insanların özellikle sinir ve öfke hallerinde sıkça kullandıkları küfür ve argo deyimlerine baktığımızda, kişinin sinirlendiği kişiyle cinsel ilişki kurarak kişiyi cezalandırmak istemesi sonucu ortaya çıkan durum.
karşıdaki kişinin annesini, kız kardeşini, sevgilisini, eşini veya bizzat kendisini becermek karşıdaki kişiye verilen bir ceza mıdır cezaysa bu nasıl bir cezadır? sorusu akıllara geliyor ya da bir haz edimi ve üreme yöntemi toplum içinde nasıl bir ceza haline gelir, sormak gerekiyor.
sikmek veya sikilmekten birçok kadın ve erkek zevk alır, neden bundan esef duyulsun ki?
sonuç olarak; bu tür söylemlerin küfür olmasının sebebinin toplum içerisinde utandırılmaktan kaynaklandığını görüyoruz. karşıdaki kişiye sarf edilen cinsel içerikli söylemler elbetteki bir üreme ve zevk yöntemi değil, karşıdaki kişiyi toplum içerisinde utandırmaya dayalı sonunda tecavüz olan, recm olan, vigilantizm (linç) olan utandırmaya ve kirletilmişliğe mahkum etmeye dönük bir agresyondur.
öncelerin hızlı devrimcisi ve ateisti sonraların motosikletli imamı ünlü nörolog profesör doktor hayrettin zippo'ya göre en ideal uyku süresi 6 saattir.
"daha fazla uyuyanın iki alemde de iblisler yakasını bırakmasın" diye de arkasından bir beddua etmiş kürsüde vaaz verirken.
ilginç şeyler oluyor dünyada tabi ki.
Siber savaşlar aldı başını gidiyor, ekmek kavgası var, sen şu kısacık ömrünün yarısından fazlasını iki tane koyun göreceğim diye yatakta geçiriyorsun, ayıp, yazık günah...
Bana çok okuyorsun diyenlere demek istediğim. (Pisagor'a atfen)
+Ne kadar çok şey biliyorsunuz öyle metalycra bey, size Tanrı demek istiyoruz!
-Yok yok, tövbe haşa.
+O zaman peygamber?
-Tövbe tövbe.
+O halde siz bir bilge olmalısınız.
-Estağfurullah ya hu değilim.
+O zaman bir filozofsunuz.
-Yok be!
+Öyleyse ne diyelim?
-Siz bana filozofili deyin, yani filozof-"sever".
"2004 yılında Rustavi'de, bayan Tamar Buadze öncülüğünde kurulan ve 13 kişiden oluşan kızlar korosu. Gruptaki kızların çoğu Tiflis Devlet Konservatuarı'ndan mezun olmuştur. Grup, genel olarak Gürcü müziği olmak üzere çeşitli ülkelerde ki müzikleri de seslendirmektedir.
Repertuarlarının büyük bir kısmını Tamar Buadze tarafından düzenlenen Lazca şarkıları oluşturmaktadır. Unutulmaya yüz tutmuş olan Lazca şarkıları toplamışlar ve şarkıları geleneksel çok sesli Gürcü müzik tarzıyla seslendirmişlerdir."
prof. dr. mahmut erol kılıç'ın yüksek lisans tezi olarak doktora seviyesinde yazdığı sonradan yayına hazırlanıp basılan eseridir.
"islam kaynakları ışığında hermes ve hermetik" düşünce olarak da geçer. içerdiği kaynakça ile bu alandaki kitaplara rahmet okutur. o kadar çok kitaba kavrama isme atıf vardır ki temeliniz yoksa hiç elinize almayın derim.
türkçe'de alanındaki ilk ve tek derli toplu bir teliftir. yabancı kaynaklarda yeni yeni tek tük birkaç benzeri çıkmıştır. ama tüm kaynaklar tarandığından ve sonradan çıkanlara da fazla ehemmiyet verilmediğinden dolayı kitaba konu olmamıştır. meraklıları için benzersizdir.
mahmud erol kılıç'ı anlamak ve onun külliyatına başlamak isteyen meraklıları için mutlaka bakılması gereken ve sosyal bilimlere, felsefeye ve alana kazandırılmış eşssiz bir yapıttır.
büyük ihtimalle o kişiye musallat olan cine işaret eder. gördüğü söylenen insanlara gelinlikli bir kız olarak göründüğü rivayet edilmiştir. besmele çekilmesi ve bir fatiha okuması kişiyi rahatlatacaktır.
tüm kitapların kişiyi eninde sonunda sadece tek bir kitaba götürdüğü ve kişinin hakikati o kitapta bulduğunu ifade eden veciz sözdür. tasavvufi olduğu için muhtemelen kuran-ı kerim işaret edilmiştir.
örneğin birçok batılının "mesnevi şerif'i okudum beni çok çarptı, sonra kuran-ı kerim'e gittim bir daha çarpıldım" minvalinde itirafları sözün haklılığını ispat eder.
tartışmalarda karşıdaki insanla baş edemeyince onu bastıramayınca ad hominem yaparak onu alakasız bir yerden vurma çabasının bir sonucu. dini görüşlerini bastıramazsınız bağnaz, yobaz dersiniz. gibi...
metis yayınları'nın yayınladığı 15 kitaplık 8-15 yaş arası çocuklar için hazırlanan bir felsefe setidir. çocuklara okutma bahanesi ile okuma sebebi hatta çocuk yapma sebebidir.
yabancı birçok şarkıda tanrı, hz. isa, hz meryem ve birçok azize ve azizeye, rahibe, good friday, şükran, noel yortusu gibi günlere göndermeler yapılır. bunlar sıkça tekrarlanır.
bizimkiler de bu pop, elektronik, rock şarkıları dinler çok batılı ve modern olduğunu hisseder. islam geri kalmışlık, bağnazlık olur sonra.
bu yabancı şarkıları dinleyen adam batı'yı seküler ve modern-bilimsel her şeyin serbest olduğu bir cennet zanneder. bilmez ki oranın sarhoşu ve fahişesi bile boynunda haç taşır.
daha çok genç olan ve ahlaki kuralları, hayatı özgürce yaşamasının önünde bir engel olarak gören, daha doğrusu zamparalık yapmasının önünde bir engel olarak gören gencin problemidir. ister ki tüm kapılar ona açılsın, her şey çok kolay ulaşılır ve serbest olsun, ister ki hiç kimse ona hayır demesin, parmak göstermesin, uyarmasın, dikine dikine yaşasın, dağı taşı delsin. içsin, dağıtsın, çoşkun, taşsın, keyfine keyif katsın, kimse ona dokunmasın ister.
halbuki bilmediği bir şey var, bu şeyleri bugün de rahatlıkla yapabilir. yapıyordur da zaten. ve eğer rahatlıkla bugün özgürce yaşayabiliyorsa bu, bugün bir kesimin muhafaza ettiği ve ahlaki değerler ile ördüğü hayatın korunmasından dolayıdır. o bu korunmuş muhafaza edilmiş bahçeyi talan ederek özgürlüğünü devam ettirmek niyetindedir. devam da ettirir, yaşam tekamül ettikçe hayat da kendini yeniler.
bilime karşı değildir. bilimsel verilerden yola çıkılarak varılan sonuçlara karşıdır bazen. yani bulgulara, deney ve gözlemlere değil, bunlardan yapılan çıkarımlara karşıdır.
mesela bilimsel deneylerde maymunun insana en yakın özellikler gösteren hayvan olmasına değil insanın maymundan geldiği sonucuna karşıdır.
bu yüzden islamı bilimin ve ilerlemenin karşıtı gibi göstermek şuursuzluktur. bilinmelidir ki bu coğrafyanın ilk tıp, matematik, felsefe, astronomi, geometri, kimya gibi ilimlerini bilen ve bu alanlarda kitaplar neşreden alimleri islami kişiliklerdi. ve islam coğrafyasında her dini kişilik aynı zamanda bir bilim adamıydı. ne oldu? imam gazali gelip matematik şeytan işidir mi dedi? dediyse islam'daki bilimsel ilerleyiş durdu mu?
tartışmalıdır.
kimilerine göre islamdaki bilimsel ilerleyiş, islam osmanlı'ya geçince durdu. kimilerine göre arapların içindeki bilim karşıtları yüzünden durdu.
dünyada sol entelijansiyanın her üç beş yılda bir yeni bir akademik starla ortaya çıkıp unutması durumudur.
en son slavoj zizek'e "ne zaman devrim olacak abi" diye soruyorlardı. bilgi üniversitesi'ne her yıl az tanınmış yeni yeni karl marks'lar geliyor mesela. birgün, evrensel, radikal de manşetten veriyorlar röportajları. (bkz: thomas piketty)
özetle:
"Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.
Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl.
Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril,
koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil. "