olan bizler ve azınlıkta olan onlar.
Bu iki halk arasında sosyal barış ve mutabakat yoktur. Bu ikisi arasındaki köprüler atılmıştır.
Azınlık inançlarını, görüşlerini, sistemini, düzenini, resmi ideolojisini çoğunluğa baskı ile kabul ettirmek ister.
Azınlık çoğunluğun temel hak ve hürriyetlerini çiğnemektedir.
Azınlık çoğunluğa din, inanç, inandığı gibi yaşamak hak ve hürriyetini tam olarak tanımamaktadır.
Azınlığın tabuları, putları vardır. Çoğunluğun onları kabul etmesini ister.
Azınlık çoğunluğu vesayeti altında tutmak ister.
Azınlık çoğunluğu tahkir eder.
Azınlık resmi ideolojiyi ve laisizmi din gibi benimser ve benimsetmek ister.
Azınlık zinayı suç ve ahlaksızlık saymaz, çoğunluğun da bu görüşü kabul etmesini ister, baskı yapar.
Ne zamana kadar sürecek ülkemizdeki bu azınlık vesayeti ve dayatması?
islam ahlakından uzak yaşayanlar ibret almazlar. artık gözlerinin içine kadar sokulur ibretler. uyuşturucu, alkol, zinanın bin türü, feci bir ölüm... herşey gözlerinin önündedir. birazcık akıl kırıntısı gereklidir sadece.. ama nerde gezer o küçük kafalarında akıl kırıntısı.
Sen buna müstahaksın, dahasına müstahaksın. Yine müstahaksın, dahasına da müstahaksın. (Kıyamet suresi, 34-35)
Peygamber efendimiz (sav)'in hadislerinde Mısır'da ortaya çıkan, kargaya benzeyen bir kişiden bahsedilir. Hüsnü mübarek'in karga ile olan benzerliği ise resimlere bakınca daha iyi anlaşılmaktadır.
Naim b. Hammad Fiten'de, ve Ebu Cafer, Muhammed b. Ali (r.a.);dan tahric ettiler. Buyurdu ki: Abbasi, Horasan;a ulaştığı zaman ŞARKTA BOYNUZ ŞEKLiNDE BiR YILDIZ ÇIKAR. Bu yıldız, ilk çıktığında Allah Nuh kavmini helak etmiştir. Hz. ibrahim ateşe atıldığında da çıkmıştır. Firavun kavmi yok edildiğinde ve Yahya b. Zekeriya öldürüldüğünde de görülmüştür. Siz o yıldızı gördüğünüzde fitnelerin şerrinden Allah'a sığının. O yıldızın doğması güneş ve ay tutulmasından sonra olacaktır. Sonra fitneler; alaca karga; MISIR'DA ZUHUR EDiNCEYE KADAR DEVAM EDER.
dine ve mukaddesata saldırı yapan her türlü kitap, siteye dava açarak, bu konudaki mücadeleyi kendine görev edinmiş, vicdan sahibi bir vatan evladı, inşaat mühendisi. inci sözlüğe dava açmış bulunmaktadır kendisi.