Eski sevgilimin kanıma girmesiyle, şeytanında yardımıyla eski sevgilimle küçük bir kaçamak yaptım. Ama o anlar bana eziyet gibi geldi, kalmak istemiyorum ama gidemiyorum da büyülenmiş gibi hissettim kendimi, göz göre göre pişmanlığa doğru koştum, istemeye istemeye sevgilimi aldattım.
Belirli bir yaşa gelen her erkeğin kabusu olan saç dökülmesi, insanı öyle bir duruma getirir ki dökülen her tel saçın arkasından ağıtlar yaktırır, uzun havalar söyletir.
Hani kafanızı cama dayarsınız ya tam böyle uykuya dalacakken otobüs şöyle bir yaylanır, sonra etrafınıza bakarsınız herkes horluyor, anlaşılan ben uyuyamıyacağım deyip kulaklığı takıp istemeye istemeye müzik dinlersiniz.
Sevgilinizden ayrılırsınız, dostunuzdan uzak kalırsınız, güzel bir kitabın sonuna yaklaşırken, çocukluğunuzdan beri izlediğiniz filimin serisinin sonuna gelindiğinde, kapınızın önündeki kedinin ölmesiyle yada yalnızlığı artık kaldıramıyorsanız... göğüsünüzün ortasında, vücudunuzu içine alacak, güzel anılarınızı vakkum gibi içine çekecek olan bir karadelik. işte o karadeliğe düşmeyin.
Mutluyum, çünkü maaşımın yarısına yine kitap şipariş ettiğim için. O sayfaların kokusunu şimdiden hissedebiliyorum ve bu benim mutlu olmama fazlasıyla yetiyor.
Kendimi bu saatlerde her zaman berbat hissederim. Bir açıklaması yok bunun, gecenin karanlığı sadece sokakları karartmıyor bu saatlerde, içimde ki sokaklarıda tenhalaştırıyor. Gece, karanlığıyla beni esir alıyor. Ve bu daha başlangıç, çünkü bu daha gecenin başlangıcı.