Yaklaşık bir yıl önce, genital herpes (HSV-2) olarak bilinen ve halk arasında genital uçuk olarak da adlandırılan bir rahatsızlığa yakalandım. Bu süreç, özellikle ilk zamanlar oldukça zorlu geçti. Ataklar sırasında genital bölgede sivilce benzeri yaralar çıkıyor, zamanla çoğalıyor ve içleri su doluyordu. ilk başvurduğum doktorlar, durumu mantar gibi başka rahatsızlıklarla karıştırdı ve doğru teşhis koyamadı. Ancak farklı doktorlara gidip, özellikle üroloji alanında uzman profesörlere danışınca, gerçek tanıyı öğrendim. Ne yazık ki, bu virüsün ömür boyu vücutta kalacağını ve tamamen yok edilemeyeceğini öğrenmek beni derinden üzdü. Bu süreçte depresyona girdim, çünkü kullanılan tedaviler (asiklovir, valtrex gibi ilaçlar ve kremler) sadece geçici rahatlama sağlıyordu. Bu hastalığın, üzülerek belirtmeliyim ki, kesin bir tedavisi bulunmuyor.
Bu süreçte çok fazla araştırma yaptım. ingilizce ve diğer dillerdeki bilimsel makalelerden, klinik çalışmalara kadar pek çok kaynağı inceledim. Sonunda, yaklaşık bir ay önce kullanmaya başladığım bir vitamin takviyesi ile olumlu sonuçlar almaya başladım. Bu ürün, Amerika'da "Gene-Eden-Vir" adıyla bilinen bir formülün Türkiye'deki muadili. iki farklı marka tarafından satılıyor, ancak reklam olmaması için marka isimlerini vermiyorum. içeriklerini paylaşabilirim:
Birinci markanın içeriği: Kuersetin, yeşil çay, tarçın, meyan kökü, selenyum.
ikinci markanın içeriği: Lizin, kuersetin, yeşil çay, tarçın, meyan kökü, selenyum.
ikinci marka, içeriğine lizin ekleyerek daha etkili olduğunu iddia ediyor. Her iki markayı da deneyimleme fırsatı buldum ve lizin içeren ikinci markanın daha etkili olduğunu söyleyebilirim. ilk markayı iki ay boyunca kullandım, ancak lizinli olan ikinci marka daha kaliteli ve faydalı geldi. Şu anda bu ürünü kullanıyorum ve yaklaşık bir aydır atak geçirmiyorum. Hem bağışıklık sistemimi güçlendiriyor hem de atakları önlemeye yardımcı oluyor. Doktorlar, bu tür takviyelerin en az altı ay boyunca kullanılmasını öneriyor. Süreç ilerledikçe, ikinci, üçüncü ve dördüncü aylarda bu konuyu güncelleyerek sizlere bilgi vermeye devam edeceğim.
Ayrıca, kullandığım vitaminin bilimsel araştırmalarını da paylaşacağım. Bu ürünün içeriği, hem HPV hem de HSV gibi viral enfeksiyonlara karşı etkili olabilecek antiviral bileşenler içeriyor. Bu nedenle, bu tür rahatsızlıklarla mücadelede faydalı olabileceği düşünülüyor.
Son olarak, marka ismi vermememin nedeni reklam yapmak değil, tamamen bilgi paylaşımı amacı taşıdığımdır. Bu yazı, insanlara fayda sağlamak için yazıldı. Ürünleri araştırıp kendiniz bulabilirsiniz. Umarım bu bilgiler sizler için faydalı olur.
Yaklaşık bir yıl önce, genital herpes (HSV-2) olarak bilinen ve halk arasında genital uçuk olarak da adlandırılan bir rahatsızlığa yakalandım. Bu süreç, özellikle ilk zamanlar oldukça zorlu geçti. Ataklar sırasında genital bölgede sivilce benzeri yaralar çıkıyor, zamanla çoğalıyor ve içleri su doluyordu. ilk başvurduğum doktorlar, durumu mantar gibi başka rahatsızlıklarla karıştırdı ve doğru teşhis koyamadı. Ancak farklı doktorlara gidip, özellikle üroloji alanında uzman profesörlere danışınca, gerçek tanıyı öğrendim. Ne yazık ki, bu virüsün ömür boyu vücutta kalacağını ve tamamen yok edilemeyeceğini öğrenmek beni derinden üzdü. Bu süreçte depresyona girdim, çünkü kullanılan tedaviler (asiklovir, valtrex gibi ilaçlar ve kremler) sadece geçici rahatlama sağlıyordu. Bu hastalığın, üzülerek belirtmeliyim ki, kesin bir tedavisi bulunmuyor.
Bu süreçte çok fazla araştırma yaptım. ingilizce ve diğer dillerdeki bilimsel makalelerden, klinik çalışmalara kadar pek çok kaynağı inceledim. Sonunda, yaklaşık bir ay önce kullanmaya başladığım bir vitamin takviyesi ile olumlu sonuçlar almaya başladım. Bu ürün, Amerika'da "Gene-Eden-Vir" adıyla bilinen bir formülün Türkiye'deki muadili. iki farklı marka tarafından satılıyor, ancak reklam olmaması için marka isimlerini vermiyorum. içeriklerini paylaşabilirim:
Birinci markanın içeriği: Kuersetin, yeşil çay, tarçın, meyan kökü, selenyum.
ikinci markanın içeriği: Lizin, kuersetin, yeşil çay, tarçın, meyan kökü, selenyum.
ikinci marka, içeriğine lizin ekleyerek daha etkili olduğunu iddia ediyor. Her iki markayı da deneyimleme fırsatı buldum ve lizin içeren ikinci markanın daha etkili olduğunu söyleyebilirim. ilk markayı iki ay boyunca kullandım, ancak lizinli olan ikinci marka daha kaliteli ve faydalı geldi. Şu anda bu ürünü kullanıyorum ve yaklaşık bir aydır atak geçirmiyorum. Hem bağışıklık sistemimi güçlendiriyor hem de atakları önlemeye yardımcı oluyor. Doktorlar, bu tür takviyelerin en az altı ay boyunca kullanılmasını öneriyor. Süreç ilerledikçe, ikinci, üçüncü ve dördüncü aylarda bu konuyu güncelleyerek sizlere bilgi vermeye devam edeceğim.
Ayrıca, kullandığım vitaminin bilimsel araştırmalarını da paylaşacağım. Bu ürünün içeriği, hem HPV hem de HSV gibi viral enfeksiyonlara karşı etkili olabilecek antiviral bileşenler içeriyor. Bu nedenle, bu tür rahatsızlıklarla mücadelede faydalı olabileceği düşünülüyor.
Son olarak, marka ismi vermememin nedeni reklam yapmak değil, tamamen bilgi paylaşımı amacı taşıdığımdır. Bu yazı, insanlara fayda sağlamak için yazıldı. Ürünleri araştırıp kendiniz bulabilirsiniz. Umarım bu bilgiler sizler için faydalı olur.
Yaklaşık bir yıl önce, genital herpes (HSV-2) olarak bilinen ve halk arasında genital uçuk olarak da adlandırılan bir rahatsızlığa yakalandım. Bu süreç, özellikle ilk zamanlar oldukça zorlu geçti. Ataklar sırasında genital bölgede sivilce benzeri yaralar çıkıyor, zamanla çoğalıyor ve içleri su doluyordu. ilk başvurduğum doktorlar, durumu mantar gibi başka rahatsızlıklarla karıştırdı ve doğru teşhis koyamadı. Ancak farklı doktorlara gidip, özellikle üroloji alanında uzman profesörlere danışınca, gerçek tanıyı öğrendim. Ne yazık ki, bu virüsün ömür boyu vücutta kalacağını ve tamamen yok edilemeyeceğini öğrenmek beni derinden üzdü. Bu süreçte depresyona girdim, çünkü kullanılan tedaviler (asiklovir, valtrex gibi ilaçlar ve kremler) sadece geçici rahatlama sağlıyordu. Bu hastalığın, üzülerek belirtmeliyim ki, kesin bir tedavisi bulunmuyor.
Bu süreçte çok fazla araştırma yaptım. ingilizce ve diğer dillerdeki bilimsel makalelerden, klinik çalışmalara kadar pek çok kaynağı inceledim. Sonunda, yaklaşık bir ay önce kullanmaya başladığım bir vitamin takviyesi ile olumlu sonuçlar almaya başladım. Bu ürün, Amerika'da "Gene-Eden-Vir" adıyla bilinen bir formülün Türkiye'deki muadili. iki farklı marka tarafından satılıyor, ancak reklam olmaması için marka isimlerini vermiyorum. içeriklerini paylaşabilirim:
Birinci markanın içeriği: Kuersetin, yeşil çay, tarçın, meyan kökü, selenyum.
ikinci markanın içeriği: Lizin, kuersetin, yeşil çay, tarçın, meyan kökü, selenyum.
ikinci marka, içeriğine lizin ekleyerek daha etkili olduğunu iddia ediyor. Her iki markayı da deneyimleme fırsatı buldum ve lizin içeren ikinci markanın daha etkili olduğunu söyleyebilirim. ilk markayı iki ay boyunca kullandım, ancak lizinli olan ikinci marka daha kaliteli ve faydalı geldi. Şu anda bu ürünü kullanıyorum ve yaklaşık bir aydır atak geçirmiyorum. Hem bağışıklık sistemimi güçlendiriyor hem de atakları önlemeye yardımcı oluyor. Doktorlar, bu tür takviyelerin en az altı ay boyunca kullanılmasını öneriyor. Süreç ilerledikçe, ikinci, üçüncü ve dördüncü aylarda bu konuyu güncelleyerek sizlere bilgi vermeye devam edeceğim.
Ayrıca, kullandığım vitaminin bilimsel araştırmalarını da paylaşacağım. Bu ürünün içeriği, hem HPV hem de HSV gibi viral enfeksiyonlara karşı etkili olabilecek antiviral bileşenler içeriyor. Bu nedenle, bu tür rahatsızlıklarla mücadelede faydalı olabileceği düşünülüyor.
Son olarak, marka ismi vermememin nedeni reklam yapmak değil, tamamen bilgi paylaşımı amacı taşıdığımdır. Bu yazı, insanlara fayda sağlamak için yazıldı. Ürünleri araştırıp kendiniz bulabilirsiniz. Umarım bu bilgiler sizler için faydalı olur.
Koyun cebe saklayındır. Geceyi seven insan yalnızlığına da sahip çıkabilen insandır. Boşuna dememiş yalnızlığına sahip çık, kim bilir kaç kişinin emeği vardır onda diye.
Sahip çıkın yalnızlığınıza a dostlar, gecenize de.
Şu dönemde hele de, epey özlediğim arkadaşlıklardır.
Birçoğu çıkar ilişkisi üzerine olsa da biraz şanslıysanız inanılmaz anılarınız olabilir o arkadaşlıklarla. Seneler de geçse unutmazsınız.
Devirin hepsini kalan sağlar bizim olsun be!
bir soru sorarım, konu üzerine iki saat konuşur ama sorumun yanıtını hiçbir zaman uzaktan yakından vermez.
ne zaman mesaj atsam emoji atar. benimle konuşmaya pek tenezzül etmez.
bazen bir eşyanın neden masanın üstüne değil de başka bir yere konulduğunu günlerce sorgular. sonunda delirtir.
yazdıkça da aklıma bin türlü şey geliyor. genel olarak garip bir insan sanırım.
komşu gürültüsünün olmaması ve komşuya gidilebilecek bir gürültünün de olmaması.
deprem travması yaşamış biri olarak bana sorarsanız, kendimi daha çok güvende hissederim. teyzemin evinde en azından çok fazla enkaz altında kalmam burada diye düşündüğüm günler olmuştu.
stephen hawkingsin bu konuda ölmeden önce üzerine çalıştığı bir makale var. ona göre evren sonsuz değil. eğer bilimsel olarak bunu test edebiliyor olsaydık sonsuz diyebilirdik. bunu bilimsel olarak test edemediğimiz müddetçe sonsuz evren kavramı bir çeşit felsefik ya da metafizik inanışların ötesine geçemez.
şu ana kadar olan teorilerse sadece bizim evrenimizde test edilebilmiş şeyler. oysa fizik yasalarının bile farklı bir evrende nasıl işleyebileceğini bilmiyoruz. hawkings sonsuz sayıda evren olsa bile sonsuz çeşitte evren olamayacağını savunuyor. yani bir noktada fizik yasaları sonlu olmalı.
Geçen sene her cumartesi pazar 8 çeyrek vapuruyla beşiktaştan Kadıköye geçerken yaptığım kahvaltıydı.
Haftanın yedi günü sabahın köründe uyanmak o zaman işkence gibiydi. Şimdi onu bile yapamıyorum. Şu işe bak! nasıl da özledim o işkenceyi.
Dedemin radyosu.
Rahmetli türk sanat müziği dinliyor e küçüğüm tabi ne anlarım ben. Odanın önünden koşarak geçerdim çağırmasın diye. Çağırsa biliyorum en az bir saat kitleyecek beni.
Ahh şimdi olsa beraber saatlerce de dinlesem bıkmazdım.
Hatırlamıyorum hiç ama bir şeyler aramaya başlamışım ortalıkta. Naptığım sorulunca da tersleyerek sandalyemi arıyorum demişim.
Umarım uyur gezer değilimdir.
Yapmayacağının garantisini verebilen yazar sevdiğinin başına gelmeyeceğinin garantisini de verebilir mi acaba?
Elli kadın oturup konuşsa ellisinin de anlatacağı en az bir taciz hikayesi var bu ülkede.
Bunun az bilinmemesi gerekiyor ama ödünç aldığınız kitabı bir an önce okuyup verin. Şarap değil bu.
Ben artık prensip edindim, kitaplarımı kimseye vermiyorum.
"Machiavelli erdem ölçütünün prensin siyasal anlamda hayatta kalması için ne gerekiyorsa o olduğunu da açıkça söylemişti:
prens için korkulmak sevilmekten daha hayırlı olabilirdi ama iktidarını tehlikeye sokabileceği için nefret edilmekten de kaçınmalıydı.
en iyisi namuslu görünürken iktidarı acımasızca kullanmaktı..."
platon bir gün kolunda bir ornitorenkle bara girer kitabından yeterli ve güzel bir açıklama.
şahsen zamanında üniversite sınavına çalışırken motivasyonum üniversite kazanıp gitmek değil babamdan uzaklaşabilmekti ki aynı evde dahi yaşamıyor olmamıza rağmen. bu raddeye gelmek mutlu mu ediyor zannediyorsunuz veya da o şekilde çıkmanın ne gibi kalıcı yara izleri bırakabileceğini tahmin edebiliyor musunuz?
Sanmıyorum
Bilmediğiniz hayatları yargılamayın.